-
276.
0kız ses etmedi artık oda iyicene yarak yeme kıvdıbına gelmiş. ben tabi daha çok istiyorum dıbına koyim. yetinemiyorum ama manyak zevk alıyorum kız çok ateşli ve ciksi. tam liseli amk. ben gözü bu sefer ama diktim bi yoklayım dedim bi sıyırdım eteği kız vurdu elime napıyosun aşkım dedi. sadece napıyosun yada napıyosun sen deseydi bi daha am yoluna gitmezdim orda ama napıyosun aşkım dedi ya. ben dedim içimden bu huurnun hoşuna gidiyo ama naz yapıyo. neyse ben bi 10 dk sonra daha denedim eteği sıyırdım ama doğru zütürüyorum elimi. kız elimi tuttu bu sefer. sonra boynunu falan okşadım. tekrar bacaklara gitti elim. gözümde orda zaten . arada kıza bakıyorum kızın gözü kapalı amk kendinden geçiyo huur. ben artık çıldırdım filmde bitçek diye bekliyorum baya bi süre geçti çünkü.
-
277.
0amunu yalasaydın panpa
-
278.
0iyi gidiyorsun yannan
-
279.
0ee sonra ne oldu panpa
-
280.
0Peyami SafaTümünü Göster
Vikipedi, özgür angiblopedi
Git ve: kullan, ara
Peyami Safa
Doğum 1899
istanbul
Ölüm 15 Haziran 1961
istanbul
Milliyet Türk
Meslek Yazar
Konu Hayatı
Peyami Safa (d. 1899, istanbul - ö. 15 Haziran 1961), Türk hikâye ve romancısı.
Server Bedi takma ismini de kullanan yazar romanlarının yanı sıra, düşünsel yapıtları, polemikleri, köşe yazarlığı ve gazeteciliği ile de tanınır.
Konu başlıkları [gizle]
1 Hayatı
2 Edebî hayatı
3 Hakkında yapılan çalışmalar
4 Eserleri
Hayatı [değiştir]
Servet-i Fünun dönemi şairlerinden ismail Safa'nın oğludur. Sivas'a sürgüne gönderilen babasının orada ölmesi üzerine 1901 yılında iki yaşında yetim kalmış, bu yüzden "Yetim-i Safa" adıyla anılmıştır. Babasız büyümenin acılarının yanı sıra, sekiz dokuz yaşlarında yakalandığı bir kemik hastalığı dolayısıyla 17 yaşına kadar, bu hastalığın fiziksel ve ruhsal bunalımlarını yaşamıştır. Sonradan bu günlerini ünlü Dokuzuncu Hariciye Koğuşu adlı romanında dile getirmiştir. Ayrıca Fatih-Harbiye gibi diğer romanlarında da kendi hastalığının buhranını yansıttığı karakterlere rastlanır.
Hastalık ve savaşın yol açtığı maddî sıkıntılar dolayısıyla öğrenimini sürdürememiş, o sıralar Maarif Nazırı olan Recaizade Ekrem Bey (Recaizade Mahmut Ekrem), bu görevinden ayrılınca onu Galatasaray Lisesi'nde okutma vaadini yerine getirememiş, Peyami Safa da hayatını kazanmak ve annesine bakmak için Vefa idadisi'ndeki öğrenimini yarıda bırakmıştır. Karton Matbaası'nda bir süre çalışan Peyami Safa, Posta - Telgraf Nezareti'ne girmiş, I. Dünya Savaşı'nın başlamasına kadar orada çalışmıştır (1914). Daha sonra Boğaziçi'ndeki Rehber-i ittihat Mektebi'nde öğretmenlik yapmaya başlamıştır. Dört yıl çalıştığı bu okulda, hem öğretmiş, hem de kendi çabasıyla Fransızca'sını ilerletmiştr.
1918 yılında ağabeyi ilhami Safa'nın isteğine uyarak öğretmenlikten ayrılmış ve birlikte çıkardıkları "20. Asır" adlı akşam gazetesinde "Asrın Hikâyeleri" başlığı altında yazdığı öykülerle gazetecilik yaşdıbına başlamıştır. imzasız olarak yazdığı bu hikâyelerin tutulması üzerine Server Bedi takma adını kullanmaya başlayan Peyami Safa, daha sonra 1921'de Son Telgraf gazetesinde yazmış, oradan da Tasvir-i Efkâr'a geçmiştir. Daha sonra Cumhuriyet gazetesine geçmiş, 1940 yılına kadar bu gazetede fıkra ve makalelerinin yanı sıra, roman da tefrika etmiştir.
1960'lı yıllara kadar başta Milliyet olmak üzere birçok gazete ve dergide yazan Peyami Safa 27 Mayıs'tan sonra Son Havadis gazetesinde yazmaya başlamıştır (1961). Aynı yıl Erzurum'da yedek subaylığını yapmakta olan oğlu Begüm'ün ölümü üzerine büyük bir sarsıntı geçiren Peyami Safa, iki üç ay sonra istanbul'da vefat etmiştir.
Edebî hayatı [değiştir]
ilk romanlarında sola yakın görüşler taşıyan Peyami Safa, bir hastanın pgibolojisini anlattığı otobiyografik romanı Dokuzuncu Hariciye Koğuşu’nu (1931) Nazım Hikmet’e ithaf etmişti. Bu roman hariç, 1922-1939 yılları arasında yazdığı Mahşer (1924), Şimşek (1928), Fatih-Harbiye (1931) ve Biz insanlar (1939) adlı romanlarında Doğu-Batı sorunsalını karakterlerde somutlaştırarak işledi. Safa, bu romanlarında, ruh hallerini çözümlemede, kurguda, dilinin kıvraklığında, anlatım tekniklerindeki denemelerde başarılı bulunurken romanlarında düşünceyi öne çıkarması dolayısıyla eleştiriler aldı. II. Dünya Savaşı sırasında Nasyonal Sosyalistlere yakınlaşmasıyla dikkat çeken Safa’nın gerçekçi roman çizgisi Matmazel Noraliya’nın Koltuğu (1949) ile mistisizme yöneldi.
ilk uzun hikâyesi Gençliğimiz'i 1922 yılında neşreden Peyami Safa, para kazanmak amacıyla yazdığı kitaplarında, ilk defa ağabeyi ilhami Safa'nın takma ad olarak kullandığı, annesi Server Bedia Hanım'ın adından uyarladığı Server Bedi müstear adını kullanmış, bu takma adla yüzlerce eser vermiştir. Bunlar arasında en sevilenler Cingöz Recai macera romanları ile Cumbadan Rumbaya adlı romanı olmuştur.
Peyami Safa, Türk kültür yaşamında yayımlandığı yıllarda hayli etkili olmuş Hafta, Kültür Haftası (1936, 21 sayı) ve Türk Düşüncesi (1953-1960, 63 sayı) dergilerini çıkarmıştır.
Asıl ününü romancı olarak yapan Peyami Safa, bazı uzun öyküleri ile de dikkati çekmiş, yazar Batılı kaynakların bir "Zalim" olarak tanıttıkları hun hükümdarı Attila'yı aklamak amacıyla aynı adda bir de tarihsel roman yazmıştır.
Hakkında yapılan çalışmalar [değiştir]
Prof. Dr. Mehmet Tekin, Doç Dr. Mehmet Önal ve Dr. Nan a Lee Peyami Safa hakkında birer doktora tezi vermişlerdir.
Beşir Ayvazoğlu'nun yazar (Peyami Safa) hakkında Ötüken Yayınları'ndan çıkmış, biyografik bir eseri bulunmaktadır.
Zülfikar Uğur Yıkan, 2004 yılında Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü bünyesinde "Peyami Safa'nın Server Bedi imzalı Romanları" konulu Yüksek Lisans tezini hazırlamıştır.
Ayrıca internet üzerinde Peyami Safa hakkındaki bilgilere ulaşabilceğiniz http://www.peyamisafa.biz şeklinde bir internet adresi mevcuttur.
Eserleri [değiştir]
Roman
Gençliğimiz (1922), Şimşek (1923), Sözde Kızlar (1923), Mahşer (1924), Bir Akşamdı (1924), Süngülerin Gölgesinde (1924), Bir Genç Kız Kalbinin Cürmü (1925), Canan (1925), Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (1930), Fatih-Harbiye (1931), Attila (1931), Bir Tereddüdün Romanı (1933), Matmazel Noralya’nın Koltuğu (1949), Yalnızız (1951), Biz insanlar (1959).
inceleme - Deneme
Türk inkılâbına Bakışlar (1938), Büyük Avrupa Anketi (1938), Felsefî Buhran (1939), Millet ve insan (1943), Mahutlar (1959), Mistisizm (1961), Nasyonalizm (1961), Sosyalizm (1961), Doğu-Batı Sentezi (1963), Sanat-Edebiyat-Tenkid (1970), Osmanlıca-Türkçe- Uydurmaca (1970), Sosyalizm-Marksizim- Komünizm (1971), Din-inkılâp-irtica (1971), Kadın-Aşk-Aile (1973), Yazarlar-Sanatçılar-Meşhurlar (1976)
" http://tr.wikipedia.org/wiki/Peyami_Safa" ; adresinden alındı. -
281.
0Reşat Nuri GüntekinTümünü Göster
Vikipedi, özgür angiblopedi
Git ve: kullan, ara
Reşat Nuri Güntekin
Doğum 25 Kasım 1889
istanbul
Ölüm 7 Aralık 1956 (67 yaşında)
Londra, ingiltere
Milliyet Türk
Meslek Yazar
Dönem Cumhuriyet dönemi
Konu Asıl ünü Romancılık
ilk eseri Eski Ahbap
Reşat Nuri Güntekin (d. 25 Kasım 1889, istanbul - ö. 7 Aralık 1956, Londra), Cumhuriyet dönemi edebiyatında önemli bir yeri olan Çalıkuşu, Yeşil Gece ve Anadolu Notları gibi önemli eserlere imza atmış romancı, öykücü ve oyun yazarıdır.
Konu başlıkları [gizle]
1 Yaşamı
2 Eserleri Hakkında
3 Çalışma Yöntemi Hakkında
4 Romanları
4.1 Hikâyeleri
4.2 Oyunları
4.3 Gezi Yazıları
5 Kaynaklar
6 Dış bağlantılar
Yaşamı [değiştir]
1889'da istanbul’un Üsküdar ilçesinde dünyaya geldi. Babası, askeri tabip Nuri Bey, annesi Erzincan valisi Yaver Paşa'nın kızı Lütfiye Hanım'dır. Reşide adlı kız kardeşi çok genç yaşta hayatını kaybetti, tek çocuk olarak büyüdü.[1] Babası askeri doktor olduğu için öğrenim hayatı boyunca birçok il gezen Yaşar Nuri, ilköğrenimine Çanakkale'de başladı. Çocukluk yıllarında dinlediği Fatma Aliye Hanım’ın Udi isimli romanı hayatına iz bırakıp sanata heveslendiren eserler arasına girdi. Babasının Çanakkale’deki evlerinde zengin bir kütüphanesinin olması onu kitaplara iten ve yazı yazma kültürünün gelişmesini sağlayan bir araç oldu. izmir'deki Frerler okulunda bir süre öğrenim gördükten sonra istanbul’da Saint Joseph Lisesi’nde öğrenim gördü. Yükseköğrenimini Darülfünun Edebiyat Şubesi'nde 1912'de tamamladı. Böylece öğrenim hayatını yirmi üç yaşında bitirmiş oldu.
1927'ye kadar Bursa ve istanbul’da çeşitli okullarda Fransızca ve Türkçe öğretmeni ve müdür olarak görev yaptı. Görev aldığı okulların bazıları Bursa Sultanisi, istanbul Beşiktaş ittihat Terakki Mektebi, Fatih Vakf-ı Kebir Mektebi, Akşemseddin Mektebi, Feneryolu Murad-ı Hâmis Mektebi, Osman Gazi Paşa Mektebi, Vefa Sultanisi, istanbul Erkek Lisesi, Çamlıca Kız Lisesi, Kabataş Erkek Lisesi, Galatasaray Lisesi ve Erenköy Kız Lisesi'dir. 1927’de Erenköy Lisesi’nden yeni mezun olan öğrencisi Hadiye Hanım ile evlendi[1].
Öğretmenlik mesleğinin yanı sıra edebiyatla uğraşan Reşat Nuri, Halit Ziya’nın eserlerinden aldığı ilhamla hikâye yazma hevesi duymaktaydı[2] . Daha sonra tiyatro edebiyatını benimseyerek bir tiyatro yazarı olmak için uğraştı. Yazı hayatına I. Dünya Savaşı sonlarında başladı. Başlangıçta “Eski Ahbap” (1917) gibi uzun hikayeler, “Hançer”(1920) ve “Eski Rüya” (1922) gibi sahne eserleri, “Gizli El” (1924) gibi romanlar yazan, tiyatro eleştiri ve araştırmaları yayınlayan sanatçı “Çalıkuşu” adlı romanının 1922’de Vakit Gazetesi’nde tefrika edilmesiyle şöhrete kavuştu.
Güntekin, 1931'de maarif müfettişi oldu ve bu arada Dil Heyeti'yle birlikte bazı çalışmalarda bulundu. Anadolu’yu baştan başa dolaşmasına neden olan müfettişlik görevi sayesinde ülkenin gerçeklerini yakından görme ve tanıma imkanı buldu.
1939'da ise Çanakkale milletvekili olarak TBMM'de bulundu. Bu görevini 1946'ya kadar sürdürdü. 1941’te tek çocuğu olan kızı Ela dünyaya geldi[1].
1947'de, Cumhuriyet Halk Partisi'nin Ankara'da yayımlanan Ulus gazetesinin istanbul kolu olan Memleket gazetesini çıkardı. Güntekin daha sonra müfettişlik görevine geri döndü ve 1950'de Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Türkiye temsilciliği ve öğrenci müfettişliği görevleriyle Paris'e gitti. Paris kültür ataşeliği yaptı. 1954'te ise yaşından dolayı bu görevden ayrılmak zorunda kaldı.
Emekliliğinden sonra bir süre istanbul Şehir Tiyatrosu edebi heyeti üyeliği yaptı. Güntekin'e Akciğer kanseri teşhisi konulduktan sonra tedavisi için Londra'ya gitti ve orda hastalığına yenik düşerek öldü. 13 Aralık 1956 günü, Karacaahmet Mezarlığı'na gömüldü.
Levent’te oturduğu sokağa “Çalıkuşu” ismi, Kadıköy’de ve izmir’de bir ilköğretim okuluna ve Fatih'te bir tiyatro sahnesine Reşat Nuri Güntekin ismi verilmiştir.
Eserleri Hakkında [değiştir]
Yazar, öykü, roman ve oyunlarıyla edebiyatımızda önemli bir yere sahiptir. Kahramanları genelde tek yönlüdür. Olay kahramanlarını çevreyle birlikte verir.
Anadolu insanını iyi tanıdığını eserlerinden anlaşılır. Bazı eserlerinde genç cumhuriyetin toplumsal ideallerini işlemiştir. Reşat Nuri Güntekin eserlerine konuşma dilinin zenginliğini zorlanmadan yansıtır.
Çalışma Yöntemi Hakkında [değiştir]
Bütün romanlarının tiyatro halinde senaryoları olduğunu söyleyen Reşat Nuri, Hikmet Feridun'la yaptığı bir konuşmada çalışma yöntemlerini şöyle açıklar:
"Roman ve hikâye yazarken konunun evvela asıl canlı noktası, amudi fıkarisi (belkemiği) gelir. Bu amudi fıkaridir ki bana yazmak arzusunu verir. Bu bazen bir vak'a olur, beni alâkadar eden bir vak'a.. Fakat çok kere pek alakadar olduğum insan tipi. (Şu vak'ayı veya şu insanı, şu tipi yazayım) derim. Bu suretle eserin iki adımı atılmış olur. Mevzuu pek iptidai bir şekilde fikrime gelir. Hiçbir zaman hemen derhal bu mevzunun planını yapıp da yazmağa başladığım vaki değildir. Bulduğum mevzuu zihnimde bir köşeye atarım. Onun francala hamuru gibi kendi kendine kabarması için uzun müddet bırakırım. Çok defa aradan birçok senelerin geçtiği de vakidir. Bu müddet zarfında mevzua bazı ilaveler yaparım. Bazı kısımlarını tayyederim, atarım, çıkarırım. Vakaları retuş ederim. Tipleri develope ederim (geliştiririm).. Yazma işine başladığım zaman da çok muntazam çalışırım. Romanın sonunu nasıl bitireceğimi tayin etmeden yazıya başlamam. Evvela umumi bir şema yaparım. Fakat eser henüz definitif (kesin, belirli) olmamıştır. Ortada şahıslar vardır, vakalar vardır, eserin ana hatları vardır. Fakat yazmaya başladıktan sonra şahıslar ekseriyetle hüviyetlerini değiştirirler, evvelce hiç düşünmediğim vak'alar, yeni şahıslar gelir. (Muhit dergisi, 1933; anan: Muzaffer Uyguner, Reşat Nuri Güntekin, Ağustos 1967) Kişilerine sevgiyle sokulan bir romancıdır Reşat Nuri. Genellikle onların gerçek yaşamlarındaki en belirgin özelliklerini yitirmeden yansıtmaya çalışır. Gözlem yeteneği yaşama çok geniş bir perspektiften bakma olanağını sağladığı için romanları geçiş dönemi yaşayan ülkemizden "insan manzaraları" çizme başarısına ulaşmıştır."
Romanları [değiştir]
Harabelerin Çiçeği
Gizli El
Çalıkuşu
Damga
Dudaktan Kalbe
Akşam Güneşi
Bir Kadın Düşmanı
Yeşil Gece
Acımak
Yaprak Dökümü
Kızılcık Dalları
Gökyüzü
Eski Hastalık
Ateş Gecesi
Değirmen
Miskinler Tekkesi
Kan Davası
Kavak Yelleri
Son Sığınak
Hikâyeleri [değiştir]
Roçild Bey (1919)
Eski Ahbap (1919)
Sönmüş Yıldızlar (1923)
Tanrı Misafiri (1927)
Leyla ile Mecnun (1928)
Olağan işler (1930)
Aşk Mektupları
Oyunları [değiştir]
Hançer (1920)
Eski Rüya (1922)
Ümidin Güneşi (1924)
Gazeteci Düşmanı, Şemsiye Hırsızı, ihtiyar Serseri (1925, üç oyun)
Taş Parçası (1926)
Yeşil gece (1928)
istiklâl (1933)
Hülleci (1933)
Yaprak Dökümü (1971)
Eski Şarkı(1971)
Balıkesir Muhasebecisi (1953)
Tanrıdağı Ziyafeti (1971)
Bir Köy Öğretmeni
Çalıkuşu
Kavak Yelleri
Gezi Yazıları [değiştir]
Anadolu Notları (ilk cildi 1936, ikinci cildi 1966.)
Kaynaklar [değiştir]
"Tanzimat'tan Bugüne Edebiyatçılar Angiblopedisi". Cilt I (A-i). "Güntekin, Reşat Nuri". Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılığı: Mart 2003, istanbul.
^ a b c Cemal Kalyoncu, Çalıkuşu Ailesi, Aksiyon Dergisi, Sayı 385, Tarih 20.04.2002
^ Nihad Sâmi Banarlı, Kültür Köprüsü –Süleyman Çelebi’den Mehmet Akif’e-
Dış bağlantılar [değiştir]
Reşat Nuri Güntekin
Edebiyat Portalı: Vikipedi'de edebiyat ile ilgili diğer maddelere ulaşın -
282.
0devam et amk.
-
283.
0Nazım şeklinde yazılan hikâyelere manzum hikâye denir. Manzum hikâyelerin öykülerden tek farkı şiir biçiminde yazılmış olmalarıdır. Bu tür hikâyelerde didaktik şiir özelliği görülür.Tümünü Göster
Hikayede bulunan bütün özellikler (olay,yer, zaman,kişiler) manzum hikâyede de bulunur.
Eski edebiyatımızda uzun hikâyeler mesnevi türü ile yazılırdı. Tanzimat’tan itibaren ortaya çıkan manzum hikâye türü kafiyeli ve redifli, şiir biçiminde hikâye yazmak amacını güder.
Manzum hikâyelerde şairler ya bir olayı anlatırlar, ya da öğüt vermek gayesini güderler.
Bu tür için ilk adımları Recaizade Mahmud Ekrem ile Muallim Naci atmıştır.
Bu tür Servet-i Fünun döneminde en etkili hale gelmeye başlamıştır.
En büyük iki temsilcisi Tevfik Fikret ve Mehmet Akif Ersoy’dur.
Tevfik Fikret’in Balıkçılar ve Hasta Çocuk gibi önemli manzum hikâyeleri vardır.
Mehmet Akif Ersoy’un ise Küfe, Seyfi Baba, Mahalle Kahvesi, Hasta gibi önemli manzum hikâyeleri bulunmaktadır.
Ersoy ve Fikret dışında Beş Hececiler’de manzum hikâye denemeleri yapmışlardır. Bunun dışında Türk şiirinin babası sayılan Yahya Kemal de manzum hikâyeler yazmıştır. Onun Nazar şiiri en güzel manzum hikâyelerden bir tanesidir.
Manzum hikâyeler genellikle bir çevre tasviriyle başlar, o çevrenin kişileri tanıtılır. Sonra olay anlatılır. Amaç okuya bu bölümde ders vermektir. Bir hikâye gibi sonlandırılır. Manzum hikâyeler düşündürücüdür, eğiticidir.
Manzum hikâyede her olay işlenebilir. Sıradan olaylar, sosyal olaylar vs.
Tarih [değiştir]
Eski edebiyatımızda uzun hikâyeler mesnevi türü ile yazılırdı. Tanzimattan sonra ortaya çıkan manzume türü kafiyeli ve redifli, şiir biçiminde hikâye yazmak amacını güder. Bu tür için ilk adımları Recaizade Ekrem yazmıştır. SEYFi Baba, Mahalle Kahvesi, Hasta gibi önemli manzum hikâyeleri bulunur.Bu tür Servet-i Fünun döneminde yaygınlaşmaya başlamıştır.
Temsilcileri [değiştir]
En önemli temsilcileri Mehmet Âkif Ersoy ve Tevfik Fikret' tir. Bunun yanı sıra Beş Hececiler de bu türe önemli katkılarda bulunmuşlardır. Düşündürücü ve eğitici manzum hikâyelere örnek olarak ise Yahya Kemal Beyatlı'nın Nazar isimli eserini örnek verebiliriz
Özellikleri [değiştir]
-Manzum hikâyeler edebi metinlerdir.
-Konu ve özellik bakımından hikâye ile aynı özellikleri gösterirler.
-Manzum hikâyelerde şair ya bir olayı anlatır ya da bir öğüt verme çabası güder.
-Manzum hikâyeler genellikle bir çevre tasviriyle başlar, ardından o çevrede bulunan kişiler anlatılır. Daha sonra ise olay anlatılır. Amaç okuyucuya bu bölümde ders veya öğüt vermektir.
- Giriş, gelişme ve sonuç bölümleri hikâye ile benzer özellikler gösterir.
-Manzum hikâyeler düşündürücü ve eğiticidir.
-Manzum hikâyeler birçok bölümden oluşur. ilk bölümde anlatılmak istenen olaydan ve kişilerden bahsedilir. ikinci bölümde ise olaylar anlatılır ve örneklerle tasdik edilir. Üçüncü bölümde ise olay son bulur ve okuyucuya ders vermeyi güden cümleler yer alır.
-Manzum hikâyede her olay işlenebilir. Sıradan olaylar, sosyal olaylar vs.
-Manzum hikâyeler dörtlük , beyit, bent şeklinde de yazılabilir.
-Mensur hikâyeden (düzyazı) hiçbir farkı yoktur. Kişiler, zaman, mekân, olay bu hikâyelerde de vardır. Tek farkı şiirselliktir. Dizelerdir. Kafiye ve rediftir. -
284.
0an itibariyle yeni günün indirimlerini açıklayan platform;
cod: modern warfare 2 $29.99
batman arkham asylum $7.50
sid meier's civilization v $37.49
dragon age origins $14.99
tropico 3 $6
flatout 2 $1
flatout $0.75
ayrıca;
bütün splinter cell ürünleri %50 indirimli
altitude
red faction
shank
x superbox
monkey island: special edition bundle -
285.
0daha önce çağdaş diye biriyle çıkmıştım foçada onların yazlığına gittim ama sadece oturup film izledik dedi. tamam aşkım falan dedim ben tabi benim asıl amacım bunu eve çağırcam ya ne cevap vercek diye önceden kestirmek istiyorum ona göre çağırcam çünkü. bağlandımda hatuna işte liseliyiz dıbına koyayım kaybetmekte istemediğimden olayı hemen atlamıyorum am am am diye. neyse bi süre sonra bu kaltak bana dedi ki yarın matematikten sözlüm var girmek istemiyorum aşkım okuldan kaçalımmı dedi ?
-
286.
02010 dünya kupası vurdurma maçında hem maç genelinde hem de turnuva genelindeki mantalitesiyle hak ettiğini sonuna kadar bulan, inanılmaz potansiyelinden minimum verim çıkaran takım.
tamam maradona büyük futbolcuydu lafımız yok dıbına goyayım, ne maradona sevgisiymiş yav! ama kardeşim 86'nın mantığıyla günümüz futbolu oynanmıyor işte. bugün uruguay ve paraguay bile defans yapmayı öğrenmişken sen sadece hücum yaparak maç kazanamazsın adamı giberler işte. 3'lü orta saha yapıyorsun di maria ve maxi rodriguez'i içinde barındıran, günümüz futbolunda grenoble'un bile uygulamayacağı bir mantıkla dünya kupasını almayı düşünüyosun. 36 yaşında olsun isterse 46, 24 yaşındaki bir futbolcudan daha formda ve zinde zanetti'yi yok sayıyorsun, üçgen vucutlu vücut geliştirmeci jonas'ı oynatıyorsun, di maria'lı, maxi rodriguez'li "şampiyon" orta sahana cambiasso ve lucho gonzales gibi iki gerçek manasıyla "süperstar" ı almayıp "veron" ve "bolatti" yi alıyorsun. bana göre "worldclass" statüsüne kesinlikle yükselmiş milito'nun yerine umut bulutvari "higuain" i oynatıyorsun, "agürea" yedekten sana el sallıyor. bu kadar mallık olamaz artık yuh kusura bakmayın. "ben yaptım oldu" mantığı da bir yere kadar.
kusura bakmayın bu kadar mallıktan ve embesillikten sonra arjantin kazara kupayı mupayı alsaydı modern, teknik, taktik futbola ve adalete inancımı tamamen kaybedecektim. çok iyi oldu çok da güzel oldu tamam mı? maradona hayallerde yaşıyor hala, gitsin bence kokain çekmeye devam etsin, şu takımı da adam gibi bir hocaya teslim etseler de bir şeyler yapsalar artık. yazık oluyor belki de gelmiş geçmiş en iyi arjantin kadrosuna. -
287.
0bi ara okurum
- 288.
-
289.
0bu giydi üstüne bişeyler artık falan. haftasonu planın varmı dedim ben hemen. yok noldu ki dedi. hiç sordum dedim bişeyler yaparız belki aşkım dedim. orda kapandı o muhabbet. sonra ben soruları soruyorum buna ama önce yanlış anlama aşkım sakın sana çok güveniyorum dedim. daha önce bişeyler yaşadın mı falan diye sordum. hiç bi erkeğin evine gittin mi dedim. hayır cevabı bekliyodum ben ama huur dedi ki aşkım ben yanlış anlama beni lütfen ama ben daha önce bişeyler yaşamadım sana yalan söylemicem asla dedi. ama dedi bi konuda rahatlıkla sana söylüceğim şey var inşallah yanlış anlamassın senden saklamak istemem sen benim aşkımsın falan ayağı yaptı tamam dedim ama tav oldum dıbına koyim
-
290.
0hikayeni gibertecem biraz daha sallarsan dozunu azalt
-
291.
0orrrrrrrrospu çocugu liseli gibtir git lan
-
292.
0reserved
-
293.
0Toros kurbağasıTümünü Göster
Vikipedi, özgür angiblopedi
Git ve: kullan, ara
Toros kurbağası
Korunma durumu: Kritik (CR)
Bilimsel sınıflandırma
Alem: Animalia (Hayvanlar)
Şube: Chordata (Kordalılar)
Sınıf: Amphibia (Amfibyumlar)
Takım: Anura
(Kurbağalar)
Familya: Ranidae
Cins: Rana
Tür: R. holtzi
Binominal adı
Rana holtzi
(Werner, 1898)
Dış bağlantılar
Wikimedia Commons'da Toros kurbağası ile ilgili çoklu ortam belgeleri bulunur.
Wikispecies'de Toros kurbağası ile ilgili taksonomi bilgileri bulunur.
Toros kurbağası (Rana holtzi), Ranidae familyasından ortalama boyları 6 cm ile 7.5 cm arasında değişen endemik bir kurbağa türüdür. Ayrıca dünyada ötmeyen tek kurbağa türü de toros kurbağasıdır.[1] Yalnızca Orta Toroslar'da bulunan Bolkar Dağlarındaki Çiniligöl (2600 m.) ve Karagöl'de (2500 m.) yaşadığı sanılırken, 2007 yılında yapılan bir araştırma[2] ile bu dağın yaklaşık 3000 m. yüksekliğinde Eğrigöl mevkiinde de yaşamakta olduğu ilk kez tespit edilmiştir.
Konu başlıkları [gizle]
1 Biçimsel özellikleri
2 Çevresel ve yaşamsal özellikleri
2.1 Yaşam alanı
2.2 Beslenme
2.3 Üreme
3 Coğrafi özellikler
4 Kaynakça
5 Dış bağlantılar
Bu türün morfolojik yapısı sırt bölgesi sarı, yeşil siyah desenli gözlenebilirken karın pembe veya sarımsı olabilmektedir. Temel besinleri, göl kenarındaki çayırlıklarda yaşayan böcekler ve diğer eklem bacaklılardır. 1990'lı yıllarda Toros kurbağasının ürediği göllere bilinçsizce sonradan getirilen aynalı sazan balıkları yüzünden nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır.[3]
Soylarının tükenmesini önlemek için bazı önlemler alınabilir. Toros kurbağaları çok dar bir alanda, yüksek ve küçük dağ göllerinde yaşadığından, yapılacak en küçük bir müdahale türün soyunun tehlikeye girmesine neden olacaktır. Göllerin kıyısına kadar yol yapılmaması, çadırlı konaklamaların engellenmesi ve göllerin düzenli olarak denetlenmesi soyun devam edebilmesi için yeterlidir.
2007 yılının Ekim ayında Niğde il Çevre ve Orman Müdürü Metin Süzgeç, toros kurbağalarının sayısında önemli bir artış gözlemlediklerini açıkladı.[4] Süzgeç, “Rana Holtzi, endemik bir tür olmasından dolayı Çevre ve Orman Bakanlığınca koruma altına alınmış türlerdendir. Son günlerde yapılan kontrollerde kurbağa yavrularının göl çevresinde çok sayıda olduğu tespit edilmiştir[4]” dedi.
ilk başlarda, 1984 yılında doğadaki canlıların ve yaşadıkları ortamların korunması amacı ile düzenlenen Uluslararası BERN sözleşmesi ile toros kurbağası koruma altına alındı.[5] 1999 senesinden beri bu kurbağalar Çevre, Tarım ve Köy işleri Bakanlıkları, Niğde Valiliği ve Uluslararası Çevre Örgütleri tarafından korunma altında tutuluyor. Niğde , Ulukışla'ya bağlı Maden köyünde, Maden-Der adıyla Kurbağaları Koruma Derneği kuruldu Derneğin amacı toros kurbağalarının korunmasını sağlamak. Niğde Valiliği ise bu bölgede piknik yapılmasını, hatta Karagöl'den su alınmasını bile yasakladı. Geçtiğimiz yıl Niğde Valiliği Çevre Koruma Kurulu Bolkar Dağları'nı özel koruma alanı ilan etmiş ve bölgenin bitki örtüsünü, Coğrafi yapısın ve görünümünü bozacak her türlü etkinliği engellemek için çalışmalar başlatmıştı.
Biçimsel özellikleri [değiştir]
Vücut boyu 7.5 cm kadar olabilen Toros kurbağalarının derisi yumuşak, düz ve incedir. Nadiren dişilerde siilli bir deri de görülebilmektedir. Başlarının yanında belirgin bir şekilde temporal (şakak) şeritler bulunmaktadır. Erkek olanlarda iç ses kesesi bulunduğu için, bunlar ova kurbağaları gibi ötmezler. Sırt kısımlarındaki renkler sarımsı, kirli yeşil veya sarımsı pembe olmakla birlikte siyaha yakın lekeleri de vardır. Bu lekeler arka bacaklarının üzerinde de bulunabilir. Karın bölgeleri genellkikle lekesizdir ve pembe, sarı, nadiren de griye yakın bir renkte olabilir.[6]
Çevresel ve yaşamsal özellikleri [değiştir]
Yaşam alanı [değiştir]
Toros kurbağaları kenarları çayırlık dağ göllerinde yaşamaktadır. Nadiren suyun içinde bulundukları gözlemlenmiştir.[6] ilk olarak Dünya'da yaşadığı bilindiği tek yerin Ulukışla toroslarında 2560 m. yükseklikteki Karagöl olduğu biliniyordu. Fakat 2007 yılında yapılan bir araştırma[2] ile bu dağın yaklaşık 3000 m. yüksekliğinde Eğrigöl mevkiinde de yaşamakta olduğu ilk kez tespit edilmiştir. Ayrıca Karagöl'den 100 m. daha yüksekte bulunan ve daha küçük olan Çiniligöl’de de çok ender olarak yaşadığı bilinmektedir. Bu gölde ender olarak görülmesinin sebebi ise göl etrafındaki çayırlık yerlerin yok oluşudur. Bu yüzden çok sıcak yaz aylarında bile, hayatta kalma koşulları için uygun serinlikte olan bu yüksek yayla gölünde yaşamlarını milyonlarca yıldan beri sürdürmektedirler.
Yöresel bir kurbağa türü olan, Rana holtzi'nin resmi. Beslenme [değiştir]
Toros kurbağası, yaşadığı Çinigöl ve Karagöl’ün yüksekliği nedeniyle kısa dönem bir etkin yaşam sürdürmektedir. Bu döenemlerde gölün çevresini oluşturan çayırlık ve bitkili kısımların içinde yaşayan böcekleri yiyerek beslenirler. Beslenmek amacıyla çayırlık alanda böcek bulabilmek için sudan zaman zaman 30-40 m. uzağa gidebilmektedirler. Gölün çevresinde yapılan araştırmalarda bitki türlerinin çok iyi gelişmiş olduğu kısımlarda, diğer bölgelere göre daha fazla kurbağa örneği saptanmıştır. Bu sebeple göl kenarında çayırların ve bitki türlerinin iyi gelişmesi, buradaki toros kurbağası’nın yaşaması için büyük önem taşımaktadır. Göl kenarındaki bitki türlerinin iyi gelişmesi, bu çayırlıklarda keçi sürülerinin dolaşarak buraları gübrelemesine bağlıdır. Bu nedenle keçi ve koyun sahiplerine sürülerini gölün etrafında dolaştırmasını teşvik etmek, toros kurbağasının yaşamanı sürdürebilmesi için iyi bir ortam oluşturacaktır.
Üreme [değiştir]
Üreme duyusu, Mayıs ayının sonundan Ekim ayına kadar olan yaklaşık 4 aylık bir süre içinde aktif olan toros kurbağası, üreme biyolojisini tamamlamak zorundadır. Yani bu 4 aylık zaman dilimi içinde, toros kurbağası çiftleşip yumurta bırakmak zorundadır. Sezon bitede kadar da iribaş denilen yavruların, kuyruklarını kaybedip küçük kurbağa haline gelmeleri gerekmektedir.
Çiniligöl'ün bir tepeden görünüşü.Üreme sezonunun kısa olmasından kaynaklanan bir sorun ise bazı yerleri hâlâ buzlu olan gölün erimiş kısımlarında zaman zaman 14-16 erkek kurbağanın bir dişiyi yumurtlatmak üzere kucakladığı tespit edilmiştir. Böylece çok sayıda kurbağadan oluşan yumakta bırakılacak yumurtaların, erkekler tarafından döllenmesi sağlanmış olmaktadır.
Coğrafi özellikler [değiştir]
Toros kurbağası (Rana holtzi), Dünya’da yalnızca Türkiye'nin Niğde ili Ulukışla ilçesi sınırları içerisindeki Toros Dağları'nda 2560 metre yükseklikteki Eğrigöl, Karagöl ve Çiniligöl'de yaşamaktadır.[6] Karagöl yaklaşık 60 hektar büyüklükte ve en derin yeri 12 metre olan tektonik bir göldür.
Kaynakça [değiştir]
^ Arıbaş, Uğur (17 Ekim 2009). "Niğde'yi sevmek için birkaç sebep... ". Defterk. 26 Kasım 2010 tarihinde erişilmiştir.
^ a b ibrahim BARAN, Çetin ILGAZ, Yusuf KUMLUTAŞ, Kurtuluş OLGUN, Aziz AVCI & Fatma iRET (2007) (13 Mart 2006). "On new population of Rana Holtzi and Rana macrocnemis (Ranidae:Anura)". TÜBiTAK Turk J Zool. 31 (2007) 241-247. 26 Kasım 2010 tarihinde erişilmiştir.
^ Çetin, Turan. "Toros kurbağası tehlikede". Hürriyetim (Yeşil Atlas). 26 Kasım 2010 tarihinde erişilmiştir.
^ a b Yılmaz, Muhammet (5 Ekim 2007). "Toros kurbağası sayısında artış". Kentselhaber. 26 Kasım 2010 tarihinde erişilmiştir.
^ "Yok oluşun başlangıcı başladı mı?". Milliyet (16 Temmuz 2006). 26 Kasım 2010 tarihinde erişilmiştir.
^ a b c "Rana holtzi Werner, 1898". TÜBiTAK - Bilim ve Teknik (2002). 27 Kasım 2010 tarihinde erişilmiştir.
Dış bağlantılar [değiştir]
TÜBiTAK Türkiye Taksonomik Tür Veritabanı'nda Toros kurbağası
Kentselhaber.com'da "Toros kurbağası sayısında artış" haberi.
Ekoses.com'da "Rana Holtzi (Toros Kurbağaları)"
" http://tr.wikipedia.org/w..._kurba%C4%9Fas%C4%B1" ; adresinden alındı.
Sayfa kategorileri: Nesli tehlikedeki kritik türler | Gerçek su kurbağaları | Türkiye'deki amfibyumlar
Kişisel araçlar
Oturum aç ya da yeni hesap edin Ad alanları
Madde Tartışma VaryantlarGörünüm
Oku Değiştir Geçmişi görüntüle EylemlerAra
gezinti
Ana sayfa Hakkımızda içindekiler Rastgele madde Seçkin içerik katılım
Bağış yapın Deneme tahtası iş birliği projesi Köy çeşmesi Son değişiklikler Topluluk portalı Yardım Yazdır/dışa aktar
Bir kitap oluşturPDF olarak indirBasılmaya uygun görünümAraçlar
Sayfaya bağlantılar ilgili değişiklikler Özel sayfalar Son hâline bağlantı Sayfayı kaynak göster Dosya yükleBu sayfa son olarak 16:54, 25 Aralık 2010 tarihinde güncellenmiştir. -
294.
0Call of Duty 4: Modern WarfareTümünü Göster
Vikipedi, özgür angiblopedi
Git ve: kullan, ara
Oyunun Nintendo DS versiyonu için, Call of Duty 4: Modern Warfare (Nintendo DS) maddesine bakınız.
Call of Duty 4: Modern Warfare
Yayımcı(lar) Activision
Yapımcı(lar) Infinity Ward
Aspyr (Mac versiyonu)
Treyarch (Wii versiyonu)[1]
Tasarımcı(lar) Keith Arem[2]
Yazar(lar) Jesse Stern[2]
Besteci(ler) Stephen Barton
Harry Gregson-Williams
Seri Call of Duty
Sürüm 1.7 (28 Haziran 2008 itibariyle)[3]
Platform(lar) Mac OS X, Microsoft Windows, PlayStation 3, Wii, Xbox 360, Nintendo DS, cep telefonu
Çıkış tarih(ler)i Xbox 360, PS3 ve Windows
KA 5 Kasım 2007
AVUS 7 Kasım 2007
AVR 9 Kasım 2007
Mac
KA 26 Eylül 2008
Wii
KA 10 Kasım 2009[1]
Tür(ler)i Birinci şahıs nişancı
Biçim(ler) Tek oyunculu
Çok oyunculu (çevrimiçi, LAN, PlayStation Network, Xbox Live, Nintendo Wi-Fi Connection)
Sınıf(lar)ı BBFC: 15
ESRB: M
OFLC: MA15+
PEGI: 16+
Ortam Blu-ray, DVD-DL, Wii optik diski, indirme
Call of Duty 4: Modern Warfare (kısaca CoD4[4][5] ve CoD4: MW[6][7] olarak da bilinir), Infinity Ward tarafından geliştirilen ve Activison tarafından; PlayStation 3, Wii, Xbox 360 oyun konsolları ile Mac OS X ve Microsoft Windows işletim sistemleri için yayınlanan birinci şahıs nişancı türündeki video oyunu. Oyunun konsol ve Windows versiyonları Kasım 2007'de, Mac versiyonu 26 Eylül 2008'de, Modern Warfare - Reflex Edition adını taşıyan Wii versiyonu ise 10 Kasım 2009'da piyasaya sürüldü.[1] Call of Duty serisinin ek paketler hariç 4. oyunu olan Modern Warfare, serinin önceki oyunları için ana tema olan II. Dünya Savaşı'nın aksine modern zamanlara göre kurgulandı. Yapım aşaması iki yıl süren oyunda, Infinity Ward'ın geliştirdiği IW engine adlı oyun motoru kullanıldı.
Oyunun hikayesi kurgusal bir yakın gelecekte geçmektedir. Orta Doğu'da bulunan ve ismi belirtilmeyen bir ülkede, radikal bir liderin ülke başkanını öldürerek askeri darbe içerisinde olması ile birlikte, Rusya'daki aşırı milliyetçi yapılanmalarla ortaya çıkan iç savaş şeklinde iki ayrı konu ele alınmaktadır. Orta Doğu, Azerbaycan, Rusya ve Ukrayna gibi çoklu mekanlarda düzenlenen hikaye seyrine, başta Amerika Birleşik Devletleri Deniz Piyade Kolordusu askeri ve ingiliz SAS komandosu olmak üzere çeşitli karakterlerin perspektifinden bakılmaktadır. Oyunun çok oyunculu kısmında ise çeşitli oyun modları ile oyuncunun ilerledikçe erişebileceği ek silahlar, silah edevatları ve kamuflaj tertiplerini içeren bir sistem bulunmaktadır.
Call of Duty 4: Modern Warfare, oyun incelemeleri derleme siteleri GameRankings ve Metacritic'ten %94 gibi bir ortalama aldı. Oynanabilirlik, çok oyunculu modlar ve hikaye yönünden olumlu yorumlar alırken, birinci şahıs nişancı türüne çok da fazla yenilik getirmediğinden olumsuz eleştiriler aldı. IGN tarafından Yılın En iyi Xbox 360 Oyunu dahil çeşitli oyun sitesi ve dergilerinden birçok ödül kazandı. 2007'nin en çok satan oyunlar listesinin birinci sırasında yer alan Modern Warfare, Mayıs 2009 itibariyle ise dünya genelinde 13 milyonluk satış rakdıbına ulaştı.[8]
Senaryo bakımından Modern Warfare'in devamı niteliğindeki oyun Call of Duty: Modern Warfare 2 ise 10 Kasım 2009'da, tüm dünyada eş zamanlı olarak piyasaya sürüldü.[9]
Konu başlıkları [gizle]
1 Oynanış
1.1 Tek oyunculu
1.2 Çok oyunculu
1.2.1 Oyun modları
2 Özet
2.1 Karakterler
2.2 Konusu
3 Gelişimi
3.1 Müzik
3.2 Oyun motoru
4 Pazarlama ve yayınlanma
4.1 Perakende versiyonları
4.2 indirilebilir içerik
4.3 Sansür
5 Tepkiler
5.1 Ödüller
5.2 Satışlar
5.3 Wii versiyonu
6 Devam oyunu
7 Kaynakça
8 Dış bağlantılar
Oynanış [değiştir]
Daha çok bilgi için: Call of Duty 4: Modern Warfare silahları listesi
Call of Duty 4: Modern Warfare, Call of Duty serisinin diğer oyunlarında olduğu gibi birinci şahıs nişancı türünde bir oyundur. Konu olarak serinin önceki oyunlarının aksine günümüze göre kurgulandığından[10] M203 bomba atar, M4 Karabina, AN/PEQ-2 hedef imleci, gece görüş dürbünleri, MP5SD hafif makineli tüfek ve FGM-148 Javelin taşınabilir tanksavar füzesi gibi birçok yeni silah, teçhizat ve teknoloji oyundaki yerini almıştır.[11] Aynı anda en fazla iki farklı silah taşıyabilen oyuncular, ölen askerlerin silahlarını kendilerininkiyle değiştirebilmektedir. El bombasının yanında duman, ses ve ışık bombalarından herhangi birinin taşınabilmesiyle birlikte; C-4, anti personel mayını ve bıçak gibi ek silahlar da kullanabilmektedir. Oyunda var olan silahlara bomba atar, susturucu ve çeşitli dürbünler eklenerek çeşitlilik sağlanmakta ve bu sayede silahlar kişiselleştirilebilmektedir.[11]
Call of Duty 4, oynanış olarak serinin önceki oyunlarıyla benzerlik göstermektedir. Önceki oyunlarda olduğu gibi oyuncular, yapay zekânın kontrolündeki takım arkadaşlarıyla birlikte mücadele vermektedir. Dost askerler; görevlerinin bitirilmesinde, koruma ateşi açmada, düşmanları öldürmede ve giriş öncesi mekanları düşmandan temizlemede sık sık oyuncuya yardımcı olmaktadır.[11]
Karakterler; ayakta, dizüstünde ve yüzükoyun yatarak olmak üzere üç duruş poziyonu alabilmektedir. Bu pozisyonların her biri karakterin hareketini, hedefi bulma oranını ve gizliliğini etkiler. Siper kullanılması; oyuncunun hem düşman ateşinden korunmasını, hem de ciddi bir darbe aldığında enerji seviyesinin tekrar düzeltmesini sağlamaktadır. Oyuncu herhangi bir darbe aldığında ekranın kenarları kırmızı renge dönüşmekte ve karakterin kalp atış sesleri duyulmaktadır. Oyunda herhangi bir zırh veya enerji seviyesini yükseltecek bir paket bulunmadığından iyileşmenin tek yolu düşman ateşinden korunmaktadır. Eğer karakter bir el bombasının menzilinde ise, ekranda el bombasının yerini gösteren ve bu sayede oyuncuya kaçma ya da bombayı yerden alıp düşmana fırlatma imkânı veren bir imleç belirmektedir.[11]
Tek oyunculu [değiştir]
Tek oyunculu modda oyuncular, değişik karakterlerin rolünde görevleri tamamlamaya çalışmaktadır. Karakterlerin kurguya dahil olmaları eş zamanlı bir şekilde gerçekleşmekte ve oyundaki olaylar birbiri ile örtüşmektedir. Bu bağlamda, görevler arasında oyuncunun bakış açısı, karakterden karaktere değişmektedir.[11]
Birbirinden farklı 21 görevden oluşan tek oyunculu modda her bir görev birtakım hedeflerden meydana gelmektedir.[12] Oyuncu; her bir hedefe, hedefin yönünü ve uzaklığını gösteren HUD yardımıyla ulaşmaktadır. Bazı hedefler, oyuncunun bir kontrol noktasında ulaşmasını gerektirirken; bazıları ise belirli bir yerdeki düşmanı tasfiye etmesini gerektirmektedir. Oyunun genelinde oyuncuya, herhangi bir etkileşimde bulunmanın mümkün olmadığı dost askeri birlikler eşlik etmektedir. Sık sık karşılaşılan ve düşman ile ilgili bilgiler içeren dizüstü bilgisayarların ele geçirilmesi sayesinde, oyuna ait ekstralar kullanılabilmektedir.[11]
Jenerik sonrası, 4 SAS askerinden oluşan bir ekip ile teröristler tarafında kaçırılan bir uçaktaki çok önemli şahsı tazmin etmeyi ve uçak imha olmadan kaçmayı amaçlayan özel bir epilog görev oynanabilir duruma gelmektedir.[11]
Çok oyunculu [değiştir]
Oyunun çok oyunculu modlarından "Domination"'dan bir görünümCall of Duty 4, değişik haritalarda takım veya tek kişi esaslı çevrimiçi ve çevrimdışı (LAN) çok oyunculu modlara sahiptir. Her mod, kendine özgü strateji gerektiren görevlerden oluşmaktadır.[12] Bir haritanın tamamlanması ise; herhangi bir takımın önceden belirlenen bir puana ulaşması ya da tahsis edilen zaman sona erdiğinde en çok puanı alan takımın kazanması ile gerçekleşmektedir. Süre dolduğunda takımların puanlarının eşit olması gibi isnistai durumlarda ise Ani Ölüm modu devreye girmektedir. Bu sayede oyunculardan herhangi biri vurulursa tekrar savaşa dahil edilmemekte, sağ kalan son adamın bulunduğu takım ya da hedefe ilk ulaşan takım galip gelmektedir.[11]
Çevrimiçi çok kişilik oyuncu modunda, oyuncuların ilerleyişleri ve puanları, oyun içerisindeki bir sistem ile takip ve kayıt edilmektedir. Bu sistem sayesinde oyuncular, genel skorlarını, hedefi tutturma, galibiyet & mağlubiyet ve ölme & öldürme oranlarını dünya genelindeki diğer oyuncular ile karşılaştırma imkanına sahip olmaktadır. -
295.
0tamam aşkım sen iste yeter dedim ben. ertesi gün buluştuk benim çanta falan var ama derse girmicez tabi çanta bomboş. buluştuk kahvaltı yaptık börekçi abdurrahman var bizim burda orda güzel bi kahvaltı yaptık. napçaz netçez derken kız dedi aaaa sınav filmi var vizyonda ona gidelim. tamam dedim ben tabi amk haftaiçi sinema bomboş . kız benden hızlı çıktı amı kızışıyo huurnun tabi buldu benim gibi çocuğu . neyse kendimi övmeyim hiç sevmediğim şey zaten. benim züte bi 10 tl bilet parası kaçtı. kız bana 5 tl uzatmasına rağmen almadım. direndim. halbuki içimden yarağı yedik diyom. patlamış mısır falanda aldım. sonra bunun kavgasını yaptık. kız dedi öğrenciyiz biz sende ailenden para alıyosun bende alıyorum bide lütfen benim hesabımı ödeme dedi. tamam aşkım dedim. ben iyicene bağlandım bu kaltağa. bu davranışıda hoşuma gitti. geldik biz salona dıbına koyim. çok boş sayılmazdı yani ufak bi salona koymuşlar filmi son haftası diye. 7,8 kişi vardı. allahtan güzel yere oturduk en arkaya. kaptım yeri tabi ben hemen . film başlıcak işte ışıklar kapandı.
-
44 tlyi küçümsemeyin
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 07 01 2025
-
giriş katı dairenin kirası 30 bin papel
-
ağalar şu balkan kızlarında nasıl bir gen varya
-
sözlüğün bu halde olması normal
-
sev ya da sevme hitler tam bir başarı hikayesi
-
sevme beni senin sevmelerine kalmadım
-
beyler aranızda pgibolojisi bozuk olan varsa
-
kopmus bacak kopmus kol
-
türk dediğin sarışın olur
-
önceden iphone alınır mı o paraya diyordum
-
anadilde eğitim diye bir şey yok
-
1 şişe isabey 1 kutu bira içdim
-
baycerah zütüne nasıl motogirl yazdı neler hisseti
-
sultanbeylide rezidans erkek masaj
-
geçenlerde vegan ve feminist bi kızla
-
bluetuth kulaklık diye belirtmişse
-
harbi yunan galip gelseydi
-
tyler dursun annenin boğazını kesip
-
karı dediğin böyle olur oğluşum
-
vedat uşaklıgil denen kral bir aslandı
-
bakircan ile bizim üni hayatıı
-
kürt taklidi yapa yapa
-
tehdit ediyorum benimle cugulesmeyin
-
günün trend başlığını açıyorum
-
devletin dini yoksa neden
-
inci sözlükten bir yazarla sex yaptım
-
nasyonel sosyalizm silinsin
-
daha dün dolandırıldım mı diye
-
esat oktay yıldıran laz kemal in seldıbını almıştır
- / 2