-
1.
+5 -6sinema tarihinde yok. açık ve net.Tümünü Göster
okumadan eksileyecekler de zaten beni haklı çıkaracağından sorun yok.
az milliyetçiyle, komünistle yani dinlemesini bilmeyen adamla kavga etmedim üniversitede normaldir bunlar.
(seviyeyi yükseltiyorum okumayan okumasın)
bu adam memento dışında sinemanın hakkını veren, en ufak bir değeri olan ikinci bir film daha yapmamıştır.
belki belki the following. o da belki. çok eksiği var ama umut vadediciydi.
o potansiyel tabi beklediğim sonuca ulaştı mı? ulaşmadı.
her sene çıkar birileri "yeni maradona" diye futbolda. o hesap.
hemen her filminde bir çok sahnede kameraman, görüntü yönetmeni ve ışıkçı hakimiyeti vardır.
bunları ayarlayan kendisi değil ışıkçıdır bu da sırıtır.
yanında staj yaptığım ve batman begins'te nolan'la çalışmış ingiliz bir yönetmenden de aksini duymadım.
hatta söylediğine göre sırf kendisi değil çalıştığı bir çok teknik elemandan bile "gibtirsin gitsin bir taktan anladığı yok" düşüncesi ile ayrılan bu adamın sinema dahisi ilan edilmesi harbi garip.
18-25 yaş arasına hitap eden, görüntüde bi taka benzeyen, esasen içi bomboş filmlerdir her yapıtı.
teknik kadroda da mutlu ayrıldığı tek tayfa yapımcı tayfası ve oyunculardır.
çünkü yapıtları para kazandırır yapımcı ona bakar ve oyuncuyla iyi geçinmeyi, canım cicim yapmayı, hatır nikah almayı bilir.
bunlar yönetmenlikse zaten kubrick kadar beceriksiz bir yönetmen yaşamamıştır sinema tarihinde.
çalıştığı oyuncuların yarısının pgibolojisini bozan, ağlatan kubrick evet.
bu ademin filmlerinin yaratıcı senaryoya sahip olduğunu düşünenler alternatif şunları izleyebilir.
existenz, 13th floor, the matrix, the next, the illusionist, cyper, 2001 a space odyssey, the fly, what dreams may come true, waking life, mulholland dr vs vs.
bunlar nolan filmlerinden önce çekilmiş, özellikle senaryo ve görüntü yönetmenliği açısından az veya çok benzer ezgiler taşıyan ve daha da başarılı olan filmlerden aklıma gelen bir kaçı.
jean pierre jeunet, coenler, martin scorsese, david lynch, woody allen, hatta belki tarantino bile sayılabilir bunlar gibi "yaşayan" sinema dahilerinin olduğu bir dönemde sinemadan bu kadar uzak tüccar bir karakterin sinema dahisi ilan edilmesi çok ama çok cahilcedir, acıdır.
en ortalama filmi çok kaliteymiş gibi satmaya kalkmış, ilginci satabilmiş de bir adamdır nolan.
işin de kolayını bulmuş ve para olan vasat kitleye yönelmiştir.
gibim gibim binlerce eksiği olan filmlerin orasına trip, burasına aksiyon koyarak, renk seçiminde de koyu tonları kullanarak çekmiştir.
ve bu yüzden de bu adama karşı olan pozitif ayrımcılığa, popülist yaklaşıma sonuna kadar karşıyım.
not: bu entry özellikle the prestige, batman begins, the dark knight ve inception filmleri baz alınarak hazırlanmıştır.
özet: nolan ortalama üstü eğlencelik amerikan filmi yapar. filmlerinde gerek senaryo, gerekse teknik açıdan her hangi ortalama bir hollywood filmi kadar ekgib vardır. sırf fazla kontrast kullandı diye iyi sanmayın filmlerini. -
2.
0@2 o konuda haklısın ama sinirlendim gene içimi döktüm pampa
-
3.
+2@7 her şeyden evvela lynch le nolan'ın adı yanyana bile anılamaz amk. woody allen da yönetmen olarak çok iyi olmasa da sinemada anlatım tekniklerine çok şey katmış bir adamdır. yani 21. yüzyıl sinema dahisi olarak gösterilebilir. bu saydıklarım direkt aklıma gelen ve yaşayan yönetmenler. "bla bla onlar öldü en iyi yaşayan bu nabak" denmesin diye yaşayanlardan seçtim.Tümünü Göster
@8 the illisionist, prestige'e karşı koydum evet. ve prestige den kalitesizse de bi tak bilmiyorum. prestige in senaryosu gibi senaryolar için "fancy" tabiri kullanılır. yani senaryo yazmak tasarımdır bir yerde. karakterler ve konunun uyumudur. al bak örnek veriyorum üşenmeden
"araba kaza yapınca ölmeyelim" sorununu çözecen farzet.
fikrin şu "fırlayan koltuk"
ama fırlayan adam yere düşmemeli?
"haa ozaman paraşüt"
iyi de fırlayan adam bir hızla fırlayacak karşıya çarpma ihtimali var?
"haa ozaman emliyet kemeriin önü böyle balon gibi olsun ciksin fırlayınca çarparsa ciksin"
iyi de ya sivri bi yere gelir patlarsa?
"o zaman dışında dış lastik olsun"
dış lastik koyarsak çok kalın olmaz mı görüntüsü?
"aman onu da inceltiriz kimse fark etmez.
bu bir nolan senaryo çözümüdür.
ama iyi bir kaza çözümü bildiğin üzere hava yastığı teknolojisidir.
daha iyisi çıkana kadar da en iyi çözüm budur.
daha iyi çözümü de gerçek sinemacılar yapacak zaten.
yani fikri attın hadi. oradan karmaşık olsun diye kıçı başı belli olmayan adamlar girsin senaryoya, oradan ver yansın tesla'yı, ordan tut insan kopyalamaya, oradan yok 100 defa gösteri yapmışa nerden başladııık nereye geldik. yani bu iki adamın sidik yarışının ne kadar taku çıkar yarışı. bunu neden yapıyo? çünkü yaratıcı senaryo yazmayı beceremediğinden yaratıcı olmayan senaryonun takunu çıkartıp zekiceymiş gibi satıyo. çok var bunlardan amk. bu kadar çorba karakterden ister istemez konu çıkıyor ama film çıkıyo mu? eeeeh işte pahalı prodüksiyon olduğundan seyirlik. türkiyede çeksen aynı konuyu aynı şekilde, sırf harcayacağın para az olduğunda, yani teknik pşaral kalite biraz düştüğünde dönüp bakılmayacak filmler çıkacak ortaya. özetle karmaşıklaştır karmaşıklaştır, uzat uzat bi tak sansın millet. bu nolan taktiğidir. ha tabi basit olduğundan da insanlar anlıyo konuyu, ama bunun aslında basit olduğunu anlamıyo karmaşık satıldığından bi tak anladım sanıp kendilerini zeki hissedecekler. inception dediğin de onun tavan noktası amk. senaryoyu the matrix'le karşılaştırıyolar. e yazıklar olsun ne diyeyim. iki senaryo yazsan ömründe bunu anlardın kaz beyin. -
4.
-1@11 tek artısı da o zaten amk. işin aslı o da gişe filmi yapmıyo değil %99 gişe adamın derdi yine. tek fark bu ikisi "biz gişe istiyoooz" diye bağrıyo, nolan "para değil ya, ben işimi yapıyorum. manyak da adamım" edalarında takılıyo. :d halbu ki olan şu nolan emerich falan böyle 12-18 ve 30-40 yaş arasını vuruyo daha ziyade. onlar "ayda bir işte amaaan eğlence olsun" diye sinemaya gidenler o yüzden de bu yönetmenler gerek reklam gerekse film olarak "gişe amacı güdüyoruz" hissiyatını vermekten çekinmiyolar. yani "izleyin çıkın amk para harcadık bi dolu, eğlencelik iş yaptık işte" tavrındalar. cameron kendini biraz yönetmen sanıyo ama o da farkında yani bunun. nolan'sa aynı şekilde 18-25 arasını hedefliyo. onların ihtiyaçları, beklentileri. "karmaşık olsun" "yaratıcı gibi dursun" mesela bunlar ilk mottolar. ha sinema dersen sinema diye bişey yok ortada. hedef kitle ve satılanlar var sadece. alan memnun veren memnun olayı.
e sinemaya da en çok giden kitle de bu kitle o kötü oldu. derken bu adam efsane yönetmen diye kalacak hoşuma gitmiyo amk. belli ki bi numarası yok adamın. ben bişey deyince hemen "aman bişeyi de beğen beee" diyen tavırla doldu etrafım. sanki iyi film yapıyo da ben beğenmiyorum. yemin ederim daralıyorum adamın filmlerinde özellikle son 20. bi tak da yok olan, içerik olarak da bişey yok, film zaten uzun belli bir süreyi tamamlama çaresi de yok ama o zamanı ayarlayamıyo godoş uzat uzat uzat... millet orda çok başka şeyler görüyo heralde ne bileyim.
yani düşününce aslında tam dolandırıcı bu pekekent. :d dolandırıcılığın ilk kuralı da my name is earl'den öğrendiğime göre, önce para istemiyon gibi davranmakmış. bu güya film yapıyom diyo ama esasen paranın dıbına koyuyo çakal. derdi de o zaten :D
genç konusuna da katılmıyom amk bundan sonra dönüşü zor bu adamın. ha mementoda gençti. following de de gençti ama ordan buraya geldi. bu yolun yolcusu vaziyet bu sanmam ki dönsün. gişe filmi yapar para kazanır. bu kitleye de hitap ettiği müddet sanmam ki gözden düşsün bi 10 sene.
sonra? "yine efffsanne yönetmeeeen nolan'daaan, yılın filmiiii" diye izleriz.
tey allam :D -
5.
0@12 hala prestij iyi diyosan da bu senin senaryodan anlamadığın gerçeğini değiştirmiyo. ahah
@15 nolan'ın ki gibi 6 film yerine, blue velvet ve mulholland dr gibi iki tane betimlemeye gayet açık film yapması bana sorarsan yeğdir.
insomnia zaten takun içi onu savunma ama bir prestige, bir dark knight, hele ki inception iyi filmler değiller ne dersen de.
nolan'ın ilk üçü memento, following, the dark knight.
woody allen espri yaptığı için değil annie hall'u yaptığı için, 1972'de everything you wanted to know about sex yaptığı için iyidir.
sen olmayabilirsin elbet ama bazı sinema yayınlarında bile (özellikle yerli tabi) yaşayan dahilerden gösteriliyo nolan efendi. sen demesen de diyen çok var yani ben de içimi döktüm. ha aksini söylemiyosan susarsın zaten amk.
bana sorarsan da düşününce yaşayan en iyi yönetmen gözümde jean pierre jeunet olabilir ama arofonsky de o saydıklarımın arasında sayılması gereken bir isimdir ona katılırım. requiem'i çok ergen filmi bulurum ama pi için bile değerli o adam. son filmi black swan'ın da son 20 dakkası var sırf amk gerisi tak. ama yok yok pi iyidir. -
6.
0@17 bu tarz disiplinlerde çerçevesi çizilmiş belirli kurallar bütünü vardır.Tümünü Göster
yani bana, sana, ona göre olmayan şeyler. notalar gibi.
seversin, sevmezsin hiç karışmam saygım vardır. atıyorum ismail yk dinleyene de saygım sonsuz.
ikisini alanlarında muadil tutmuyorum ama popülerlik babında diyorum.
sevip sevmeme değil yani olay. "büyük yönetmen" dersen kavga çıkar diyorum. "çok iyi film. hmmm zekiice" falan dersen de.
"çok beğendim" başka, "çok iyi, başarılı" başka.
her türde kurallar vardır ve bunu zorlayanlar, yıkanlar, yeniden şekillendirenler de o türün dahileridir.
10larca teknik gelişim yapan, yeni kurgular teknikleri katan welles gibi. sinemayı şekillendirdi adam. bunlardır iyi yönetmen.
yıllardır var olan tezgahın en ekmeğini yağını yiyenler değil.
kabul edersin etmezsin, düşüncem bu.
farzımahal ismail yk örneği.
tamam belki en iyilerden görülmüyo şu anda ama hatırı sayılır bir seveni var sonuçta.
bunu nolan'a endekslemek için şu anda türkiye'de müzik konusunda özellikle belli bir eğitimi olan kesimi yok ettik farz edelim.
tarihte bile ismail yk mükemmel bir şakıcı olarak kalabilirdi.
neden?
"amaaan seviyoz işte" diyen adamlar yüzünden. nota bile bilmeyen adamlar yüzünden.
dahası ismail yk müzikten anlmayan adam da değildir. hatta kendisi de söyledi defalarca "düzgün iş yaptım satmadı. insanlar bunu istiyolar, ben de bunu yapıyorum diye".
özetle ismail yk nin gib gibi müzik yapması, hatta bunun da farkında olması hiçbir şeyi değiştirmiyor.
nolan örneği gibi.
popüler olmasını değiştirmiyor. veya insanların "çok eğlenceli şarkıları var yea" demesini de etkilemiyo.
ama eğer ki atıyorum konservatuvar mezunuysan veya türk sanat müziği eğitimi almış bir kimse olarak elinden bir şey gelmeyebilirdi.
kaldı kı bu durumdan rahatsız olmayacağın anldıbına gelmiyor bu.
e sen olsan napardın?
buna bir çözüm arardın.
"ulan ben daha iyisini yapayım madem" ilk çözüm zaten.
sırf "sen yap da izleyek" diyenleri engellemek için bile güzel çözüm.
ama onun da güzel sonuçlanması filmlerde olur tabi. inancın kırılabilir çünkü mevzunun iyi yapmak olmadığını hemen anlarsın.
misal yaparsın bu sefer senin gişen düşük olur da nolan'ı kıskanıyo derler alimallah.
yani daha iyisini sunsan bile insanların bunu benimsemeyeceğini düşünebilirdin. ki oluyo. atıyorum bi vavien bile inception'dan başarılı filmdir. gerek senaryo, gerek oyunculuk.
e dersin o zaman bari ismail yk nın ne olduğunu anlatayım kimse dinlemiyosa bile diyebilirsin. içini dökersin. yaptığım o.
dinlersiiin, dinlemezsin. -
7.
0@21 bro derdim zevkler değil. "inception'u çok sevdim" diyene de lafım yok. vallahi yok. sevsin banane amk.
diyorum ya ismail yk sevene de saygım var.
ismail yk türkiyenin geliştirdiği en büyük sanatçıdır dersen kavga ederim ama.
ismail yk yüzünden değil erkan oğur yüzünden, müzeyyen senar yüzünden.
bu konuda da benim sözüm "nolan dahi", "çok iyi yönetmen falan" diyenlereydi.
öyle bişey yok.
ha öyle demiyosan zaten dediklerimi niye karşına alıp kendi kendine anti tez savunuyon ki?
@23te de yazdım sinema da bir çok tür gibi kurallar bütünüdür. yönetmenlik de bu türün %80'idir. beğenip beğenmeme değil yine diyorum.
adam bu kurallar bütününü yerine getiremiyor işte. özet bu.
sanatsal sinema ise bambaşka bir boyut zaten. metaları değil algıları konu alan filmler sanatsal filmler. görsel bir tüketim değil yani amaç. misal gözünle müzik dinlemek gibi bişey veya tüm insanlık tarihini bir köpek üzerinden anlatma çabası gibi. gördüklerin değildir asla anlatılan. soyut da değildir. dediğim gibi eleştirel değerleri, amaçları çok çok başkadır.
ha ben sevmem misal. bak bu bambaşka işte. sevmem. demiyorum ki saçma, gereksiz, kötü. ben diyorum sevmem. bu yüzden ilgilenmem. iyi sanat filmi eleştirmeyi de bilmem.
oldu mu ergen ruh? celallenme bu kadar. -
8.
0@27 başarılı bir gişe filmi olduğuna katılıyorum.
ama bir gişe filmi olarak film kalitesi bazında atıyorum
yüzüklerin efendisine 10 üzerinden 8 verirsem
inception'a 5 veririm
ama başarı-kalite eşleştirmesi yaparsam da
avatar'a 5 verirken
inception'a 8 veririm.
gerek teknik, gerekse içerik olarak bir blockbuster olarak bile 7 ortalamadır notum.
ama yılın en iyi reklam başarısıdır.
yıl boyu film çıkmadı, nolan'da kendisini güzel sattı.
normalda hatırlanamyacak film ebesinin amı hasılat yaptı.
ne avatar gibi dıbına konmuş bir emek var üzerinde,
ne matrix gibi hakkaten yenilikçi denemeler.
neyse. -
9.
0@35 kardeşim bu dünyada kartal tibetin yönetmenlik yapıyo olması nolan'ı iyi yönetmen mi yapar amk?
benim sorum şu. tamam eyvallah nolan kötü değil dedim kabul ettim ikna olmam sorunu çözdü diyelim.
benim aklımdan geçen şu olacak, "harbiden kötü değil".
yani dünyanın en kötü yönetmeni olduğunu iddia etmiyorum ama harbi adam iyi adamlarla çalışan kötü bir yönetmen.
gazı da aynı hızla inebilecek bir yönetmen.
ben buna kötü değil diyosam da çok insana diyorum zaten.
yani atıyorum luc besson da kötü değil.
hatta michael bay bile kötü değil.
yani o kıvamda belli bir klasmanda bu adamda.
ve biliyorum ki bu tarz yapımlarla iyi bir yönetmen de olmayacak.
ki şu anda değil zaten.
@36 matrix'in zaten tek dezavantajı 90 kuşağı tarafından oylanmamış olması amk. -
10.
0@39 lan am paparası üzerine çok konuşulan şeyler üzerine ben de konuşuyorum mevzu o.
kaldı ki nolan'ın jacques louis david olmadığını söylüyorum ısrarla.
belki andy warhol. yeni dönem popüler biri.
baksan cidden bi gib yapmamış ama birden boşlukta sanat otoritelerinin dikkatini çekmiş sadece yani.
yaptıklarının da madonna gibi cola kutusu gibi sırf eğlenceli ve akılda kalıcı olmasından ötürü hemen benimsenip adamın ilah edilmesine tav olduğumu söylüyorum.
sanatın s sinden anlamayan kenan evren gibi adamların picasso'nun tablosuna bakıp "bunu ben de yaparım yaa" demesi gibi bi durum olduğundan bahsediyorum.
veya andy warhol'un paravatsızca yüzyılın belki de en iyi sanatçısı ilan etmesinden bahsediyorum.
ve bunu yapanlar hiç azımsanacak sayıda değiller.
sanat eserlerine paha biçilen sitede picasso'nun tablosunun 80., warhol'un 5. olduğunu düşünüyorum.
şartelim atıyor.
ha bir şeyi değerlendirme bir kısas değil bu benim için ama yine de hoşuma gittiğini söyleyemem.
saygılar. -
11.
0@44 ben sinemacıyım da arkadaşları bilmiyorum pampa :D
-
12.
0@46 vegibalı yarimi izledik am paparası o kadar da değil amk. güzelliğini geçtim çok samimi de filmdir.Tümünü Göster
hatta diyaloglar açısından bugün bile başarılı denecek bi film.
zaten ömer lütfi akad diyosun o kadar ders aldık radyo sinema'dan onu bilmemem mümkün mü amk?
bi baksan arkana adam neler yapmış hayret ediyosun.
zaten filmin sırf o güzelliği değil amk türk sinemasının kuruluşu da demek o filmler.
eğer bugün ki türkiye şartlarını da üzerine eklesen, o adımlar şimdi atılabilse 10 seneye avrupa'da hatırı sayılır bi sinema haline gelir türk sineması.
karını, otunu, takunu geçiyorum. sinemada adam gibi, bizden olan, doğduğumuz yerlerde geçen filmler izleriz.
ama nerde amk? insanları sinemaya kolundan tutarak zütürüyosun.
film yapıyosun "türk" deyince burun kıvırıyolar.
haklı oldukları yan var ama şuna tavım.
yani aynı memlekette yaşıyoruz, tanıdığız diye ona birbirimizi gibmeye hakkımız olduğuna dair bi inanç var insanlarda.
yaptığın iş para verilmeyi hak etmeyen bi işmiş gibi bi algı.
gitsen adamın dükkanına "bana şunlardan şunlardan ver ama para vermeyim" desen döve döve kovar ama senin yaptığın şey film olunca "başkasından kazansın canım"a biniyo iş.
çünkü onda ürün çok kişilere dağıtıyo, ama sende ürün tek çok kişi alıyo ya o dağılımda herkes kendine bakıyo.
türk filmi olunca bazıları duyarlı oluyo ama çoğunluk acımasızlaşıyo.
aynı mantıkta "iki gün sonra tv'de izleriz" var bi de.
türk filmi rahat düşer ya tv ye ondan sinemaya gitmek manası geliyo.
"tamam" diyosun "parası yok insanların onlar da haklı olan gelsin."
e böyle düşünüp türkiye'deki insanlara da hak veriyosun "sinema burada kazanmaz" deyip onu kabullenerek de giriyosun bu işe.
ama senin filmin için "paramız yok naabak" diyen adam avatar gibi gibko ki ne gibko filme milyon dolar veriyo yolluyo.
sinemada 2 izliyo 3 izliyo.
sorsan "sen de yap izleyek" der.
ulan 450 milyon harcama ne demek biliyomusun sen?
türkiyedeki 0-90 yaş aralığındaki herkesin bu filmi 2 şer defa izlemesi demek.
3. kez izlendiğinde de para kazanmaya başlarım demek.
ulan bu mu sinema amk oturup biraz zevk almaya bakın, bişeyler yakalayın, çok film izleyin diyosun.
o da olmuyo tabi
insanlar ayda bir film izleyince yetiyo güya.
sorsan vakit makit derler.
dıbını gibtiğimin dizileri kadar film izlense kültür patlaması yaşanır memlekette.
ama film ayda bir işte.
onda da avatar istiyo adam.
dediğim gibi ona da 6-7 milyon dolar veriyo yolluyo.
inception gibi derme çatma aksiyona "dahiyane!" diye methiyelerle, paralarla yolluyo.
bi de dizi esintisi gelirse kurtlar vadisi 4-5 milyon hasıt da ona.
bunların izleyici sayıların bakıyosun hay diyosun kalıbınızı gibeyim.
hani diyosun paranız yoktu?
hani diyosun zaman yoktu?
insanların bu gözü kapalılığını görünce bi daha onların açısından bakıyosun yine hak veriyosun.
millet işten anlamadığından, iyi adam da kazanamadığından türk filmine küskünlük var tabi.
e reklam yapılana gidiyo millet normal olarak.
türk diye reklamı yapılan film dabbe de amk.
"iiiilk türk korku"ymuş gibtir git.
hala dünyayı kurtaran adamın oğlunun ekmeğini yemeye çalışıyolar.
mehmet ali erbilin imdb bottom 250 de 3 tane filmi var hala film çekiyo.
sonra diyosun bari insanların istediğini biraz da kaliteli yapayım al çektik amk recep ivedik.
bütün o komedi filmleri atıyorum maskeli serisi, yeni hababamlar, destsere, dabbe mabbeden iyidir film olarak.
tabi adam para kazanınca bi rahatsızlık oldu ama yani çok başarısız değiller aslında.
ha sinemaya ne katıyo? sanki ona değer mi verir ki millet?
şahan öyle yapıyo 5 milyon kazanıyo, cem yılmaz kıçını yırtıyo prodüksiyonlu olsun bişey katalım diye o da 5 milyon kazanıyo.
halkın anlaması lazım yani öyle züte böyle yarak.
ha sonra vavien diye elle tutulur bi film yapıyosun yılda bir, ona da insanlar dönüp bakmıyo.
inception dedin mi bi gibe benzemeyen orta halli, sıfır karakter detayı olan, bin türlü senaryo ve kurgu hatası içeren filmi yalayıp yutarlar.
vavien'e burun kıvırırlar.
git bak beyazperdeye türkiye'deki sinema seyircisi o işte.
vavien 7, inception 9.5
geçen ekşide sığırın birisi inception'a laf ettim diye
"kusura bakma ama ben yarı amerikalıyım ve beğenirsin beğenmezsin ama şunu söyleyim tüm türkiye bi araya gelse onun yarısını çekemez" diye mesaj attı.
ulan dedim vavien? bundan kötü mü?
bişeyler dedi.
uzatmadım neyse.
gel gelelim aronofsky'ye. diyorum adamın dili var yönetmen yani hissediyosun filminde iyi de adam ama o pi'nin üzerine requiem olmadı be amk.
film boyu o kadar çok uyuşturucu kötüdür dedi ki çocuğa anlatır gibi artık sıkıldım tiksinmeden ziyade. ondan diyorum ergen filmi gibi diye.
fountain dersen de inception gibi filmleri giber, amenna giber ama benim açımdan (bak amcık otu seviyorum-sevmiyorum öznel eleştirisi burada giriyor) the fountain bi alex değil.
hatta evet requiem'e de basar ama nolursa olsun bi pi değil işte.
başarılı mı? bak gönül rahatlığıyla evet derim.
ama güzel mi dersen? güzel derim sadece aklıma geldikçe açıp bakmam.
o "hollywood gibliyo" muhabbetine de hiç girmeyelim. çünkü bu iyi olduğu kadar çok kötü anlamlara da gelebilir.
bi adamın iyi olduğu olmadığı hakkında bi kısas değil biliyonki yavşak konuşturma işte beni.
avatar dediğin filme 450 milyon dolar harcamış bi yerden bahsediyosun. şaka gibi amk.
yani adamların işi para girdi çıktısı.
ver 450 yi, al 2 milyar dolar. temiz iş tabi.
misal hollywood demişken gay ritchie'ye bak amk adam çiçek gibi eğlencelik, seyirlik, aynı zamanda kaliteli de filmler yapıyodu ama hollywood bariz yaramadı adama.
revolver'den sonra en kötü filmi sherlock holmes.
yani yine iyi tabi seyredilmeyecek film değil ama gay ritchie için bariz kötüydü.
o yüzden varsın sevmesinler jeunet'yi. bi yerde iyi bile amk.
neyse amk sen bana bulaşma ben dengesizim.
şu sıralar animasyonla uğraşıyorum ondan da biraz çok takılıyorum konuya.
belki yatırımcı bulursak uzun metraj animasyon filmi yaparız, yoksa da giberim napayım.
not: zütün kaşınırsa haber ver gelirim yine.
-
bakircan işi büyütüp yayın açsana
-
aynen kanzi 1984 falan
-
bicak eline yakismiyor
-
yine sözlüğe tebliğciler mi geldi
-
ölüm olmasa insanlar ne yaparlar lan
-
zalinanin attigi sesler yalanda bu da mi yalan
-
gidecem bu dunyadan
-
gel de imtihar et
-
zalina baska bi kiza sorsana
-
en maskulen benim
-
kral4fero okati sefalet filozofgirl namik
-
rezil kayra o ses kayitlari ne
-
bu mu 23 yasinda
-
kapitalis ozgurlukcu demokratik
-
futbol boş iş fb gs falan
-
bakircanin yayinlarina benim nickim ile katilip
-
terminatör 2 efsane filmlerden
-
erkek erken yaşta zifaf eylesjn
-
turkiye de top mu oynaniyor
-
şevket çoruh kavuğu kime verecek la
-
dolma parmakli bayanimsi
-
benim 120 kilo arkadasim vardi
-
insanlar neden değişir neden iki yüzlüdür
-
beyler mutlu olmak için ne yapmak gerekir
-
en azından bugün cuma iyi hissetmek icin sebeb
-
burası porn sitesidir
-
müslüman misyonerler
-
ooohhhhf keyif
-
richard dexter shawn kim
-
babamı ifşa ediyorum yorumlarınızı alayım
- / 2