-
1.
+11Okumayin beyler sonunda kizi gibiyor.
-
-
1.
+4@1 babanı laik bir şekilde izmire zütürüp gibtim
-
2.
+1Seni 9 eylülde giber ananın dıbına bayrak dikerim huur çocuğu.
-
3.
+2Ordan sakallı nurettin paşa gelir ben böyle gibiş gormedim diye agzi acik bakar mecburen alkislar.
diğerleri 1 -
1.
-
2.
+11dayının mekanına vardığımızda, mekanın önünde ateş yanıyordu. dedik ne oluyoruz! aylardan eylül, akşamları pek serin oluyor buralar. bu yüzden hem ısınmak, hem de güzel bir atmosfer yaratmak için dayı yolun ortasına ateş yaktı, kafaya bak amk.Tümünü Göster
ooo, yeğenlerim hoş geldiniz. cihat, tutun şu koltuğu da yakalım,
söylemeyi unuttum, mustafa dayı ateşi ev eşyaları ile körüklüyor. yani ateşe koltuk, kanepe ve masa atıyor. elbette attığı eşyalar iş görmeyen cinstendi.
dayı, kamyonetinin arkasına sakladığı sigaraları çıkarıp bize ikram etti ve ateşin bir köşesine geçip oturduk. elemanlardan biri de mangal başında, tavuk pişiriyor. ortamda çok kız olmasa da, idare eder cinsten bir grup vardı.
kızlar, salatayı yaptınız mı, dedi dayı. amk, adamın sesi yükselince tizleşiyor. dükkandan elinde yeşil bir tepsi ile gelen kızı görünce cihat ve ben çok şaşırmıştık; ama kız bizden daha şaşkın olacak ki tepsiyi düşürdük.
hay gibeyim yapacağınız işi, diye tepki verdi dayı ve kendisinin salata yapacağını söyleyip mekana girdi. biz de kızın yanına gittik cihat ile,
iyi misin merve, sorun yok değil mi, dedik. merve, şaşkınlığını atlatıp, sorun yok, siz mustafa dayıyı nereden tanıyorsunuz ya, dedi. ikimiz de eşyalardan ötürü tanışmıştık mustafa dayı ile. bu dayı, yıllardır izmirde yaşıyor, 25 yaşında gelmiş. ilginç hikayeleri de vardır bura ile alakalı. bunlardan biri:
''o zamanlar 35 yaşında, delikanlıyız. yine böyle bir parti yapmışım, öğrencileri davet ettim. bu öğrencilerden ismi hande olan bir kız, alkolden ötürü 'ya mustafa ağabey, göğüslerim sence çok mu küçük' deyip bana memelerini açtı. ben de kapat kızım, ayıp diye bir şey var, dedim.''
elbette biz bu hikayeye pek inanmadık, bildiğimiz dayı kızı yalardı amk.
cihat, mangal başına geçip bir muhabbete daldı diğer elemanlarla, ben de merve ile baş başa
beyler, merve çok ilginç bir kızdı. ordudan gelmiş izmir'e. ailesi bunu kapalı olarak biliyordu, ama bu zütü başı açmaya başladı izmir' e gelince. ilginç bir tip anlayacağınız.
ee merve, sevgilin var mı, gerçi olsa yanında olurdu değil mi şu an, diye söze başladım. bu cesareti alkolden aldığım doğrudur beyler. merve, kahkaha atarak, şu an zaten yanımda bulunuyor, dedi. sanırım yine işler karışmaya başladı diye geçirdim içimden... -
3.
+7yeğenim, hah şöyle,
tut onu, sakın düşüreyim deme,
eşya taşıma işlemi yaklaşık bir saat sürmüştü. yorgunluktan hemen koltuklara yapıştık. mustafa dayı da çürümeye yüz tutmuş derisi ile koltuğa yayıldı. adamcağıza evde ikram edecek bir şey olmadığı için, bize verdiği sarmalardan verdim. gülerek aldı, içmeye başladık.
gençler, izmir güzel şehirdir. hem okumak için, hem de eğlenmek için; ama burası büyük bir şehir, dikkatli olmaya özen göstermelisiniz. pek kimseye güvenmeyin, evinize de almayın öyle herkesi. dostlarınızı iyi seçin, başınıza iş gelmesin,
dayı, tipik olgun yaş öğütleri vermeye başladı. elbette bunlar bizi sarmadı. ben mutfağa geçtim, cihat' ı da çağırarak.
kanka, sende para var mı, ailem bana göndermedi daha. varsa gitsene marketten 1 kasa bira al, dayı sen ben içelim. adam o kadar yardımcı oldu bize, ailem gönderince veririm. dedim. sağ olsun, bizim aslan parçası kırmadı, bira almaya gitti. ben ve dayı sarmaya devam ederken, dayı birden söze başladı,
meryem nasıl bir tip, güzel mi? çekici diyor herkes
dayı bana ne ara güvenecek kadar yakın görüp içini döküyor amk, neyse.
bence taş dayı, ben beğendim. biraz huurluk var, ama nasıl anlatayım. ilginç bir tip.
nasıl, de hele merak ettim,
bu dayının gittiği yolun yol olmadığını anladım. lafı değiştirip, tütünün nereden geldiğini sordum. o da kendisinin yetiştirdiğini söyledi, vay amk.
biz muhabbete devam ederken, kapı çaldı. ben dayıdan müsaade isteyip kapıyı açtım.
merhaba, rahatsız ettim kusura bakmayın. sesinizi işittik de, annem beni gönderdi. evin durumuna bakmamı söyledi. duvarlar ve parkeler zarar görmedi değil mi, -
-
1.
+1Rez devam
-
2.
+1Rez amk
-
3.
+1Seri lütfen
-
4.
+1Devam yaz
-
5.
+1Rez knk devam yarim kalirsa hikaye kalibinin aq
-
6.
+1Rez bro devam
-
7.
+1Rez bro devam
-
8.
+1Hızlı yaz amk
diğerleri 6 -
1.
-
4.
+7''bu meryem'ler buraya yeni taşındılar. yeni olmasına yeniler, ama pek ses getiren bir aile. kimse nereden geldiklerini bilmiyor, ne iş yaptıklarını. bir kızı var bildiğime göre. sizden önce tuttuğunuz daireyi başka biri tuttu ve sorunlu bir şekilde daireden ayrıldı. hatta eşyaları da benden almıştı adamcağız. söylenenlere göre, taciz olayları olmuş. gerçeği nedir, bilmiyoruz elbette. neyse, koy züte amk. gençler, araca atlayın da sizi ve eşyaları bırakayım. parayı dert etmeyin. benim de evladım var, hallederiz bir şekilde.''
ben ve cihat kamyonetin arkasına atladık ve korkulu bir şekilde birbirimize bakmaya başladık. cihat, bu tür olaylardan çok etkilenen birisi. büyük ihtimal, evden de meryem ve kızından da soğumuştu o an. cebimdeki sarma paketini çıkarıp, içinden iki tane aldım ve birine cihat' a uzattım.
bu ne tütünü lan cidden, kafası var gibi. tehlikeli bir şey olmasın içindeki, dedim cihat' a
cihat, üzgün bir şekilde, keşke şu an en büyük sorunumuz bu tütün olsa amk, dedi ve biraz da gülmeye başladı. sanırım biraz gerilmişti.
kanka, adamın dediklerine takılma. biz öyle insanlar değiliz. taciz ne amk, kendine bunu mu yakıştırıyorsun? ayrıca biz hukuk öğrencisiyiz. endişelenecek bir şey yok, çok güzel bir lisans dönemi bizi bekliyor kanka, diyerek tütünden bir fırt aldım ve yıldızlara bakmaya başladım. gerçekten, bir tehlike bizi mi bekliyor lan acaba, diye iç geçirdim. -
-
1.
+1Anlat gardaşm canm sıkılıyo ztn gece gece okurum
-
2.
+1Güzele benziyo bin devAM
-
3.
+1Güzele benziyo bin devAM
-
4.
+1Devam knk direk yaz zaten yatıcam seni bekliyom
diğerleri 2 -
1.
-
5.
+7herkese merhaba, ben evrim,
-merhaba evrim, hoş geldin. ben melis, memnun oldum
evrim, bir şeyler içmek ister misin, soğuk bira var
-aslında olabilir, birayı severim
ben biraları almak için mutfağa geçtim, arkamdan da cihat koştura koştura geldi. kanka, evrimi eve atmışsın, helal olsun valla, dedi gülerek.
lan, mal mısın olm, kız şikayete geldi, yatışsın diye eve davet ettim, dedim. cihat pek tatmin olmamıştı, dolaptan biraları alıp içeriye geçtik.
evrim, sen ne yapıyorsun? okuyor musun, dedi bizim kuzen. evrim, bana bakıp, evet, dokuz eylül hukuk birinci sınıfım,dedi.
ben de dokuz eylül hukuk, diye atladı bizim cihat. bu çocuk alkol alınca daha bir zütlüğü tutuyor. yine gülüşmeler başladı, biralar tazelendi ve sohbet daha da güzelleşti. evrim ve cihat alkolden ötürü kendilerinde değildi, melis ise bu alkole pek alışkın olacak ki başka bir şey yok mu, diye sordu. evrim koltukta gözlerini kapatmış, kendinden geçmiş bir halde serilmişti. biraz rahatsız edip uyandırdım, annesinin merak edeceğini söyleyip onun kolundan tutup evine zütürmek için kaldırdım. kolu, harika bir his uyandırdı bende. teni çok güzeldi lan, bırakasım gelmemişti. alkolün etkisi ile, acaba bacaklarını avuçlasam mı diye düşünmedim değil, sonra elbette kendimi frenledim. saat, 03:00 olduğu için, zile basamazdım. evrim'den anahtarı istedim, ama bir şey demeden kafasını omzuma yasladı. zile basmaktan başka çarem yoktu, ya da evrim' i tekrardan kendi daireme zütürmek... zile basınca alacağım tepkiden, ki annesinin sabah erken kalkma durumu var, pek sıcak bakmadım. tekrardan daireme geçtim, evrim' i kendi yatağıma koydum ve odamdan çıktım. şeytan işte, dürttü. biraz izlemek istedim, tekrar odaya girdim. çok güzeldi lan, çok güzel. kokusunu muhafaza etmek için sanırım yatağın örtüsünü hiç yıkamazdım. derin nefes alıp, odadan ayrılıp salona geçtim. cebimdeki paketten bir tane sigara çıkardım,
melis, ateşin var mı? -
-
1.
0Yazsana lan amina koduuu.
-
-
1.
0Uyan lan dıbını giberim
-
1.
-
2.
0Yazaaba lan
-
3.
0Lan ibibik ya yazarsın yada evrimi çatır çutur giberm
-
4.
0Devam et lan
-
5.
0Sabin dıbına çakıyım yazma AMK okumuyom evrimi de gibim seni de
-
6.
0Sabin dıbına çakıyım yazma AMK okumuyom evrimi de gibim seni de
-
7.
0devam et panpa iyi gidiyor
diğerleri 5 -
1.
-
6.
+7-''cihat' ı sevdim, iyi bir çocuğa benziyor. aynı bölümde olmanız da iyi oldu, not paylaşımı ve kitapları ortaklaşa kullanırsınız. zarar gelmez ondan gördüğüme göre. şey, o sonradan gelen kız, evrim mi ne, pek de güzel birine benziyor kuzi. bakışlarını gördüm, ne o, etkiledi mi seni?,
yok be kızım, ne etkilemesi. bizim kuzenin de gözünden bir şey kaçmıyor ki amk.sadece hoş kız, bakmaya doyamıyor insan. biliyorsun, ufak bir kasabadan geldim izmir' e, bu gayet doğal değil mi?
-kuzi, aman boş ver. şu an kız yatağında değil mi, vay seni köpek, hahahaha! senin yerinde olsam o kıza farklı yaklaşırdım. sen gerçekten tam bir köylüsün
ne yapmamı bekliyorsun ki, kız baygın halde
-git kızı uyandır, seviş; hahaaha! şaka bir yana, git uyandır ve duygularını açıkla. şu an sarhoş zaten, her şeyi kabul eder. eğlenceli bir zaman yaşamak için bu fırsatı kaçırma derim. aman, bana ne ki, senin gibi bir odunu ben mi yontup topluma kazandıracağım, hiç sanmıyorum. sabaha geliyor zaten, ben gidiyorum. ailem ağzıma sıçacak zaten bu saate kadar kaldığım için. anahtarı nereye koymuştum, ha tamam. kuzi, kendine iyi bak, sağ elini sev, hahahaha!''
bu işe çok kızmıştım. bir kız, erkekliğimi sorgulamıştı. belki de haklı olabilirdi, şu an evrim içeride uyuyor ve benim yatağımda, yarı çıplak vaziyette... gitmeliydim elbette yanına.
sakinleşmek için bir sigara yaktım ve odama doğru ilerledim. kapıyı yavaşça açtım, evrim hala uyuyordu. yatağın yanına çöküp biraz bekledim. sigaramdan biraz nefes çekip, evrimin yüzüne yaklaştım. çok güzeldi lan, sıcaklığını hissedebiliyordum. saçlarını ellemeye kıyamadım, ellerim sigara kokuyordu çünkü, bu yüzden temas etmeden yaklaştım. -
7.
+7aslında buna şaşırmamamız lazımdı, sonuç olarak aynı bölüm öğrencisiyiz; ama kızların bize bu av muhabbetini yakıştırması çok ilginç gelmişti. bu kızlar, köylerde şalvar giyip, kente mini etek ile giren cinstendi beyler.
evet, biz öyleyiz değil mi cihat, ehuehu, diye muhabbeti mizahi yöne çekmeye çalıştım. cihat ise, garibim 4 kıza bakıp, bir şey diyemeden öylece duruyordu.
ben onları tanıyorum, gayet iyi insanlardır. ayrıca bizim kiracımız olurlar kendileri, diye söz aldı evrim.
ben de evrimi başımı sallayarak onayladım, akabinde telefonuma bildirim geldi. mesaj mustafa dayıdan idi. mesaj aynen şu şekil amk:
yeğenim, akşam bizim dükkanda mangal partisi yapacağız. cihat'ı da al gel. okuldan kızlar da geliyor, eğlenceli atmosfer var'',
dayının mekanı sanayi sitesi diye bir yerde. burası, akşamları boş oluyor ve istediğiniz gürültüyü çıkarabiliyorsunuz. dükkanın yolundan geceleri araç bile geçmiyor. cihat' a bana gelen mesajı yolladım, kızlara çaktırmamasını da tembihledim .
bizim gitmemiz lazım, bir işimiz çıktı. merve, memnun oldum, arkadaşlar sizinle de. evrim, sen de kendine iyi bak, dedim ve çardaktan kalktık, evrim bana yaklaştı, yüzünü yüzüme yaklaştırdı, yanağımdan öpücük kondurdu ve gülümsedi. elbette bu benden hoşlandığı anldıbına gelmiyordu, diye düşündüm. burası izmir, laik memleket. burada bunlar doğal dedim ve dayının mekanına uçtuk -
-
1.
+1yaz ulan yaz
-
1.
-
8.
+6estağfurullah evrim, ne rahatsızlığı. gel diyeceğim de, ev biraz incin
-yeğenim, kim o, ne ara dost buldun da eve atıyorsun amk,
dayının sesini evrim de duymuştu ve ben buna çok sinirlenmiştim. evrim gülümseyerek,
evet, pek müsait değilsiniz. neyse, sen iyisin değil mi? çok terlemişsin, kıyafetlerin hep ıslanmış. bence çıkarmalısın, hasta olabilirsin, dedi. ben de hemen tişörtümü yanında çıkardım. amacım ciksi bir görüntü sunmaktı, ama olmadı. çünkü unuttuğum bir şey vardı, o da beyaz atlet giymem. tişörtü çıkarınca beyaz atlet vücuduma yapışmıştı ve çok garip bir görüntüsü vardı. onu da çıkarmaya çalıştım, ama bir parça yırtmak zorunda kaldım ve uğraşmayı bıraktım. evrim, şaşkın bir şekilde,
neyse, kendine iyi bak. kıyafetlerini çıkarıp duş almayı unutma sakın, dedi. ben de, yalnız duş almayı pek sevmiyorum, dedim.
o da gülerek, o zaman cihat ile almalısın, yalnızlığını giderirsin, dedi ve kendi dairesine geçti.
ardından da cihat geldi,
kanka, biralar tamam, ama çerezlere param yetmedi -
9.
+6parti sonrası dayı mekanında kalmamız için ısrar etti. beyler, mekan fare doluydu amk. bu mekanda kalmamız, survivor misali işkence. dedik, sen bize gel hem bizim ev daha yaşanabilir. gülerek kabul etti, pembe şahine atlayıp eve doğru yola çıktık. yolda telefonum çaldı, arayan ise melis,
-alo, neredesin olum
kızım şu an müsait değilim, yarın konuşalım.
-kapının önünde bekliyorum, aç hadi şu kapıyı
şansın böylesine giberim. melis, şu an kapının önünde beni bekliyor, şaka gibi. bizim eve mesafemiz 30 dk. 30 dakika boyunca onun kapıda beklemesini istemediğim için, ev sahibesini aramayı düşündüm. bu biraz tehlikeli, ama yapacak bir şey yok.
aloo, şey, rahatsız ettim sizi de. bir sorunum var -
10.
+6meryen hanım, turşudan bir parça alabilir miyim, lütfen sizin uzatmanızı istiyorum turşuyu. bu turşu kasesine elinizin değmesi, turşu lezzetine katbekat arttıracağına kuşkum yok.
kafaya bak, bu dayı bu sözleri nereden öğreniyor amk. ben tabağıma gömülmüş, ortama şaşırmadan edemiyordum.
evet, demek ismin melis, pek güzel bir isim. sen neler yapıyorsun melis, okuyor musun, dedi bizim meryem.
ah, hayır. okumak pek zaman kaybı bence. ailem beni destekleyecek kadar varlıklı, okumaya ihtiyaç duymuyorum., dedi bizim kuzen. herkes rahat tabii ki, burada en gergin iki kişi olan ben ve cihat, aynı duyguları paylaşıyor gibiyiz.
yemekleri yedikten sonra, meryem kahve isteyip istemediğimizi sordu, dayı istemediğini, ama farklı bir seçeneğinin olduğunu söyledi. elbette ben ve cihat ne olacağını biliyorduk, ama bunu kuzenim ve ev sahibem ile paylaşacağını hiç ummuyorduk amk. -
11.
+6beyler devam edeyim mi lan
-
12.
+7 -1biraz sessizlik sonrası ben söze başladım:eve şimdi yerleşebiliriz değil mi, çünkü eşya için birkaç yer ile görüştük, bizden haber bekliyorlar
'tabi ki, alın anahtarı. her ayın sonunda kirayı bana teslim edersiniz. bir ihtiyacınız olur ise, bir daire uzağınızda olacağım. aç mısınız, yeni yemek yapmıştım. isterseniz eşlik edebilirsiniz bize. dedi ve o an beynime çiviler saplandı beyler. biz ne lan, evli mi yoksa, diye düşündüm. belki arkadaşı vardır, ama arkadaşı olsa bizim yanımıza gelirdi değil mi, neyse... ben ve cihat elbette eşlik ederiz dedik ve içeriye girdik. daire şık mobilyalara sahipti. varlıklı olmasının yanında zevkli bir kadındı anlaşılan. kadın bizi salona hazırlanmış olan masaya yönlendirdi ve kendisi de mutfağa geçti. cihat, kulağıma doğru eğilip kanka, bu muhabbet ne amk? neyin niyetini yaşıyorsunuz olm, zar zor bir ev bulduk, onu da kadını giberek elimizden kaçıracaksın
ben tam yanıt verecekken ev sahibi içeriye yanında genç ve diri göğüslü bir kız ile girdi. ikisinin de ellerinde tabaklar ve tencere vardı.
tanıştırayım, bu benim kızım evrim. kendisi bu sene dokuz eylül üniversitesine yerleşti -
13.
+7 -1üzerimizde kıyafetler, doyasıya sevişmeye başlamıştık. ilk defa bu hissi tadıyorum diyemem, daha önceden de yaptım; ama bu sefer hoşlandığım biriyle sevişiyordum lan. sıkı, diri vücuduna dokunuşlar yapıyordum. ikimiz de kendimizden geçmiştik. salon, ev, her şey bizden uzaktı. belki farklı galaksiye geçmiştik, o an kim bilebilir ki? ben evrimin gözlerinin içine bakıp,seni ilk görünce hoşlanmıştım, sende farklı bir şey var, o bir şeyi istiyorum, dedim. o da gülerek benim suratımı yalamaya başladı, her şey harika ötesi olmuştu, sanırım...
-
14.
+6hoş geldin melis, gel içeri. biz de seni bekliyorduk. tanıştırayım, cihat. kendisi ev arkadaşım oluyor. aynı bölümden, ilk senesi onun da. kayıt sırasında tanıştık,
-merhaba, ben cihat. melis ismi çok güzel, çok çok güzel bir isim. güzel bir isminiz var. ehğ, harika bir isim.
bu cihat muallaksi yanlış sularda yüzüyor, ama neyse. biz salona geçtik, cihat' ın yanına yaklaşıp fısıldamaya başladım giberim, efendi ol, dedim.
cihat gel biz bir şeyler hazırlayalım., dedim ve mutfağa geçtik. cipsleri tabağa koyup, biraları alıp içeri geçtik.
-ee, anlatın bakalım, evi ne ara tuttunuz
çok olmadı, yeni ya. ev güzel ama değil mi.
-yani, öğrenci için ideal
sen neler yapıyorsun, sınavda yine başarısız oldun değil mi, kızım nasıl kazanamıyorsun şu üniversiteyi, aklım almıyor
-kuzi, ben hayatı senin gibi ot yaşamıyorum. şimdi anlamışsındır umarım
bu sözden sonra cihat kahkaha attı. sonra ardından biz de gülmeye başladık ve muhabbet koyulaşmaya başladı. özlemiştim kuzenimi, yıllardır görüşmemiştik. saat 23:30 civarı olmuştu ve birden kapı çalmaya başladı. kimseyi beklemiyorduk, biraz tedirgin olup kapıyı açtım. kapıda evrim, askılı kıyafeti ile dikilmişti karşımda. buğday teni beni tahrik etmeye yetiyordu, bu fiziğini görmem yumurtaların da etkisiyle beni taş yapmıştı.
-bu gürültü biraz fazla değil mi, bence fazla gibi. annemin yarın erken kalkması gerekiyor, sizi uyarmamı söyledi.
tamam da, ne seviyede konuşacağımızı nereden bilebiliriz. buldum, biraz yanımızda otur, ses seviyemiz yükselince bizi uyar, biz de o ses seviyesine alışmaya çalışalım. alışınca da gitmek istersen gidersin, nasıl fikir. saçmalıyorum elbette, ama sen gel yinede lütfen. hem de kuzenim içerde, ismi melis, gel cidden. eğlenceli muhabbetler dönüyor.
-tamam, ama fazla duramam.''
evrim' i içeriye aldım, kapıyı kapattım ve arkasından ilerledim. onun güzel kokusunun içerisinde resmen yüzüyordum. -
15.
+5evrimcim, bir parça turşu alabilir miyim
bize sundukları yemekler gayet lezzetliydi. köfteler çok iyi pişmişti.
''sizler de dokuz eylül' de okuyorsunuz sanırım, değil mi'' diye söze başladı evrim. beyler, evrim sarışın parlak annesinin tersine buğday tenli bir kızdı. fizik olarak çok benziyorlardı, ama annesinden biraz kısa gibi, 167 civarı bir boyu vardı. evrim' e bakan bir kişinin ilk dikkatini çeken, kalçası ve göğüsleri olur. çünkü inanılmaz çekici kalça ve göğüslere sahip biri. bu çekici parçalarını sergilemek için de çok uygun kıyafet seçmeye özen gösteriyordu.
evet, bu sene yerleştik bizde. cihat ile kayıt sırasında tanıştık. ikimiz de hukuk öğrencisiyiz.
ben bunları söylerken cihat önünde duran tabağın içinde kalan birkaç pirinç tanesini avlamaya çalışıyordu. bu kadar aç olunmaz ki amk.
evrim, çatal ile salatasından bir parça daha alıp ağzına zütürdü. birkaç çene hareketi ile öğütüp mideye indirdi ve tebessüm ederek:
çok sevindim. benim de bölüm hukuk, sanırım aynı sırayı paylaşacağız lisans boyunca. -
16.
+5çaylarınızı soğutmayın, hadi için. bu arada ismim mustafa. sizler buraya yeni gelmiş gibisiniz. memleketler neresi bakayım
ağzımdaki sigarayı çıkarıp,
ben antalya, arkadaşım ise konya, dedim. hah, ben de konyalıyım yavrum
mustafa dayı gayet sıcak kanlı biri çıktı. sigaramız bittiği için iki poşet sarma bile verdi.
şimdi sizlere ne lazım, gelin benimle. çamaşır makineniz var mı,
cihat, gülümseyerek, aslında her şey, evimiz şu an bomboş, dedi. adama en ucuz ama iş gören eşyaları göstermesini söyledik. buzdolabı, çamaşır makinesi gibi önemli eşyaları belirledikten sonra, koltuk takımı ve yatağa sıra geldi.
adam,tek kişilik size olmaz, çift kişilik lazım, dedi gülerek. biz de şaşkın bir şekilde, onayladık. adam halimizden anlayan bir tip çıktı. bu mustafa dayı, bildiğimiz super mario karakteri gibi. esmer tenli, bodur, yapılı, bıyıklı ve ağzında her zaman sigara bulunan biri.
-evi nerede tuttunuz, yakın mı buraya
''valla pek uzak değil dayı, samanyolu pastanesi' nin karşısındaki bina
-hah, bildim bildim. siz meryem' lerin dairesini kiraladınız demek... '' -
17.
+6 -1kız potansiyeli yüksek kulüplere üye olmaya başladık cihat ile.
kampüste biraz turladıktan sonra, çardaklardan birine oturup sigara yaktık. bir yandan da diğer çardaklarda oturan kızları kesmeye başladım.
kanka, bak şu arkadaki kızlar bize bakıyor, yanlarına gidelim mi lan, dedim cihat' a. o ilk önce yok, mok dese de kabul etti. kızlar bizim sigara içtiğimizi görmedikleri için, onlardan ateş isteme bahanesi ile tanışmaya çalışacaktım. beyler, kızlar üç kişi olup, üçü de zütü yere bakan cinstendi, ama yüksek çekiciliğe sahiplerdi.
rahatsız ettik de, rica etsem ateşiniz var ise verir misiniz, diye söze başladım. üç kız da bana bakmaya başladı, bu beni cidden heyecanlandırmıştı beyler. bakışları kedi gibi, çok ilginç bilirsiniz bu kızların bakışlarını.
-elbette, alabilirsin
çakmağı elinden almak yerine, sigaramı kendisinin yakmasını rica ettim beyler, bu temas için daha iyi oluyor çünkü. birkaç duman çektikten sonra, sağ olun, sizlerin bölüm ne, diye söze başladım. okulun ilk günü tanışmak için en tipik sorulardan birisidir, tavsiye ederim.
hukuk, birinci senemiz. peki ya siz? yanıtını aldım. ulan, çok ilginç oldu bu. hehehe, bizler de hukuk birinci sınıfız, pek karşılaşamadık sizinle. dedi bizim cihat.
kızlar, üçü birden gülerek derslere uğramadığınız için karşılaşmamış olabiliriz, dedi.
sizler nerede kalıyorsunuz, kyk falan mı, diye sordum. kızlar, üçü birden evdeyiz, yanıtını verdiler. sanki anlaşmış gibi üçü birden yanıt veriyordu amk. biz bunlarla 30 dakika boyunca konuştuk, sonra bu kızlardan ismi merve olanın telefonu çaldı, yerimizi tarif etti telefondaki kişiye sonra da kapattı. aradan bir 15 dakika sonra, bilindik bir ses işittik:
-herkese selam,
hoş geldin evrim, biz de seni bekliyorduk. bu arkadaşlar da bizi avlamaya gelmişler, şunların haline bakar mısın ya, -
18.
+7 -2bir tabak daha pilav alabilir miyim
açlığımıza hayret ederek bizi izliyorlardı. ben, muhabbeti devam ettirmek için,pardon, ama adınız neydi abla? işte burada büyük bir gaf yaptım beyler. abla ne lan, köylü gibi abla dedim. hemen kızardım tabi bu cümleden sonra. kadın isteksiz bir şekilde, meryem, dedi. ve hemen ardından
gözünde ablan olacak kadar büyük müyüm ben, teşekkürler cidden, dedi. cihat araya girerek, ''ehehehe, bizim arkadaşa aldırmayın siz meryem. o böyledir, kaba biri. antalya'nın köyünden izmir' e geldi, alışacak artık bu kültüre.''
cihat'ın bu muallakliği hoşuma gitmemişti. bu yıkık ne kadar beni tanıyor da bu lafları ediyor amk. evrim, bana bakarak gülümsemeye başladı ve,alışırsın elbette, biraz zaman ister sadece. ben pek kabalığını görmedim ama, neyse dedi.
ulan, elin kızı bile beni savunuyor, ev arkadaşım olacak yıkık bana karşı laflar ediyor. beyler, bilirsiniz bu tip insanları. bir kız görünce, dostunu hemen satarlar.
stresten ötürü terlemeye başladım ve lavaboyu sordum. evrim, ben sana göstereyim, benimle gel, dedi. evrim' in arkasından köpek gibi ilerlerken, onun muhteşem kalçasını dikizlemeye başladım. gerçekten harika lan, acaba o etin tadı nasıldır diye düşünüyordum. işte, burası. ben salona geçiyorum deyip salona geçti.
ben lavaboya girince ilk gözüme takılan iki bornoz oldu. acaba bunlardan hangisi meryem' in hangisi evrim' in diye düşündüm. aldım ikisini, onları düşünerek biraz koklamaya başladım. -
19.
+5koku gerçekten müthiş zevk verdi ve beni etkiledi. yüzümü yıkayıp lavabodan salona geçtim. cihat, artık biz kaçalım, geç oldu. eşyaları almaya gitmemiz gerekiyor, dedi. ulan, daha yemeğim duruyordu, neyse. evet, gitmemiz lazım. tanıştığımıza çok memnun oldum. dedim ve evden çıktık. cihat, cebinden çıkardığı sakız kutusunu açtı, bana uzattı. gibtir git amk, neden öyle dedin lan onların yanında, diyerek biraz sitem ettim.
''bro, sen bana takılma. asıl ben ne konuştuğumu bilmiyorum. sen antalya köyünden geldin; ama ben konya' nın köyünden. düşün benim halimi amk. hadi eşyaları almaya gidelim
saat akşam 21:00 olmuştu. biz dükkanın önüne geldiğimizde ışıklar kapalıydı. biraz seslendik, tık yok. dükkan merdivenlerine çöküp sigara yaktık.
kanka, bugün o meryem' in sana dedikleri, hani eve atılıp çığlık atmak var ya, ne düşünüyorsun lan. ben o an taş oldum olm. çok azgın bir kadına benziyor, ama tehlikeli. zıtlaşma durumunda evsiz kalabiliriz.''
cihat' ı şöyle tarif edeyim size, konya topraklarında kız eli değmemiş bir kardeşimizdir kendileri. bu yüzden de bugün yaşadığımız olay onu çok etkilemiş.
kanka, bence kadın orada benimle eğlenmek istedi. yani, eğlenmekten kastı ciks değil elbette, şaka anlamında. sen sanıyor musun o kadın bana sana verir, amerika mı lan burası? izmir diye de takunu çıkarma bu hayallerin.
bunu söylerken biraz kahkaha atmadım değil hani, ikimiz de iyi güldük ve ensemizde bir sıcaklık hissettik.
merhaba gençler, size nasıl yardımcı olabilirim -
20.
+4dediğine göre parti havası sarmamış, kömür kokusu pek hoşuna gitmiyor. onun hayalindeki eğlence daha farklıymış. yol boyunca sohbet ettik, kendisinden bahsetti biraz. ufak bir fındık bahçesi varmış. içimden, iyi artık fındığa doyarız, demiştim.
biraları alıp, mekana doğru ilerlerken, merve aracı durdurmamı söyledi. midesi bulanmış dediğine göre, hemen köşeye çektim. bu biraz zorladı kendini, bir şey çıkaramadı. biraz çimenlerde oturup bira içelim mi, dedi. belki rahatlar diye kırmadım, açtık biraları içmeye başladık. benim hiç sevgilim olmadı. ama olmasını çok istiyordum. ailem üzerimde büyük bir otorite oluşturmuştu. gözlerden uzak yaşamayı hayal ettim, sanırım bu hayale ulaştım. eğer sen de istersen, birlikte olabiliriz. kimsenin bilmesine de gerek yok, ben sadece seni istiyorum. bu senin gözünde beni ne yapar bilmiyorum, umurumda da değil açıkçası. tek isteğim, yaşayamadığım şeyleri, dediği an dudaklarına yapıştım beyler. kendimi tutamamıştım. bu huurluğa dayanabilecek kültüre sahip değildim lan ben, köylüyüm amk. beyler, onun sıkı bacaklarını avuçlamaya başladım. hızlıca eteğinin altından külotuna ulaştım, hayvan gibi çekmeye başladım. o an gerçek bir hayvan olduğumu anlamıştım, neyse. bu merve, hiç karşılık vermeden, kendin, bana teslim edip mutlu bir ifade ile beni süzüyordu. ben bunun kıyafetini soydum, iç çamaşırları kaldı. boynuna yapıştım vampir gibi ve külotunu hafiften sıyırdım...
ilk defa böyle bir şey yaşıyordum. ben aletimi hemen buna yerleştirdim. beyler, inanın yok böyle bir kökleme. kendimi star hissetmeye başladım. her yerde kamera var gibi, köklüyordum. acemi olduğum için ise erken patlamak zorunda kaldım ve çok yoruldum. sonra yıldızlar altında sarıldık biraz, kıyafetlerimizi giyip mekana geçtik...
yeğenim, neredeydiniz herkes sizi bekliyordu. alın bir tabak, masaya geçin hadi.
başlık yok! burası bom boş!