öncelikle che'nin bir sözü ile konuya girelim. "en büyük hayalim bir gün ölüm makinesine dönüşmektir"

bizim topraklarımızda yaşayan sol ideolojileri benimsemiş insanlar genelde avel olur, kendi düşünceleri ile hiç alakası olmayan kişileri putlaştırır ve kendi çıkarlarına göre yoğururlar. bu che'de onlardan biridir. barış, kardeşlik, hümanizm gibi düşüncelere devamlı karşı çıkmış birisidir che guevara. kendisi zencilerden ve eşcinsellerden nefret ederdi. zenciler için zenciler tembel ve aklı kıtdır. tüm paralarını alkol ve saçmalıklara harcarlar. beyaz insanlar ise zeki ve çağdaşdır demiştir. devrimin imajını zedeliyorlar diye eşcinselleri toplama kamplarına zütürmüştür. bizim vatanımız da yaşayan, türk olmayan değersiz canlılar bu adama tapıyor diye gerçeklerden uzaklaşacak değiliz. yobazlığın gereği yok.
che her şeyden önce bir doktordur. doktorken çok temiz kalpli bir adamdır. öyle savaşla, cinayetle işi olmayan biridir. lakin arjantin'den küba'ya maceracılık yapmaya gittiğinde kalbindeki kin ve nefret artmaya başlamıştır. latin amerika'nın her yerini dolaşmıştır. buralarda halkın açlık ve sefaletle boğuştuğunu görmüştür. bunun tek bir sorumlusu olarak abd'yi suçlamıştır. che buradakilere yardım etmek istemiş ve daha sonra castro ile tanışmıştır. castro küba'yı işgal etmek istiyordu. che'de hemen ona katıldı. fakat planları umduğu gibi gitmedi ve hapishaneye girdiler. bu vesile ile birbirlerini daha çok tanımaya başladılar. artık che'nin bir davası vardı. bir ülküsü vardı.

hapsihaneden çıktıktan sonra che kendini eğitir. castro'nun küba'ya işgal etmek için oluşturduğu orduya katılır. ordu da sağlıkçıdır, fakat boynundan yaralanır ve sonrada savaşçı olmaya karar verir. artık kan akıtmak istiyordu. sürekli askerlerle vakit geçiriyor ve genç yaşta olmasına rağmen herkes onun dediklerini yapıyor, onun izinden gidiyordu. kendini sevdirmişti.
pek çok başarılı çarpışmaya imza atan che artık bir kahramandı. insanları sürekli savaşmaya tevşik ediyor, savaşın yararlılığından bahsediyordu. aynı toprağını havasını soluyan fakat kendisine mukavemet ettiği için 14 bin sivil köylüyü bizzat gebertmiştir. etrafındakiler hep bunu diyordu, "abd tüm insanlığın düşmanıdır. bu çakallara karşı ayakta kalmak için katliamdan başka çıkış yolu göremiyorum". bunu dedikten sonra yakaladıkları bir ispiyoncuyu tek bir kurşunla gözünü kırpmadan öldürdü. santa clara'yı işgal ettikten sonra da 12 polisi kurşuna dizmiştir.
abd'lilere karşı acayip bir kini vardı. daha sonra afrika'ya gitti. oradaki zencileri örgütlemeye çalıştı, fakat bunu yaparken ister istemez ırkçı olmaya başladı. çünkü bu zenciler ne savaşmayı biliyor ne de emirleri yerine getiriyordu. hatta sürekli ciks yapmaları, eğlenceye düşkünlükleri che'nin adeta çileden çıkarmıştı. daha sonra afrika'dan gitti.

che için esas hayal kırıklığı ise komünist rusya'nın abd ile anlaşma yapmasaydı. böylece küba'da bulunan rus füzeleri söküldü. che bu yüzden kendini paralıyor, bir sosyalist nasıl olurda başka bir sosyalist ülkenin zararına iş yapar, hani hepimiz kardeştik diye dövünüyor ve komünist bloktan nefret etmeye başlıyordu. daha sonra ise arjantin'e yol alan che, buradaki komünistlerin kendisini ispiyon etmesi sonucu abd'liler tarafından öldürülür. olayın özeti bu. şimdi eşcinsel, tembel, 1 dolara fuhuş yapan uyuz kübalıları görse che ilk başta onları gebertir, sonra diğer ülkelerle savaşırdı.

che, hitler gibi adamlar arasında bir fark yoktur. hepsi savaşmak istemişlerdir. savaşarak düzen kurmak istemişlerdir. kendilerini davalarına adamışlardır. gururlu adamlardır. bu yüzden takdir edilebilirler.

öncelikle che'nin bir sözü ile konuya girelim. "en büyük hayalim bir gün ölüm makinesine dönüşmektir"

bizim topraklarımızda yaşayan sol ideolojileri benimsemiş insanlar genelde avel olur, kendi düşünceleri ile hiç alakası olmayan kişileri putlaştırır ve kendi çıkarlarına göre yoğururlar. bu che'de onlardan biridir. barış, kardeşlik, hümanizm gibi düşüncelere devamlı karşı çıkmış birisidir che guevara. kendisi zencilerden ve eşcinsellerden nefret ederdi. zenciler için zenciler tembel ve aklı kıtdır. tüm paralarını alkol ve saçmalıklara harcarlar. beyaz insanlar ise zeki ve çağdaşdır demiştir. devrimin imajını zedeliyorlar diye eşcinselleri toplama kamplarına zütürmüştür. bizim vatanımız da yaşayan, türk olmayan değersiz canlılar bu adama tapıyor diye gerçeklerden uzaklaşacak değiliz. yobazlığın gereği yok.
che her şeyden önce bir doktordur. doktorken çok temiz kalpli bir adamdır. öyle savaşla, cinayetle işi olmayan biridir. lakin arjantin'den küba'ya maceracılık yapmaya gittiğinde kalbindeki kin ve nefret artmaya başlamıştır. latin amerika'nın her yerini dolaşmıştır. buralarda halkın açlık ve sefaletle boğuştuğunu görmüştür. bunun tek bir sorumlusu olarak abd'yi suçlamıştır. che buradakilere yardım etmek istemiş ve daha sonra castro ile tanışmıştır. castro küba'yı işgal etmek istiyordu. che'de hemen ona katıldı. fakat planları umduğu gibi gitmedi ve hapishaneye girdiler. bu vesile ile birbirlerini daha çok tanımaya başladılar. artık che'nin bir davası vardı. bir ülküsü vardı.

hapsihaneden çıktıktan sonra che kendini eğitir. castro'nun küba'ya işgal etmek için oluşturduğu orduya katılır. ordu da sağlıkçıdır, fakat boynundan yaralanır ve sonrada savaşçı olmaya karar verir. artık kan akıtmak istiyordu. sürekli askerlerle vakit geçiriyor ve genç yaşta olmasına rağmen herkes onun dediklerini yapıyor, onun izinden gidiyordu. kendini sevdirmişti.
pek çok başarılı çarpışmaya imza atan che artık bir kahramandı. insanları sürekli savaşmaya tevşik ediyor, savaşın yararlılığından bahsediyordu. aynı toprağını havasını soluyan fakat kendisine mukavemet ettiği için 14 bin sivil köylüyü bizzat gebertmiştir. etrafındakiler hep bunu diyordu, "abd tüm insanlığın düşmanıdır. bu çakallara karşı ayakta kalmak için katliamdan başka çıkış yolu göremiyorum". bunu dedikten sonra yakaladıkları bir ispiyoncuyu tek bir kurşunla gözünü kırpmadan öldürdü. santa clara'yı işgal ettikten sonra da 12 polisi kurşuna dizmiştir.
abd'lilere karşı acayip bir kini vardı. daha sonra afrika'ya gitti. oradaki zencileri örgütlemeye çalıştı, fakat bunu yaparken ister istemez ırkçı olmaya başladı. çünkü bu zenciler ne savaşmayı biliyor ne de emirleri yerine getiriyordu. hatta sürekli ciks yapmaları, eğlenceye düşkünlükleri che'nin adeta çileden çıkarmıştı. daha sonra afrika'dan gitti.

che için esas hayal kırıklığı ise komünist rusya'nın abd ile anlaşma yapmasaydı. böylece küba'da bulunan rus füzeleri söküldü. che bu yüzden kendini paralıyor, bir sosyalist nasıl olurda başka bir sosyalist ülkenin zararına iş yapar, hani hepimiz kardeştik diye dövünüyor ve komünist bloktan nefret etmeye başlıyordu. daha sonra ise arjantin'e yol alan che, buradaki komünistlerin kendisini ispiyon etmesi sonucu abd'liler tarafından öldürülür. olayın özeti bu. şimdi eşcinsel, tembel, 1 dolara fuhuş yapan uyuz kübalıları görse che ilk başta onları gebertir, sonra diğer ülkelerle savaşırdı.

che, hitler gibi adamlar arasında bir fark yoktur. hepsi savaşmak istemişlerdir. savaşarak düzen kurmak istemişlerdir. kendilerini davalarına adamışlardır. gururlu adamlardır. bu yüzden takdir edilebilirler.

öncelikle che'nin bir sözü ile konuya girelim. "en büyük hayalim bir gün ölüm makinesine dönüşmektir"

bizim topraklarımızda yaşayan sol ideolojileri benimsemiş insanlar genelde avel olur, kendi düşünceleri ile hiç alakası olmayan kişileri putlaştırır ve kendi çıkarlarına göre yoğururlar. bu che'de onlardan biridir. barış, kardeşlik, hümanizm gibi düşüncelere devamlı karşı çıkmış birisidir che guevara. kendisi zencilerden ve eşcinsellerden nefret ederdi. zenciler için zenciler tembel ve aklı kıtdır. tüm paralarını alkol ve saçmalıklara harcarlar. beyaz insanlar ise zeki ve çağdaşdır demiştir. devrimin imajını zedeliyorlar diye eşcinselleri toplama kamplarına zütürmüştür. bizim vatanımız da yaşayan, türk olmayan değersiz canlılar bu adama tapıyor diye gerçeklerden uzaklaşacak değiliz. yobazlığın gereği yok.
che her şeyden önce bir doktordur. doktorken çok temiz kalpli bir adamdır. öyle savaşla, cinayetle işi olmayan biridir. lakin arjantin'den küba'ya maceracılık yapmaya gittiğinde kalbindeki kin ve nefret artmaya başlamıştır. latin amerika'nın her yerini dolaşmıştır. buralarda halkın açlık ve sefaletle boğuştuğunu görmüştür. bunun tek bir sorumlusu olarak abd'yi suçlamıştır. che buradakilere yardım etmek istemiş ve daha sonra castro ile tanışmıştır. castro küba'yı işgal etmek istiyordu. che'de hemen ona katıldı. fakat planları umduğu gibi gitmedi ve hapishaneye girdiler. bu vesile ile birbirlerini daha çok tanımaya başladılar. artık che'nin bir davası vardı. bir ülküsü vardı.

hapsihaneden çıktıktan sonra che kendini eğitir. castro'nun küba'ya işgal etmek için oluşturduğu orduya katılır. ordu da sağlıkçıdır, fakat boynundan yaralanır ve sonrada savaşçı olmaya karar verir. artık kan akıtmak istiyordu. sürekli askerlerle vakit geçiriyor ve genç yaşta olmasına rağmen herkes onun dediklerini yapıyor, onun izinden gidiyordu. kendini sevdirmişti.
pek çok başarılı çarpışmaya imza atan che artık bir kahramandı. insanları sürekli savaşmaya tevşik ediyor, savaşın yararlılığından bahsediyordu. aynı toprağını havasını soluyan fakat kendisine mukavemet ettiği için 14 bin sivil köylüyü bizzat gebertmiştir. etrafındakiler hep bunu diyordu, "abd tüm insanlığın düşmanıdır. bu çakallara karşı ayakta kalmak için katliamdan başka çıkış yolu göremiyorum". bunu dedikten sonra yakaladıkları bir ispiyoncuyu tek bir kurşunla gözünü kırpmadan öldürdü. santa clara'yı işgal ettikten sonra da 12 polisi kurşuna dizmiştir.
abd'lilere karşı acayip bir kini vardı. daha sonra afrika'ya gitti. oradaki zencileri örgütlemeye çalıştı, fakat bunu yaparken ister istemez ırkçı olmaya başladı. çünkü bu zenciler ne savaşmayı biliyor ne de emirleri yerine getiriyordu. hatta sürekli ciks yapmaları, eğlenceye düşkünlükleri che'nin adeta çileden çıkarmıştı. daha sonra afrika'dan gitti.

che için esas hayal kırıklığı ise komünist rusya'nın abd ile anlaşma yapmasaydı. böylece küba'da bulunan rus füzeleri söküldü. che bu yüzden kendini paralıyor, bir sosyalist nasıl olurda başka bir sosyalist ülkenin zararına iş yapar, hani hepimiz kardeştik diye dövünüyor ve komünist bloktan nefret etmeye başlıyordu. daha sonra ise arjantin'e yol alan che, buradaki komünistlerin kendisini ispiyon etmesi sonucu abd'liler tarafından öldürülür. olayın özeti bu. şimdi eşcinsel, tembel, 1 dolara fuhuş yapan uyuz kübalıları görse che ilk başta onları gebertir, sonra diğer ülkelerle savaşırdı.

che, hitler gibi adamlar arasında bir fark yoktur. hepsi savaşmak istemişlerdir. savaşarak düzen kurmak istemişlerdir. kendilerini davalarına adamışlardır. gururlu adamlardır. bu yüzden takdir edilebilirler.