öncelikle sarkozy'i aklı başında bir fransıza sor bakalım hakkında ne cevap verecek sana.
onun dışında sinet'yi kovan kişi philippe val. sine iki sene sonra davasını kazandı ve mahkeme kararıyla 40.000 euro aldı. bak buraya dikkat. mahkeme charlie hebdo'yu suçlu buldu.
daha sonraysa ne hikmetse philippe val radio france'ın editörlüğüne geçiyor.
onun dışında sinet'ye biraz bakalım. 80'li yıllarda bu sinet'nin anti-semitist davranışlarından başı ağrıyor. şöyle de bir laf etmiştir kendisi:
"Je suis antisémite et je n'ai plus peur de l'avouer, je vais faire dorénavant des croix gammées sur tous les murs... je veux que chaque juif vive dans la peur, sauf s'il est propalestinien. Qu'ils meurent !"
yani açık açık antisemitist olduğunu, tüm duvarlara nazilerin svastikasını çizmek ve tüm yahudilerin korku içinde yaşamasını istediğini söylüyor. bunu bazı zeminlere oturtmaya çalışarak meşrulaştırmaya çalışıyor işte. sonra da özür dilemiş. hoş gerçi bu adam her şeye karşı bi adam, her şeyin antisi. zamanında müslümana da benzer lafları edebilmiş birisidir, her ne kadar yukardaki cümlede filistin'i savunduğu gözükse de.
yani geldiğimiz noktada şöyle bir durum var. fransız liberallerinin şiddetle karşı çıktığı philippe val dergiden bir adamı sarkozy'nin oğluyla alakalı yaptıklarından ve antisemitizmden ötürü kovuyor. dediğim gibi liberaller ve sol kanatta duranlar karşı çıkıyor bu karara. bu kovulma neticesinde fransız mahkemesi kovanı cezalandırıyor. bu kovan kişi daha sonra radio france'da çalışmaya başlıyor. hatta sarkozy'nin bildiğin kuklası haline geliyor. bir kurumun içerisine devlet müdahale etmeye başlarsa orada ifade özgürlüğünden bahsedemezsin. temsili resim buyur:
http://www.imgim.com/image/2gopndh.jpg/
yalnız lafı geçmişken söylemek gerek bak, hani kavramların daha da oturması için. kovulan kişinin geçmişinde ırkçılık yaptığı açık. ifade özgürlüğü ırkçılık demek değildir. bunu bi ayıralım. "tüm müslümanlar teröristtir, bunlardan kurtulmalıyız" lafı ifade özgürlüğüne girmez mesela, nefret suçu kapsdıbına alınır avrupa'da. amerika'daki durum daha farklı olabilir. ancak avrupa'da duvarlara gamalı haç çizmek istiyorum lafı nefret suçuna girer, kişiyi hedef alır. ancak bir inançla dalga geçmek ifade özgürlüğüne girer. aradaki farkı ancak kavramların evrensel karşılığını öğrendiğinde anlayabilirsin. yoksa şu şunu yaptığında bu oluyor, şu şunu yaptığında neden olmuyor gibi sığlıktan öteye gidemeyecek analizler yaparken bulursun kendini. biraz okuyalım gençler, ötesine bakalım olayın, kazıyın biraz edindiğiniz bilgileri.
kısaca anti-islam kabul edilebilir ancak anti-müslüman kabul edilemez. anti-yahudilik kabul edilebilir ancak anti-semitizm kabul edilemez. anlatabildim mi? bu aradaki devasa farkı çözebiliyor musunuz?