1. 1.
    +1 -3
    ilk reserved benden başlıcam
    edit:çok uzun bir hikaye umarım dinleyen olur...

    aslında başlığa altı sene, sekiz ay ondört gün kodeste yaşadım diye isim verecektim ama uzun diye vazgeçtim; neden kodes dedim, ben de bilmiyorum ama yaşadığım onca zulmü "cezaevi" olarak adlandırmak istemezdim...

    her neyse,

    orada yaşadığım zulmü hiçbir yerde yaşamadım, hem de aylarca veya günlerce değil, senelerce... ailem yoktu ama mahalleden tanıdıklarım geliyordu, görüştürülmedim... hücre cezası yedim, dayak yedim, kan kusturuldum, kulaklarımdan kan gelinceye kadar dövdüler beni , öldürmeye çalıştılar, ölmedim... yediğim dayaklardan ötürü, günlerce yarı baygın yattım. çay verdiler, çayıma işediler, yemek verdiler, yemeğime tükürdüler. sigara verdiler, dişlerimi döktüler...
    edit1:yalanına sokuyumculara gelsin
    http://www.imgim.com/image/fft17_mf18030.jpeg/
    ortadaki siyah ceketli olan benim diğeri ilyas abi ilerde onu da anlatacağım sana diğeri ise koğuş ağasının yiğeni pek tanımıyorum
    edit2:atmışken şunu da atayım bu da kaldığım pis,tak kokan ,beni kan kusturan, sidik ve tak kokularından beni uyutmayan, bana kabus gördüren o pis hücre her kavgada ağzım burnum kırıla kırıla ,kanaya kanaya aldım
    link: https://encrypted-tbn2.go...0XRHoHdFHIe5d09aE55Iwth_Q
    edit3:bu arada bir caps daha gönderiyorum inanmanız için .özel hayatımı sizin gibi bir maskeli insanlara açıyorum sizi seviyorum lan .zaten bu hikayeyi okuyan 100 kişiden 20 si beni tanıyor
    -link: https://i.ytimg.com/vi/vbytrzab888/0.jpg (4 kişinin yanındaki siyahlı benim. birinin mutlu günüydü koğuş ağasının oğlu oldu onu kutluyorduk çekmişler.)
    ···
  2. 2.
    +1 -2
    ellerim kelepçeli, yüzüm yerde ne yaptığımı düşünüyorum ama hiçbir şey aklıma gelmiyordu, bir şey de yapmamıştım ama odamdaki polislerin ve tabancalarının esmerliği, kötü şeylerin habercisi gibiydi…

    dün geceyi düşündüm, rıfkı’nın meyhanesindeydik... hilmi, cevat, arif ve ben beraber ziftlenmiştik… acaba meyhanede kavga falan mı çıktı diye düşünüyordum ama yoktu öyle bir şey… her zamanki gibi hesabı alman usulü ödemiş, sonrasında rıfkı abi’den bir bira alarak eve gelmiştim… bu kadardı, bundan sonrası yok hafızamda ki, zaten olması da gerekmiyordu… her zaman yaptığım gibi eve gelip, zıbarmıştım…

    ben bunları düşünürken sağ kolumdaki bıyıksız pardösülü adam beni itekleyerek salona zütürdü… salonda gördüklerim biraz önce yaşadıklarımdan farksızdı… odadaki her şey salonun ortasında yağmalanmış öksüz gibi bana bakıyordu… her taraf dağılmıştı, onlarca polis dağıtmaya da devam ediyordu…

    üniformalı polislerin yanında birkaç adam daha vardı ama üzerlerinde polis üniforması yoktu, sonradan sivil polis olduklarını öğreneceğim o adamlar bir şeyler aramak yerinde dağıtmaya, yakıp yıkmaya gelmiş gibilerdi…
    ···
  3. 3.
    -2
    cassieli bu yüzden davaya verdim .inanmıyorsanız yarın dava dosyasını caps olarak atayım. benim romanımı kopyalamış huur çocuğu. neden devam etmedi hikayeye savcılıkla uğraştı çünkü.
    ···
  4. 4.
    -2
    @30 cassiel benim hikayemi çaldı. microsofta ben yazmıştım hepsini koplayalamış bin 2 ay sonra kitap çıkacak kim haklı görürsün
    ···
  5. 5.
    -2
    dinleyen var mı yoksa gideyim mi lan
    ···
  6. 6.
    +2
    http://inci.sozlukspot.co...anlat%C4%B1yorum/@cassiel
    Çalıntı ameke
    ···
  7. 7.
    +1 -1
    "ne oluyor lan, ne yapıyorsunuz, ne yapıyorsunuz... diye ama bıyıksız olan, omzuma yumruğu indirerek ve de itekleyerek "kalk lan, kalk, kalk, kalllk," diye geçiştirdi...

    bıyıksız olan zorla da olsa doğrultu beni... omuzumu silkeleyerek bıyıksız olandan kurtulmaya çalıştım ama nafile... sadece "bırakın beni" "bırakın" diye silkeleyebildim biraz...
    ···
  8. 8.
    +2
    peki o siyahlı sen isen bu kim panpa ?

    http://imgim.com/enver.jpg

    cezaevi görmesem neyse de çoluk çocuğa hitap ediyorsun burada çoluk çocuk yok sadece
    ···
  9. 9.
    +1 -1
    2005 yılının sonbaharıydı... evimde geçirdiğim son gece. o gece eve geç gelmiştim, mahalledeki arkadaşlarla, meyhaneci rıfkı'nın meyhanesinde buluşmuş; bir yetmişlik, bir de otuzbeşlik devirmiştik... yanıma da cila niyetine bir bira almıştım, tabii o zamanlar yirmilik diye bir rakı şişesi yoktu... olsaydı bir yirmiliği de yolda kafaya dikerek eve gelirdim herhalde... her neyse, gece eve nasıl geldiğimi hatırlamıyorum bile, hatırladığım tek şey kapıma konan tekmenin sesi ve kapının duvara çarpma sesiydi, yatağımdan yarı baygın bir şekilde kalktım, zaten yataktan kalktığımda beynimden vurulmuşa dönmüştüm...

    odamda beyaz pardösülü üç adam gözlerini bana dikmiş öylece bekliyorlardı, üç beyaz pardösülü adamdan ikisi bıyıklı idi çok geçmeden yanlarında onlarca üniformalı polis geldi... esmer tabancalarının nişangahında da ben vardım, yanı alnımın orta yeri...

    rüya ile gerçek arasında tıkanıp kalmıştım... gerçek olması için hiçbir sebep yoktu belki ama adamlar, 'ay'sız gecelerin karanlığı kadar gerçekti...

    "yat, yat, yat" diye bağırışmalar içerisinde kalmıştım... ellerimi havaya kaldırıp "ne oluyor" diyebildim sadece... ne olup bittiğini anlamıyordum ama adamların yüzündeki ciddiyet, tabancalar kadar esmerdi...

    tek tek hepsinin yüzüne baktım, adamları görmüyordum bile, sadece tabancaları gözlerimin nişangahındaydı...
    ···
  10. 10.
    +1 -1
    dışarıyla, yani hayatla bütün ilişkimi kestiler, yıllarca televizyon seyredemedim, radyo dinleyemedim, gazete okuyamadım...

    tam yirmibir kez, firar girişiminde bulundum, çorba kaşığıyla tünel kazıdım, çatalla duvar deldim, yakalandım. saatlerce falakaya çekildim, dövüldüm... tünel kazıdığım çatal-kaşığı tutamaz hale geldim,. haftalarca yürüyemedim ama direndim, direnmeliydim de zira yaşamalıydım...

    bir gün için, tek bir gün için yaşamaya çalıştım... ta ki lokman abiyle tanışana kadar... onunla tanıştıktan sonra yaşadım, hep yaşadım...
    ···
  11. 11.
    -1
    çalıntı başlık ananı avradını gibeyim..
    ···
  12. 12.
    +1
    ulan allahısz huur çocukları ben yazacağım neden kopyalayıp yapıştırıyorsunuz.bu arada ilerde capsler gelecek ranzam sıçtığım tuvalet kaldığım hücre hepsi elimde
    ···
  13. 13.
    +1
    o sidik ve tak kokusunun olduğu koğuşları bilmiyorum, allah da göstermesin. ama dışarıdan ziyaretçi olarak içeri girmek bile insana o kadar büyük bir zulum ki.

    bu arada lafı uzattıkça uzatıyon birader istesek kitabı alır okuruz sen edebi kısımlarını keserek anlat amk. bir saattir dedene ne olduğunu anlatamamışsın.

    ha bu arada geçmiş olsun, allah tekrarını göstermesin.
    ···
  14. 14.
    -1
    salonun halini görünce yatak odasının kapısından koltukta oturan bıyıklı polise baktım, sağ elindeki sigaranın dumanı gözlerini yakmış olacak ki, sağ gözünü kapatmış; sol eliyle de ağzındaki kürdanı dişlerinin arasında gezdiriyordu… diğer beyaz pardösülü bıyıklı adam da koltukta yayıla yayıla oturan adamın kulağına eğilmiş bir şeyler fısıldıyordu… ona baktığımı görünce sağ elindeki sigarasını ağzına zütürdü, kapalı olan gözünü açarak, kulağına fısıldayan beyaz pardösülü adama, beni işaret ederek bir şeyler söyledi… o işaretten sonra ben hiçbir şey olmamış gibi ve görmemiş gibi önüme baktım…

    sağ kolumdaki bıyıksız adam, kolumdan çıkarak sivil polislerden birisini yanına çağırdı. ne konuştuklarını bilmiyorum ama sivil polis, o konuşmadan sonra belinden bir bıçak çıkardı, öyle küçük bir bıçak da değil, siyah kabzalı ve uzun bir bıçak, diğer arkadaşını da yanına çağırarak odadaki koltuğu ve çekyatları işaret etti, diğer arkadaşı da belinden bir bıçak çıkardı… bir an beni bıçaklayacaklarını düşündüm ama o işaretlerin ucunda koltukların oluşu korkumu biraz olsun hafifletmişti…

    biri çekyatın, diğeri de koltuğun döşemelerini yarıyordu… “ne yapıyorsunuz” diyerek adamlara müdahale etmeye çalışsam da yetişemeden durduruldum… hem de enseme şaplağı yiyerek…

    beyaz pardösülü bıyıksız adam tarafından yediğim şaplağın intikdıbını alırcasına, kolunu omzumla ittim, üniformalı bu hareketime karşılık beni itekleyerek üniformalı polislerin durduğu tarafa ittirdi… iki polise de dönerek “alın zütürün bunu” dedi..
    ···
  15. 15.
    +1
    bu arada bir caps daha gönderiyorum inanmanız için .özel hayatımı sizin gibi bir maskeli insanlara açıyorum sizi seviyorum lan .zaten bu hikayeyi okuyan 100 kişiden 20 si beni tanıyor
    -link: https://i.ytimg.com/vi/VbytrzaB888/0.jpg (4 kişinin yanındaki siyahlı benim. birinin mutlu günüydü koğuş ağasının oğlu oldu onu kutluyorduk çekmişler.)
    ···
  16. 16.
    -1
    o.ç geçen sene okuduk lan biz bu hikayeyi.. hem başlığı hem de entryleri çalmış anası gibilaçi..
    ···
  17. 17.
    -1
    beyaz pardösülü bıyıksız adam tarafından yediğim şaplağın intikdıbını alırcasına, kolunu omzumla ittim, üniformalı bu hareketime karşılık beni itekleyerek üniformalı polislerin durduğu tarafa ittirdi… iki polise de dönerek “alın zütürün bunu” dedi..

    üniformalı polislerden beyaz tenli, kısa boylu olanı “emredersiniz amirim” diyerek koluma girdi… diğer arkadaşı da diğer koluma girerek beni dışarıya çıkardılar fakat dışarısı içerden de beterdi…

    asıl kıyamet sokaktaydı,

    bütün mahalleli sabahın köründe uyanmış, bir suçlu bekler gibi benim evden çıkarılışımı bekliyordu… dünyanın en kabahatli suçunu işleyen bir suçlu gibi bakıyorlardı bana, o bakışlar karşısında ne yapacağımı şaşırmıştım, başımı eğsem mi diye düşünürken gözlerim belki bir tanıdık görür diye, etrafa bakındım ama yok, tanıdık hiçbir yüz yoktu… suçlu gören gözlerden başka hiçbir şey yoktu…

    mahalleli, film izler gibi beni ve polislerin hareketlerini izliyordu…

    iki yanımda iki polis, ellerim de kelepçeli zütürülüyordum…

    zütürülüyordum da nereye…

    ölüme, aslında ölümden de öteye...
    ···
  18. 18.
    -1
    şimdi düşünüyorum da eğer o zaman kodeste yaşayacaklarımı bilseydim kaçar mıydım oradan, en azından denerdim... denemek isterdim daha doğrusu...

    yirmidört yaşında kimsesi olmayan bir adamdım… her gece meyhaneci rıfkı’nın meyhanesinde demlenir o yaşıma kadar yaşadıklarımı unutmaya çalışıyordum ama yine de unutamıyordum…

    kolay da değildi unutmak, zira ailemi bir hiç uğruna, hem de benim yaptığım bir hata sonucu kaybetmiştim…

    dedem, soyundan kalan son torununu da kaybetmemek için, o çok sevdiği toprağından koparak istanbul’a gelmişti... hem de bana sahip olmak için...

    babamın evini, kendi evini ve arazilerini satarak istanbul’da iki arsa almış… iki arsanın üzerine de iki gecekondu yaptırmıştı… gecekonduların inşaatında kendi de çalışmıştı… birisini kiraya vermiş, birisinde de biz oturuyorduk…

    dedemin yüzüne bakamıyordum, bakmak da istemiyordum zira benim yüzümden oğlunu, gelinini ve iki torununu kaybetmişti… ve evet, ben de ailemi kaybetmiştim ama ben kendim düşmüştüm, düşerken de dedemin elinden tutup bataklığın içine sürüklemiştim… işte en çok da bu kahrediyordu beni…

    dedemle yaşadığım beş yıl boyunca konuşmasını bekledim, “neden” diye sormasını bekledim ama konuşmadı, hiç konuşmadı ta ki iki yıl öncesine kadar…
    ···
  19. 19.
    -1
    neyse birazda uyku şart reserveleri alın kardeşlerim. kimse de beni eleştirmesin istediğimi yazarım istediğimi atarım beni burada eleştirmeye hakkınız yok. çünkü bunları okurken bana 5 kuruş vermiyorsunuz ha ama kitabı alırsanız beni eleştirmeye hakkınız var ne de olsa para vermişsiniz o kadar 13 tl den başlayacak kitabın fiyatı. biraz raskolnikova özendirdim kendimi kitapta esmer biri olarak geçiyorum vesaire hadi karılarınızı sevgililerinizi annenizi ya da kız kuzeninizin dudaklarından öpün benim yerime. babanıza da selam söyleyin
    ···
  20. 20.
    +1
    anlat panpa dıslerın yok ondan zor anlatıyorsun ama olsun
    ···