-
151.
0Rezerved
-
152.
0aldım reserv
-
153.
0@121 biziz işte çocuk olup olmadığın hakkında hiç bir fikrim yok.o klipte bende oynadım çok amatör bir klipti. hatta klibi çeken yönetmeni bile biliyorum mustafa demir mi neydi. bana bak kardeşim bunların hepsinin doğru olduğunu eminin inanmıyorsan 2 ay 3 gün sonra sagıp sabancı üniversitesinde koğuş romanının galası var yani imza günü falan orada bütün yaşadıklarımı özetleyecek bir konuşma yapacağım. gelmeni tavsiye ederim
-
154.
0@119 olmaz kardeşim zaten az kaldı cassielin kaldığı yere o muallak iyiki de en hayacanlı yerinde bıraktırdım kimsenin benim emeklerimle yazdığım anıları çalmaya hakkı yok şimdi de mafya ile uğraşıyor pekekent 2 kere topuğuna sıkıldı. inci sözlüğe de giremiyor girince zaten ilk anlatacağı şey kumar olacak.
-
155.
0reservedleri almaya devam edin akşam saat 11 gibi den 5 e kadar yazacağım o zamana kadar ise cassielin kaldığı yeri geçmiş olurum ..
-
156.
0Okurum bunu. Geçmiş olsun biraderim
- 157.
-
158.
0reserved. 12 olmak üzere panpa bekliyoruz.
-
159.
0rezerved
-
160.
0reserved
-
161.
0rezörvıd
-
162.
0rizörv
-
163.
0hadi amk saat 2.30 oldu zütveren
-
164.
0beklemedeyiz panpa
-
165.
0sonunda beyler geldim kusura bakmayın canım kardeşlerim işim vardı. elektrik faturasını falan ödeyememiştim devam edemedim yani 1 gün elektriksiz kaldım kardeşlerim çok kötü bir durum neyse ben hikayeye devam ediyorum bugün cassielin geldiği yere kadar gelecem.
-
166.
0sonunda beyler geldim kusura bakmayın canım kardeşlerim işim vardı. elektrik faturasını falan ödeyememiştim devam edemedim yani 1 gün elektriksiz kaldım kardeşlerim çok kötü bir durum neyse ben hikayeye devam ediyorum bugün cassielin geldiği yere kadar gelecem.
-
167.
0bu arada @132 saol kardeşim allah sana böyle belaler vermesin
-
168.
0reserve
-
169.
018 eylül 2003…Tümünü Göster
elimde ekmek, içimde korku dedeme sesleniyorum ama öyle bir sesleniş ki, hani taş olsa sesimin çığlığından ikiye ayrılırdı ama yok sesime ses veren, sesimden başka hiçbir ses yoktu... mavi demirli kapıyı açar açmaz içeri koştum, kapıyı öyle hızlı açmışım ki, kapı önce duvara sonra omzuma çarparak durabilmişti... o an omzuma çarpan kapının farkında bile değildim ama günler sonra omzumdaki acıyı farkedecektim...
duvarlara çarpa çarpa eve girdim; evin girişinde hemen sol tarafta mutfağımız vardı, önce acaba mutfakta mı diye baktım, orada da kimse yoktu, bir kez daha bağırdım orada "dedeeee" diye yine sesimden başka hiçbir ses yoktu işin taktan tarafı içinde korku olunca sesinden bile ürküyorsun artık. evin salonuna koştum... evet oradaydı dedem, başı eğik bir vaziyette çekyatta oturuyordu... üzerinde siyah ceketi, başında da kasketi vardı; öylece oturuyordu ama gelişimden haberi bile yok gibiydi...
dedemi orada öyle görünce korkuyla karışık yaklaştım... tekrar "dedeee" diye bağırdım ama kısık bir ses tonuyla...
kötü giden bir şeylerin varlığı dedemin hareketsizliğinde gizliydi, ne bir hareket ne de ses vardı... duymuyor muydu beni, görmüyor muydu, bilmiyordum ama bilmek istediğim sadece uyuyor olmasıydı... elimdeki ekmeği dedemin yanına bıraktım, dedemin önünde eğilerek elini tuttum... ölümün soğuk yüzüyle o an tanıştım... parmakları buz kesmişti sanki... hayır dedim kendi kendime, hayır dedim, hayır... olamaz, olmamalı da... şu hayatta, yaşadığım onca acıya rağmen beni bir dakika olsun ekgib bırakmayan bu dağ gibi adam, bugün de beni ekgib bırakmaz, bırakmamalı da diyordum... "dede" diye bağırıyorum, "dedeem, dedem" diye ama sadece dediğimle kalıyordum, hiçbir hareket yoktu, yaşamsal belirti de... elini öperek sol tarafına oturdum... sakallarına dokundum, sarıldım... dedemin eğik başı omzuma düşünce bütün ev üzerime yıkıldı, tutamadım kendimi orada, dede diye ağlamaya başladım... daha sıkı sarıldım, beyaz sakallarına avuç içimle dokunuyordum, aç diyordum gözlerini aç, dede aç gözlerini, gözlerini aç... ben geldim dede, ben, hayırsızın... soğuk eli dudaklarımda, öylece yığıldım dedemin kucağına... öylece, ekgib yarım ve bir hiç olarak yığıldım…
şimdi ne yapacaktım ki? artık olmayacak mıydı? gömecek miydim dedemi, toprak mı olacaktı… olmamalıydı ama olacaktı… yine her zamanki gibi yapacak hiçbir şeyim yoktu diyecektim ki, hala öyle diyorum; ama aslında yapacak çok şeyim vardı… kendimden bile gizlediğim gerçekler… yapacak hiçbir şeyim yoktu, dedemi gömecektim hem de kendi ellerimle…
dedemin dizlerinde ne kadar kaldığımı hatırlamıyorum, kendime geldiğimde ilk iş yunus amcayı aramak oldu, yunus amca dedemin ahretlik dediği arkadaşıydı…
şu an hala yaşıyor… -
170.
0telefonumu elime aldım, yunus amcayı arayacaktım… telefon rehberini baştan sonra tarıyordum ama yunus amcayı bir türlü bulamıyordum… yunus amca kayıtlıydı eminim ama ben bir türlü bulamıyordum…
birkaç denemeden sonra yunus amcayı aradım, telefonun çalma sesi yerini yunus amcanın “alo” sesine bırakınca istemsizce ağlamaya başladım…
dedem, diyorum… ağlıyorum… dedem diyorum ağlıyorum, allah kimseye yaşatmasın o anı… bir türlü konduramıyorsun ölümü, yakıştıramıyorsun…
yunus amca, benim ağlamayla karışık dedem sözlerinden sonra telefonu kapattı o telefonu kapatınca ben de salonun ortasına yığıldım…
iki elimle telefonu sıkıyorum ağlıyorum, dedeme bakıyorum ağlıyorum… dedemin başı sol omzunda dedemi o halde görünce yanına gidip başını omzuma koydum, ben de başımı onun başına yasladım… orada bir kez daha elini öptüm, çok geçmeden yunus amca girdi içeri…