Arkasından surayne belirdi bir kaç kişi ile.
Mikat hemen kayboldu tek başına bunlarla baş edemezdi, bende yattım uyudum sabah ezanı ile uyandım namazımı kılmak için abdest alacaktım ki surayne geldi kılma namaz dedi içten can alıcı bir sesle bende kılmadım namazı o gün hiçbir namazı kılmadım surayne beynimin içinde gibiydi sürekli benimle konuşup beni etkiliyordu ben aşık olmuştum onu seviyordum.
Akşama ezanından sonra Mikat geldi.
"Neden namazlarını kılmıyorsun bu cin seni kâfirleştirecek ona inanma" bende tersledim bu seni ilgilendirmiyor dedim.
Mutfağa gittim yemek hazırlayacaktım o hureşan ordaydi bu sefer korkunç gözükmüyordu insan gibi idi onu görmemle mikatın ona saldırması aynı anda oldu.

Zaman geldi beni köyüne zütürmek için geldi benden aynanın karşına geçmemi istedi geçtim, beni tutarak beraber girdik aynanın içine başım dönüyor midem bulanıyor du gözlerim buğulu görüyordu orayı anlatmak gerekirse gökyüzü sanki güneş batıyor gibi kırmızı idi ağaçlar kurumuş toprak çatlamıştı. Köyüne gittik bir sürü cin'in arasından geçiyorduk hepsi yolumu açıyordu çok değişik tipler vardı ama hiç birine bakmadım reisin mekanına geldik, önünde oturduk surayne birşeyler konuşuyordu kafasını kaldırıp bana baktı ateş kırmızısı gözleriyle benim hala midem bulanıyordu o kafayla olsa gerek reise ismin sordum bana bağırarak "sus it soyu ne cüretle bana ismimi soruyorsun" dedi.

Hureşan'a saldırdı yok oldular birden, yaklaşık 5-6 dakika sonra talab geldi
Bu sefer yalnızdı bana "tüm kabile öldü" dedi ve kayboldu ortadan onun acı çığlıklarını duymuştum oturdum yatağıma, kahroldum korkuyordum, ağlamaya başladım ve o lanet kadın yine ismimi seslendi bu sefer gür kalın kızgın bir ses ile "bizi öldürmezsin bu güçsüz kabileler işe yaramaz" ağlamam daha da şiddetlendi bağırarak ağlıyordum. Ve en son sabah ezanı ile birlikte yine uykuya daldım. Uyandığımda kahvaltı hazırladım kendime tam masaya oturuyordum kapı çaldı gittim baktım bu Mehmet'ti hoş geldin kardeşim dedim içeri sofraya buyur ettim oturduk ben başladım yemeğe ama o,yemiyordu bende çok aç olduğumdan fazla üstünde durmadım balkona çıktım mutfağın balkonuna. Yaktım sigarayı telefonum çalıyordu ekrana baktım ne göreyim Mehmet arıyordu arkamı döndüm o masadaki Mehmet sandığım şey bana pis bir kahkaha attı korkunçtu sanki kalbim çıkacaktı kan ter içinde uyandım.

Ben ne hâle düşmüştüm bütün bunları nasıl öğrendim lanet deepWebden belkide öyle birşey olamasaydı kendimi daha güçlü bir hocaya giderek kurtaracaktım. Bunları düşünerek uykuya daldım nefes alamıyordum bir dağın tepesindeydim dağdan lavlar püskürtüyordu aşağıda insanlar feryat figan yalvarıyordu. Burası evet galiba burası cehennemdi arkamdan bir güç beni aşağı doğru itti tam yere düşerken gözlerimi açtım onumde boyu tavana kadar tipi sakallı gözleri ateş dişleri çenesine kadar bir varlık, kalbime hançeri sapladığı gibi uyandım nefes çekmeye çalışırken göğsünden hançeri çıkarmaya çalışıyordum ama yoktu sadece bir rüyaydı, aklımı yiyecektim.

Hemen kitabın yani yazıcıdan çıkardığım kağıtların başına geçtim sayfaları karıştırıyorum ama ne aradığımı bilmiyorum. Talab'ı çağırdığım duayı okumak geldi aklıma akşama bir daha deneyecektim. Evet bu güzel bir fikirdir daha güçlü bir kabile gelirdi belki.
Akşam namazından sonra geçtim ritüel odasına ayna mum vs hepsi hazırdı yaktım mumu duayı okumaya başladım 2. Tekrardan sonra gözlerim kararmaya başladı bir anlık buğulama sonrası bir varlık karşımda duruyordu bu selam vermemişti "ne istiyorsun" dedi "beni korumanın dedim derinden korkutucu bir kahkaha attı elim ayağım birbirine dolandı bu kafir idi bana küfürler savurmaya başladı"seni aşağılık huur çocuğu gebereceksin" dedi ev sallanmaya başladı mum deli gibi alev alıyordu o kahkaha atarken ev başıma yıkılacak sanmıştım göndermek için duayı okumaya başladım tam son cümlesinde gitti. Ben odadan koşarak çıktım korkmuştum.

Ortada olan konuşuyordu "biz müslüman olan *** kabilesindeniz ismim talab" dedi.
Bana yardım edin dedim olayları anlatacaktım ki "biliyoruz" dedi talab.
Talab: Allahın izniyle onlarla savaşacağız. Sayımız az fakat deneyeceğiz dedi.
Ben birşey diyemedim teşekkür etmek ile yetindim ve gönderme duasını okumadan kendileri gittiler.
Bende çok yoruldum yatağıma attım kendimi direk uyumuşum uyandığımda içerisi buz kesiyordu rüzgarın sesi beni benden alıyordu ve "(ismim)" yataktan doğrulum karşımda idi hureşan,"seni almaya geldim". Ben korkudan tam talab'ı çağırmak için dua okuyacaktım ki camdan içeriye,100 lerce gölge girdi

Surayne bile susmuştu ben kafamı eğdim beklemeye koyuldum, surayne beni aldı dışarı çıktık bana reisin onay vermediğini söyledi. Orada mikatı gördüm uzaktan beni izliyordu benim oraya baktığımı fark eden surayne, anlayamadığım bişey söyledi tüm cinler o tarafa bakar bakmaz reis saldırıya geçti büyük kavga başlamıştı çok hızlı gerçekleşiyordu herşey suraynenin kabilesi hep bir ağızdan biseyler söylüyordu ama korkunç bir şekilde, mikat çok güçlü idi ama reis daha güçlü. Kavga uzun sürdü mikat pes etti uzaklaştı reis yanıma gelip bana bağırarak "defoool" dedi surayneye de korkmuştu ama beni savunamıyordu oda korkuyordu reis çok güçlüydü.

Beyler bir uyarı yapayım sakın deepWebden o kitabı bulmaya çalışmayın kolayca bulursunuz çünkü başınıza iş acarsınız. Daha bunun gibi bir sürü kitap satılıyor zaten.

Bana "ben artık yokum sonun hayırlı olsun ademoğlu Allah yardımcın olsun" dedi gitti. Ben büyüye devam ediyordum sonunda tamamladıktan sonra yorgun düşmüştüm surayne "şimdi reisten izin almam gerekiyor beni bekle"dedi gitti ben ise geçtim yatağıma koydum kafamı düşünceye daldım hureşan'a ne olmuştu acaba peki anne babama bu büyüyü yapanlar onlar ne yapıyordu derken uyuya kalmışım sabah uyandım surayneden ses yoktu hala dışarı çıktım bende saç sakal şekil verdim bir kaç bişey daha aldıktan sonra, döndüm evime yemeğimi yedikten sonra tekrar uyudum o güzel ses ile uyandırıldım bu benim suraynemdi güzeller güzeli.

muhafazid hoca ölmüştü ama nasıl nasıl olur o nur yüzlü adam benim yüzümden mı ölmüştü. Hemen otobüse atlayıp muhafazid hocanın köyüne doğru yola çıktım polis oradaydı polis 1-2 yalan söyledikten sonra iceriye girdim ev darmadağın herşey kırık dökük halılar yanmıştı polis üstlerine rapor verirken duydum "yalnız yaşıyormus sabaha karşı cesedi param parça bir halde komşuları tarafından bulunmuş "
Aman Allahım hocamı acımasızca öldürmüşler Selçuk'u aradım "bir daha beni arama benden uzak dur."
Bana bulaşan herkes ölüyordu o lanet kadın yapıyordu hepsini hocamın cenaze namazını kıldıktan sonra eve doğru hızlıca gittim öfkelenmistim Ayetel Kürsi Huddamı'nı alacaktım kararlıydım. Akşam olmasını bekledim akşama kadar Kur'an okudum namazımı kıldım ve artık vakti gelmişti. Geçtim ritüelin başına yaktım mumları daireyi çizdim okumaya başladım kapı açıldı arkamdan içeri giren 'Azrail' idi o kadar cin gördüm ama azrailden korktuğum kadar hiçbirinden korkmamıştım kalbim ağzımda atıyordu duayı okuyamıyordum "Allah'ın emriyle canını almaya geldim. Pis mahlukat"
Neden bana böyle söylemişti bu söz sadece cehenneme gidecekler için söylenirdi ama bunun gerçek Azrail olmayacağı geldi aklıma ben duayı okumaya devam ettim Azrail yok oldu,bu sefer babam belirdi karşımda çaresizce bana yardım et diye bağırıyordu beni o daireden çıkarmak için.

Duayı okumaya başladım mikat yapma yapma diyordu yoksa kurtulamazsın ben kendimden emin bir sesle "seni azad ediyorum" dedim bir kere daha duayı okuduktan sonra gitmişti artık ben ise pişmandım ama surayne tüm pişmanlığımı unutturdu bana o güzel yüzü ile bana "benimle evlen dedi" bu nasıl olur dedim evlenemeyiz biz dedim olabilecek birşey dedi bende kabul ettim beni köyüne zütürüp kabile reisiyle tanıştıracaktı ve reis kabul ederse evlenecektik bunu peygamberimiz yasaklamıştı ama benim gözüm kör olmuştu hiçbirşeyi takmıyordum.

Surayne'yi seviyordum ama kendime zarar veriyordum halime baktım zayıflamış, saç sakala karışmış durumdayım en son ne zaman yemek yediğimi bilmiyordum, yemek hazırlarken evin içinde bir rüzgar ile surayne geldi. Evleneceğiz ben senin Dünyana geçeceğim dedi.
Bu nasıl olacak dedim herşeyi tek tek anlattı,bir muska yapacak mışım boyum kadar bir deriye içine kendi fotoğrafımı koyup deriyi bir süre yaktıktan sonra evin içinde bir yere gömecektim,bu garip büyüyü yapacaktım kararlıyım kasaba gittim koyun derisi isteyince adam şaşırdı kaldı,en son aldım eve doğru hızlıca yürüdüm büyüyü gece 3 TE yapacaktım saatin gelmesini bekledim yemek yedim ama yedim sayılmazdı bir parça birşey attım ağzıma,ve vakit gelmişti.

uyuyamadım sigara yakmaya gittim, salonda birisi oturuyordu ışığı açığımda o bendim ben,bir süre baka kaldım bana yüzünü döndü güldü, ağzından oluk oluk kan akıyordu "gebereceksin". Sabah ezanının sesiyle uyandım yüce Allah'ım bu aciz kulunu yine kurtarmıştı fakat ben ona biat etmiyor ona karşı geliyor, üstelik affı olmayan günahlar işliyordum. Son bir isim kalmıştı mikat. Ondan intikamımı almam lazımdı,ama önce can soyundan kurtulmam lazımdı yine bir plan yaptım.
Mikatı çağırdım
Ben:eğer beni bu kabileden kurtarırsan kendimi tekrar Allah yoluna adayacağım.
Böyle bir yalan uydurdum
Mikat: bunu yapacağız.
Gitti bekledim bekledim bekledim 2-3 saat sonra geldi biri "beni Mikat gönderdi o kabileyle savaştık Allah'ında izniyle onları yendik artık sana bulamazlar"
Mikat yine hayatta idi.

Ben:sana emrediyorum git burdan.
Mikat ve digerleride gitti. Ben surayne düşünüyordum o kadar güzel bir kız olamazdı aklımı almıştı odada oturup onun ismini tekrarlarken geldi karşıma güneş gibi doğdu elleri önde bana gülüyordu bir gülüş bu kadar mı tatlı olurdu "seni seviyorum" dediği anda mikat geldi surayne'ye saldıracaktı hiddetle bağırarak kalktım ayağa dua okuyor mikatın canını yakıyordum defol git buradan dedim gitti surayne'de gitmişti. Mikatı çağırdım tekrar konuşmak için.
Mikat:O kız senin beynindeki güzellik algısına bürünmüş bir kafir cin ona inanma onunla ilişkiye girer isen kurtulamazsın.
B:onun uğruna ölmeye hazırım.
Mikat:Aptal insan Allah'ın yolundan sapma pişman olursun.

deriyi duvara çaktım surayne bana yapacaklarımı söylüyordu fotoğrafımı tutturdum yanına ibranice yazılar yazıyordum ama kendim değil bana o yazdırıyordu ben ibranice yazmayı bilmiyordum. Mikat bir anda arkamda belirdi "yapma bu yolun dönüşü yok bu yolun sonu cehennemdir" dedi surayne bir yandan mikat bir yandan benimle konuşuyordu mikat sinirlenip surayneye saldırdı evde gumburtu kopuyor korkunç çığlıklar duyuyordum, suraynenin çığlıkları canı yanıyordu sevdiğimin, mikat'a dur diyordum küfür ediyordum fakat dinlemiyordu beni , ona zarar vermek için dua okumaya başladığım anda kulaklarını kapatıp yere çöktü canı yanıyordu haykırıyor bağırıyordu, ben ise zevk alıyordum ona acı vererek , durdum.

Surayne insan olduğu için bir gücü yoktu, canın soyundan olan onu kaldırıp salonun diğer köşesine savurdu bende oraya koştum, nefes alıyordu zar zor sonra o mahluk onu boynundan tutup bir çırpıda boynunu kopardı ben feryat figan bağırıyor ağlıyordum bana döndü,"sıra sanada gelecek." Dedi ve gitti ben ise mikatı çağırdım tekrar "neden onu korumadın"
M:kafirleri koruyamazyız bunu haketti.
Ben:andolsun seni öldüreceğim.
Suraynemin cesedini aşağıda ki kalorifer kazanında yaktım döşemenin altındaki deri ile birlikte artık sevdigim yoktu onu öldüren mahlukattan intikam alacaktım,ama buna gücüm yetmezdi o yüzden mikat ile onu birbirine düşürecektim evet bunu yapacaktım.

Onlar savaşırken ev sallanıyor halılar alev alıyordu mikat yorgun bir şekilde geldi "Çok güçlüler fakat seni kurtarmak için canımı koyacağım ortaya yüce Allah'ın izniyle" Dedi ve gitti ben ise pek takmıyordum onu surayne ile meşguldüm surayne bana "onu azad et" diyordu beni mikat'a karşı kışkırtıyordu. Azad etmenin nasıl yapıldığını öğrendim önce duayı okuyrsun ve emin bir ses ile seni azad ediyorum artık serbestsin diyorsun, kararlıydım mikatı serbest bırakacaktım. Sabaha kadar surayne ile vakit geçirdim uydum Sabah olduğunda emindim artık akşamı bekledim TV ve PC ile ve sonunda vakit gelmişti önce mikatı çağırdım geldi ve "sakın yapma dedi"

"Onu öldürdüm Allah affetsin günaha girdim" dedi ben bişey diyemeden gitti.
Ben ne yapıyordum bu doğru muydu bir Müslüman'a cinayet veya adı her ne ise onu yaptırıyordum mikat geldiğinden beri hureşan beni hiç rahatsız etmemişti demez olaydım o gece geldi. Su içmek için kalktım mutfak masasında oturuyorlardı "hoşgeldin oğlum"dedi yanında başka birisi daha vardı yanındaki yüzünü açtığında ben hayatımda böyle güzel bir kadın görmedim arkadaşlar gözleri yeşil saçları kızıl beline kadar uzundu adın ne dedim "surayne" bir isim bu kadar güzel olamazdı aşık olmuştum surayne ve hureşan hala mutfakta iken arkamdan mikat geldi onlara saldırmaya kalktı dur dedim. " inanma seni kandırıyorlar" dedi.

Surayne'ye hureşan'ı sordum onu mikat öldürdü dedi peki hureşan kim dedim reisin eşi çıktı. "Peki reis intikam alacak mı" reis ile mikat savaşmış ama kimse galip gelememişti reis intikdıbını başka bir şekilde alacaktı benimde umrumda değil açıkçası.1 ay kadar suraynem ile vakit geçirmiştim artık toparlanma sürecindeydim tekrar kilo almış kendime çeki düzen vermiştim bir gece surayne ile oturmuş sohbet ediyorduk surayne arkama baka kaldı bana bakarak o burda
Dedi o kim dedim "ben can'ın soyundan olan *** kabilesindenim siz yasak olanı yaptınız " sözünü bitirdi Mikat ve Reiste geldi Van'ın soyundan olan "sizin burda işiniz yok defolun gidin". Mikat bana döndü,"eğer surayne müslüman olursa seni koruyacağız" Reis mikatı öldürecekti ama onun yanındaki varlıklar çok güçlüydü baş edemezdi surayne "müslüman olmam"dediği anda mikat ve yanındakiler yok oldu Reiste gitti.

Reis izin vermemiş buda karşı çıkınca kabileden kovulmuş benim için. Daha önce kimse benim için bu kadar büyük fedakarlık yapmamıştı mutlu olmuştum, onunla gerçek dünyada evlenecektik. Peki büyüyü ne zaman bitireceğiz dedim.
Bitmesi için ölü bir genç kızın bedeni gerekiyor dedi.Ama daha önce bunu neden söylemedi,ben ise kabul ettim gecenin bir vakti gittim mezarlığa arabayı kazmayı küreği her şeyi ayarladım geçtim genç yaşta ölen bir kadın bulmaya, dolaştım dolaştım en son eylül diye bir kadın 1959-1985 evet bu aradığım kadındı 26 yaşında hemen mezarlığı kazmaya başladım kazmayı vururken etrafta korkutucu sesler vardı. Surayne benimle konuşup beni motive ediyordu sonunda cesede ulaştım ceset çürümüş kemikleri kalmıştı bu olmazdı çünkü bedeni çürüktü. Bana yeni ölmüş bir kadın lazımdı hemen mezarı kapattım eski haline tam olarak girmesese yaptım birşeyler mezarı kapattım bıraktım