1. 1.
    +2 -5
    anlatayım mı lan?

    sadece benim yazdıklarım; http://inci.sozlukspot.co...A7-olaylar/@yarim%20altin

    diğer hikaye ve başlıklarım için; (bkz: yarim altin arşiv başlığı)
    ···
  2. 2.
    0
    tamam hikaye şeklinde anlatıyorum...
    ···
  3. 3.
    0
    olay bursa'da bir cemaat evinde başlıyor, kahramanımız cemaat evinde kaybettiği risaleyi arıyor;

    Risale nerede amk? Abi gibecek bu sefer; bu beşinci kaybedişim oldu. Son kaybedişimde 100 rekat namaz cezası yemiştim, bu karın kaslarını namaz cezalarına borçluyum ama hakkını yemeyeyim şimdi. Çok da acıktım, bim’e mi gitsem? Oradan da bıktım. Şeytan diyor al fıstığını biranı otur halının ortasına çek kafayı, ohh. Atayizler ne şanslı insanlar. Onların yaşadıkları zevkleri yaşayabilmek için ölene kadar sabretmem lazım. Ama öldüğüm zaman eğer onlar haklıysa işte o zaman sıçtık. Ama yeminim olsun hiçlikte salınırken küfür manyağı yaparım evreni, ağzına yüzüne sıçarım. Bazen risk budur deyip günahın dibine vurasım geliyor açıkçası. Ama tövbe deyip abdest alıyorum hemen. Korkuyorum amk kolay mı yılların imanı bu. Hay gibeyim nerede bu risale lan?!
    ···
  4. 4.
    0
    Kimse de yok evde, iyice sıkıldım. internet olsaydı bari, 31 çekerken kurduğum senaryoların da sonu geldi artık. Bir şeyler izlemek lazım. Teorik ferreci olacam çıkacam sonunda. Dur en iyisi bi sıçayım, tuvalette geçirdiğim mükemmel dakikalar da olmasa çıldırırdım bu arada. Sigaramı da yakıyorum evde kimse yokken, oh mis. Keşke sosyal bi insan olabilseydim. Cemaatçi olmak zaten ayrı sıkıcı, bi de şu asosyallik takuna hayatımdan bezdim amk. Bazı abiler dine ver kendini canın hiç sıkılmaz diyor da o da bi yere kadar. Ben de kızlarla konuşmak, sevişmek, erkeklerle kafayı çekip komaya girmek istiyorum. Param olsa kaçar giderdim de işte el mahkum, üniversiteyi bitirene kadar tıkıldık kaldık burada. Okuduğum bölüm de matematik amk, o da ayrı sıkıcı. Hocalar sıyrık, kızlar hep bizim tayfadan. Şöyle şömine kenarında atais solcu komünist kemik gözlüklü marjinal feminist Marksist bi kız ne güzel giderdi be. Of ulan of.
    ···
  5. 5.
    0
    Sıkıntıdan duvarı yaladım geçen gün. Böyle iki duvarın bitiştiği yer çok ciksi geldi gözüme. iki parmağımın arasına tuz sürüp duvara dayadım, koyun gibi yaladım. O sırada bi abi falan girse içeri çarpı 5 iman sahibi olurdu allahıma. Abazalıktan değil harbiden; biliyorum sıkıntıdan bunlar hep. Sapına kadar da abazayım orası ayrı. Salih abi geçen çağırdı yanına, ‘berk oğlum bak geceleri çok sayıklıyorsun, ahlar ohlarla uyanıyoruz sabah namazına, hakim ol biraz kendine.’ Dedi. ‘abi rüyalarıma nasıl hakim olayım, şeytandır.’ Diyerek geçiştirdim. Bu arada ismim berk gerçekten. Berkullah derler bazen. Berk diye cemaatçi mi olur lan? Benim kırmızı pantolon giyip, lacoste kazaklarla fink atmam lazımdı kulüplerde barlarda. Kaderime sokayım. Şimdi çorapları çıkarıp pantolonu sıvarken araya sıkıştırıyorum, öyle giriyorum içinde turuncu tuvalet terliklerinin olduğu kaçak içilmiş sigara kokan tuvaletlere. Benim selin, ceren, melisa, tuğçe isminde, özgür ruhlu, meme dekolteli arkadaşlarım olması lazımdı. Şimdi iki tane kız tanıyorum birisinin ismi Ümmühan, diğerinin risale! Risale diye insan var resmen. Büyüyünce bas gitarist falan olduğunu düşünün bu kızın. Olur mu? Olmaz tabi ki, ama italya’ya taşınsa risa derler bak o güzel olur.
    ···
  6. 6.
    0
    Dur bari balkona çıkayım. Karşı apartmanda üniversiteli bir kız oturuyor tek başına. Arada çamaşır asıyor çıkıp da. Para biriktirip teleskop almayan berk top olsun. inşallah yine çıkar da biraz göz zinası yaparım. Ulan bu konulara da inşallah diyoruz, cehennemde kazıktan kazığa atlatacaklar ama neyse. Göz zinasından bi şey olmaz o kadar da. Elalem grup mrup yapıyormuş resmen. bin bi tane abi vardı bi zamanlar. Uyuşturucudan cikse her taku yerdi gizli gizli. Beni de sevdi, anlatırdı arada. Bi keresinde istanbul’da bi mekana gitmiş. Oradan hatun ayıklayıp eve gitmişler. Hap map atmışlar bunlar evde, 3 erkek 3 kız. Ulan diyo bi de müzik yüksek seste, iyice uçtuk biz diyo. Bi girmişler kızlı erkekli birbirlerine, kim kimi yakalarsa. Hatta bizim abinin belden tutup çekmiş bi arkadaşı, zor kurtarmış zütü. Haha komik adamdı vesselam. Namaz kılarken kalp krizi geçirdi geçen sene. Rahmetli oldu. Allah günahlarını affetsin…
    ···
  7. 7.
    0
    Kimse yok balkonda. Perdeleri de kapatmış kevaşe. Ulan acaba kahve istemeye gitsem yanlış anlar mı? Anlar tabi amk. Sonuçta aynı apartmanda değiliz. Ama ya kapıyı gecelikle açıp ‘ben de seni bekliyordum aşkım’ diye yakamdan tutup içeri çekerse beni? Kendine gel berk, 31 senaryoları bunlar yine, daha yeni gusül aldın amk.
    ···
  8. 8.
    0
    ikindiyi kılmasam mı yahu, hiç içimden gelmiyor. Yatayım bari kimsenin geleceği yok. Cemaat evlerinin tek sevdiğim özelliği; bu temizliği. Yatak mis gibi kokuyor yeminle. Oh deliksiz bi uyku çekerim şimdi. Namazları da kaçıracam amk. Neyse bi günlük kafir bin olmaktan zarar gelmez…

    Gelirmiş meğerse, nereden bilecektim…
    ···
  9. 9.
    0
    Taktım kulağıma mp4 ü, ilahi klasörüne gizlediğim sistem of e davn parçalarını dinleyerek daldım uykuya. Günah ama seviyorum bu binleri dinlemeyi. Bu arada lucid dream kasmıştım zamanında baya, iyice profesyonel olmuştum. Rüya başladığı anda farkındalığa erişiyordum, sonra apartmanların tepesinden atlayıp uçarak kadınların zütüne giriyordum, anlatılmaz bir eğlence gerçekten. Bu sefer rüyamda bi lunaparka gittim. Balerini canlı hale getirdim, küçülttüm, atlı karıncaların arka tarafındaki çalılarda takıldık biraz. Çok ateşli hatun vesselam. Hep ilgimi çekmiştir zaten. Sonra ne olduysa bir anda ışıldamaya başladı lunapark. Hiçbir şey göremiyordum resmen. Beynim patlayacak gibi oldu, vücudumun titrediğini hissettim bir an. Öldüğümü düşündüm. Uyanmaya çalışıyor uyanamıyordum. Karabasan mıydı yoksa? Ama o yarı uyanıkken olurdu, ben bildiğin rüyadaydım şu an. Daha sonra kapandı bilincim…
    ···
  10. 10.
    0
    gözlerimi açtığımda ameliyathane gibi bir yerdeydim. etrafta taş gibi hatunlar, ama saçları yok, kalçalarından anladım hatun olduklarını. saçları niye yoktu lan bunların? hadi onu gibtir et de nerdeydim lan ben? doğrulmaya çalıştığım an anladım elimin ayağımın bağlı olduğunu. kafamı kaldırıp baktım, bileklik falan yok. hiçbir şey yok elimi ayağımı tutan ama kıpırdayamıyorum. ‘’ulan karabasan, eğer sensen bunların sebebi gibtim ananı. seni ayetel kürsi manyağı yapmayan berk’in dıbına koyayım’’ dedim. çırpınmaya çalıştım ama nafile. etrafa bi daha göz gezdirdim. makineler, makineler, makineler. her tarafta ilk defa gördüğüm makineler.
    ···
  11. 11.
    0
    Bi tanesi tam kafamın üstünde, solucan gibi bi alet, ucu kameralı. ‘’bu benim bi yerlerime girer kesin amk’’ dedim. Bi korku sardı beni. istem dışı anüsü sıktım kapattım iyice. Kızlara doğru baktım, ‘bayan bi bakar mısınız?’ dedim. Hiçbiri giblemedi. ‘biri baksın lan!’ diye tüm gücümle bağırdım defalarca. Bi damla yaş süzüldü kulağıma doğru. Biri bi döndü ki, aklımı kaybediyordum neredeyse. Yüzünün ortasında kocaman bir göz ve altında küçük bir ağız var. Yıllardır abilerin telefonlarından cin çarpmış kız videoları izlerim, ama buna sıçtım resmen. Böyle bir çarpılma yok abi, alemin tüm cinleri toplanıp çarpmış resmen. Kesin tuvalette tersten kuran okudu. Ancak böyle olabilir böyle bir şey.
    ···
  12. 12.
    0
    ‘geçmiş olsun bacım, üzülmeyin bu da sizin sınavınız.’ Dedim. ‘en noyid’ diyerek anlamsız anlamsız baktı suratıma. Ulan o iki tane surat organıyla nasıl verdi o ifadeyi diye geçirdim içimden.
    Öyle birkaç dakika bakıştık, sonra döndü tekrar arkasını. Sol tarafımda bir kapı vardı, üzerinde: ‘nasni amrıtşara ümülöb’ yazıyor.
    ‘löb möb bunlar kesin çizecek kestaneyi’ diye düşünürken kapı açıldı bir anda. Kızların hepsi tek tek çıktı odadan. Etraf da iyice soğumaya başlamıştı. Makinelerin sesleri de beynimi gibiyordu resmen. Açık kalan kapının dışından konuşma sesleri gelmeye başladı. ‘akez iseyives koç kesküy’ dedi biri. Ses öyle derinden geliyordu ki kafamda yankılanıyordu duyduğum her şey. Sonra en az 3 metre boyunda iki adam içeri girdi.
    ···
  13. 13.
    0
    onlar da keldi, omuzlardan anladım adam olduğunu. karanlık kısımdan bi çıktılar ki aman yarabbim, o surat ne öyle, boğa sıçmış gibi. küçücük bir göz, kabarık dev gibi bir burun ve yine küçük bir ağız.
    ulan dedim bunlar topluca bi şey yapmış, ‘muskaya mı işediniz huur çocukları’ diye çıkıştım, bulunduğum duruma aldırmayarak. içlerinden birisi yanıma geldi, gözünü sağ gözüme doğru yaklaştırdı. gözünün içinde kırmızı bi ışık yandı amk, resmen lazer var binin gözünde. biraz inceledi beni. sonra arkadaşına dönüp ‘nısılkah, koç ikez’ dedi. hangi dilde konuşuyorlar bunlar amk diye düşünürken, kafamın üstündeki solucan gibi olan şey hareket etmeye başladı…
    ···
  14. 14.
    0
    Bir şey hatırlamış gibi bir ifade takınarak yanındakine döndü. Yanındaki de ‘harbiden amk ya’ der gibi burnunu oynatarak kafasını geriye yasladı. Sonra yan tarafta bir çekmece açtı ve yuvarlak bir kutu çıkardı içinden. Yüzük kutusu gibi bir şeydi ama benim aklım fikrim zütümdeydi. ‘bunlar bi şey sokacak bana ama dur bakalım’ şeklindeki düşüncelerimden uzaklaşamıyordum. Daha sonra kutuyu açtı ve içinden atari kasetlerinin içindeki şeyin yuvarlak hali gibi bir şey çıkardı. ‘abi 9999 games in 1 se hiç kakalamaya çalışma’ dedim. Hiç beni giblemeden yattığım sedyenin altına girdi. Ulan züt de orada ya, neyse küçük bi şeydi en azından. Birden ensemde bi acı hissettim. Gözümün önüne matrix gibi kodlar geldi. Sonra bir ışık patlaması gördüm ve kendime geldim.
    ···
  15. 15.
    0
    Sedyenin altından çıkan ‘anlıyor musun şimdi beni?’ dedi. Dedim ‘ne taktın bana bin’
    ‘önemli bir şey değil, biz sizin dilinizin tam tersini konuşuyoruz. Kelime kelime tersleri, sana taktığım çip de bizi düz algılamanı sağlıyor.’ Dedi. ‘çocuk musunuz amk neden Türkçemizi çalıp ters çeviriyorsunuz’ dedim. ‘yok aslında bizim normal konuşmamız bu fakat incelediğimizde sizinkinin tam tersi çıktı’ dedi. Ulan kafamda ‘yalanına sokuyum’lar, ‘ateistler hadi bu da mı tesadüf’ler uçuşmaya başladı fakat bu hareketsizlik beni bitiriyordu. ‘beni bi çözün de yatsıyı kılayım abi’ dedim. ‘yatsı?’ diyerek birbirlerine baktılar aynı anda. ‘yatsı işte abiler, namaz olan? Farz olan? Hani sonunda vitri vacip falan var?’ dedim.
    ‘vitri vacip?’ diyerek birbirlerine baktılar yine. ‘neredeyiz biz lan?’ dedim bir an, şimdiye kadar neden sormadım bunu amk diye de kızdım kendime. ‘mikitop gezegenindeyiz’ dediler.
    ‘gezegen mi? Türkiye’nin dışında mı yani?’ diye sordum. Pısah pısah diye sesler çıkardılar biraz. Gülüyorlarmış meğerse. ‘dünyadan 600 ışık yılı uzaktayız’ dedi kafama çip sokan oç.
    ‘600 ışık yılı derken hicri mi miladi mi?’ diye sordum. Bi an kitlendiler, garip garip kasıldılar. Sonra da çıkıp gittiler amk. Bunlar çıkınca hareket halindeki solucanlı kamera da tam ağzımın kenarında durdu.
    ···
  16. 16.
    0
    Kafamı hafif kaldırıp dilimle kameranın ucuna hafifçe dokundum. Elektrikli çakmaklar vardı bi zamanlar, onların gücünde bi elektrik çarptı dilime. Ananıskm diye kafamı sedyeye vurdum. Ama daha fazla dayanacak halim yoktu, buradan kurtulmalıydım. Tüm cesaretimi toplayıp kafamı kaldırdığım gibi aleti ısırıp çektim. Arka tarafı hafif kopunca, ciyuv ciyuv vurang vurang şeklinde sesler eşliğinde ortalık rengarenk ışıklara büründü. Etrafımdaki makinelerden dumanlar çıkmaya başladı. Teker teker ekranları kapandı ve bileklerimdeki görünmez korumalar da devre dışı kaldı.
    ···
  17. 17.
    0
    hemen kalkıp yan masadaki kıyafetlerimi alıp giydim. sessizce odadan çıktım. çok pis de kakam gelmişti hemen bir tuvalet bulmalıydım. genel kültür bilgime dayanarak tuvaletlerin koridorun sonunda olduğu fikri ile hareket etmeye karar verdim. koridorda yürürken yakalanacağım korkusuyla tir tir titriyordum. koridorun sonuna geldim, tahmin ettiğim gibi tuvaletler oradaydı. kapısında erkek, kadın ve eşcinsel yazan üç tane tuvalet vardı. içimden ‘ulan yanlışlıkla kadınlar tuvaletine gireriz bazen de bu eşcinsel tuvaletine girsen çok fena olur amk haha’ diye geçirdim ve güldüm. gülerken ufak bi osuruk da havaya karıştı. erkekler tuvaletine girdim. içeride kimse olmadığı için anlık bir rahatlama yaşayarak klozetlerden birine oturdum.
    ···
  18. 18.
    0
    ‘küçük mü büyük mü’ diye bir ses geldi. hemen ayağa kalkıp donu topladım korkudan. etrafa baktım kimse yok amk. tekrar oturdum. ‘küçük mü büyük mü’ diye tekrar geldi ses. ‘büyük amk büyük’ dedim. sözümü bitirir bitirmez anüsüme bi şey dayandı, kalkmaya çabaladım ama kalkamadım. vakumlayarak ne var ne yok aldı bağırsaklarımdaki. sonra suyla temizledi, tuvalet kağıdıyla sildi ve sifonu çekti. kendimi yere bıraktım. tecavüze uğrasam bu kadar moralim bozulmazdı. pantolonum dizlerimin altında, klozetin yanında uyuşturucu bağımlıları gibi yatıyordum. gözlerimden süzülen yaşlar yerde küçük bir gölet oluşturmuştu. yarım saat kadar sonra toparlandım. pantolonumu çekip, ellerimi yıkadıktan sonra tuvaletten çıktım. sol tarafa döndüğüm anda karşımda bir adam belirdi. kafamı kaldırıp yüzüne baktım, burundan anladığım kadarıyla erkekti. ‘ne arıyorsun burada, kimsin sen?’ dedi. elimle sol adamın sol omzundan arkasını göstererek ‘gök taşı mı lan o?!’ dedim. hemen döndü baktı, sağ tarafından sıyrılarak topukladım. tam karşımda bir asansör vardı, hemen çağır düğmesine bastım, tak diye açıldı kapı. girdim içeri, sağ taraftaki kat numaralarına bi baktım başım döndü amk. 1 den 1000 e kadar numaralar var.
    ···
  19. 19.
    0
    ‘demek ki 1000 kat var burada’ dedim üstün zekamın bana verdiği yetkiye dayanarak. adrenalin bağımlısı kişiliğim de 1000 e basmamı sağladı. basmamla kapının açılması bir oldu amk. dedim asansörün bile ışık hızlısını yapmışlar lan, millette ne devlet var. sonradan anladım ki 1000inci kattaymışım zaten. tekrar bindim bu sefer 500 e bastım. abartmıyorum 2 saat falan sürdü 500 e gelmem. sızıp kalacaktım neredeyse asansörün içinde. ulan bin katlı bina yapmışlar asansöre halat bağlayıp elle indiriyorlar sanki. inerken tekmeyi patlattım kapıya. ‘bi daha bineni gibsinler’ diyerek çağır butonunun üzerine tükürdüm. sonra katı gezmeye başladım. bi ışınlanma odası falan bulsam on numara olurdu. bi odanın üzerinde ‘nasni amrıtşara ümülöb’ yazıyordu aynı benimkinde yazdığı gibi. tersten okudum tabi ki. hemen girdim içeri.
    ···
  20. 20.
    0
    Baktım genç bir kız yatıyor sedyede. Saçı falan açık, solcu Marksist olabilir diye tövbe edip çıktım dışarı. Bi kaç adım sonra, ‘ulan o da insan be’ diyerek girdim tekrar içeri. Sarsarak uyandırdım. Gözlerini yavaşça açtı, beni görünce gözlerinin içi parladı garibin. Kocaman gözleri vardı, ela renkli. Saçları kumral, minyon tipli, şirin bir kızdı. ‘kurtar beni buradan’ dedi ağlayarak. ‘tamam’ dedim. Kafasının üzerindeki kameralı çubuğu ağzımla tutup çektim ve makineleri yaktım yine. Sonra aklıma geldi elimle de çekebileceğim. Boşuna çarptırdık kendimizi amk. Kız kalkıp ‘arkanı dön giyineyim’ dedi. ‘tamam bacım’ diyerek döndüm arkamı. Giyindiği zaman omzuma dokundu ve ‘hadi gidelim. 370inci katta ışınlanma odası var.’ Dedi. ‘nereden biliyorsunuz?’ dedim. ‘bi kaç kere daha kaçma denemem olmuştu’ dedi. ‘isminiz neydi acaba?’ diye sordum. ‘berk’ dedi. ‘berk mi?? Benim de berk?’ diye şaşkınlıkla sordum. ‘biliyorum, yalnızca berk ismindeki insanları kaçırıyorlar.’ Dedi.
    ‘e siz bayansınız, berk erkek ismi değil miydi?’ dedim yine şaşkınlıkla. ‘benim babam bu konularla çok ilgili, deneme amaçlı ismimi berk koymuş gerizekalı.’ Dedi. ‘vay şerefsiz’ diye ekledim.
    ···