1. 5.
    0
    cok yazmısın okumadım panpa
    ···
  2. 4.
    0
    biri yardım istediğinde bunu bonus sevap kazanmak için değil içimdeki sevgiden dolayı yapıyorum... çok doğru.
    ···
  3. 3.
    0
    bunu yazarken ne düşündün ha bunu kim okuyacak ırzını gibtiğimin alagavatı ananın leşini gibeyim

    edit: çok sinirlendim yazıyı görünce ama bayburtlı kardeşim sağolsun gülümsetti yavaşladım biraz
    ···
  4. 2.
    0
    bunu okuyan kör olur, naptın sen kardeşim * )

    bayburt'a beklerim, gel buyur misafirim ol.
    ···
  5. 1.
    0
    bi arkadaşa ait yazı.

    muhafazakarlık boyutunda olmasada dindar bir ailede büyüdüm. Çocukluktan itibaren dini bilgileri gerek ailemden, gerek çevremden öğrenmiştim. Korkuyla sevgi arasında bir yerlerdeydi Tanrı içimde, ama daha çok korkardım ondan. Bayan olmanın da verdiği fazladan bir şefkatle bağlıydım Tanrıya, ona içtendim, onu gerçekten seviyordum çünkü o benim var olma sebebimdi. Çoğunluk gibi bende dini kitaptan değil hocaların söylemlerinden öğrendim. Başkaları Tanrı sizi seviyor diyordu, o kızgındı oysa kitabında, korkuyordum her Türkçesinden okuduğumda kitabı, sadece daha iyi anlamak istiyordum her şeyi. Kafamdaki Tanrıyla kitaptaki Tanrı anlaşamıyordu bir türlü. Gözümü korkuttu bu durum, bıraktım Kuranın Türkçesini okumayı. Neyse ne dedim, kızgın madem Tanrı mutlaka bir sebebi vardır o mutlak güç her şeyi bilen değil mi hem? ibadetlerimi yapıyordum gene ama yetmiyordu boşluktaydım, bu birkaç yıl sürdü böyle. 18 olmuştum sonra, insan farkındalığını kazanmaya başladığında daha çok arar bir şeyleri, bende dinde bunu yaşadım, yetmedi bana cevaplar. Fazla derin sorular sorduğumda, islamiyet felsefe dini değil teslimiyet dinidir gibi karşılık alıyordum artık. E bu aklı niye verdin bana o zaman sorgulamayacaksam? Her hoca başka bir şey diyordu. Tanrı insanlarla dalga mı geçiyordu? Ben ona günde 5 kez giderken o hala kadınlar ekgibtir diyordu. Ben onu bütün içtenliğimle anlamaya, sevmeye kucak açmışken cehennem ehlinin çoğu kadınlardır deniyordu. Sevdiğim içinmiydi günahım, anlamak istediğim için mi? Ondan daha edebliydim, o bir Tanrıya yakışmayacak cümleler sarfediyoru oysa. Neydi o zaman bu olanlar? Ben bunca karışıklığın içinde neredeydim? Niye bu kadar zalimsin ben seni sadece sevdim, sen benden kocamı başkalarıyla paylaşmamı kabullenmemi istiyosun. Ben seni sevdim ,sen beni şahitlikte aklı noksan kabul ediyorsun. Yaratırken eşit davrandın erkek, kadın ayırmadın da dünyaya geldikten sonra “kadın“damgasını vurdun yüzüme! Ne kadar seversem seveyim seni, sırf kadın olduğum için ekgibtim yanında. Hakkımda kölelik, cariyelik düzenlemesi yaptın, ben herşeyden önce insandım oysa.. Sen ki koskaca göklerin, yıldızların, gezegenlerin sahibisin bunca güzelliği yaratmışsın, müthiş bir düzen kurmuşsun, hiç işin gücün yoktu da benim saçımın telinin görülüp görülmeyeceğine mi takıldın, yapma gözünü seveyim Tanrısın sen! Bu olamazsın, sen bu kadar gaddar olamazsın.. Tanrısın sen! Yücesin, kan dökülmesini istemezsin. Bir bilgeye yakışmaz hırsızın elinin kesilmesini istemek, bilgelik bu olamaz.. insanların cinsel hayatına el atmak yakışmaz bir Tanrıya, bir Tanrı bu kadar basit düşünemez!.. Ben insanım, ben hata yapabilirim ama Tanrısın sen! Sen hata yapamazsın. ilahi olduğu söylenen bir kitap çelişkili olamaz. içindeki tek bir yanlış bile, ilahi olduğu gerçeğini karalar, yok eder.

    Sosyal kurallar, ahlak, giyim kuşam vs. bunlar zaman içinde insanların ürettiği, kültürle alakalı değerlerdir. Toplumlara göre, yaşanılan yere göre değişir ve doğru ya da yanlış olduğu zamanla insanlar tarafından kabul görür. Sen ki yaratmışsın bütün canlı alemi farklı farklı neden herkesi tek bi kalıba sokmaya çalışıyorsun? Neden herkes tek tip olmak zorunda? insan önce kendi öz benliğine saygısı olduğu, insanlığına saygısı olduğu için kimseye zarar vermez, kimseyi incitemez. Bunu sen kitapta demesen de insan bunun farkındadır.. Cevaplar yetmeyince bıraktım Tanrıyı ,araştırdım içimdekileri susturabilmek için. Madem aklım vardı ,sorguluyordum anlamam lazımdı bir şeyleri. insanın içine bir kez şüphe girdi mi bir daha asla eskisi gibi olmaz. Öylede oldu, kitabın Tanrısı gaddardı ama benim aradığım Tanrı zaten o olamazdı..

    Şu an deist denen kavramın ta kendisiyim, bunu her ne kadar çevreme anlatamasamda ki gerek de duymuyorum, içimdeki Tanrıyla mutluyum. içimde korku yok. Gene edebliyim, gene ahlaklıyım gene insanlara zarar vermeyi düşünmüyorum. Biri yardım istediğinde bunu bonus sevap kazanmak için değil içimdeki sevgiden dolayı yapıyorum ve oynamıyorum ne Tanrıya ne de kendime, samimiyim. içimdeki Tanrı anlıyor beni, yargılamıyor ve bunun verdiği huzurla yaşıyorum, aklımı mantığımı kullanarak. Her şeyden önce insan olarak yaşamanın onuru var üstümde. Düşünmek zor iştir bu yüzden çoğu insan yapmaz bunu önce içine dönmek gerek, yalnız kalmak.. Farkındalığın keskinliğine ulaşırsın sonra ve huzur dolar için. Ne sosyal baskı, ne din.. Anladığım Tanrının lütfuyla geldim bu dünyaya, insanca yaşayıp, olmak istediğim gibiyim sadece hiçbir dayatma olmadan ve mutluyum..
    Tanrı senin “Tanrı”kavramından ne anladığındadır. Ve bundan dolayı da kimse seni yargılamaz. Özgürce düşünüp, yaşayabildiğim bir hayat istiyorum sadece, Tanrı benimle ve bunun verdiği bir huzur var içimde. Ne saçma ibadetler, ne saçma kurallar hiçbiri sağlayamaz Tanrıyla aramdaki iletişimi ben onu kalbimde, ruhumda hissediyorum. Bunu şekille ifade etmeme gerek yok, hatta aramızda fazlasıyla esprili bir dil var. Ve karşılıklı olarak seviyoruz birbirimizi * Bunca şeyin komedi olduğunun o da farkında ve gülüyor sadece insanlığın haline...
    Tümünü Göster
    ···