1. 1.
    +5 -3
    beyler geçen kpss için gittiğim dersaneden dönmek üzere bindiğim minibüse bir sonraki durakta çok güzel bir kız bindi. tek boş koltuk da benim yanımdakiydi. ücretini ödedikten sonra geldi yanıma oturdu. hemen göz ucuyla kızı kesmeye başladım ve sağ kolunun iç kısmındaki kemal atatürk dövmesini gördüm. durur muyum ben de yapıştırdım muhalif tavrı. "bu bayraklar falan ne böyle yaa" diye girdim söze, bu kepazeliğe daha fazla katlanamayacağım diyen bir ses tonuyla. anlamadım dedi iri iri açılmış gözlerle bana dönerek. "şu akp bayraklarını diyorum ya... utanmasalar gözümüze sokacaklar" diye devam ettim. o da bana "haa evet ben de çok rahatsız oluyorum onlardan" dedi ve sohbet siyaset ve gezi olaylarının üzerinden inanılmaz bir akıcılıkla devam etti. hatta bir ara gezi parkında polisin attığı plastik mermiden kalan yara diye göbek deliğimi gösterip güldürerek sempatik tavrımı da ortaya koydum.
    ···
  2. 2.
    -2
    okuyosanız anlatayım beyler. gerçi bu devirde okuyan da işsiz geziyo. ortam çok kötü.
    ···
  3. 3.
    0
    işte ben muhabbete böyle komiklikler falan de ekleyince baktım kızın bakışları değişti. incecik parmaklarıyla, kumral saçlarını kulağının arkasına atarken uzun göz temasları kuramalar falan... içimden de diyorum "bunlar böyle zaten, ahlaksızlar. başbakanımız görse nasıl üzülürdü bu utanmazlığa" diye geçiriyorum. ama durmadım tabii ki. devam ettim muhabbete.
    ···
  4. 4.
    0
    derken kız ne kadar fakir olduğumu anlamasın diye hem de kızın nerede oturduğunu öğrenmek için kendi muhitimde inmediğim bu minibüs son durağa yaklaşmıştı ve yolcu olarak sadece ikimiz kalmıştık. arada niyeyse minibüsçüyle göz göze geliyorduk dikiz aynasından. çok kötü bakıyordu ama umursamayarak cehapeli sevdiceğime uygun adım yürümeye devam ediyordum. o da benimle hasbihal etmeye o kadar dalmıştı ki bir an telaşla etrafına baktı ve "aa benim ineceğim yer yaklaştı. hakkaten sen nerede ineceksin? dedi. son durağın neresi olduğunu bilmediğim için sadece, son durakta ineceğim dedim. hmm peki o zaman. bu arada ismim ... tanıştığıma memnun oldum dedi ve minibüsten inmek için ayaklandı.
    ···
  5. 5.
    0
    ohooo. ilerde başınıza vurusunuz beyler keşke okusaydık diye ama artık çok geç olur.
    ···
  6. 6.
    0
    en az iki yabancı dil olacak. artık sadece ingilizce de yetmiyor.
    ···
  7. 7.
    +2
    kız inmek için yöneldiği basamaklardaki ikinci adımını attığı sırada, vites kolunun yanında tuttuğu bozuk para tablasındaki ak parti üyelik kartını henüz farkettiğim kalın ve kıllı kollu, otuzlu yaşlarındaki şoför "birader sen inmiyor musun?" diye kükredi. normalde ezile büzüle abi çekeceğim bu adama, kızın henüz bizi duyabilecek mesafede olmasından mütevvellit "ben son durakta inecem bi sorun mu var?" dedim. "yok sana son durak falan gibtir git in aşşağa!" dedi. kız da durdu döndü arkasını bakıyor. bu arada da benim hafif bir duraklama yaşadığımı gören adam devam ediyor. "öyle onun bunun arkasından siyasetçiye ona buna tak atmak kolay karı kızla muhabbet etmek için. hadi bana anlatsana lan derdini" dedi. ben de kendini savunup suçlu görünmek yerine başkasını koruyomuş gibi yapan herkes gibi "ayıp lan kime karı diyosun sen" diye falan diklendim"
    ···
  8. 8.
    0
    herif iyice delirdi. "gibtim şimdi belanı" diyip hızlıca gazlayarak iyice yana çekti. dayak durumu falan olursa (-ki kavga demiyorum. gidişat düpedüz bir dayağı işaret ediyordu) ayıracak insan var mı diye çaresizce boş caddelere bakarken aşağıya çoktan inmiş olan kızın tiz çığlığını işitir gibi oldum. galiba taku yemek üzereydim.
    ···
  9. 9.
    0
    minibüs durdu. adam kalktı. yakamı tuttu ve "in aşşağa lan in!" diye bağırdı. birlikte aşağı indik. kız korku dolu gözlerle bize bakarak telefonla konuşuyordu. inşallah polis çağırıyordur diye geçirdim içimden. adama "abi aslında ben de ak partiliyim, yapma etme hepimiz kardeşiz" dememek için kendimi zor tutuyordum. zira kız oradaydı. orada olmasa bile ben oradaydım ve ben böyle bir şeyi kendime asla unutturmazdım. ama olan olmuştu. artık korkan ama kaçmak da istemeyen bir adam olarak susma evresine geçmeye karar verdim. ancak başarılı olamadım ve yediğim ilk yüksek sesli tokattan sonra, o güne kadarki tüm varoluşsal çabalarımı hiçe sayacak, beni yeni bir varoluş bilinci inşa etme zorunluluğunda bırakacak o cümleyi sarfettim: "abi sen beni yanlış anladın"
    ···
  10. 10.
    0
    kontrolü iyice eline alan adamın verdiği karşılık "hallahallah. lavuğa bak" oldu. "önce saydır saydır sonra yanlış anladın ha? giberler öyle işi!". giberler diyince ben hem adama hem de kıza yaranmaya çalışan çaresiz bir haribo meyveli solucan gibi "abi bayan arkadaş var küfretme iste.." demeye kalmadan ağzımın üzerine sağlam bir yumruk yedim. bunun üzerine sonradan anlattıklarına bakılırsa çaresiz batışımı o ana kadar uzaktan seyreden iki liseli kız yanımıza geldi ve minibüsçüye "napıyosun ya bıraksana çocuğu" diye çıkıştılar. bu kızlarla aramda nerden baksanız yedi yaş vardı ancak çocuk olan bendim. haliyle bendim. aynı anda nereden geldiğini bilmediğim ben yaşlarda, uzun boylu, üçnumara traşlı ve yakışıklı bir çocuk da az önce minibüsde yazdığım ve bir bakıma tüm bunların müsebbibi olan kızla onlara katıldı ve adama gayet anlaşılır ve hoş bir ifadeyle "abi olur öyle şeyler her zaman biliyosun. ben de minibüsçülük yaptım bırak gitsin" dedi. adam bu genç civanmert delikanlıya bir göz atıp. "kardeşim insanın ağzında bir ayar olur bu ne yavşaklık yaa" diye dert yandı. genç "abi vermişsin işte cezasını bundan sonra yapmaz artık boşver" diyip adamın omzunu sıvazladı ve adam minibüse binip, henüz farkettiğim, yaklaşık yüz metre uzaktaki minibüs sırasının en arkasına park edip sırasını beklemeye başladı. minibüsçünün o ilk tokattan sonra sağ ayak bileğime küçük bir hediye olarak bıraktığı kundura izinin verdiği sızlamayla yolun kenarına oturdum ve kendi kendime "aa son durak burasımıymış. bilmiyodum" dedim.
    ···
  11. 11.
    +1
    yol kenarındaki berbat halime yüzlerinde acıyan ifadelerle yaklaşan iki liseli, minibüste az önce ölümüne yazdığım kız ve herşeyi anlamakta geç kaldığım gibi, yazdığım kızın sevgilisi olduğunu da henüz anladığım üç numara traşlı bu çocuk, az önce bir tehlikeden kurtardıkları yaralı bir hayvanı izler gibi başımda toplandılar. üç numara, kız arkadaşından aldığı kağıt mendille ağzımın kenarından akan kanı hafifçe silerek "iyi misin kardeşim?" diye sordu. nereden kardeşi oluyordum ki? hem ben daha az önce onun sevgilisine yazıyordum. kendi küçük, niteliksiz ve benim dışımda var olmayan tarihimde, sevgilisine, yalanlar ve kötü düşüncelerle yavşadığım bir genç tarafından, onca aşağılık kıvırmalara rağmen zaten yüzde yetmişini yediğim bir dayaktan kurtarılmak ve şefkat görmek olmamalıydı. ama olmuştu. artık benim için hiçbir direnişin bir anlamı olamazdı. artık evde annemden çay isterken dahi daha kibar olmalıydım. ben bir hiçtim.
    ···
  12. 12.
    0
    bilgisayar da önemli. okuyun ama bilgisayar da öğrenin. şimdi herşey onunla yapılıyo. geçen il özel idaresine gittim tık herşey meydanda.
    ···
  13. 13.
    +1
    okuyun da ne olursa okuyun. maksat diplooma olsun.
    ···
  14. 14.
    +2
    nasıl olduğumu soran bu gence cevabım "iyiyim" oldu. hâlâ nasıl olur da hiçbir şey olmamış gibi davranabilirim diye düşünüyordum. belki de çocuğun az önce sevgilisine yazdığımı anlamasından korktuğumdan kıza ilk defa görüyormuş gibi baktım. çocuk beni avutmak için bir şeyler diyordu ama dinlemedim. sonra iki liseli kızın arasından az ilerideki minibüs durağında abartılı el kol hareketleriyle bizim olduğumuz tarafı göstererek bir şeyler anlatan az önceki minibüsçüyü gördüm. karşısındaki de gülerek dinliyordu. o esnada liseli kızların ufak bir hareketleriyle görüş alanım kapandı ve az önce beni minibüsçünün gazabından kurtaran liseli kızlar bana ve diğer çifte iyi akşamlar dileyerek uzaklaştılar. bakışlarımı tekrar hayatta asla mertebelerine ulaşamayacağımı düşündüğüm çifte çevirdiğimde bana geçmiş olsun diliyorlardı. teşekkür ettim ve giderlerken onları, yine az önce önemli bir şey olmadığını düşündüğüme inandırmak için " son durak burası mıydı yaa... " diye sordum. çocuk başını çevirip "evet" diye cevapladıktan sonra elini omzuna attığı sevgilisiyle yoluna devam etti. yüzünde bir kahramanın gururu vardı. benimse ayak bileğim zonkluyordu.
    ···
  15. 15.
    0
    son. yani bitti.
    ···
  16. 16.
    0
    fena olmadı bence de
    ···
  17. 17.
    0
    bu hikayeyi yazarken hep yanımda olan amcaoğluma sevgilerimi gönderiyorum. o olmasaydı bu hikaye de olmazdı. hatta hâlâ yanımda. gibtir git lan.
    ···
  18. 18.
    0
    şahane, muhteşem, adeta bir başyapıt.. -kadir topbaş-
    ···
  19. 19.
    0
    türk öykücülüğüne yeni bir soluk getiren genç yazar adonis kaslarıyla da dikkatleri üzerinde topluyor -umberto eco-
    ···
  20. 20.
    0
    okurken gözlerim doldu ve şöyle dedim, "hanım su getir!" -sadullah ergin-
    ···