-
576.
0uppidi uppidi elim gibimde kalcak çabuk koy fotoları amk
-
577.
0devam beyler fake de olsa heycan heycandır.
- 578.
-
579.
0"Tribchen, mutlu insanların yaşadığı o ada... "[51]Tümünü Göster
Bu ilk ziyaretten sonra annesine, bu ziyareti mektubunda şöyle anlatacaktır:
“ insan -Richard Wagner- sanatçı kadar büyüktür... Onunla ve muhteşem bir hanım olan Cosima ile mutlu günler geçirdim. Daha geçtiğimiz Cumartesi ve Pazar günü birlikteydik. Wagner'in villası Dört Kanton Gölü'nün (Quatre-Cantons) yakınlarında, Pilate Dağı'nın eteğinde bulunuyor ve harika manzaralar eşliğinde yaşam, bizim için dostlukların en güzeliyle geçiyor.[52] ”
Bu ziyaretten sonra Wagner'in evinde gece toplantıları yapılıyor ve kitap alış verişlerinde bulunuluyordu.
Nietzsche ile Wagner'in düşüncelerinde büyük bir uyum vardı. Bu uyum, onları birbirlerine daha fazla yaklaştırıyordu. Wagner, Nietzsche'ye tüm projelerini teker teker açıklıyor ve onu konserlerine zütürüyordu. Cosima ise Nietzsche'den Wagner'in sözcüsü olmasını istiyordu. Nietzsche'ye aşılanan güven, giderek büyüyordu.
22 Mayıs 1872'de Nietzsche, Beyrut Tiyatrosu'nun temel atma töreni için Beyrut'a giden Wagner'in 59. doğum gününde besteciye eşlik eder. Beyrut Tiyatrosu'na Sultan Abdülaziz bile davet edilmiştir. Nietzsche, Richard Wagner Bayreuth'ta adlı eserinde, bu buluşmadan söz edecektir. Fakat bu dostluk, 1876'daki 1. Beyrut Festivali'nde bozulmaya başlar. Nietzsche, Wagner'in hakikatin değil, tiksinti verici bir zaferin peşine bencilce dolandığını iddia eder. Eylül ayında, arkadaşı Ree ile birlikte Beyrut'tan ayrılır. Wagner, yeniden dine dönmüştür ve bu Nietzsche'de tiksinti uyandırmıştır. Cosima, Nietzsche'nin Wagner'den kopuşunu ilk hisseden kişidir. Nietzsche ve Wagner görüşmemeye başlarlar.
3 Ocak 1878'de Wagner, Nietzsche'ye yeni yayımlanan eseri Parsifal'in bir kopyasını gönderir. Nietzsche, bu kopyayı okuduktan sonra Wagner ile ilgili düşünce ayrılıkları daha net olarak anlar. Nietzsche, aynı yılın Mayıs ayında yayımladığı insanca-Pek insanca adlı kitabını Wagner'e gönderir ve tamamen Wagner'den kopar.
“ Wagner müziğini ruh coşkusunun gücü olarak yorumladım. Yanlış yorumladığım görünüyor. Görünen bir başka şey ise, Wagner ve Schopenhauer'i ne ile bu kadar renklendirdiğimdir. Onları renklendiren bendim. Ben, onları kendim yücelttim... Her ikisi de yaşamı yadsır ve suçlar. Bu yüzden onlar, benim çok uzağımdadır.[53] ”
Nietzsche'ye göre Wagner, yapması gereken ödevlerini yerine getirememiştir. Bu sebeple Nietzsche, Schopenhauer'dan sonra Wagner'le de yollarını tamamen ayırmıştır.
Nietzsche, bu ayrılıktan sonra çok yalnız kalmış, hatta kimi zaman Wagner'i özlediğini itiraf etmiştir.
Çalışmaları [değiştir]
Ana madde: Nietzsche'nin çalışmaları
Friedrich Nietzsche, çocukluk resimlerinden biri, 1861.
Müziğin Ruhundan Trajedinin Doğuşu [değiştir]
Nietzsche ilk kitabını 1872'de yazdı. Kitap Müziğin Ruhundan Tragedya'nın Doğuşu (Die Geburt der Tragödie aus dem Geiste der Mugib) adını taşıyordu ve 1886'de Trajedi'nin Doğuşu, Hellenizim ve Pessimizm (Die Geburt der Tragödie, Oder: Griechentum und Pessimismus) adıyla tekrar düzenlendi.
Bu eserleri, Yunan kültürünün aydınlanma çağına etkilerini konu alıyordu.[54] Nietzsche'nin ana karakterleri Apollon ve Dionysos idi.
Kitabında yazar önce bir filozofa sonra da peygambere dönüşüyor gibi görünüyordu. Bu eseri akademik çevrelerce oldukça sert eleştirildi. Ulrich von Wilamowitz-Moellendorff en ağır eleştirileri yapanlardan biriydi. Bu eleştiriler Nietzsche'nin felsefesinin daha da koyulaşmasına sebep oldular.
Çağa Aykırı Düşünceler [değiştir]
Nietzsche yazmaya 1873 yılında başladı ve eserini 1876'da bitirdi. Bu çalışması Avrupa, özellikle Alman kültürü aleyhinde yazdıklarının bir derlemesi idi. ilk bölümünde yazar "Biz Filologlar" diye başlıyor ve "Filologun Görevleri"ni anlatıyordu.[55] Kitap dört ciltten oluşmaktadır;
1. David Strauss: der Bekenner und der Schriftsteller, 1873 (David Strauss Eleştirisi)
2. Vom Nutzen und Nachteil der Historie für das Leben, 1874 (Tarihin Yaşamımıza Etkisi)
3. Schopenhauer als Erzieher, 1874 (Eğitmen Olarak Schopenhauer)
4. Richard Wagner Bayreuth'da, 1876
insanca, Pek insanca [değiştir]
Nietzsche'nin bu eseri ilk olarak 1878'de yayımlandı. Daha sonra 1879'da onu eserin ikinci cildi takip etti. Eser aslında üç bölümden oluşmaktadır. Karışık Fikirler ve Maximler (Vermischte Meinungen und Sprüche) (iki bölüm), 1880: Gezgin Ve Gölgesi (Der Wanderer und sein Schatten). Üç bölüm 1886 yılında insanca, Pek insanca; Özgür Ruhlar için bir Kitap (Menschliches, Allzumenschliches, Ein Buch für freie Geister) başlığı altında toplandı.
Böyle Buyurdu Zerdüşt [değiştir]
Böyle Buyurdu Zerdüşt, orijinal basımın kapağı
Ana madde: Böyle Buyurdu Zerdüşt
Böyle buyurdu Zerdüşt - Herkes için ve Hiçkimse için bir Kitap(Almanca: Also Sprach Zarathustra - Ein Buch für Alle und Keinen, 1883–1885). [56]
Böyle buyurdu Zerdüşt Nietzsche felsefesinin ana yapıtıdır. Kendi deyimiyle: “Yazılmış en yüce kitap, insanlığa şimdiye dek verilen en büyük armağan”dır.[57]Nietzsche, felsefesinde olduğu gibi yazım tarzında da var olan kuralları hiçe saymış ve kendine özgü bir edebi üslup kullanmıştır. Kimi zaman şiir, kimi zaman düz yazı, kimi zaman da ikisinin karışımıyla karşımıza çıkan yazım tarzını, belirli bir kategori içerisinde tanımlamak güçtür.
Eserin geneli özdeyişlerden (aforizmalardan) oluşur. Nietzsche anlatmak istediği konuyu, benzetmeler ya da imalar kullanarak aktarır. Bu şekilde, okuyucunun bahsedilen konu hakkında düşünmesini ve kendisine ait bir yargıya ulaşmasını beklemektedir.Bu durumu şöyle açıklar : “Herkesin okumayı öğrenme hakkının olması, zamanla sadece yazmayı değil, düşünmeyi de mahveder. Dağlarda en kısa yol doruktan doruğadır; ama bunun için uzun bacakların olmalı.Özdeyişler doruk olmalı, kendisine hitab edilen de iri kıyım ve uzun boylu.” [58]
Yazılarını bilmece, okuyucuları da bilmeceleri çözen kişi, bulucu olarak tanımlamıştır. [59] Fakat onun bu üslubu, zaman içinde felsefesinin algılanışını etkileyen kasıtlı çarpıtmaları ve yanlış anlaşılmaları doğurmuştur. Yaşadığı çağda kimsenin kendisini anlamasını beklemediğini, onu duyacak kulakların olmadığını söyleyen Nietzsche, bunun sebebi olarak da yaşadığı çağa ait olmamasını gösterir. [60] Kendisini henüz zamanı gelmemiş filozof olarak tanımlayan Nietzsche, felsefeye bakış açısını şu cümlelerle dile getirir: “Yazılarımın havasını soluyabilen, bunun bir yüksek yer havası, sert bir hava olduğunu bilir. Felsefe, bugüne dek anladığım yaşadığım gibisi, yüksek dağda, buz içinde gönüllü yaşamaktır.” [61] -
580.
0lan uzun yazı yazmayın feryatlarını sıktıklerım.
-
581.
0çok yawaş ilerlioz dıbını gibim sizin
-
582.
0hadin lan cabuk
-
583.
0Başka bir deyişle vajinismus; bilinç altı tarafından oluşturulan ve kişiyi koruyan bir savunma mekanizmasıdır.
-
584.
0olm ilk sayfaya bakın lan capsler uçmuş ananı gibiyim
-
585.
0ulan benım eskı kız cıkmasın oda bılkentlı sıkerım haaaa
-
586.
0züt gib taşak
-
587.
0Kitapta Zerdüşt isimli karekterin gözlemleri ve bu gözlemler üzerine ürettiği düşünceler yer alır. Karakterin ismi iranlı bir peygamberin ismiyle aynıdır. Bu durum zaman zaman “Böyle buyurdu Zerdüşt” ün bir kutsal kitap olarak algılanmasına neden olmuştur. Nietzsche bu yanlış anlaşılmayı öngörmüş ve: “Zerdüşt adı ne anlama geliyor, sormadılar bana, sormalıydılar: Çünkü o iranlının tarihteki, korkunç benzersizliğini yapan şey, benimkinin tam tersidir.” [62] “Burada konuşan ne bir peygamberdir ne de din kurucusu denen o güç istemi ve hastalık kırmasıdır. Bağnazın biri değil burada konuşan, vaaz verilmiyor, inanç istenmiyor burada.” [63] cümleleriyle bu çarpıtmaların da önüne geçmiştir.Tümünü Göster
Kitap, “Üstinsan” ve “Bengidönüş” kavramları üzerine kuruludur. [64] [65]
Zerdüşt, herhangi bir topluma ya da herhangi bir çoğula hitap etmekten ziyade, tekil olarak sadece insanı ele alır.Bu yönüyle bir pgibologdur. [66] Ona göre kişinin en büyük düşmanı, yine kendisidir. [67] insana hedef olarak “Üstinsan” ı gösterir. [68]-Bu kavram üstün ırk ya da her hangi bir çoğulu anlatan bir kavram değildir!- insanı, hayvan ile Üstinsan arasında gerili bir ip olarak tanımlayan Zerdüşt[69], kişinin sürekli olarak “Üstinsan” a doğru kendisini aşması gerektiğini söyler.[70] Fakat kişinin kendisini aşması için, ilk önce insanın aşılması gereken bir şey olduğunu kabul etmesi gerekir. Başka bir deyişle yükselmek için, önce alçakta olduğunu kabul etmesi gerekir. Bu nedenle ‘insan’ kavrdıbını alçaltarak, sadece ‘Üstinsan’a giden bir köprü’ olduğunu savunur. [71]Üstinsan’ın var olma sebebi ise; insanın kendisini aşmasının farkına varmasının gereğidir.
Yeni değerlerin üretilmesi için, var olan eski değerlerin hiçe sayılması gerektiğini savunur. .[72] Ona göre “iyinin ve kötünün yaratıcısı olmak isteyen, ilk önce bir yok edici olmalıdır ve değerleri paramparça etmelidir. ” .[73] Yaratılan yeni değerler ise tekrar tekrar kendini aşmak zorundadır. .[74] Hiçbir değere bağlı kalınmadan “Üstinsan” a doğru sürekli yol alınmalıdır. Bu anlamda, “kişinin kendisi olmasının koşulu, kim olduğunu hiç mi hiç bilmemesidir. ” [75] Genel olarak kitapta, “eski levhaları yıkmak” olarak tanımadığı (Bengidönüş) bu yıkıcı görüş hakimdir. Yeni değerleri üretmeyi ise kişinin kendisine bırakmıştır. ideallere, inançlara, törelere… Var olan tüm toplumsal değerlere bağlı kalanlara aşağılarcasına hitab eden Zerdüşt, kendi istemini kendi belirleyen ve her türden boyun eğmeyi reddeden herkesi dengi olarak kabul eder.[76]
Her ne kadar bir yol gösterici, öğretici olarak algılansa da, kişilerin kendi düşüncelerini üretmesi gerekliliğini savunur. Ne bir takipçisi, ne de bir öğrencisi olsun ister. Bunu şu şekilde dile getirir : “Yalnız gidiyorum şimdi kardeşlerim! Siz de yalnız uzaklaşın buradan. Böyle istiyorum ben! Uzaklaşın benden ve koruyun kendinizi Zerdüşt’e karşı. Her zaman öğrenci olarak kalırsa insan, öğretmenine borcunu ödememiş olur.” [77]Ona göre kişi, “Üstinsan” ı kendisi var etmeli ve bunun için ne Zerdüşt’e ne de bir başkasına –tanrı dahil- ihtiyaç duymamalıdır.[78] Kendisinin efendisi olmalı, kendi yasalarını kendisi koymalıdır. Kendi yasasının yargıcı, celladı ve kurbanı olmak zorundadır. Kişinin kendi yasasının yargıcı ve celladıyla başbaşa kalmasını korkunç bir şey olarak tanımlayan[79] Nietzsche bunun koşulu olarak, kişinin kendisine karşı sert ve katılık kertesinde dürüst olması gerektiğini söyler. [80]
Nietzsche’nin kendine özgü anlatım tarzıyla, birçok farklı anlam çıkarılabilecek özdeyişlerle, sert bir üslup kullanarak kaleme aldığı bu eseri, diğer eserleri gibi yaşadığı dönemde çok yadırganmış, birçok olumsuz eleştiriye mağruz kalmıştır. Nietzsche ise bu durumu normal karşılamış, aksi olsaydı kendisiyle çelişeceğini dile getirmiş[81] ve “Böyle Buyurdu Zerdüşt” ü okuyacaklara şöyle seslenmiştir: “Bir iç durumu gerçekten bildiren, yapmacık tavırlar takınmayan her deyiş iyidir. Bu konuda şaşmaz benim içgüdüm. Şüphesiz bu iş için dinleyen kulaklar, aynı tutkuyu duyabilecek güçte kimseler bulunduğunu varsayıyorum. Zerdüşt’üm bekliyor böyle dinleyicileri, daha uzun süre de bekleyecek! Onu inceleyecek değerde olmalı insan.”[82]“Bu gibi şeyler ancak en seçkinlerin kulağına ulaşır, burada dinleyici olabilmek eşsiz bir ayrıcalıktır, her babayiğidin harcı değildir Zerdüşt’ü duyabilmek.” [83]
iyinin ve Kötünün Ötesinde [değiştir]
Jenseits Von Gut und Böse adını taşıyan kitabında, Nietzsche'ye göre insan yaratısı olan iyi ve kötü dünyayı haksız yere şekillendirmiştir. Nietzsche bu kitabında sözkonusu tema çerçevesinde "nihilizmi anlama doğrultusundaki herhangi bir çabanın, yalnızca onun septomlarından hareket etmesinin bu anlama çabasını ekgib kılacağı fikrinden hareketle, kendinden sonraki felsefeye de bir yöntem olarak büyük bir etkiye sahip olacak olan, "jeneoloji" metodunu geliştirir"[84], ahlakı temeller.
Diğer eserleri [değiştir]
* Tan Kızılığı
* Şen Bilim (La Gaya Scienza)
* Ahlakın Soykütüğü Üzerine
* Homeros ve Klagib Dilbilim
* Schopenhauer'ci Felsefe ve Uygarlığı
* Yunanların Trajik Çağında Felsefe
* Zerdüşt Şiirine Eklemeler[85]
Yayınlanmamış eserleri [değiştir]
Tahriften sorumlu kızkardeşi Elizabeth Förster
Ana madde: Nietzsche'nin yayınlanmamış eserleri
Nietzsche'nin pek çok yayınlanmamış eseri vardır. Bunlar daha sonra toplanmış ve kitaplaştırılmıştır. Genel anlamda, Yunan Felsefesi, aforizmalar esas temayı oluşturur. Nietzsche'nin yayınlanmamış eserleri de kardeşinin tahrifatına uğramıştır. Daha sonra "Güç istenci" adlı kitabında toplanmak istenmişse de, bu kitap şüphelidir.
Tahrifat [değiştir]
Nietzsche, zihinsel yetilerini yitirdiğinde kız kardeşi ve birkaç kişi eserleri üzerinde çalışmalar yapmıştır. Fakat bu çalışmalar, kardeşi Elizabeth'in önderliğindeydiler ve Elizabeth ile kocası tam bir Hitler hayranıydılar. Bu nedenle Nietzsche'nin çalışmaları yoğun "antisemitik" tahrifata uğramıştır. Sonraları Walter Kaufmann, Elisabeth Förster'in yaptığı bu yanlı eklentileri fark ederek, kitabı gerçek haliyle hazırlayacak ve yayınlatacaktı. [86] Günümüzde araştırmacılar (Manzino Montinari gibi) elyazıları üzerinde çalışmalar yaparak tahrifatı kaldırmaya çalışıyorlar. En çok değiştirilen kitapları: Güç istenci, Ecce Homo, Nietzsche Mektupları
Edebî üslubu [değiştir]
Aforizmik üslubu [değiştir]
Aforizma (özlüsöz) Nietzsche'nin en belirgin edebî tarzıdır.
* inançlar hakikat düşmanları olarak, yalanlardan daha tehlikelidir.
* Hoşlanmadığımız bir düşünceyi öne sürdüğü zaman bir düşünürü daha sert eleştiririz. Oysa, bizi pohpohladığında onu daha sert eleştirmek uygun olacaktır.
* Sahip olunması zorunlu tek şey var: Ya yaradılıştan ince bir ruhtur bu, ya da bilim ve sanatlar tarafından inceltilmiş bir ruh...
* Tüm idealistler, hizmet ettikleri davaların her şeyden önce dünyanın tüm öteki davalarından üstün olduğunu düşünürler. Kendi davalarının biraz olsun başarılı olması için, bu davanın tüm öteki insan girişimlerine gerekli olan aynı pis kokulu gübreye açıkca ihtiyacı olduğuna inanmak da istemezler.
* insan, diğer insanlardan hiçbir şey istememeye, onlara hep vermeye alıştığı zaman, elinde olmadan soylu davranır.
* Acıların bölüşülmesi değil, sevinçlerin bölüşülmesidir dostluğu yaratan.
* Bir şeyden hoşlanmaktan söz edilir, aslında doğrusu, bu şey aracılığıyla kendinden hoşlanmaktır.
* Kendinden hiç söz etmemek çok soylu bir ikiyüzlülüktür.
* Hakikatin temsilcisinin en az olduğu zaman, onu dile getirmenin tehlikeli olduğu zaman değil, can sıkıcı olduğu zamandır.
* Doğa bize aldırmadığından, doğanın ortasında kendimizi öyle rahat hissederiz ki ...
* Uygarlaşmış dünya ilişkilerinde herkes, hiç değilse bir konuda kendini başkalarından üstün hisseder. Genel iyiyüreklilik buna dayanır. Çünkü, durum elverirse herkes yardım edebilir, o halde bir utanç duymaksızın bir yardımı da kabul edebilir.
* Yapacak çok şeyi olan insan inançlarını ve genel düşüncelerini hemen hemen hiç değiştirmeksizin korur. Aynı şekilde, bir ülkünün hizmetinde olan her insan, ülkünün kendisine artık hiç kulak asmaz; onun buna zamanı yoktur. Demem şu ki, ülküsünün hala tartışılabilir olmasından yana olmak çıkarına aykırıdır.
* Bugün artık kimse ölümcül hakikatlerden ölmüyor; çok fazla panzehir var.
* Uygarlık tarafından yok edilme tehlikesiyle karşı karşıya olan bir uygarlık çağını yaşıyoruz.
* Beni öldürmeyen her şey beni güçlendirir.
* Ey büyük yıldız! Aydınlattıkların olmasaydı nice olurdu mutluluğun!
* Bir dost kimdir? Öteki bendir. -
588.
0am got meme. am got meme am got meme
-
589.
0giberim wala 500 oldu koy gibtimin fotosunu - ye boğarım seni sürtük
-
590.
0Başka bir deyişle vajinismus; bilinç altı tarafından oluşturulan ve kişiyi koruyan bir savunma mekanizmasıdır.
-
591.
0yardım gitti
-
592.
0
-
593.
0azına balgam atarım haaa.
-
594.
0BEYLER KARI FAKE ÇIKTI AMIKH
-
595.
0@477 hacı başa döndün yeni bişeler koy
-
noldu kayra
-
baycerrah profil fotografini
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 10 01 2025
-
yarın bitlis merkez camiye gelmeyin
-
kurtlar vadisi en büyük kadın düşmanları
-
kaliteli aktivite nasıl olur
-
karısını sokağa çıkaran erkek
-
michael scofield öz anneni ara sokaktaa
-
çaycı hüseyinin osuruğu meltemi
-
enasfe anancılık başlasın
-
sinir krizi geçirmiş inci sözlük yazarları
-
hayat artıgı merrhaba
-
1915 in intikdıbını elbet bir gün alacağız
-
benim çinli gibi çekik gözüm var
-
mentalcel trans olursa şaşırmam
-
herkes neden sözlükte yazar olduğunu yazıyor
-
sözlükte bazen bir sessizlik oluyor
-
gwynpelin arka deliğine laps lapss
-
gay pataklayanı kafes dövüşüne davet ediyorum
-
beyler geçenlerde avil yaptırdım
-
sıçmalı anal gibi bir şey zaten
-
çayçı hüseyin boy yetmezliğinden
-
ah havuç ah keşke paraları huurlarlaaaaa
-
bir inci erkeği neyi mi hak eder
-
bu tiple bendenn çok güzel çingene
-
merhaba elinde çiçekle bekleyenler sözlüğü
-
havuç tam bir dazlaktır
-
kizlar neden p0rn0 film izliyor
-
beyler türklerde neden kız kaçırma adeti var
-
gwynplaine şizofreni nasıl bir hastalık
- / 2