0
Işıltılı sabahların parladığı zaman,
Derin gün batımı,
Derelerini ve tepelerini,
Işık huzmeleriyle ördüğü zaman,
Sen hayalimde belirirsin,
Karaman.
Bütün hayallerimde,
Hasret dolu hayallerimde belirirsin,
Karaman, Ah Karaman!
Sıcak, parıltılı ovalar, güneş, gökler,
Karaman!
…
Karaman, Ah Karaman!
Yaz çiçeklerinden, renklerinden,
Yüzümü çevirsem de
Hayal gözümde
Sen belirirsin ihtişamla,
Karaman!
Canımın parçası hâlâ sendedir,
Karaman!
Sen hâlâ mukaddessin gözümde,
Karaman, Ah Karaman!
Savaş vaktim gelmişti bir zamanlar,
Karaman!
Erzurumda taburlar vardı yer yer,
En acımasızı Erzurum’dan geldi bölüklerin,
Uhbar sarayının kubbesinden indiler,
Beni senden, vatanımdan söküp kopardılar,
Karaman!
Sen, öz vatanım, dağlık yurdum,
Karaman,
Hayatta ve ölümde ruhumun ocağı,
Karaman, Ah Karaman!
Bil ki Karaman,
On kız kardeşimden hiçbiri,
Hemşehrilerini benim kadar sevmedi,
Karaman, Ah Karaman!
O âna kadar süt kadar latif,
ipek kadar yumuşaktım.
Şimdi göğsüm aslan ini gibi,
Öldürülen insanların,
Kan ve kemikleriyle kirlenmiş,
Karaman, Ah Karaman!
Yeni doğmuş gençlik duygularım,
Karaman!
Örselenmiş çiçekler gibi soldu,
Karaman, Ah Karaman!
Yerlerinde dikenler ve yabani otlar fışkırdı,
Bir zamanlar sevdiklerim şimdi küçük düştü gözümde,
…
Sabahın bereketli ışığından nefret ediyorum,
Karaman!
Sabahın çehresi beni çıldırtıyor,
Karaman, Ah Karaman!