çoban su kenarında koyunları otlatırken, bir ağacın altında bikini ile güneşlenen fransız turisti görmüş, adam zaten günlerdir dağda ve abaza, dayanamamış kadına tecavüz etmiş. ama ne tecavüz, defalarca ve saatlerce... fransız turist soluğu jandarmada almış. jandarma çobanı yakalamış, getirmişler karakola ifadesini alıyorlamış. fransız turist demiş ki:
"böyle bir erkek ben asla görmedim, şikayetçi değilim ama benimle birlikte fransa'ya gelirse"
çoban "ben nasıl gelirim, koyunlar var, çoluk çocuk var, gelemem" demiş...
kadın ısrar ediyormuş, gelmezse hapse atacaklar.
çoban sonunda bir öneride bulunmuş; "benim bir kardeşim var, o bekar, onu al zütür"
fransız turist sormuş; "o da senin gibi mi? yani güçlü kuvvetli bir erkek mi?"
çoban hafif mahçup bir ifadeyle cevap vermiş:
"valla bilmiyorum ama 2 sene evvel yine benim gibi dağda kaldığında, insan bulamadığı için bir ayıya tecavüz etmişti.. 2 sene olduğu halde, ayı hala bal getirir"

bir kadının kocası iş gezisine yurt dışına gider. kadın eve hemen bir erkek alır. koca havaalanında iken bazı evrakları evde unuttuğunu farkeder ve eve geri döner.
kocası zile bastığında kadın hemen içerdeki adama döner ve "bu kocamın zile basma şekli hemen saklan" der. adam "nereye" diye sorar, sağa sola bakan kadın dolabı gösterir.

kadın kapıyı açar. kocası bir hışımla içeri girer ve "hanım bu ne hal uzun zamandır zile basıyorum, yeni açtın ve çırılçıplaksın" der ve durumdan işkillenir. hemen yatak odasına girer ve yatağın incin olduğunu görünce iyice işkillenir. sağa sola bakınca ne görsün? dolaptan bir şey sarkmaktadır.

adam dolaba girmiştir ama taştaşları dolap kapaklarının arasında dışarı doğru sarkmaktadır.

koca "hanım bu ne?" diye sorar, kadın gayet pişkince "o dolap zili kocacım yeni taktırdım. basınca çalıyor." der.

"hmm.. öylemi" der koca ve dolabın yanına gider ve avuç içiyle taştaşa hafifçe vurur. ses gelmez. adam "hanım bu çalışmıyor heralde" der ve sertçe bir yumruk atar. hala ses gelmemektedir. adam "allah allah" der ve gerilip ayakkabının topuğuyla sertçe vurur.
içerden acı bir ses...
çınnnn... huur çocuğu çınnnn..

2 tane kaşarlanmış huur tartışmaktadır. biri der kısa kalın makbul, diğeri buna itiraz eder yok uzun ince makbul. birbirlerine girerler. mahalledeki aileler bunların kavgasından artık bıkmıştır, en sonunda polise şikayet ederler bunları. karakola gittiklerinde komiser sorar nedir derdiniz diye. kavga gene başlar, komiser bunları susturamaz, baş edemeyince ve işin içinden çıkamayınca bunları mahkemeye yollar.
mahkemede hakim serkan'ın karşısına çıktıklarında serkan'a anlatırlar kavgalarını ve eklerler 'kararı sen ver hakim bey, kısa kalın mı makbul yoksa uzun ince mi makbul'
bizim hakim serkan demiş ki 'tamam ben size hangisinin makbul olduğunu söyleyecem ne var ki bunda? mahkemeyi 30 gün sonraya erteliyorum'. huurlar e hadi görecez bakalım çözümünü demişler.
serkan başlamış düşünmeye, 1 gün geçmiş, 10 gün geçmiş, 25 gün geçmiş yok, bulamıyor çözümü. huurlara rezil olmakta istemiyor. son gece kara kara düşünürken bi de karıma sorayım demiş.
+karıcım sence uzun ince mi makbul, kısa kalın mı makbul?
-ikiside değil.
+ee makbul olan ne?
-en makbul olanı içerde en çok kalanı.
doğru ya demiş içinden serkan. sevinmiş bulunan çözüme. ertesi gün mahkemede huurlar sormuş.
-eee hakim bey, bize artislik yaptın çözümü bulurum diye, neymiş çözümün söyle bakalım şimdi?
+ne kısa kalın, ne de uzun ince. en makbul olanı içerde en çok kalanıdır.
huurlar cevabı hemen yapıştırmış.
-40 yıllık huuruz, hangi kaşarlanmış huur bu aklı sana verdiyse helal olsun ona

Buradaki sukulardan birer tanesini ben verdim bak

beyaz tenli bir adam olan namık zencilerin bulunduğu bir adaya düşmüş. ada halkı bu namık'a çok sıcak davranmış, kalacak yer vermişler filan. sonra bir yıl geçmiş, bakmışlar ki köyde doğan çocukların bir kısmı beyaz doğuyor, diğerleri de tam siyahi değil. kabilenin lideri serkan beyaz adam namığı çağırmış. oğlum demiş, bak biz seni sevdik. iyi de bir insana benziyorsun, bunca zamandır da aramızdasın. ama sen geldikten sonra çocuklarımızın ten rengi açılmaya başladı, beyaz çocuklar türedi?
namık: efendim, demiş. şu ineklere bakın, ana da baba da beyaz olduğu halde yavruları siyah. böyle şeyler olabilir.
reis serkan'ın rengi atmış: tamam evlat demiş. ben bizim çocukları soruşturmayayım, sen de danaları karıştırma!

Bir gün bizim sözlük adminlerinden ferrarisini satan muallak, aworms ve serkan sözlükten kazandığı paralarla ıssız bucaksız yağmur ormanlarına bi gezi düzenlemeye karar vermişler..
Binmişler uçaga uzun bir yolculuğun ardından varmışlar ormana.. başlamışlar fotoğraf cekmeye, bali çekmeye,ot sarmaya filan.. daha sonra arkadan kendilerine doğru hücüm eden bi kızıldereli ordusu görmüşler başlamışlar kaçmaya.. baktılar ciğer züte dayanmış koşarak kurtuluş yok ağaca çıkalım belki kurtuluruz demişler soluk soluğa kendi aralarında.. aworms ağacın en tepesine, ferrarisini satan muallak onun bi altına malum bizim serkanda yağlı saçları çalılara takılıp geride kaldığı için en altta da o kalmıs.. kızıldereliler gelmiş serkanı bacağından tutup aşagı çektikleri gibi 25-30 kişi gangbang yapmış.. sonra digerlerine ellemeden salıvermişler..
Bizim serkan yaman çıkmış ve hiçbir tak olmamış.. aradan bir gün geçtikten sonra kızıldereliler bunları yine kovalamaya başlamıs.. yine aynı düzende ağaca çıkmışlar bu sefer yine serkanı o bambu senin bu ladin benim diyerek ağaçlara vura vura gibmişler.. inanırmısınız serkan a yine birşey olmamış.. koltuk altına sıkıştırdığı dal parçalarıyla yoluna devam etmiş serkan ve diğer arkadaşları..
Gezinin son gününe geldiklerinde ormandan tam çıkacaklarken tekrardan peşlerine düşmüş ordu..bu sefer bizim serkan akıllanmış.. elindeki sopaları atarak bi fıstığa arka elleten maymun gibi hemen ağacın en tepesine fırlamış.. onun altına aworms altına ferrarisini satan muallak geçmiş..bu sefer kabile reisi gelmiş ve demiş ki
_ulan hep alttakini gibiyoz bir kere de üsttekini gibelim demişler..
Ve serkan ölmüs(a.k)

Kadının birinin yeni yeni küfür öğrenmeye baslayan bir çocuğu varmış.. çocuk her sokağa çıkışında farklı küfürler öğrenip bunlar ne demek diye annesine sorarmış..bir gün yine dışarı çıktığında huur lafını öğrenmiş.. annesine sormuş huur ne demek diye.. annesi biraz düşündükten sonra misafir oğlum misafir demiş.. ertesi gün çocuk yine sokağa çıkmış..eve geldiğinde bu sefer de gib lafını öğrenmiş.. annesine sormuş ne demek diye.. annesi de yine biraz düşündükten sonra koltuk oğlum koltuk cevabını vermiş..
Aradan 2-3 geçmeden çocuk yine dışarı çıkmış..bu sefer de bin lafını öğrenmiş.. sormuş annesine ne demek diye.. annesi de kahve oğlum kahve demiş..tam o sıra da kapı çalmış.. çocuk fırlamış kapıyı açmaya.. gelen misafirlermiş.. kapıyı açmış ve annesine bağırarak seslenmiş..
_anneee huurlar geldi buyrun efendim buyrun oturun giblerimize annem şimdi size binlerinizi getirecek..

85 yaşında bir adam doğum hanenin kapısında beklemektedir. doğumhaneden çıkan doktor şöyle bir bakındıktan sonra yaşlı adama sorar "içerde doğum yapan bayan yakınınız mı?"
Adam- "Evet‚eşim.
Doktor- "Ama bayan 25 yaşlarında... "
Adam- "Tamam işte‚ eşim o. Niye şaşırdınız‚ baba olamaz mıyım yani?"
Doktor- "Yoo‚... aklıma benim dedem geldi de."
Adam- "Nesi varmış dedenizin?"
Doktor- "Kendisi av meraklısı idi. sürekli ava çıkardı. Ancak yaşlanınca zorlanmaya başladı. Bir gün ava çıkacakken kendisini uyardık‚ aman yapma dedecim‚ sen yaşlandın‚ ava gidemezsin diye. Kendisi Israr etti ve hazırlandı. E‚ tabi yaşlılık‚ çıkarken tüfek yerine baston aldı eline. Ben de kendisiyle gittim. Ormanda bayağı yol yürüdükten sonra bir geyik gördük. Dedim ya‚ dedem yaşlı. Bastonu omzuna koydu‚ doğrulttu ve geyiğe bastonla ateş etti. Geyik o anda vurulup yere düştü... "
Adam- "Olur mu‚ başkası vurmuştur onu."
Doktor- "Ben de onu demeye çalışıyorum işte .. başkası vurmuştur..

fukaranin biri bakkala girmis elinde 3-5 kuruş para varmı. ekmek alsa peynir alamayacak peynir alsa ekmek alamayacak ne yapacagini dusunurken iceriye takim elbiseli zengin gorunumlu biri girer.. bakkala der 10 kangal sucuk benim damada 2 koli yumurta benim damada.bir teneke peynir benim damada.5 kilo pastirma benim damada bunu goren fukara dayanamaz sorar;
_beyfendi damadiniz kim ki bu kadar itibar goruyor sizden?
+bir sey degil sadece kizimi gibiyor. der
bunu duyan fukara yapıştırır cevabı
_ sen bana şurdan 250 gr peynir al ben senin butun sulaleni giberim

Eski bir devirde ingiliz, fransiz ve türk arkadaslar haremin camından içeriyi gözetlerken yakalanmislar. olayi ögrenen padisah çok sinirlenerek hepsinin mesleğine göre hadım edilmesine karar vermis. ingilize mesleğini sormuslar;
- "Terziyim... "
... - "Kesin makasla,"
fransiza sormuslar;
- "Oduncuyum... "
- "Kesin baltayla,"
Bu sırada Türk gülmekten katılıyormus. merakla sormuşlar;
- "Ya neden gülüyorsun, biraz sonra hadim olacaksın... "
- "ben dondurmacıyım, yalaya yalaya nasıl bitireceksiniz onu merak ediyorum."

30 yaşındaki serkan annesine iki aydir adet görmedigini söyler. Annesi, çok tedirgin olur ve eczaneye bir hamilelik testi almaya gider. Sonuçlar serkan'ın hamile oldugunu gösterir. Anne çildirmistir, bagirir çagirir ve;
- ''Bunu yapan hangi inek, bilmek istiyorum' der.
serkan telefon açar ve yarim saat içinde bir ferrari evin önünde durur. Içinden hafif kirlasmis saçlari ve çok pahali bir elbisenin içinde manyak yakigibli bi adam olan orginal behlül iner ve kapidan içeri girer.
Anne, baba ve kızla beraber otururlar. Herif;
- kızınız serkan durumu anlatti der, Kisisel durumumdan dolayi kızınızla evlenemem, ancak tüm sorumlulugu üzerime aliyorum eger bir kiz çocugu dogarsa annesine bir ev, bir yazlik villa ve 1 milyon dolarlik bir banka hesabi, eger bir erkek çocuk olursa birkaç fabrika ve bir milyon dolarlik bir hesap, eger ikiz dogarsa her ikisine de 500 bin dolarlik hesap ve bir fabrika verecegim, der.
- Ancak düsük olursa... O zamana kadar sessizce bekleyen baba elini dostça orginal behlülün omuzuna koyar;
- o zaman bir daha gibersin evladım der.

Gülücük şelalesi şuku

Bir gün adamın biri bi adaya düşer. Ne botu vardır ne işaret fişeği. Sonra adam demiş "Ulan madem bir tak yok yanımda bari adayı keşfedeyim." Adadaki ormana girmiş ve derinliklere doğru ilerlemiş. Sesler duymaya başlamış korkmuş. Neyse deyip ilerlemeye devam etmiş. Sonra çalılıkların arkasında bir kabile ve ortada da yerlilerin etrafında döndüğü bir lider görmüş. Demiş: "Şimdi yannanı yedik." Sonra aniden ak sakallı bir dede belirmiş arkasında. Demiş ki: "Hayır evlat dur daha yemedin." Parlak mavi bir taş vermiş ona ve al bu taşı kabile liderinin kafasına at demiş. Adam başta güvenememiş ama sonra demiş vardır bi bildiği. Almış taşı kabile liderine fırlatmış. Şaşıran yerliler etraflarına bakmışlar sinirle ve onu görmüşler. Hepsi taşları mızrakları alıp buna doğru koşmaya başlamış. Aksakallı dede demiş ki: "Haah şimdi yannanı yedin."

bi adam yalan dedektörü almış. akşam yemeğinde denemek istemiş. oğluna bugün nerdeydin demiş. oğlu da okuldaydım diyince dedektör ötmüş. sonra oğlu itiraf etmiş, erotik bi filme gitmiş sinemada. babası da kızmış, oğluna " ben senin yaşındayken ferre nedir bilmezdim bile" demiş. dedektör yine ötmüş. bunu duyan anne gülmüş ve demiş ki " al işte senin oğlun" demiş. dedektör yine ötmüş

Tebessüm ettim şuqu

ReZZers© All Rights Reserved.

güldüm bin

Bende rahip fetişi var kap şukunu

Paint terk videolarını sadece yazıya dökmüş

Bitanede benden.
Birgün serkan, cemil ve ferrarisini satan muallak ucak seyahatindeyken uçak düşer ve kurtulan sadece üçü olur bi adaya çıkarlar.
Neyse birgün geçer ikigun geçer bunlar acıkır iyice.
Adada olan bi kabile bunlari yakalar ve derki:
Karnınız aciktiysa gece buraya tekrar gelin her gibtigimizde bir fındık veririz.
Neyse aksam olur ferrarisini satan muallak dayanamaz gider. 3 fındıkla döner.
Ertesi gün cemil dayanamaz gider 5 fındıkla döner.
Serkan yapmiycam etmiycem desede bi gecede o gider. Ama gidiş o gidiş serkan 1 gün yok 2 gün yok tam 1 haftadır ortalıkta görünmez. Ümidini kesen cemille ferrarisini satan muallak bi mezar yapalım buna yersiz yurtsuz kalmasın derken ne görsünler serkan 1 çuval fındıkla geliyor.