-
51.
+1bilgileri verdik, sıkıcıydı tamam, kabul ama hikayeyi daha iyi anlamanız için gerekli.
gelelim 22'sinde gerçekleşen olaya.
mutfakta o gün michael adında jamaikalı bir expo çalışıyor. yeni elemanlardan. gluten-free menüsü var burda bir de glutene alerjisi olan insanlar için. bu menülerin hiçbirine breadstick denilen içinde peynir olan uzun ekmek çubuklarından koymuyoruz. o gün ben de gerçekten dalgındım, kontrol etmeyi unuttum adama breadstick zütürdüm. 15 dakika sonra adamın karnıyla ilgili sorunları ortaya çıktı, apar topar ambulansla hastaneye kaldırıldı. suç bilin kimin başına patladı? -
52.
0hasıktır
-
53.
+1mike mutfağa gürleyerek girdi. kendisini takip etmemi söyledi arka tarafa gittik. fırça çekmeye başladı, ben de "ben senin kölen değilim, insan gibi davranmayı öğren yoksa burada yaptıklarını polise anlatırım." dedim. der demez arkamı döndüm çıktım oradan. öylece kalakaldı hiçbir şey diyemedi.
kovulmuş olmam muhtemeldi, moralim biraz bozuk motele döndüm. olayı odadaki türklere anlattım. bu arada 3 türkle kalıyorum dıbına koyim. o da ayrı bir hikaye ya, neyse gibtir et. (türklerden kurtulmak için geldim gene türkler çıktı amk)
ayın 23'ünde kovulduğumu düşünüp iş aramaya çıktım. bigibletle yaklaşık 15 kadar yere sordum. ama iş yok dıbına kodumun yerinde. -
54.
+1kaldığım türklerden ikisi şirketten kovulan expolardı. biri ise garson olarak başlayan ama 40 sayfalık menüyü ezberlemek istemediği için işi bırakıp travel yapmayı planlayıp türkiye'ye dönecek olan bir arkadaştı. ikisi de kız arkadaşlarıyla geldiğinden direk 4 kişi housekeeper olarak iş bulmuştu. ama benim kız arkadaş yoktu ve housekeeper alan oteller ya 1 kız 1 oğlan ya da 2 kız alıyordu. ayın 23'ünde o kadar çok kapı dolaştım ki, o gün bölgeyi daha da iyi tanıma fırsatı da elde ettim. mekgibalıların takıldığı restoranları gördüm, çoğunun tipi kayıktı. geçmişte kaderin sillesini yemişler de buraya yeni bir hayat kurmak için toplu göç etmiş gibilerdi amk. yiyecek gibi bakıyorlardı, sinirlilerdi. mekgibalılara olan nefretim o günden başlamıştı.
-
55.
+1mekgibalılar, yorkville bölgesini noir york yapan adamlardı. bu bölgenin belalısı bunlardı. jfk'yi bıçaklayanlar da mekgibalı bir gruptu(burayı atladık).
neyse efenim o gün iş bulamadım. gece uyuyamadım, zaten ülserim var. midem daha bir kötü yandı o gece. bu arada aileme aşırı sadık bir adam olduğumdan her daim annemi, babamı çaldırıp internet üzerinden konuşuyorum. ayın 24'ü akşam 18 civarı, annem doktor, hastanede o gün nöbetçiymiş. yazışmaya başladık. annem beni motive etmeye çalışıyor vs. bayağı konuştuk saat 20 oldu. bir anda allah mı yaptırdı bilemiyorum, çıkıp iş arayasım geldi. çıktım bigibletle ve daha önce hiç görmediğim bir restoran gördüm. hiç umudum yoktu ama şansımı deneyecektim. bigibleti bağladım, usul usul içeri girdim. -
56.
0waiter erkek kardeşim
-
57.
0reserved amk güzel hikaye sen küçücük odada 3 kişiyle birlikte kalan adam değil miydin amk?
edit:yabancılarla -
58.
0
-
59.
+1insan kendini abd'de kovboy sanıyor. düşünsenize ak, sokakta yürürken insanlar size "hey nasıl gidiyor", "selam", "iyi akşamlar" diyor. insan olduğunuzu anlıyorsunuz ak. adamlar sizi adam yerine koyuyor. burada insana verilen değer gerçekten beni büyülüyor. ah bir de şu mekgibalılar olmasa...
flashforward- bilinmeyen yer- gece 4:30
... artık kafaya nasıl yediysem darbeleri sarhoş gibiyim. her yerim sızlıyor, burnumdaki kan kurumuş, nefes alamıyorum. aslında beni uyandıran da bu, yoksa gibimde değil, orada sabahlamaya razıyım. yavaşça yerden kalkıyorum, kaldığım motelin yolunu tutuyorum. içimden geçiriyorum "lanet olası mekgibalılar." yolda yürümeye devam ediyorum. bir yandan burnumla oynayıp kurumuş kanları parmağımda ufalıyorum, bir yandan yaralı bir şekilde yürüyorum. tam o an bir araba geliyor uzaklardan, jfk. soğuk bir bakış atıp "atla" diyor. "hayır" diyorum, kafamı çevirip yürümeye devam ediyorum... -
60.
0reserve
-
61.
+1 -1bir kovboy misali kapıyı usulca açıp içeri giriyorum. girişte masalara yerleştirilmek için bekleyen konuklar var, selam vererek resepsiyon gibi olan yere doğru ilerliyorum. konuklar için masaları ayarlıyorlar. benim yaşlarımda bir çocuk çarpıyor gözüme, ciddi bir şekilde yanına yaklaşıyorum, "ben bir j1 öğrencisiyim, bir önceki işimden çıktım, şimdi kendimi daha iyi geliştirebileceğim bir iş arıyorum." dedim. aşırı ciddi olunca bin benim taklitimi yapıp "tabiki efendim, bu formu doldurur musunuz?" dedi, 175 amk bini vursam yıkılacak, gerçi burada bu tip şeyler şaka, ama stresten şakayı gerçeği ayırt edemiyorum tabi.
oturdum, rutin şeyler ak. 2 gün içinde dönmeye yarayan ama asla dönülmeyen bir form. tam o anda menejer olduğunu anladığım bir bayan, ortalarda gezinen nur yüzlü, hafif yaşlı ama güzel bir bayana seslendi. eliyle "1 dakika" işareti yapıp az sonra döndü. beni kenara çekti, ses tonu gerçekten harika. insanı destekleyen güzel bir ses tonu. arada "lütfen devam et." "gerçekten mi?" "hmm" "tamam" falan diyor çok hoşuma gitti rahat rahat konuştum. ingilizce'yi kasmadan akışına bıraktığım ilk an bu andı. speaking'i gerçek anlamıyla yaptığım, kafamda nesnenin, fiilin, objenin, preposition'ın, bağlacın vs. yerini ayarlamadan konuştuğum ilk konuşma buydu. bana okulumu sordu, dedim işte itü, türkiye'nin iyi okullarındandır vs. spor yapıp yapmadığımı sordu vs. hobilerimi sordu. daha birçok şey sordu. yanıtladım. yarın gel bulaşık bölümünden başla dedi. havalara uçtum dıbına koyim. "sonsuz teşekkürler" falan diyorum çok sevindim. bulaşık mulaşık, öbür işin stresini çekip her gün milletin ağız kokusunu çekmekten iyidir. -
62.
+1işe alındığım bu yeni yere sabah 4'te gidecektim. bu sırada uno chicago grill'den, laura'dan mesaj geldi, kısaca şöyle: "o gün bir yanlış anlaşılma yaşandı. şu an server'a (garson) ihtiyacımız var, lütfen yarın akşam işe gel." ben de hemen mail attım, "akşam olmaz, sabah olursa gelirim." kabul edildi. ulan 1 günde iki işim olmuştu dıbına koyim.
-
63.
+1hikaye iyi güzel de; "server" ne amk buralarda server diye buna derler..
http://www.daha.net/blog/...ploads/2011/06/server.jpg
gavur ellerde server diyebilirler, o onların sorunu.. başlığı garson diye açsan bi yerin mi eksiliyordu ??? -
64.
+1sabah yola çıktım 11'de açılıyordu 10:20 gibi motelden çıktım. yürürken restorandaki bayan ve 30'lu yaşlardaki bir garsona denk geldim, önümden arabasıyla geçiyordu. kenara çekti, yan koltukta çocuğunun okul çantası falan vardı onları arka koltuğa aldı. bindim araca beraber gidiyoz. işte hoşbeşi geçtik, "geçen gün ne oldu?" dedi. "laura mail'de bir yanlış anlaşılma olduğunu söyledi, bugün tekrar işe başlıyorum." dedim. bu da "öyle mii?" falan yaptı. olay hakkında biraz konuştuk, restorana geldik. çok çok teşekkür ettim, arabasının (jip amk) çok rahat ve konforlu olduğunu söyledim. o da "yok canıım" gibisinden konuştu "değiştirmeyi planlıyorum, üstü açık spor araba alacağım bunu satıp" dedi. indik jipten ve içeri girdik. mike ve laura yoktu. o gün işi menejerler yürütecekti. bu iyi haberdi, o dıbına koduklarımını görmek istemiyordum. punch in yaptım (bilgisayarda girdiğin ve çıktığın zaman numaranı girip "giriş" ve "çıkış" yapıyorsun.
-
65.
0o sabah da orada çalıştık falan öğlen 2 gibi çıktım. motele gittim, azıcık deşarj oldum, bulaşıkçılığa başlayacağım restorana doğru yola koyuldum.
-
66.
0devam panpa dinliyoruz bu arada saat 4 derken?
-
67.
0reserved
-
68.
0reserved
-
69.
0beyler bayanlar 5 dk icinde server bakım nedeniyle kapatılacaktır
-
70.
0bir kovboy misali restoranın kapısından içeri girdim. mutfak tarafına ilerlerken arkamdan bir seslenme işittim. arkamı döndüğümde ise aman yarabbi. sarışın, hafif kavruk tenli, barbie güzelliğinde incecik, pıtı pıtı bir kız. yani kız diyorum çünkü küçük de gösteriyor, nereden bilebilirdim ki onun 22 yaşında üniversite mezunu azgın bir leopar olduğunu? "selam tatlım, hoşgeldin." dedi. "tatlım" demesi moralimi bozsa da güleryüzlü bir şekilde "beni biliyor musunuz? ben yeni bulaşıkçıyım." dedim. "elbette bilgilendirildim, lütfen içeri geç ve biraz otur. evraklarını bulup basit işleri halledeceğiz." dedi. beni masaya kadar oturttu, "içecek bir şey alır mıydın?" dedi, ben de "su iyi olurdu, teşekkür ederim" dedim. dünya'nın en güzel menejeri, boss olmadığında restoranın tek patronu, bana su getiriyordu. nasıl bir cennete düşmüştüm diye düşünüyordum, nereden bilebilirdim oranın tam bir cehennem olacağını?
-
çaycı hüseyinee ne olmuş lan böyle
-
gene aklıma geldi kahpe
-
istedigim gibi ozgurce
-
beyler sanırım yolun sonuna geldik
-
yolda 5 çocuğuyla gezen suriyeli bayan
-
kimi sevdiysek ya öldü ya kayboldu
-
kadın ağa erkek ağa
-
z kuşağı gençliği şeyime sürdüm
-
beş yıl sonra buraya gelip
-
ayaklarım zonkluyor amq
-
abi bu nedirrrrrrrrrrrtrrr
-
kons dayı ramo ufuk otuzbirspor kulubu
-
şimdi aramizdan bir kac erkek bunlarla konusup
-
moğol kürdü
-
olm benim doğum günü iznim var la
-
çiğköftelerin fiyatı ne olmuş la öyle
-
oğuzların zaza boyu
-
telefonun da içerisinde bir tane whatsapp var
-
gülen bir kadın görünce sinir oluyorum
-
ucankedi bu havada 2 efes bira
-
25 30 dan sonra nasıl evlencez la
-
nhaxball gel inci
-
bakir olmak tercih meselesidir
- / 1