-
1.
+14 -3“Bana tepeden bakarsanız, bir aptal görürsünüz. Bana asagıdan bakarsanız, tanrınızı görürsünüz. Bana tam karsımdan bakarsanız, kendinizi görürsünüz”
beni yadırgamadan okumanızı diliyorum.
“Vay be, hakikaten uçtum.” bu sözü bir seri katil, kardeşini öldürdükten sonra elinin kanını yalarken söylemiş.
Bir kitaptan okumuştum bunu yanılmıyorsam 16 yaşındaydım, tüylerim diken diken olmuştu acaba bir insan nasıl bu hale gelebiliyordu.ben o zamanlar dünyanın benim için yaratıldıgını düşünüyordum.
lisede felsefe dersinde bu insanlar tıpkı benim gibi düşünmüş diyordum.ne büyük bir aptallık.
Ben ceza evinde kaldım 8 yıl. içeriye ilk düştügünüz an yani demir kapının ilk kapandıgı an işte, dünyada daha taktan bir duygu yoktur.
koguşlar tam dolu oldugu için beni boş olan sadece koguşlarda sorun çıkaranların 15 gün ceza için kondugu hücreye koydular.
allahım dedim neredeyim ben karanlık, pencere o kadar yüksekte ki.duvarlardan sızan sular var galiba lagım suları, duvarda benden önce kalan adanalı bir adamın yazdıgı şiir var mor bir
kalemle yazmış, öyle bir yerdir ki orası katilleri bile şair yapar. yalnızlık diye bir şey yokmuş yalnızlıktan daha kalabalık bir yer yok.
ilk gün çok zorluydu neredeyse aglayacaktım ama nedense aglamamak için kendimi tuttum.
sonra beni boşalan koguşa koydular. neler yok ki içerde, yan kesiciler, ablasının kırıgını öldüren ,uyurken annesinin boynunu kesen üniversite mezunu adam,
uyuşturucu satanlar, sokakta yaşayan ve kışın çok soguk bir gün donmayayaım diye ışıkları yanmayan bir eve giren sonra ev sahibinin gelmesiyle yakalanan adam
bu insanları objektif olarak bir dinleyin hepsi haklı geliyor insana.ve kader mahkumları onların hikayeleri ister zengin ol ister fakir ister okumuş
ister kara cahil herkesin başına gelebilecek hikayeler...
burada kendi hayatımdan kesitler anlatacagım umarım sizin için bir vakit kaybı olmak yarine size yaşama dair bir fikir verebilir. -
2.
+12 -1*Tek istedigim neydi biliyormusunuz? Bir papatya yapragı daha.
Karslıyım. hani plaka numarası 36 olan. hani memurların gitmek istemediği, memleketin en dogusunda olan kışın zehir gibi oldugu,
taştan evleri olan,90 000 askerin dagında donarak öldüğü, kendine has bir kültürü olan ,piti yemegi meşur, ortasından taklu bir dere geçen,
ancak kazların mecburiyetten ugradıgı, kışın gelmesinin zorunlu oldugu. alabildiğine kar yagan ve ilk baharda karlar eridigin de alabildigine yeşil olan
her yerin papatyalarla bezeli oldugu şehir ama çok ciğerli insanlarada rastlarsınız ,tandırda ekmek kokusu, tuzlanmış kazların kurutuldugu iplerle çevrili
köyleri olan. insanlıga beşik olmuş en mistik şehirdir burası. dışarıdan gelen biri için yaşamak zordur elbet. -
3.
+10 -1** Sadece çocukken güler insan, diğerleri palavra. "Çünkü insan büyüdükçe komikliklere değil, acılara gülmeyi öğrenir aslında".Tümünü Göster
kagızmanlıyım köyde büyüdüm ilk okulu taşımalı egitim le yakındaki nispeten daha büyük olan köydeki okulda okudum.
çogunluk gibi bizde hayavancılık yaparak geçinmeye çalışıyorduk. çocuklugum çok güzel geçti köydeki bütün çocuklar bilya oynar, çaglaya dalmaya giderdik.
en sevdiğimde yan evin bahçesindeki iğde agacına dalmaktı çok büyük iğdeleri vardı.7 yaşındaydım o zamanlar
hasan diye bir arkadaşım vardı şimdi savcı oldu kendisi dedesinin cebinden çaldıgı sigaraları getiridi bize. kimse görmesin diye gibtir edilmiş bir yerde ki tarlaya
kadar yürüyerek gider en kuytu yeri bulur oturup siğara içerdik sigara dediğimde bafra. evet 7 yaşında içtim ilk sıgarayı bizim oralarda çocuklar kendi başına büyür yol göstereni yoktur.
büyükler işiyle perişandır çünkü yaşamak zordur bu şehirde kadınlar tezek yapar kasnaklarla sonra buldukları duvarın üstüne koyup kuruturlar
kibrit çöpü bile degerlidir burada köyde büyüyen varsa aranızda bilir çocukken köy güzeldir. okula giderken çogumuzun önlüğü yoktu, benimde .olanlara imrenirdik
kıskanırdık, bir önlüğü kıskanmak şimdi garip geliyor. ayagımızda kara lastikler içinde kat kat giydigimiz çoraplar karda buzda gidip geliyoruz okula.
okul da iki sınıf var iki ögretmen var karı koca biri müdür biri müdür yardımcısı toplam iki sınıf var. aynı sınıfta 1. 2. 3. sınıflar diger sınıfta 4. 5. sınıflar var
şimdi bakıyorumda özel okullara giden koleje giden kaç paraya özel ders lan evinde tablet bilğisayarı olan cep telefonu olan çocuklar var bizim olmadı
pastel boyamız bile olmadı. şimdi size egitim sistemimizden bir kesit anlatacagım: ben sınıfta birlerin oldugu sırada otururdum dogal olarak. okuma yazmayı ilk ben ögrendim sınıfta
hocada beni birlerin oturdugu sıradan aldı hemen yandaki sıraya yani ikilerin oturdugu sıraya geçirdi evet 2.sınıfa geçmiştim aynı sınıfta olmama ragmen...
işte size egitmde fırsat eşitliği...
okulda ögle aralarında o köyde oturan arkadaşların evine giderdik yemek yemeye. hiç unutmamam o günleri herkes iyi arkadaştı. anneleri okadar işin gücün arasında birde yemek yapardı bize
her gün başka bir arkadaşın evine giderdim ayıp olmasın diye. azcık yerdim, karnımı hiç tam doyurdugumu hatırlamıyorum çocuk aklım la böyle yapardım görgüsüz gibi olmayayım diye.
bunca yokluğa ragmen ilk okuldaki ilk yılım ğüzel geçti şimdi arkadşlar nerede bilmem. onca zaman geçti. herşey çok anlamlı ve güzeldi çok sevdiğim bir müzisyenin dediği gibi
Para hayatı satın alamaz. -
4.
+4o gün eve zütü gibtirmeden sag salim geldik biraz da bira aldık. kız iki tane içti dili çözüldü amk
başladı anlatmaya ev arkadaşının bir sevgilisi var mış herif askermiş çarşı izinlerine çıkınca buluşurlarmış kızla
herif çocugu koymuş kıza amk herif aldıralım diyor ama para yok.
-para lazım dedi
günaydan para istiyor, günay bana baktı
sinirlendim
-gibişirken bana mı sordu dedim
kız yalvardı yakardı ailesi duyarsa kızı öldürür dedi. düşündüm, dogru öldürürler valla
kız bide karşımda aglamaya başladı dayanamadım.
-bakarız bir çaresine dedim
kız o ğünde bizde kaldı. ertesi ğün bizimkileri aradım
anne dedim bilğisayar alacam para lazım. bizimkilerde ikiletmeden gönderdi.
birazda günay verdi.bir kaç gün sonra duydumki aldırmışlar çocugu, dünyaya bir huur çocugunun gelmesini engelledik.
yani ben muhafazakar biri degilim. ama ne bu şimdi binolar siz söyleyin anaları babaları görücü usulüyle evlenmiş kızlara bak sen ..
hepsi birden ab ye entegre olmuş durumda ben bu kadar çabuk yayılan toplumsal bir degişim görmedim. bütün kızların bir anda sevgilisi olu verdi.
lisede siğara içmeyenler, üniversitede alkolik otçu hapçı oluverdi bu nasıl bir degişme istegidir. benim gördüğüm bunu yapmayı
özgürlük sanıyorlar amk salakları zaten özgürsünüz... -
5.
+3nazlı bize erkek arkadaşlarından bahsetmezdiTümünü Göster
ilk defa seni tanıştırdı bize dedi babası
yine mal gibi takıldım konuşamadım.
-hangi takımı tutuyorsun diye salakça bir soru sordu.
evet şimdi benim bu adamla aynı takımı tutmam gerekiyordu.
dört büyüklerden birini söyleyip yüzde yirmibeş sansımı kullanamazdım.
liverpool tutuyorum dedim güldüler.
-demek kızımın kalbini sen çaldın dedi annesi
cevap veremedim. bunlar benim cevap verebilecegim sorular degildi
soru degildi ki bunlar amk
-sakın üzme benim kızmı sakın kavga etme dedi annesi
rakıyı yudumlayarak.
-kavgalar hayatı resetlemek içindir dedim
kavgalardan sonra ilşkiler yeniden başlar dedim
-babası vayy nelerde biliyor dedi
bu arada hilmi denen yavşak
suratından üçkagıtçılık akan pekekent, muallak kılıklı, huur çocugu
-hadi damat şerefe dedi
ne diyorlan bu huur çocugu dedim
bacısını gibtiğim bir de gülüyor
kızın anası babasıda kadeh kaldırıyor bu lafa soyunu gibtiklerim.
utanmakla kızgınlığı aynı anda yaşattı bu hilmi bana
-ben damat olmuşumda haberim yokmuş dedim
gülüyor zütoşlar...
nazlıda bana bakıyor şıllık gibi aynı
o da gülüyor.
sinirlendim birde düşündüm ne garip bir aile sanki topal bir atı satmaya çalışıyorlar.
bu kadar basitmi şimdi bu işler...
-ben evlenmeyi düşünmüyorum dedim
-ama bilmiyorum evlenmek garip birşey
-evlenen çogu insan pişman aksi ğibi evlenmeyenlerde sonradan pişman oluyor dedim
-evlensen pişman olacaksın. evlenme... yine pişman olacaksın.
yani iki ucu taklu degnek dedim hepsi ğülüyor muallaklerin.
hilmi denen yavşak maymun daşşagı gibi yanakları olan şerefsiz
-bu çocuk akıllı bir şeye benziyor dedi.
-evet ailem bir salak yetiştirmek için para göndermiyor bana dedim
bozuldu suratnı gibtiğim.
kızgın oldugumu anladı
kızma hemen bu sizin flört döneminiz olabilir belki dedi
biraz düşündümde adam haklıydı galiba
evet olabilir, bende görücü usulüyle evlenecek degilim dedim
-neden diye sordu annesi ğüya beni konuşturacakalar amk salakları
-görücü usulü ile evlenmek tam bir sürpriz yumurta, yani iyi bir kadınlada evlenebilrsin,
sana hiç uymayan bir kadınlada.
yani büyük bir risk dedim
düşünceli düşünceli baktı hilmi yavşagı, bu salak galiba öyle evlenmiş...
-yanlış bir eşle dogru bir hayat yaşanamaz dedim.ve konunun kapanması için dua ettim.
bir müddet sesizlik oldu bunlarda sarhoş olmak üzereydiler.
hallerine şöyle bir baktım
bunlar hiç bir taka yaramayan insanlardı benim ğözümde. doktor olamlarına ragmen öyleydiler bence,
doktorluk kutsal bir meslektir ama kutsal bir meslek yapıyor diye onlarında kutsal birer insan oldugu anldıbına gelmiyor.
dededen zengin bunlar.
yiyeceğin bol olduğu yere gitmek isteyen aç gözlüler
büyük paralar ödeyerek, büyük teknelerle,
kimliksiz yolculuklara çıkan ve
uçakların birinci mevkilerinde şampanyalarını yudumlayarak zenginliğin tadını çıkaranlar...
bense parasını idareli harcamak zorunda olan bir ögrenciyim şimdi bu insanlar bana kutsal mı gelsin... -
6.
+3neyse lafı uzatmayalım kazandık türkiyenin öbür ucunu. korkarak geldim izmire ama güzel şehirmiş sevdim sonraları
hayatımda ilk defa kadına benzer kızlar gördüm. belki yaptıklarımdan pişmanlık duydum ama izmire geldiğim için asla.
şair demiş ya izmirin kızı deniz
denizi kız gibidir diye valla öyle ya biz dogdugumuz yerden başka memleket görmedik ondan... -
7.
+3bunca uykulu uykusuzluktan sonra...Tümünü Göster
memleketime yaklaşırken, ateş hırsızı promethe nin ateşi
kafkas daglarında degil sanki benim içimde yanıyordu...
hilmiye üzülmekten, çevreye aptal aptal bakıyordum, bütün bir hayatı sorguluyordum.
tam olarak anlayamadıgım sebeplerden dolayı, bütün suçu kendinde bulup,
incildeki domuz gibi kendini uçurumdan atmıştı...
evime vardıgımda annem, sarılıp öptü hemen,
elini cebine attı
-hani karnen nerede dedi
-doğdugu yerden başka bir yer görmemişti, çocuklugundan beri
koyun sagmıştı elleri...
-anne üniversitede karne vermiyorlar dedim
-zayıfın yok degilmi dedi
yok anne dedim, cebinden çıkarıp harçlık verdi.
peder tarla sürmeye gitmişti, hemen annemin hazırladıgı sofraya oturdum.
nazlının yaptıgı yemeklerden sonra, annemin yemekleri...
çayını bile özlemişim, köyde degişen pek fazla bir şey yoktu...
peder o yıl, tarla kiralayıp baya bir pancar ekmişti,
şimdi tarlada çalışmak ne zor olurdu, nazlının yanındayken ekmek elden yaşıyordum.
yemekten sonra, kaltım çantadan elbiselerimi çıkarıyorum, hepsine nazlının kokusu sinmiş
benim için dünyadaki en pahalı parfümden daha ğüzeldi o koku.
yol yorgunluğuyla, hemen yataga girdim,
hilminin son söyledikleri aklıma geldi
allah beinm yolumu açtı demişti,ne demekse...
kaç yaşında adam sürekli çocuklugundan bahsetmişti, ğünümüzde hüküm süren etrafına ve kendine zarar verme,
kader alın yazısı, bunları çocukluğumuzda üretmeye başlıyoruz
sorunun temelleri hamilelikte ve doğumda atılıyor.
doğumu istenmemiş çocuğun,ki bence hilmide böyleydi, yaşamayı haketme savaşı daha rahimdeyken başlar
sonra etrafındaki insanları sevebilme ve güvenebilmenin körelmesi ve en nihayetinde kaçınılmaz son.bu süreçte kendine zarar verme olgusu devreye girer
çocukluğumuza ait acı gerçekleri inkar etmekten vazgeçersek,bu geçekleri ğizlemezsek durdurabiliriz bunu.
ertesi ğün hemen tarlaya gittik, dagı taşı ekmiş bizimkisi...
urfadan, maraştan gelen mevsimlik işçiler,o güneşin altında gün dogumundan gün batımına kadar ara vermeden çalışıyor.
üstelik çadırda kalarak. günümüzde hiç bir insanın hak etmadiği yaşam koşullarında çalışıyorlar... yedikleri yemek bulğur pilavından başaka bir şey degil.
bir de kadınlar var, sırtında daha yeni doğmuş, kedi yavrusu kadar çocukla çalışıyor, elleri nasır tutmuş herkesin... çadırın kenerında okadar çok çocuk varki
bu çocukların gelecegi yine bu tarlalardı, kendi memleketinden uzakta,bir başkasının mülkünde çalışmak...
o an küferettim kendime, nasıl bir dünya iki keskin ucu aynı anda görmek zorundamıydım,ne güzel yaşayıp gidiyorduk işte...
nazlı geldi aklıma o an alaçatıda teknede güneşleniyor olmalıydı.
akşam oldu yine yastıga başımı koyar koymaz nazlı geldi yine aklıma
bir tek saç teli bile olsa onu koklayıp, sarılacaktım...
bazen arardı kuzenleriyle, striptiz bara gitmişler bana onu anlatıyor...
neyse pancarın sulama zamanı geldi, sucu bulamadıgımızdan ben sulayacaktım, pederle
su motoruyla sulardık, saatte 2 litre mazot yakardı motor, mazot dünyanın parasıydı, tarla kiraydı,ve pancarın kilogram fiyatı
hala ecevitin yaptıgı zamla duruyordu, halada öyledir...
bu şartlar altında üretim yapmak aptal yerine konmaktan başka bir şey degildi,
ama başka ne yapabilirdik, tarlayı süren, ancak tarlayı ekerdi...
biz üretim yapıp en kötü şartlarda yaşarken, üretimle alakası olmayanlar sefasını sürüyordu.
neyse panpalar biz pederle çadırda kalarak,su motorunun dayanılmaz gürültüsünde uyumaya çalışıyoruz.
bir de yaban domuzları dadandı tarlaya,bu hayvanlar doymak bilmez,bu kadar sıkıntının
arasında ürünümüzü, allahın,hükümetin ve domuzun elinden zorla alıyorduk... -
8.
+3yanılmıyorsam mayıs ayıydı sabahın 8 inde uykumu almış bir sekilde uyandım. içim kıpır kıpır amk hemen radyoyu açtım beatlesden and ilove her çalıyor.
milli piyango tutturmuş ğibi sevindim amk şarkıyı dinledikten sonra dedim kendi kendime olum degişme sırası sende. kahvaltıyı hazırladım .umutu, günayı kaldırdım
güzel bir kahvaltı yaptık zihnim okadar açıktı ki.belki bu hayatta daha mutlu oldugum bir an yoktur. yani binolar insan doguyor ve ölüyor bu iki nokta arasında ne yap
tıysan o amk. kahvaltı bittikten sonra günay sabah sabah 2 tane bira içti. kırk yıllık alkolikler içmez. adamlar aşmış, bende bir siğara yaktım
içme falan dediler ya biz kendimizi bi takta sanıyoruz hafiften, bırakırım ben diye düşündüm size benzemem... yannan bırakırsın.o gün bi içtim hala
yanımdaki küllükte yanıyor. siğaraya elinizi sürmeyin sürdüysenizde bırakın, hepiniz mantıklı insanlarsınız içmeyin amk... -
9.
+3neyse lafı uzatmayalım evde mal mal içerdik bizim binler boş durmaz barlardan falan kız düşürmeye çalışırlardı düşürürlerdi de.Tümünü Göster
umut sınıfından kızın birine aşık olmuş ama kıza açılamıyordu. günayda umuta binlik olsun diye kızı tavlamış biraz gezmişler, tozmuşlar. kız beyin korteksinden
biraz mahrum, bu kızı umutun evde olmadıgı bir gün eve getirdi kızı hemen tanıdım umut göstermişti bir kaç defa. günay kızı umutun odasına aldı bin bide onun yatagında gibecek
bunlar girdi içeri ben mal mal gazete okuyorum evde öyle bir gürütü varki sanırsınız evde ferre çekiliyor daha fazla dayanamadım çıktım dışarı
ben yokken umut eve gelmiş bunları yatakta bulmuş neyseki işlerini bitirmişler. umut çıkıp gitti 3 4 ğün kayıp gelmedi herifin dünyası başına yıkıldı
günay anlattı kız öyle bir gibişiyormuş ki kırk yıllık huur eline su dökemezmiş vay be; adama bak ev arkadaşının aşık oldugu kızı gibiyor birde marifetmiş ğibi anlatıyor
bu getirdikleri kızda bir garip diyarbakırlı amk burda yedikleri takları bir duysa ailesi aşiret peşine takılır şerefsizim. insanlar ana babalarından çok yaşadıgı çaga benzermiş .
günay bini yakışıklıydı tutugunuda giberdi onun mu çekiciliği var yoksa kızlar mı orosuydu çözemedim.
bunlar evde nereyse sex partileri verirken ben elim gibimde gezerdim. içine kapanık biri sayılırdım. benim binler sanada bi kız ayarlayalım
canın sıkıldıkça soyup soyup gibersin dediler yok dedim.ben ozamanlar agır felsefe kitapları takılıyorum bir sayfasını anlamak için belkide yılların geçmesi gerek.
eger hayatı irdeleyip anlamaya çalışırsanız çok taktan bir cinsel hayatınız olur. bana göre sevmeden gibilmezdi.bir sevgilim yoktu ma mal okula gider gelirdim binlerden arta kalan
içkileri içerdim. hemen hemen herkesin sevgilisi vardı okulda. benimde olmasını isterdim ama öyle bedavadanda bir kız istemiyordum biraz peşinden koşmak, macera degil yaşamak istiyordum
yani seviştkten sonra kıza sarılı uyumak istiyordum.Bir kadınla sevişmek ve bir kadınla uyumak bir erkek için iki ayrı tutkudur,
birbirinden farklı değil aynı tutkulardır
Aşk çiftleşme isteginde oluşmaz, uykuyu paylaşma isteginde oluşur yani tek bir kadınla sınırlı olan bir istektir bence. belkide bu yüzden ev arkadaşlarım gibi
gibip gibip atmıyordum, yapamzdım bunu. -
10.
+3gerçekte bildiğimiz hiçbir şey yoksa... neden bu acıların tadını biliyorum...
neden üst üste geldi ölümler, allah benimi sınıyordu... sanmam
allah iyi insanları çabuk yanına alırmış... bu zalimlik
olabilecek en taktan durumdaydım en azından öyle düşünüyordum
yemeden içmeden kesildim,
nazlıya olanları anlattım, yine gelmek istedigini söyledi
yine istemedim, okul açılmak üzereydi, hava soğumuştu artık...
pancarın söküm zamanı gelirken, gitmek zorundaydım...
yeniden düşmüştüm yollara, hayatın tadıda kalmadı artık diyordum
eğer allah beni yaşamaya zorladığı hayatı kendisi yaşamak zorunda kalsaydı ne yapardı bilmiyorum, belkide hilmi ğibi kafaya sıkardı...
beni bu büyük acılar olgunlaştırdı... -
11.
+3günay yakışılıydı matematiğe fazla kafası basmazdı ama fizikte okumasına ragmen notları iyiydi bunu takıldıgı harbiden güzel bi kız vardı.bu kız
hafta sonları mutlaka bize gelirdi bu kızda evde kalıyor haftanın 4 günüde günay onda kalırdı bu kızda gram ahlak yoktu yani amerikan romantik komedi
filmleri izleyip etkilenen tipleerdendi saglam kalça vardı binolar bir gün okuldan çıktım duraga dogru gidiyorum, günayla kız yolun kenarında
yiyişiyorlar herkesde bunlara bakıyor amk özentileri. ogün kız gene bize geldi günay yine buna çakışta, kız istedigini alınca gitti. günay :
-olum gibmişken ğüzel kız gibeceksin dedi
-güzel kızlar varken neden çirkin kızları gibeyim.
o an nereden aklıma geldiyse
-demek güzel kızları gibmek hoşuna gidiyor, seninde güzel bir kızın olursa görürsün dedim.
ertesi gün okuldan çıktıktan sonra günay ben ve bu kız bi cafeye gittik oturduk muhabbet falan akşam olmuş
eve yürüyerek ğidelim dedik yolda giderken dükkanlardan laf atanımı arasın kıza gibecek gibi bakanı mı ararsın memleketin her yeri abaz dolmuş
izmirin bile şundan eminim biz olmasaydık kıza orada tecavüz ederlerdi. -
12.
+2eve yaklaştıgımda kasıklarımda kasırga kopuyordu.
ben bu eve sevişmeye geldim.
sevişmek öylesine derin bir ihtiyaç ki onsuz yaşayamazsınız
ya kendisi ya da yedeğini ararsınız. yedegi masturmasyondur.
yedek sahte olabilir ama en azından bir süreliğine tatmin olduğunum hissine kapılabilirsin.
sahtesi bile keyiflidir.bir süre sonra
eninde sonunda sahte olduğunun farkına varırsın.
o zaman sahte olanı gerçeğine dönüştüremezsin bu çok buruk yapar adamı, işte bu yüzden pişman olursun
o zaman sevgili ararsın.
iki olasılık var, sahte olduğunu anladığında kendini değiştirebilirsin.
sahte olanı bırakıp gerçek bir aşığa dönüşebilirsin.
diğer olasılık ise sevgilini değiştirmektir.
aklımızın seçtiği yol budur. erkek bu yollardan birini seçer... -
13.
+2yine hayatım rutinleşmişti okula gider gelir
akşamları film izlerdik benimkilerle.
günayın zütü, benimse kalbim yaraydı
izlediğim bir filmden çok etkilendim
filmde bir insan taciri bir grup türkü isveç e zütürüyor ve paralarını alıp arazi oluyordu
filmin bir sahnesinde bu zavallılardan biri isveçte ne tak yiyecegini bilmez bir halde köprü korkulugunda duruyordu
dengesini kaybedip buz gibi suyun içine düştü, benim binler buna kahkaha atarak güldü...
benimse içim parçalandı... çok duygusallaşmıştım bundan etkilenmek için aşık olmak gerekirdi belki
akşamları hemen mutsuz bir şekilde uyuyor ve uyanmak istemiyordum uyanınca yine acı çekecegimi biliyordum çünkü
ben mutlu olmak isteken dahada acı çeker olmuştum, belkide bu dünyaya acı çekmeye geldim ben... diye düşünüyordum
bir şeyde yolunda gitsin amk...
dışarı çıkmamaya çalışıyordum, dışarıdan korkuyordum çünkü
nazlı vucudunun bir parçasını verdi belki ama, bende ruhumun bir parçasını onda bıraktım...
erkek olmak çok zordu, çünkü kadınları anlamaya çalışmak ve onlarla bir ömür geçirmek zorundaydık... -
14.
+2kapısının önüne geldim.Tümünü Göster
biraz soluklanıp
zile bastım...
ben nazlıyı beklerken kapıyı
bir kadın açtı
-geldin mi buyur buyur diyor.
yanlış geldim galiba dedim içimden
-ben nazlıya gelmiştim üst katta galiba o dedim
özür dileyip gidecekken,
-ben nazlının annesiyim dedi
mal gibi kala kaldım.
içimden nazlı senin sürprizini gibeyim dedim.
içeri ğirdim çekinerek
nazlı geldi yanıma o arada
-aşkım hoş geldin dedi
salonda koltukta iki adam oturuyor
durumu anladım tabi
ailesi gelmiş amk
beni tanıştırmak istiyor
başımdan sular indi
planım suya düştü.
asla plan yapmayın çünkü mutlaka bir aksilik çıkar... demişler
çekinerek salona ğirdim.
adamlar beni ğörünce ayaga kalktılar, kendimi bir tak sandım.
göbekli olan nazlının babası adı cengiz, doktor.
yanda oturanda babasının arkadaşıymış.
adı hilmi adam adını söyleyince gülecektim neredeyse hilmi adı bana hep komik gelir.
amk.. .ailesinin geldiği bir şey degil birde misafirleri var.
geri zekalı nazlı, desene ailem gelecek tanışırsın gel diye
bizde o na göre gelelim...
anneside geldi onunlada tanıştık adı naciye fazla güzel bir kadın degil hatta bu kadından nazlı nasıl çıkmış dedim içimden.
-hadi madem yemege geçelim orada konuşursunuz dedi annesi
gündüz gözüne biraz içmiş iki adamda hafif sendeliyorlar.
ben biraz arkadan gelip nazlıya baktım o anladı bakışlarımdan ne demek istedigimi amk salagı
neyse... yemege oturduk.
biliyordum bir sürü soru yagmuru başlayacak
-nazlı bana senden çok bahsetti dedi babası
ses çıkarmadım anlaşılan mezhebi geniş bir adamdı bütün görmüş geçirmiş zenginler böyledir.
ne okuyorsun sorularından sonra
-okul bitirecekmisin zamanında dedi
-diplomamı aldırım ama okuldan bir şey ögrenecegimi sanmıyorum dedim.
yemegi yavaş yavaş yiyordum bunlara bakmadan ama bakışlar benim üzerimdeydi hissediyordum.
bu gün ki oyunun başrolü bendim...
görgüsüz gibi olmaktan korkuyordum. köyde okurken arkadaşların evindeki ğibi hissttim
annesi güler yüzlü bir kadındı sempatikti zarifti hareketleri aynen nazlıya geçmiş.
yemek faslı bitti çok şükür fazla soru sormadılar.
içeri salona geçtik
-hanım bizim nevaleyi getir de faslı tamamlayalım dedi babası
çoğu doktor gibi bunlarda alkolikti galiba
yanlarına kedi yavrusu gibi oturdum.
nazlıda geldi oturdu masaya
sonra anneside geldi oturdu.
o nela dedim ne oluyor ne manyak bir ortam ilk defa anam yaşında bir kadının içki içtiğini görecektim
o an aklıma kendi anam geldi. şimdi ahırda çalışıyordur dedim içimden
bu kadınsa ojeli tırnaklarıyla rakı içecekti
bunlar biraz çakırkeyfti amk larım keyiften içiyorlar öglen vakti... -
15.
+2ne zaman konuşmaya başlasam, sözümü yarıda kesiyor, hemen kendi fikrini söylüyordu. fikride ben ne dersem aksini idaa etmek amk..
anladım bu da benim kafadan her ortamda üstün olma herkesin onu dinlemesini isteyen bunalımlı bir manyak ama işveli
ama cilveli. sözümün yarıda kesilmesi her insan gibi benide rahatsız ediyordu. Gizliden gizliye üstün olma isteği besleyen kızlar,
genellikle güçsüz, sakat ya da kendi toplumsal konumlarının altındaki erkeklere yönelirler.
Aynı şekilde, hemen el altındaki birinin veya bir akrabanın seçilmesi de, kendinden çok genç veya çok yaşlı bir erkeğin seçilmesi de
güçsüzlük duygusunun belirtisidir. saydıgım kriterlere uyuyordum yani aslında bu kız astislik yaparak konuşurken, sevilladaki yazlığından bahsederken
amacı beni ezmek çünkü kendiside bir ezik yani hor görülmüş bir insan bunu hemen zihinmde çözümledim... -
16.
+2siğara içio olm karıştırdın sen...
-
17.
+3 -1Gelecek ne getirecek?
Bilmiyorum,
hiç bir tahminim de yok.
Bir örümcek sabit bir noktadan düşerken önünde hep boş bir mekan vardır ve hiç bir yere tutunamaz,
her ne kadar çırpınsa bile.
Ben de kendimi öyle hissediyorum; önümde hep boş mekan;
ileri doğru sonuçlara doğru yol almamı sağlayan arkamda kalmış nedenler var.
Bu hayat korkunç, dayanılacak gibi değil. nasıl kafayı yemedim , bazen düşünüyorum acaba kafam yok mu diye. -
18.
+1arkadaşlar sizlere anlatmak istediğim o kadar çok olay oldu ki
bu yüzden bunları anlatmanın çok vakit alacagını düşünerek ve sizinde çok ilğinizi çekmeyecegini bilerekten
biraz atlayarak anlatacagım sürekli nükseden hastalıgım buna engel oluyor biliyorsunuz
sizlere ancak bazı günler yazabildim.
orada işçilerle aram çok ğüzeldi
sohbetler ettik uzun uzun konuşmalar yaptım
günlerce ajitasyon eflasyon salivasyon konuştuk
benim yaptıgım çok hümanize bir davranıştı
artık tohum ekilmişti topragın bagrına
yeşermesi için yolların alınması gerekiyordu
bilmem benim anlatmak istedigimi anlayan anlar...
arkadaşlarımla yaptıgım konuşmalarda işe yaradı
bu anlatacaklarım uzunca bir süreden sonra gelişti... -
19.
+1alahını seven şuraya bir yorum yazsın amk
-
20.
+1kardeşim ben okuyorum ama yorum atcak zaman olmuo geriden geliolarum zaten ama bil yani takip ediliyosun
-
mottogirl adlı yazarın kaka deliği
-
neee 46 online mı
-
27 yasında abinizin canı amburger çektii
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 25 12 2024
-
karbon ayak izi var da
-
bu nasi ev amg oglu
-
sonunda şu sözlük düzeliyor
-
ben tapınakçıyıım
-
erkekler olarak hesap açınca
-
mottogirl ne haber
-
bu makaras serwfsizinin yan hesabi
-
incigaleri bu foto da benden olsun
-
melek dayının entrysi 45 dakika şukulanmamış
-
bugüne tıklayınca server error veriyor
-
makaras iyi adamligi
-
bir sözlük kızıyla seviyeli bir ilişki
-
iyi la 2 sene sonra twitterda tt olcaz
-
ulu önder atatürkün fotosu ile kutsayalım
-
aşkin yaşi yoktur demiş
-
kilosu 1000 tl haftada 1 anca
-
incigaleriye ilk ddos saldırısı
-
adamda cuma cumali umut
-
asgari ucret bence yeterli
-
serkan inci sözlüğe şimdi bakıp ne gülüyordur
-
mottogirl
-
sulandın he hemen
-
zülman cinlerii
-
beyler bence asgari ücret yeterli
-
hiç birisini ciddi manada öldürmek veya
-
partnerimi elimde tutmak gibi bi derdim yok
- / 2