1. 126.
    +2 -1
    kapıyı yavaşça kapatıp çıktım evden.
    halk otobüsüne binip gitmek yerine yürüyerek gitmeyi şeçtim.
    çünkü hiç sevmiyordum halk otobüslerini, artık halk olmaktan bıkmıştım.
    terlerimde nazlıya kötü kokarım diye gölge yerlerden yavaş yavaş gidiyordum.
    bir mutluluk vardı kafamda birde muhteşem bir planım
    yolda giderken bir çift gördüm
    onlar benden daha mutlu görünüyordu özelliklede kız
    erkek uzun boylu yakışıklı çocuktu. kızda, yani nasıl desem
    bu evreni yaratan allahın, yarattıgına çirkin denmez.
    ama çirkinede güzel diyecek halim yok. bu kız çirkindi amk
    kısacık boy, göz patlak kalcalar fırıl fırıl birazda kilolu.
    yani güzel yurdumun dört bir tarafında hemen her yerde rahatlıkla bulunabilecek tipte bir kız.
    el ele tutuşmuşlar gidiyorlar. ilişkilerinde gibişin oldugu yüzlerinden ve hareketlerinden belliydi.
    o an dedimki hiç bir kız evde kalmaktan korkmasın.
    bir kızın, kilosu, karakteri ve yaşı ne olursa olsun onu gibmek isteyen ve giben bir erkek mutlaka var amk...
    demek ki bu coçuk kıza aşık olmuş, yoksa bu kız benim önüme geçsin, beni gib ne olur diye yalvarsın yine gibmem.
    belki asker olsam ve savaşta olsak aylarca kadına hasret yaşasam belki giberim...
    bu kıza bakıp nazlıyla karşılaştırdım, nazlının tırnagı olamaz
    benim yarim herkesten güzeldi, ya da bana öyle geliyordu, büyük ihtimal bana öyle geliyordu.
    aşık olan birinin gözleri öyle pembedir ki, bakırı altın, yokluğu varlık, gözdeki çapağı inci gibi taku gül ğibi ğösterir adama
    yanlarında geçtikten sonra, arkama dönüp bu çirkin kıza gönül vermiş yakışıklı çocuga baktım.
    birde kendime...
    ben bir çiçege konan kelebeksem o taka konmuş bir sinekti... salağa gülesim geldi.
    günayın dediği ğibi güzel kızlar varken neden çirkin kızlarla yatayım valla benim bin haklıydı
    doga seçim yaparak gelişiyorsa yani zayıf olan eleniyorsa bir seleksiyon varsa
    buna neden müdahale edelim, bırakın çirkin kızlar elensin yüz vermeyin amk larıma... hatta hiç konuşmayın onlarla ben artık öyle yapıyorum.
    böylece ülkemizdeki gen havuzuda iyileşir belki...
    ···
  2. 127.
    +2
    eve yaklaştıgımda kasıklarımda kasırga kopuyordu.
    ben bu eve sevişmeye geldim.
    sevişmek öylesine derin bir ihtiyaç ki onsuz yaşayamazsınız
    ya kendisi ya da yedeğini ararsınız. yedegi masturmasyondur.
    yedek sahte olabilir ama en azından bir süreliğine tatmin olduğunum hissine kapılabilirsin.
    sahtesi bile keyiflidir.bir süre sonra
    eninde sonunda sahte olduğunun farkına varırsın.
    o zaman sahte olanı gerçeğine dönüştüremezsin bu çok buruk yapar adamı, işte bu yüzden pişman olursun
    o zaman sevgili ararsın.
    iki olasılık var, sahte olduğunu anladığında kendini değiştirebilirsin.
    sahte olanı bırakıp gerçek bir aşığa dönüşebilirsin.
    diğer olasılık ise sevgilini değiştirmektir.
    aklımızın seçtiği yol budur. erkek bu yollardan birini seçer...
    ···
  3. 128.
    +2
    kapısının önüne geldim.
    biraz soluklanıp
    zile bastım...

    ben nazlıyı beklerken kapıyı
    bir kadın açtı
    -geldin mi buyur buyur diyor.
    yanlış geldim galiba dedim içimden
    -ben nazlıya gelmiştim üst katta galiba o dedim
    özür dileyip gidecekken,
    -ben nazlının annesiyim dedi
    mal gibi kala kaldım.
    içimden nazlı senin sürprizini gibeyim dedim.
    içeri ğirdim çekinerek
    nazlı geldi yanıma o arada
    -aşkım hoş geldin dedi
    salonda koltukta iki adam oturuyor
    durumu anladım tabi
    ailesi gelmiş amk
    beni tanıştırmak istiyor
    başımdan sular indi
    planım suya düştü.
    asla plan yapmayın çünkü mutlaka bir aksilik çıkar... demişler
    çekinerek salona ğirdim.
    adamlar beni ğörünce ayaga kalktılar, kendimi bir tak sandım.
    göbekli olan nazlının babası adı cengiz, doktor.
    yanda oturanda babasının arkadaşıymış.
    adı hilmi adam adını söyleyince gülecektim neredeyse hilmi adı bana hep komik gelir.
    amk.. .ailesinin geldiği bir şey degil birde misafirleri var.
    geri zekalı nazlı, desene ailem gelecek tanışırsın gel diye
    bizde o na göre gelelim...
    anneside geldi onunlada tanıştık adı naciye fazla güzel bir kadın degil hatta bu kadından nazlı nasıl çıkmış dedim içimden.
    -hadi madem yemege geçelim orada konuşursunuz dedi annesi
    gündüz gözüne biraz içmiş iki adamda hafif sendeliyorlar.
    ben biraz arkadan gelip nazlıya baktım o anladı bakışlarımdan ne demek istedigimi amk salagı
    neyse... yemege oturduk.
    biliyordum bir sürü soru yagmuru başlayacak
    -nazlı bana senden çok bahsetti dedi babası
    ses çıkarmadım anlaşılan mezhebi geniş bir adamdı bütün görmüş geçirmiş zenginler böyledir.
    ne okuyorsun sorularından sonra
    -okul bitirecekmisin zamanında dedi
    -diplomamı aldırım ama okuldan bir şey ögrenecegimi sanmıyorum dedim.
    yemegi yavaş yavaş yiyordum bunlara bakmadan ama bakışlar benim üzerimdeydi hissediyordum.
    bu gün ki oyunun başrolü bendim...
    görgüsüz gibi olmaktan korkuyordum. köyde okurken arkadaşların evindeki ğibi hissttim
    annesi güler yüzlü bir kadındı sempatikti zarifti hareketleri aynen nazlıya geçmiş.
    yemek faslı bitti çok şükür fazla soru sormadılar.
    içeri salona geçtik
    -hanım bizim nevaleyi getir de faslı tamamlayalım dedi babası
    çoğu doktor gibi bunlarda alkolikti galiba
    yanlarına kedi yavrusu gibi oturdum.
    nazlıda geldi oturdu masaya
    sonra anneside geldi oturdu.
    o nela dedim ne oluyor ne manyak bir ortam ilk defa anam yaşında bir kadının içki içtiğini görecektim
    o an aklıma kendi anam geldi. şimdi ahırda çalışıyordur dedim içimden
    bu kadınsa ojeli tırnaklarıyla rakı içecekti
    bunlar biraz çakırkeyfti amk larım keyiften içiyorlar öglen vakti...
    Tümünü Göster
    ···
  4. 129.
    +3
    nazlı bize erkek arkadaşlarından bahsetmezdi
    ilk defa seni tanıştırdı bize dedi babası
    yine mal gibi takıldım konuşamadım.
    -hangi takımı tutuyorsun diye salakça bir soru sordu.
    evet şimdi benim bu adamla aynı takımı tutmam gerekiyordu.
    dört büyüklerden birini söyleyip yüzde yirmibeş sansımı kullanamazdım.
    liverpool tutuyorum dedim güldüler.
    -demek kızımın kalbini sen çaldın dedi annesi
    cevap veremedim. bunlar benim cevap verebilecegim sorular degildi
    soru degildi ki bunlar amk
    -sakın üzme benim kızmı sakın kavga etme dedi annesi
    rakıyı yudumlayarak.
    -kavgalar hayatı resetlemek içindir dedim
    kavgalardan sonra ilşkiler yeniden başlar dedim
    -babası vayy nelerde biliyor dedi
    bu arada hilmi denen yavşak
    suratından üçkagıtçılık akan pekekent, muallak kılıklı, huur çocugu
    -hadi damat şerefe dedi
    ne diyorlan bu huur çocugu dedim
    bacısını gibtiğim bir de gülüyor
    kızın anası babasıda kadeh kaldırıyor bu lafa soyunu gibtiklerim.
    utanmakla kızgınlığı aynı anda yaşattı bu hilmi bana
    -ben damat olmuşumda haberim yokmuş dedim
    gülüyor zütoşlar...
    nazlıda bana bakıyor şıllık gibi aynı
    o da gülüyor.
    sinirlendim birde düşündüm ne garip bir aile sanki topal bir atı satmaya çalışıyorlar.
    bu kadar basitmi şimdi bu işler...
    -ben evlenmeyi düşünmüyorum dedim
    -ama bilmiyorum evlenmek garip birşey
    -evlenen çogu insan pişman aksi ğibi evlenmeyenlerde sonradan pişman oluyor dedim
    -evlensen pişman olacaksın. evlenme... yine pişman olacaksın.
    yani iki ucu taklu degnek dedim hepsi ğülüyor muallaklerin.
    hilmi denen yavşak maymun daşşagı gibi yanakları olan şerefsiz
    -bu çocuk akıllı bir şeye benziyor dedi.
    -evet ailem bir salak yetiştirmek için para göndermiyor bana dedim
    bozuldu suratnı gibtiğim.
    kızgın oldugumu anladı
    kızma hemen bu sizin flört döneminiz olabilir belki dedi
    biraz düşündümde adam haklıydı galiba
    evet olabilir, bende görücü usulüyle evlenecek degilim dedim
    -neden diye sordu annesi ğüya beni konuşturacakalar amk salakları
    -görücü usulü ile evlenmek tam bir sürpriz yumurta, yani iyi bir kadınlada evlenebilrsin,
    sana hiç uymayan bir kadınlada.
    yani büyük bir risk dedim
    düşünceli düşünceli baktı hilmi yavşagı, bu salak galiba öyle evlenmiş...
    -yanlış bir eşle dogru bir hayat yaşanamaz dedim.ve konunun kapanması için dua ettim.
    bir müddet sesizlik oldu bunlarda sarhoş olmak üzereydiler.
    hallerine şöyle bir baktım
    bunlar hiç bir taka yaramayan insanlardı benim ğözümde. doktor olamlarına ragmen öyleydiler bence,
    doktorluk kutsal bir meslektir ama kutsal bir meslek yapıyor diye onlarında kutsal birer insan oldugu anldıbına gelmiyor.
    dededen zengin bunlar.
    yiyeceğin bol olduğu yere gitmek isteyen aç gözlüler
    büyük paralar ödeyerek, büyük teknelerle,
    kimliksiz yolculuklara çıkan ve
    uçakların birinci mevkilerinde şampanyalarını yudumlayarak zenginliğin tadını çıkaranlar...
    bense parasını idareli harcamak zorunda olan bir ögrenciyim şimdi bu insanlar bana kutsal mı gelsin...
    Tümünü Göster
    ···
  5. 130.
    +1
    nazlının babası konuyu siyasete getirdi.
    bu benimde rahat konuşabilecegim bir konuydu
    hepsinin agzının payını verebilirdim.
    adam şu an muhalefet partisi olan bir partinin koyu sempatizanı
    -bu yeni gelen hükümet fazla durmaz şimdiden sallanıyor diye bir öngörüde bulunuyor.
    o zamanda şimdiki hükümet vardı.
    öngörüye bak amk
    siz siz olun biyoloji bilimiyle ilğili bir şey okumuş insanları fazla dinlemeyin.
    onlar tüm bildiklerinin doğru oldugunu zanneder ve bunda diretirler
    bu adamların hiçbir dedigide çıkmaz. kendi fikirlerini,
    kendi bildiklerini okuyup da,başkalarını kendi bildiklerini okuduklarına ikna etmek,
    ancak biyologların işidir.bu düşünen insanlarda ender rastlanan bir durumdur. doktorlarda yaygın görülür.
    yok ekonomi kötüye gidecekmiş
    yok ülke batacakmış bunlar rüşvet yiyormuş
    bunların partisi ikdidar olursa ekonomi çok iyi olacakmış
    -senin parti ikdidar olursa rüşvet yemeyecek mi diye sordu nazlı babasına
    -yer belki ama bunlar kadar degil dedi
    amk mantıga bak...
    sen ne düşünüyorsun damat dedi hilmi yavşagı
    sinir oldum yine
    ayarı verme vakti ğelmişti.
    -hükümetin sallandıgı falan yok üstelik sallanıyor olsa bile düşecegi anldıbınada gelmez
    koşan bir boganın da daşaklarıda sallanır ama sen düşen bir daşşak gördün mü dedim.
    nazlının babası gülme krizine girdi
    annesi de biraz utanır gibi oldu yalandan
    -sen hanği partiye oy verdin diye sordu annesi
    ben oy kullanmadım kullanmamda dedim
    -neden diye sordu nazlı peltek dille
    -oy kullanarak insanların hayat şartları yükselseydi daha iyi bir ülke lunsaydı
    bütün insanlar mutlu olsaydı
    oy kullanmayı yasak ederlerdi dedim.
    bir oy kullanmak hiç bir şeyi degiştirmeye yetmez dedim
    sözümü hepsinin beynine çivi gibi çaktım... mal oldular.
    ···
  6. 131.
    0
    bu sözler hepsini bir düşünceye itti
    adamlar neredeyse sarhoş
    baktım benimde kafa hafif güzel oldu
    biraz kızgındım hala nazlıya
    acaba çokmu sert konuşuyorum diye sordum kendime
    ben bu insanlara kötü söz söyleyemem kalplerinide kırmak istemem
    ne de olsa sevdicegim bunların üreme hücrelerinden oluştu
    sevdiğim kızı yanımda oturan kadın dünyaya getirdi
    onlara dolaylı olarak teşekkür borçluydum...
    sonra ben sormaya başladım
    -nelerden hoşlanırsın diye bi sordum babasına
    -alkolden diye atladı annesi
    -ben bu beyfendiye sordum dedim... gülüştüler
    benimde kafa kıyak oldu sonunda
    -avdan hoşlanırım dedi ava gitmeyi severim
    bizim meslek bir şeylerle kafa dagıtmassan çekilecek bir meslek degil dedi
    ayvalık a yakın bir yerde kabakum diye bir yer var orda ahşap bir dag evi varmış
    adam sağlam atıcıymış av tutkunuymuş
    bence av canilikten başka birşey degil bir kuş sürüsünün yarısını öldürmek bir insana nasıl zevk verirki
    burayada onun için gelmişler arkadaşıyla yarın kabakuma gideceklermiş istersen sende gel dedi
    kabul etmedim...
    gibtir olup gitsinlerde nazlımla başbaşa kalayım...
    ···
  7. 132.
    0
    daha fazla durmadım
    müsade istedim
    arabayla bırakırım dedi sallanan babası
    yok ben kendim giderim dedim
    hava sıcak çarpılırsın dedi
    siz sarhoşsunuz bu halde arabaya binmeyelim dedim
    yürüyerek gitmeyi bende istemiyordum
    o zaman hanım sen zütür dedi
    annesi fazla içmemişti
    olur dedik
    vedalaştım...
    bindik arabaya araba da klimalı ozamanlar her arabada yoktu
    bizim evin önüne geldik
    annesi bana baktı
    seni sevdim dedi. kadının gözleri kahverengi
    nazlı gözlerini nereden almıştı acaba
    tam teşekkür ettim arabadan inecektim ki
    elini dizime koydu bana baktı
    -nazlıya sahip çık dedi
    bende bir tak söyleyecek sandım
    -olur siz merak etmeyin dedim indim arabadan
    ···
  8. 133.
    0
    eve girdigim de umut gelmişti
    -neredeydin dedi
    sarhoş oldugumu anlayıp
    -hiç sorma olum nazlı beni evine çagırdı gibişe diye gittim
    evde ailesi varmış birde misafirleri...
    umut duyunca halının üzerinde yuvarlandı gülmekten...
    ···
  9. 134.
    0
    ne yiyecez diye sordum makarna yapalım dedi
    -ne makarnası tam 93 gündür makarna yedik
    -sakın o kabaklı patlıcanlı yemegide yapayım deme
    hadi dışarıya çıkalım dedik
    gittik iskender yedik arada sırada yapardık bunu
    karnımız doyduya hemen içelim dedik
    bir kaç bira alıp eve döndük
    içmeye başladık. saat gece bir falandı
    kapı çaldı ikiniz birden kapıya gittik hayırdır deyip.
    bir baktık günay
    açtık içeri girdi mal
    ben bunu görünce gözlerime inanamadım
    herifin iki kolu alçıda...
    yine selam vermeden küfrederek salona yürüdü
    biz birbirimize baktık mal mal
    ne oldu falan diye sorduk
    -önce bir su verin dedi
    suyu içti, kolum sızlıyor dedi
    olum ne oldu diye sorduk yine
    küfrederek başladı söze
    şimdi bunun üvey babası var, avukat eve gittiginde üvey babasıyla tartışmışlar,
    kavga etmişler
    annesi bile gibtir çekmiş buna buda gururlu çocuk
    çıkmış evden cebinde 5 lilayla
    gidecek bir yeri olmadıgından salak ğibi bankın üzerinde otururken annesinin arabasının anahtarını farketmiş cebinde
    gidip bir şişe köpek öldüren alıp evin önündeki arabada oturuyormuş bir yandanda içiyor
    bu karanlıkta içerken üvey kardeşi sevgilisiyle kapının önüne gelmiş
    onlar bunu görmüyor tabi..
    yiyişmeye başlamış kız kardeşi, buda alkolün etkisiyle inmiş arabadan çocuga tekme tokat dalmış
    kızkardeşi bagırmış, apartman falan ayaga alkmış
    annesi de üvey babasıda dışarı çıkmış
    dövdüğü çocuk hiç bir şey yamadan kaçıp gitmiş
    bu olaydan sonra arabada kaldıgı anlaşılmış
    üvey babası çok küfür etmiş buna
    buda çekmiş ğitmiş dışarıda avare gibi dolaşıyormuş beş parasız
    bu cami önünde bir bankta oturuken iki tane adam gelmiş bunun yanına bir şey demeden çok temiz bir dayak atmışlar
    kollarını kırıp kaldırımın önüne bırakmışlar.
    sabah imam görmüş, ambulansla falan hastaneye zütürmüşler.
    alçı falan almışlar
    bunun dövdüğü çocuk mafya gibi bir adamın biniymiş heralde o gece beni takip edip, adamlarına dövdürdü diyor
    çünkü ben dövdükten sonra hiç bir şey demeden kaçtı kesin bu bin yaptı diyor.
    bu adam belayı buluyordu...
    iki koluda kırık oldugundan banyo yapmaz, tuvaletten sonra zütünü yıkamaz, kokudan yanına yaklaşamadık amk...
    Tümünü Göster
    ···
  10. 135.
    +1
    ertesi ğün akşama dogru nazlı aradı beni
    ben şunuda belirtmek istiyorum
    ben kızı hiç aramamaya çalışıyordum, daha çok onun beni aramasını istiyordum. sanki benim için vazgeçilmez gibi görünmesin diye
    bir insana vazgeçilmez olduğunu hissettirdiğinizde ilk vazgeçeceği kişi siz olursunuz...
    neyse annesi babası ve misafirleri, hilmi yavşagı
    gitmişler.
    beni çagırıyor nazlı lazımsın gel dedi. ne var dedim söylemedi.
    biliyorum bir takluk var. öyle hemen heveslenip plan yapmadım.
    neyse bunun evin önüne gediğimde kapıda beyaz kocaman bir elbise dolabı var
    bu kesin nazlının bana taşıttıracak, anladım hemen
    dolabın başındada iki tane çocuk denecek yaşta eleman var
    birazdan nazlıda göründü tamam dedim. yine yanılmadım
    gittim yanlarına bu ne dedim annem almış bu gün mobilyacıdan alıp
    gitmişler.
    malum elbiseleri dolaba sıgmıyordu kızın.
    kapıdan sıgmamış mobilyacıların elemanlarıda ne tak yiyecez diye bakıyorlar etrafa
    gittim çocukların yanına parçalayıp sökecegiz çare yok dedim.
    çırakların matkabıyla dolabın vidalarını söktük
    sunta degil halis dograma amk gavur ölüsü gibi bütün parçaları.
    nazlıda parçaları içeri taşımamıza yardım ediyor
    bir yandanda annesine kızıyor almı dedim sana gibilerinden
    -annenin ne suçu var senin bu kadar elbisen olmak zorunda mı dedim.
    -sana ne gibi çocukca bir cevap verdi
    aslında bu kadar elbisesinin olması onun suçu degil
    artık küresel bir tüketim toplumunda yaşıyorduk ve herkesin bir tüketim davranışı kalıbı vardı, bundan bir insanın etkilenmemesi münkün degil
    artık hepimiz daha fazla tüketme baskısı altındayız ve bu ugurda kendimiz tüketim metalarına dönüşüyoruz.
    parçaları içeri taşıdıktan sonra ben çırakları gönderdim ikiside fakir çocuklarıydı, gözlerinin ferinden belliydi.
    nazlıyla ben dolabın parçalarını odasında birleştirdik. buna sıgacak mıydı bakalım...
    içeri ğeçtim oturuyorum, hanım kızımız hemen duşa girdi.
    duştan çıktı salona geldi
    -off kollarım agrıyor sanki kemiklerim kırıldı dedi
    -iyice bir bak kırılmışmı dedim
    -önemli olan kemiktir yumuşak etin bir önemi yok çabuk iyileşir.
    -zaten yumuşak yerler zevk için yaratılmıştır dedim.
    oturdugu yerden kalkıp bana öyle bir tokat attı ki kulagım sagır oldu bir süre
    kendime gelince hem yardım et,hem dayak ye güzelmiş dedim.
    özür dilermiş ğibi baktı boynuma sarıldı eliyle vurdugu yere bakıyor acıdımı dedi
    senin elin acıdımı dedim evet acıdı dedi o zaman benim kide acıdı dedim
    evinde perdeleri açık karşı apartmandan biride balkondan bize bakıyor
    kalkıp perdeyi kapadım bu perde ailesi burdaykende açıktı kimse kapamayı akıl edemiyor galiba
    döndüm kıza kazak erkek nidalarıyla benim karnım aç git yemek yap dedim.
    yemek yapıyor mutfakta ben mısır denen huur kediyle biraz oynadım hiç sevmesemde...
    yemek yaparken şöyle bir izledim arkasından güzel kızdı acaba öpsem mi diye yazı tura atıyordum.
    çok hoş gözüküyordu ve bu hoş kızı öpüp öpmeme konusunda kuşkuya düştüm.
    ve acaba bu gece yatsam mı diye geçirdim içimdem.
    aşık oldugum kızdı bu işte... bir yandanda korkuyorum
    aşık olan herkes gibi sonunda zevke ulaştıktan sonra olağan bir düş kırıklığı yaşayabilirim diye...
    ve bu kadar büyük bir özlemle arzuladığım şeyin daha fazla bir şeye neden olmadığını görüp şaşkınada dönebilirdim.
    böylece nazlımda bu ilişkiden vaya ilişkiden daha çok kendisinden yararlandıgımı düşünebilirdi...
    bu arada mısır faişesi gelip nazlının ayaklarına süründü nazlıda dönünce beni ğördü
    -ne yapıyorsun arkamda sessiz sessiz yoksa kalçalarıma mı bakıyorsun dedi
    ne diyecegimi bilemedim ne denirki bunu diyen bir kıza... aptalların sorup akıllıların cevap veremediği bir çok soru var.
    yaptıgı yemek te sucuk ezmesiymiş bende ilk defa yiyecektim binolar
    bir lokma aldım sevmedim yani et olmasa yenmez amk, baharatın hatrına yenilir ancak
    -güzel yapmışsın eline saglık dedim yalandan.
    yemek yerken aklıma bir soru geldi ama sormadım
    sorum nazlının erkek arkadaşlarıyla ilğiliydi
    cevabını duymak istemediğim soruyu sormak çok saçmaydı.
    -bütün gün evdeydim beni biraz dışarı çıkar dedi
    -olur dedim ... ne oluru cebimde 10 lira var amk dizlerim titredi bara gidecez diye ben kıza hesap ödetmem arkadaş
    hazırlan dı ne tak yiyecem diye düşünüyordum
    neyse çıktık ben bara gitmemek için
    -gel bu ğün bir degişiklik yapalım dedim
    -gittik tekelin birine o zamanlar -biricik- diye bir köpek öldüren vardı.
    lisedeyken hep ondan içerdik arkadaşlarla
    köpek öldürenlerin en kalitelisiydi
    yanılmıyorsam 2.5 liraydi birazda bilerek ondan aldım eski ğünler için
    tam tekelden çıkarken aklıma geldi abi peynir varmı dedim
    var dedi köylü bir kadın yapıyormuş, ondan da biraz aldım.
    nazlıyı taktım koluma gittik sahile en gizve köşeye ğeçtik
    hemen şarabı açtım, bu şarap plastik tıpalıdır tübişonla degil dişinizle bile açarsınız
    bir yudum aldım nazlıya uzattım
    aldı kibar bir şekilde içmeye çalışıyor ya kökle dedim sen kime kibarlık yapıyorsun
    sevdin mi dedim yok dedi
    iyi biraz sonra seversin dedim
    peyniri içıkardım koydum ortamıza
    biraz daha içip. ses etmeden denize baktık...
    dönüp nazlıya baktım hafif aydınlatılmış bir yerdi burası, yüz hatları öylesine belirğin duruyordu ki
    aşık olmamış olsam o an aşık olurdum.
    buda bana döndü
    -annem ve babam hakkında ne düşünüyorsun dedi
    -valla dedim nazlı alınma ama annen ve baban ve o hilmi yavşagının
    -hayatta olmaları toplum için bir kazanç olmadığı gibi, ölmeleride de toplum için bir kayıp değil. dedim
    biraz alındı
    -ama onlar senin hakkında çok iyi düşünüyorlar dedi
    doğrudur dedim bir yudum daha aldım şaraptan
    -bana neden söylemedin ailenin geldigini dedim
    -sürpriz aşkım dedi
    ses etmedim zaten şarabın etkisiyle kalan küçücük sinirimde geçti
    -yav bu evlilik muhabbeti de ne dedim
    -hilmi amca biraz patavatsızdır hem o şaka yapıyor dedi
    -senin amca dediğin adam hakkında konuşmak bile vakit kaybı dedim
    -senin evlilik hakkında düşüncelerin ne dedi
    -valla dedim bir erkek evlenmesede olur ama bir kadın mutlaka evlenir yani evlilik geleneksel olarak kadınlara sunulmuş.
    birçok kadın ya evlidir, ya bir zamanlar evlilik geçirmiştir ya da evli olmadığı için acı çekiyordur.bu doğuda daha vahim dir kızlar 15 yaşında evlendiriliyor. dedim
    evlenmekten muhabbet açılınca acaba bu bakiremidir diye geçirdim içimden o an öyle düşündüm
    bakire olması için herşeyimi verirdim...
    Tümünü Göster
    ···
  11. 136.
    0
    ama nasıl soracaktım, bir sorsam bakire misin diye bir daha benle konuşmazdı şerefsizim.
    hareketlerinden anlamaya çalışıyorum.ben bunu odasında öperken,
    az daha elimden bir kaza çıkacaktı. o zaman ve ayarttıgım ,iltifat ettiğim hiç bir zaman
    bekaretiyle övünmedi. hala bakire olma ihtimali vardı... tabi patlak olma ihtimalide...
    kesin bir karara varamadım...
    ···
  12. 137.
    +1
    gözüm ağrıdı binolar, ben bir sigara molası vereyim hepinize iyi geceler...
    ···
  13. 138.
    +1
    panpa cok ağır bi dil kullanıyorsun bide harbiden babasına daşşak falan mı dedin ? ben desem vururlar beni amk
    ···
  14. 139.
    0
    up entrysi
    ···
  15. 140.
    0
    aynen dedim. moruk esirgeme kimseden sözünü...
    ···
  16. 141.
    0
    reserved. hikaye güzel
    ···
  17. 142.
    0
    panpa 1 saat aralıksız okumuşum şuku
    ···
  18. 143.
    0
    panpa baslıgı actıgın ılk gunden berı okuyorum hapıs falan dıyodun onlara daha cok varmı nazlı yengeyle ayrılırsan cok uzulurum valla
    ···
  19. 144.
    0
    şarabı içip sahilden ayrılkdık. ben nazlıyı evine kadar zütürdüm.
    içeri davet etti biraz dinlenmek için girdim evine, aklımda cevapsız sorularla...
    ···
  20. 145.
    0
    nazlının geniş salonunda oturuyorduk, nazlının gözlerine baktım. duygularına hakim olamadıgını hissettim.
    alaycı bir tavırla gülümsedim. yanıma yaklaştı,sag elimi avcuna alarak ve siyah saçlı başını egerek
    avcumun içini öptü. dudaklarını avcumda hissedince elimi geri çektim.
    ama yinede o gece onunla sevişmek istemedim.ama bir daha damarlarımdaki kanı tutuşturan o büyük arzuyu duymayacagımı bilmiyordum.
    aksi bir adam olan babası, dünyaya o kadar narin bir kız getirmişti ki.
    ensesinden boynuna inen saçları çekiciliğini artırıyordu.
    -aşıgım sana dedi
    bunu söylerken o güzel gözlerinin içi parlıyordu,bu akşamki denizin üstündeki parlayan ışık gibi hareler vardı gözlerinde.
    ellerimden tutup kaldırdı. beni, pencerenin önüne geçtik.
    biraz bakıştık, ellerimi hala bırakmamıştı, aşık oldugum kızla aynı evdeydim...
    ve onu çıplak görebilecegim düşüncesi beni heyecanlandırıyordu.
    -içtigim en güzel şaratı dedi... gülümseyerek
    -sende çok ğüzelsin dedim.
    içimden aman allahım ne kadar klagib ve ne kadar çocukça konuştum dedim
    bütün gücümle dudaklarına bakmaya çalışıyordum
    gözleri varken oraya bakmak çok zordu...
    flört etmek diye bir şey yoktu artık karı koca gibi olmak istiyordum
    -seni dün annemden bile kıskandım dedi
    daha dik durarak ve gözlerini iri iri açarak...
    -sana imreniyorum dedi
    bir kızın annesini kıskanması, kibar bir kızın klozet kapagını kapatmaması ğibi bir şeydi
    annesine benim bilmediğim bir sebeten dolayı kızgındı.
    kızgın oldugunda o kadar güzel görünüyordu ki
    sen bu yaşıma kadar sevgiyle baktıgım tek erkeksin dedi.
    istediğim tek şey uzun uzun bir sevişmeden sonra yumuşak öpücükler kondurmaktı vucuduna
    belki o zaman bakire olup olmadıgını anlayacak ve eger bakireyse içim minnet dolacaktı.
    ben hiç bir kızın peşinden koşmadım, zaten aşık olan bir kişi başka kıza bakmaz, bakıyorsa aşık oldugunu sanmıştır...
    her insan ciksi kendi kafasında yaratır.
    nazlıyla sevişmenin zevkini yaşamak isteken, karşımdakinin çok güzel bir kız oldugunun farkındaydım.
    benimle sevişmesi onda fiziksel bir zarara yol açmayacaktı elbet.
    -seni doya doya öpmek istiyorum dedim
    utanır gibi oldu... yüzü kızardı
    yüzü çok yakınımdaydı biraz daha yaklaşıp omuzundan tuttum ve dudaklarından öptüm.
    bir heykel ğibi kıpırtızız duruyordu, dudakları sımsıkı kapalıydı.
    benim öpüşüm de çok yumuşaktı, sonra kendini çekti
    bu hareketinde beni etkileyen bir ğüç vardı.
    sonra onun dudaklarının yanaklarıma degdiğini hissettim, sonra parfümünün kokusunu hisstetim,o an ellerim titredi...
    Tümünü Göster
    ···