1. 426.
    0
    önce siğaradan derin bir nefes çekti çocuk
    -odtü ye yeni gittim(gaziantep üniversitesi odtünün eski kampüsüydü,
    odtü diyerek hava basıyor)
    -ayaklarım yere degmiyor ama çok geçmedi dersler kendini gösterdi
    hazırlıkta kaldım ilk yıl.
    -sonra biraz toparlandım derslere asıldım
    yurtta kalıyordum yurdun karşısında bardakla şarap satan "tektek" çiler var
    her sabah içer okula öyle giderdim...
    -sonra mühendislik kendini gösterdi dersler kazık okuldan sogudum iyice
    -bendede resim yetenegi iyidir internetten araştırdım italya ya sanat akademisine
    ğitmeye karar verdim
    -bizimkiler izin vermedi
    -bende kaçak giderim dedim
    -zonguldakta amasra limanıından bir gemiye atlayıp gidecegim herşeyi ayarladım
    -ama gemiyi kaçırdım ...
    -ama vazgeçmedim...
    -hacettepenin sınavlarına girecektim
    -gittim ankaraya ilk sınavlara girdim en yüksek notu alarak geçtim
    ertesi ğün ikinci sınav var
    -sınava giren ögrencilere bir yurt ayarlamışlar
    lan gittim yurtta bir damla su yok
    -neyse olur böyle şeyler deyip
    bahçeye gidip bir siğara yaktık içiyordum birden rektörlük
    binasının önündeki havuzda 20 metreye fışkıran suyu gördüm
    -hemen gittik diğer arkadaşlarla
    havuzun yanında "içmyin denizsuyu" yazıyor
    -lan ne deniz suyu burası ankara denize 1500 kilometre...
    ···
  2. 427.
    0
    -egilip içtim bildiğin terkos suyu amk...
    -lan nasıl olur biz yurtta bir damla suya muhtaçken
    rektörümüzün göz zevki için 20 metreye su fışkırtıyorlar ...
    -dururmuyuz hemen döşedik pankartları yurttaki sınava girecek tüm arkadaşlarla
    rektörlüğün önünde protesto yaptık, polis geldi...
    -ortalık toz duman oldu beni ğöz altına aldılar iki gün nezarette kaldım
    ikinci sınavada giremedim...
    -benin ressamlık hayalleride suya düştü böylece
    -sonra dersleri toparladım sırf rahat bira içebilmek için izmire yatay yaptım dedi...
    işte burası türkiye kimse istedigi meslegi yapamazdı...
    ···
  3. 428.
    0
    sabah oldugunda artık bu evdede kalamayacagımın farkına vardım
    ses etmeden çıktım gidilecek tek yer kalmıştı oda küçük kulubem...
    kulubeye ğiderken kendime yeni bir telefon hattı aldım
    öbür hattı çıkarıp atmıştım nazlı kahpesi arar diye
    kulunbenin önünde biraz durdum şimdi birde müdürden azar yemek vardı
    işe gelmedik diye...
    tütüncü kızlar birer ikişer tütün tozlarıyla kirlenmiş
    çamura basarak depoya giriyorlar beni gören kızlar kümeslerine giren ördek yavrusu gibi
    kalçalarını sallıyordu...
    ···
  4. 429.
    0
    nazlıyı kafamda yok etmiştim
    nedense bu beni rahatlatmış hayata olan bütün kavgalarım bitmişti
    ve eski arkadaşlarımla geçirdigim o gece çok ğüzeldi
    şimid burnuma izmirin uçsuz bucaksız ovalarında o olgun meyva kokusu dolaşıyordu
    kuşkusuz izmirin sonbaharı altında bir şeftali bahçesi gibi hoş kokulu
    havasında sevdikleriyle buluşanlar aşklarını yaşıyordu... bir yerlerde.
    ···
  5. 430.
    0
    nazlının hiç olmadıgını düşünmek...
    bir türlü tadına doyamıyordum bunun, bilmem nedendi ama
    yaşadıklarımızın hepsini gözümde canlandıra biliyordum
    ikide bir nazlı aklıma geliyor durup dururken hatırladıkçada mutlu oluyordum çok garip bir duyguydu...
    daha sabahın çok erken saatleriydi,
    soguk pek bir acı veriyorduama, ellerimi ovuştururup ceplarime sokmuş kamburumu çıkarmış ayaklarımı
    yere vuruyordum...
    işletmenin içinde ilerde yolumun üstünde topraktan biraz daha açık boz renkte bir çadır gördüm.
    çadırın yanında eski paslı bir saç sobanın çatlaklarından sızan alevlerin kırmızı gölgesi yükseliyordu
    sobanın yanında bir kadın vardı
    solmuş pamuklu bir etekle gene pamuklu bir gömlek giymişti
    biraz yaklaşınca kollarını arasında soguguktan korumak için
    başını gömlegin içine sokmuş bir bebge meme verdiğini fark ettim...
    (hiç aklıma gelmezdi bu handenin annesiymiş..)
    kadıncagız sobayı karıştırıyor bir yandanda çocuga meme veriyordu
    sobanın alevleri çadırın üstüne düşüyordu...
    ···
  6. 431.
    0
    biraz daha yaklaşınca közde patetesin kokusu burnuma geldi
    duydugum kokuların en güzeliydi...
    sobaya yaklaşıp ellerimi uzattım sıcagın vurmasıyla bütün vucudum ürperdi
    o sırada çadır aralandı önce genç bir çocuk çıktı
    arkasından yaşlı bir adam
    üzerlerinde yeni elbiseler vardı
    yüzleri sert hatlıydı birbirlerine çok benziyorlardı...
    bu ğencin sakalları çok gürdü yanakları parlıyordu
    biraz daha yaklaşınca beni ğördüler
    yaşlı adam
    -mehaba dedi
    yüzünde ne dosluk ne düşmanlık vardı bom boş bir yüz ifadesi vardı
    -merhaba efendim dedim
    öbür gençte merhaba dedi...
    beni ğörünce kadın yönünü başka tarafa döndü
    sonra çadırın içinden hande çıktı bir göz ğöze geldik
    ama fazla bozuntuya vermedik...
    ···
  7. 432.
    0
    kocaman bir sandıgın üzerine teneke maşrapalardan tabaklar yerleştirildi
    hande kaşıkları çatalları dizdi sofraya
    fırının içinden çıkardıkları
    taze ekmegi çıkardılar
    yaşlı adam ki handenin babsıydı artık
    -kahvaltı yaptınmı dedi
    -hayır dedim
    -öyleyse gel otur dedi
    bu iyiydi işte sandıgın yanına gidip yere diz çöktüm
    -sen bekçiydin degilmi dedi
    -on iki ğündür tütün deposunu temizliyoruz dedi
    tabaklarımızı patatesle doldurduk
    ekmeklerimizin üstüne salça sürdük
    yaşlı adam tıkabasa yiyordu
    allah için ekmek çok ğüzeldi
    hepimiz çılgınca hızlıca yedik
    sıcak çay bogazımı yaktı
    güneş vurdukça sırtımıza sanki hava dahada soguyordu
    yaşlı adam gidelim artık dedi
    -ayaga kalkrı ve bana dönünp
    -istersen seni başka yere aldıralım daha çok para kaznırsın dedi
    -hayır dedim
    -gitmem gerekli kahvaltı için teşekkür edip kalktım
    bu arada handenin dekolte sayılabilecek kıyafetinden memeleri ğözüküyordu
    hiç bakmamaya çalıştım memelere
    -tanıştıgımıza memenunoldum dedi
    ve ailecek ğittiler
    işte bu kadar handenin ailesiyle böyle tanıştım
    bu karşılaşmanın neden hoşuma gittigini büsbütün anlıyor degilim
    ama orada başka bir şey vardı bana her hatırlayışımda o ılık tadı veren büyük bir
    karşıtlık vardı nazlının ailesiyle tanışmama hiç benzemiyordu...
    ···
  8. 433.
    0
    kulubeye tekrar gittiğimde önünde
    selimi ğördüm
    günaydın faslından sonra
    dediki sabahın köründe
    -oglum keraneye gidecez akşama izin al sende gel
    yuhh dedim nasıl bir şey kardeşim, bu millet harbi manyak...
    ama sonra anladım ki maaşı almışlar..
    ya meyhaneye ya kerhaneye gideceklerdi...
    bunlar solugu keranede alanlardandı
    bilen bilir taş basamakların üstünde donsuz backlarını gösteren huurların
    kapısının önünde toplaşır
    -ŞŞşşt biz önce geldik sıraya girin lan diye kavga ederler amk...
    elleri uçkurlarında kimide pantolon ceplerinden
    içeri daldırıp hatır hatır giblerini kaşıyıp dururlar
    sırası gelenin ödediği paraya "tarife" uyğundur ya,
    huurların en hurdasını sürülür önlerine
    bu yüzden keranenin önünde kavgalar çıkar bıçaklamalar olur
    ama yeni düşenler biraz güzel olanlar uygun bir bahane bulunup
    tüydürülür ya hastadır
    ya izinli amk...
    -gerekmez ben gelmeyeyim dedim
    ve selim muallaksiyle irtibatı kestim...
    ···
  9. 434.
    +1
    ğünler günleri kovaladı
    okula gitmiyordum işletmenin içinde
    dolaşıyor çalışanlarla sohbet ediyordum
    bazan aklıma nazlı gelirdi
    dıbını eşek gibsin onun deyip bir sigara yakıyordum
    bazan hatalı paketlenmiş şarapları içerdik...
    yine bir ğün,
    sabahın ilk müjdesini horozlar verdi
    sonra imam ezana başladı...
    "bismillah" diyerek yatagımdan kalktım elyordamıyla radyoyu açtım
    önce dertli bir saz içini döktü
    türkü yü dinleyip dedim ki kendi kendime
    "yiğidin alnına yazılan gelir"...
    yorganı dizlerime kadar çektim
    derken hande geldi içeri
    -kıs şunun biraz sesini dedi
    sesini kısmadfım en nefret ettiğim şeylerden biridr müziğin sesini kısmak
    hande bir şeyler saçmaladı ama ben kendi havamdaydım
    -kıs azcık şunun sesini dedi
    -boş ver böyle daha iyi dedim
    -sen deli misin dedi
    -deliyim nolacak amk dedim
    -ya dedim ugraşma benle herkesin malı var mülkü var iyi bir işi var benim
    de bir radyom var ugraşma benimle dedim...
    içimden aglamak geliyordu amk
    başımı handenin omzuna koyup ağlamak...
    bin bir türlü sıkıntı içinde büyümek
    bin bir türlü kahpelik görmek
    fakirliğe garipliğe türkülerdeki insanlar gibi aglamak
    derken hande kollarını boynuma doladı
    -sende bezdin mi bu dünyadan diye sordu
    -bilmem ..ki dedim
    sonra ayga kalktı beyaz donunun üstüne dizleri delik deşik
    şalvarı ile çıktı kulubeden dışarı
    -bu yazğıyı kendim yazmamıştım...
    ···
  10. 435.
    +1
    kulubeden dışarı çıktım
    -ileride bir gençten çocuk oturuyor elinde bir zarf bekliyor yanına gttim
    -ne oldu başına bir şey mi geldi yoksa dedim
    -yok bir şey dedi
    -nasıl yok amk bu halin ne dedim
    -anlatacak bir şey yok dedi
    -gel içini dök anlat dedim çocuga, dert küpüyüz ya...
    -patron beni işten çıkardı dedi
    -neden dedim
    durdu biraz düşündü düşündü düşündü
    neden sonra
    bilmi, yorum ki dedi
    lan nasıl olur mal mısın sen
    -işe geçmi gelirdin dedim
    -yooo dedi
    -patrona ters mi konuşurdun, müdüre falan
    ekip başına,zam falan mı istedin dedim
    -hayır dedi
    -sanki başka derdim yok muş ğibi düşünmeye başladım lan bu herifi neden işten çıkarmışlar
    benide çıkarırlar diye korktum...
    -ha sen patronun kızına yan gözle mi baktın dedim
    biraz düşündü belki bakmışımdır dedi
    -ha tamam seni ondan çıkarmışlar işte dedim
    -belki daha ucuza çalışacak birini bulmuşturdedim
    -yok abi benden ucuz kimse çalışmaz dedi
    iyice mal oldum lan bir insan işten bu sebeplae dışında neden çıkarılır...
    ama çocuga üzüldüm
    patronada uyuz oldum amk...
    ···
  11. 436.
    +1
    kahvaltı bile yapmadan ilk maaşımı almaya gittim
    idare binasından girdim
    vezneden parayı aldıgımda şaşa kaldım
    bir gün gelmediğim için hemen maaşımdan kesilmişti
    iyice fitil oldum zaten sinirliydim
    bu işten sebepsiz yere atılan çocuk
    ve kesilen maaşım
    kendi kendime and içtim ulan müdür, müdür yardımcısı
    patron dahil hepinizi gibecem diye yemin ettim ...
    işçilerin hiç biri sendikalı degil
    canı isteyen işten atıyor, parasından kesiyor...
    "karıncalar birleşince filleri yutarmış" diye bir laf vardır...
    o aklıma geldi birden
    ···
  12. 437.
    +1
    kışın sogu dolaşıyordu artık izmir sokaklarında
    agaçların tepesinde çiğ olmuştu...
    o sabah yine erken kalkanlar sivri bıçak gibi sogu hissediyor olmalıydı
    kulubeye geri ğirdim
    hande gene geldi
    -gömlegini ütüleyim mi dedi
    -üşüdün mü -üşüdügüm falan yok dedim
    -biz karsın soguguna alışkınız burası ne ki dedim...
    ···
  13. 438.
    +1
    saat 12 gibi paydos veriliyordu
    yemekanenin önüne gittim
    millet sıraya çoktan girmiş .
    yemeler dagıtıldı ve ben içeri ğirdim
    hemen atatürk resminin altına sandalyeyi çektim ve
    -arkadaşlar diye bagırdım herkes dönüp bana baktı
    -çimento torbasısından don giymiş çocuklarınızın
    ğüneş altında çalışanların yaşamları düze çıkacaksa çıksın
    yoksa iliğimizi sömürenleri, biz bu vatan topraklarında yaşatmayacagız türkiye sömürge degildir
    -TÜRK iŞÇiSi köle olamaz diye bagırdım ...
    alkış kıyamet koptu orada bir anda popüler biri oldum.
    ···
  14. 439.
    +1
    işçiler beni el üstünde tuttu o konuşmadan sonra
    sanki ateşin çalınmasını bekliyorlarmış amk...
    işletmenin geniş beton avlusunda öbek öbek yığılı çöplüklerden toplama kirli paslı cam kırıkları sabah güneşi
    altında parlıyordu,
    her gün gündüz gece demeden masallardaki dev gibi
    nikotin kokan saglıksız koşullarda çalışılıyordu
    mantarlaşmış tahtalar paslı tenekelerle yamalı işçi barakaları vardı
    insanlar umutsuz uyanıyor bir somun ekmegin peşindeydi
    bense sıcak bir ev sıcak bir yemegin hayalini kurarak yaşıyordum
    onları her sabah uyandıran horozda susmuştu artık
    ···
  15. 440.
    +1
    arkadaşlar sizlere anlatmak istediğim o kadar çok olay oldu ki
    bu yüzden bunları anlatmanın çok vakit alacagını düşünerek ve sizinde çok ilğinizi çekmeyecegini bilerekten
    biraz atlayarak anlatacagım sürekli nükseden hastalıgım buna engel oluyor biliyorsunuz
    sizlere ancak bazı günler yazabildim.
    orada işçilerle aram çok ğüzeldi
    sohbetler ettik uzun uzun konuşmalar yaptım
    günlerce ajitasyon eflasyon salivasyon konuştuk
    benim yaptıgım çok hümanize bir davranıştı
    artık tohum ekilmişti topragın bagrına
    yeşermesi için yolların alınması gerekiyordu
    bilmem benim anlatmak istedigimi anlayan anlar...
    arkadaşlarımla yaptıgım konuşmalarda işe yaradı
    bu anlatacaklarım uzunca bir süreden sonra gelişti...
    ···
  16. 441.
    +1
    işletmenin önünde birikti bütün işçiler, çoluk çocuk
    yoldan gelip ğeçen arabaları durduruyor belediye otobüsündeki yolculara bile bildiri dagıtıyorduk...
    bu grev bildirisi dagıtımında en çok koşuşan ben ve anıl dı
    işçilerden ise ramis amcaydı bir ayagı hafiften kısaydı
    onun hızlı hızlı hareket etmesi gülünç bir durum yaratıyordu kalabalıkta
    birden müdür zütvereni geldi
    bizim grev bildirisi dagıttıgımızı görünce
    -kabak tadı verdi artık bunlar diye söylendi
    -dur bakalım ne olacak dedi yanında duran diğer züteveren müdür yardımcısı
    bütün işçilere elimizdeki bildirileri dagıttık
    duvarın üzerine çıkıp,
    -hepimiz 153 kişiyiz, üç sene evvel toplu sözleşme yapılmış ama size bir şey veren olmadı
    sizin işvereniniz ş. k. büyük adammış zengin adammış
    ama sendika üyesi olmanızı istemiyor hakkınız yok diyor
    mahkemeye sorduk hakkınız var dediler ama adam olmaz diyor
    grev bunun için yapılacak arkadaşlar diye bir konuşma yaptım...
    işçiler topluca iş bırakmışlardı ogün
    işletmeyi boşaltılar giriş çıkışı denetlemek için işletmenin çevresine
    gözcüler diktiler
    işletmeye yeni şiçilerin getirilecegi haberini almıştık çoktan
    o gün işletme abluka altındaydı
    gece yarısı gelip çevrsinde kapılarında çoluk çocuk kadın kız ana bacı kuşatmışlardı her yeri
    giriş çıkış yolları tutmuşlardı inceli kalınlı sopalarla
    artık kimsenin işten atılmasına göz yummayacakları belliydi
    o gece işletmeyi beklediler evlerine gitmediler
    sabahta polis arabasının hoparlöründen
    dagılmaları sertçe ihtar edildigi halde dağılmadık
    polis arabası son defa ihtar yaptıgını söyledi
    dışarıda düzenlice yerleştirilmiş polisler vardı...
    resmen işletmeye el koymuştuk buda az bir şey degildi tabi
    polis ordusu, işgali sona erdirmek için
    savunmaya geçtiler
    işçilerde taş ve sopalarla savunmaya geçtiler
    birden polisle bogaz bogaza gelmiş işçiler gördüm...
    polisin biri şerif abiyi iyiyce kıstırmış bagazına yapışmış bogmak ister gibi sıkıyordu
    -bırak onu diye bagırarak polisin üstüne arkadan eline aldıgım iri bir kürekle atıldım amk..
    hiç bir günahı olmayan ömrünü üretime katılarak geçirmiş topluma fayda saglamış
    bir insanın kalın kafalı bir polisçe dövülmesine müdahale etmez miydiniz siz...
    benim kürekle vurdugumu gören bir başka polis arkamdan silahını çekip eteşledi
    bu adam beni öldürmek için ateşledi silahını şerefsizim ki,
    ğürültü kıyamet herkes bir yerlere kaçıştı bende
    müdürün bana verdiği bekçi silahını belimden çıkarıp çıkarıp
    o polisi karnından vurdum...
    gıkkk gakkkk diye sesler çıkararak yere düştü adam ben olayın şaşkınlığıyla
    kaskatı oldum
    diğer polislerde üstüme çullandı... sonrası pek hatırımda degil o ğün olanların bundan sonrasını pek hatırlayamıyorum.
    beni cezaeviyle tanıştıran olay bu şekile oldu
    merak etmeyin o polis ölmedi
    cezaevindeyken ziyaretime bile geldi...
    Tümünü Göster
    ···
  17. 442.
    +1
    şimdilik buraya kadar ben bir sigara içeyim
    ···
  18. 443.
    +1
    okuyan arkadaşlardan şuku, çükü, nickaltı bekliyorum artık amk
    ···
  19. 444.
    +1
    allahını seven bir yorum yazsın zaten şunun şurasında okuyan 141-142 kişisiniz
    ···
  20. 445.
    0
    reserve
    ···