bıçak ve yara

-Eee? Niye hâlâ giyiniksin? Soyunsana," dedi
ben soyunurken gülümseyerek bana bakmaya devam etti. çırılçıplak kaldığımda,
Boynumdan öpmeye başladı, sonra yavaş yavaş aşağılara inmeye başladı. Göğüsüme yaslandı...
"Niye tüylerini almadın," diye söylendi.
"Böylesi daha çok hoşuna gider diye düşündüm," dedim
Başımı hafifçe eğdiğimde uyarıldığını görebiliyordum. Ozaman başlamak isteyip istemediğini sordum.
"Nasıl yapmak istersin?" diye sordu, şaşırdım...
"Bilmem. Sen söyle. klagib her zaman iyidir dedim, söylediğimden azıcık utanarak.
Karman çorman yatağına uzandığımda çarşaflarının soğukluğunu hissettim. nazlı üstüme çıktı... ve penisimin bedeninin merkezine doğruyol almasını bekledim,
içinde olduğunu hissetmek, sandığım gibi beni alt üst edecek kadar
kışkırtıcı değildi artık, aslında tam tersiydi.
Ağzından tek bir inilti çıkmadı,
Bedenimi kullanmak istiyordu,
"Hadi bebegim daha sert olsana," dedi.
"yavaş ol,yorgunum. Ama ben üste çıkayım" dedim tatlı bir gülüşle. Offf layarak kabul etti
ve üzerimden indi.
"Bir şey hissediyor musun?" dedim daha sert gidip gelmeye başladığımda.
"Yo, hayır," dedi,
"Nasıl yoo ? Prezervatifin etkisiyle olsa gerek... " dedim
"Bilmem," dedi
yüzünü buruşturarak...

reserved

@242 o bildiğin gerçegin taa kendisini anlatıyorum panpam

işimi bitirdigimde
Başımı çevirmeden, bir süre yüzüne baktım ve "Seni sevmiyorum!"
dedim
Bir süre sessizce durduktan sonra bana sırtını döndü
-buğün okula gitceksen gitme, beraber olalım dedi... sinirlendim.
"Bak tatlım... başkalarının ne yapıp ne yapamayacaklarını sen söyleyemezsin. Kararları hep ben
verdim ve veririm, hatta ve hatta senin hakkındaki kararları da hep ben verdim, bundan böyle de yine
ben vermeye devam edeceğim"dedim
Sinirli sinirli...
"Bana böyle davranamazsın!" diye haykırıyordu
Ben konuştuğum zaman beni dinlemek zorundasın ve sakın arkanı dönmeye kalkma, anladın
mı"dedi
-arkanı dönen sensin salak dedim
bileklerinden sıkıca kavradım ve ellerimin arasında güçsüzlüğünü fark ettim.
kalbimin sıkışmakta olduğunu hissettim.
Bedeni gevşedi. ğözlerini kıstı ve aşağıya doğru çevirdi
yine aglamaya başladı ama ne aglamak...
Hıçkıra hıçkıra. yüzünü elleriyle kapatmıştı
bacaklarını kıvırarak uzandı. Kıvrık bacaklarıyla daha çok masum bir çocuğa benziyordu.
Yanaklarından öptüm, sessizce oraya buraya dağılmış kıyafetlerimi toplayarak duşa girdim
Bu satırları yazarken suçluluk duyuyorum inanın panpalarım. ağlarken, acınacak
haldeyken bıraktım, ona katı davrandım, bir alçak gibi uzaklaştım. Kendisini kötü hissetsin diye yalnız
bıraktım. bütün bunları beni ilk tanıdığında ve bazı zamanlar küçük düşürmeye çalıştıgı için yaptım...

yer bulabildiğim için kendimi şanşlı hissetiğim belediye otabüsünde
mutlu ğibiydim sanki... nazlının sebebini çözemediğim ağlama halleri bile mutlu ediyordu beni
ğünler gittikçe güzelleşiyor... sonbahar birdenbire gelivermişti ve
havanın sogudugunu, göğün yansımasında deniz canlı griye dönüşüvermişti. soğuk ısırıyor,
ancak gökyüzündeki ısıtmayan güneş gelecekteki güzel günleri müjdeliyordu... belkide.

Okul daha yeni açılmıştı ama her zamanki gibi gösteri, toplantı çagrıları polisin kimlik kontrolü
kavga rüzgârları esmeye başlamıştı amk
ögrenci kavgalarını, kızgın yüzlerini
kafamda canlandırabiliyorum... hala.

rezerved

o gün globalleşme konulu bir konferans varmış, dersimiz boş. amfide otururken
Arkamdaki kızlar,
benim hakkında konuşuyorlar, sivri zekâlı, yakışıklı bir çocuk ama fakir
olduğumdan sözediyorlar.
"sevgilisi var mı" diye sordu biri
dedikodu yaparak kendilerini rezil eden tipler.
"Niye böyle birisine gibtirmiyorsun kendi?" dedi biri yuh dedim bir kızın agzından böyle bir cümle duymak iğrenç
hemen kalkıp diğer sıraya geçtim amk
okula arabayla gelen kız varya nazlı mı ne onun tokmakçısı bu dedi digeri...
Arkama, onlara doğru döndüm, benim arkamdan konuşmaya utanmıyormusunuz dedim
hep birden gülüşüyorlar. Gülme seslerine, elbiselerine baktım şöyle bir, kurulan her cümlenin
boşa gidecegini anlayıp çektim çıktım, giberim okulunuda dersinide diyerek...

koridoru geçip siğara içme odasına girdim burası ne zaman girsem boş olan bir yerdi
ama şimdi içerde iki tane kız ucuz siğaralarını çekiyorlardı
hemen taburenin üzerine oturdum ve aceleyle siğarayı yaktım
düşünceli düşünceli yere bakarken başımı kaldırdıgımda
karşımdaki kızın gömleğinin yakasını hafifçe, göğüs aralığına kadar görünecek biçimde açtı ve
beni kesmeye başladı
"Adını hatırlamıyorum," dedi,
-daha söylemedim ki dedim
bozuldu gerizekalı
eli pantolonunun cebindeydi ve sanki cebinden dıbını okşuyormuş gibi
duruyordu. Yeşil kareli gömleği pantolonundan dışarıya çıkmıştı.
Yuvarlak gözlükleri entelektüel görüntüsünü başarıyla veriyordu hayattan bi haber kıza
bu arada odaya çok yakışıklı bir çocuk girdi ğözler hemen o çocuga kaydı kız hemen bir siğara yakarak
o çocuga yazmaya başladı
gibtiğimin huursu...

okuldan hemen çıktım kafam duman istiyordu resmen...
yagmur yagmaya başladı tabiki ıslanarak yürümeyi şeçtim...
hava aniden sogumuştu...
eve vardım,
evin içi alacakaranlık ve buz gibiydi hemen
yakındaki divanın üzerine çantamı koydum.
nazlı yaklaşarak beni kendisine doğru döndürdü ve dilini de bolca kullanarak öptü. Bu
öpüş diğerlerine benzemiyordu ve doğrusunu söylemek gerekirse biraz midemi bulandırmıştı.
Yanlış anlamasına yol açmayacak biçimde, nazikçe iteleyerek kendimden uzaklaştırdım ve avucumun
içiyle dudaklarımı sildim. Dudaklarımı kuruladığım elimden tutarak alacakaranlıkta ve aynı dondurucu
soğukluktaki yatak odasına doğru zütürdü.
Boynumu öperken, "Biraz ışığı açamaz mısın" diye sordum.
"Açmam, böylesi daha çok hoşuma gidiyor"dedi
Beni iki kişilik geniş yatağa oturttu, önümde diz çöktü ve ayakkabılarımı çıkarttı. Heyecanlı değildim
Bir an, sanki yaptıklarımızı, yalnızca o yapmaktan hoşlandığı için
yapıyormuşuz gibi geldi bana.
ıslanmış olan çoraplarımı çıkardı...

Gözleri alev alevdi ve
oldukça iştahlı bakıyordu. Elleri hoyratça gömleğimin ve külodumun içerisinde dolaşıyordu.
"istersen çıkartayım," dedim
Yüzüm kızardı. Ancak bu arada, gibimin yavaşyavaş ateşlenmekte olduğunu ve
nesnel gerçekliğin benden yavaşyavaş uzaklaşmakta olduğunun farkına vardım.
Utancımı göz ardı ettim, gibimin sertleştiğini ve
büyüdüğünü hissettim, koltuk altlarımdan tutup yatağa doğru kaldırdı beni
penisimi henüz tam açılmamış ve yeterince ıslanmamış vajinasına doğru zütürdüm
"Sana acı çektirmek istiyorum. dedim,
penisim o soguk odada sıcacık vajinasının içinde halinden memnun olmalıydı... vajinasının iç duvarlarının yandığını hissediyordum
ve açılma çok istekli
olarak başlamıştı.
"çığlıklar atsa... " diye düşündüm "kendisi böyle istediğine göre halinden hoşnut olmalı...
o sessiz duruyordu
Avaz avaza bağırıyordum, boşalamıyordum acı çekiyordum ve o en ufak bir zevk almıyormuş gibiydi. Oysa o patlamıştı, ses
tonu değişmişti ve edepsiz, kaba sözlerle konuşuyordu.
Bu sözler bana yönelikti. Öylesine yoğun bir şiddetle konuşuyorduki...
Sonra her şey eski haline döndü ve boşaldım... yatagın yanında duran selpakla ile prezervatifi tutup
fırlatıp attım... sessiz sakindi, soluklandım...

panpalarım yorumlarınızı bekliyorum

ben bir siğara içeyim

rizörvıd

Okudum buraya kadar panpa devam et

yine pek okuyan yok amk

nazlı bir müddet sonra uyuya kaldı
fırsat bu fırsattı kalktım işe gitmek için giyindim...
işletmenin nizamiye kapısından içeri ğirdim uzunca yoldan yürüyüp bekçi kulübesine vardım
benden önceki arkadaş üzerinde che nin resminin oldugu bir kıyafet vardı
iyi çocuktu bu, adı selim di biraz konuştuk aklı başında bir binti
yeni biriyle daha tanıştıkatan sonra bekçi kulubesinin içinde salak salak oturmaya başladım...
sıkıldım leş ğibi kokan bir yerdi zaten ancak para için katlanılır bu kokuya amk...
içim ğeçmiş uyuya kalmışım...
cama birinin vurmasıyla irkildim
baktım işçi kızlardan biri daha sonra tanıdım sepetinden üzüm aldıgım kız
taku yedik amk dedim içimden
bu bana asılırsa tamam amk
açtım kapıyı içeri ğirsin diye
Afallamış ve yorulmuş bir şekilde bana bakıyordu, başını hafiften sağa doğru eğdi ve yavaşça,
-nasılsın dedi uykulu ğözlerle baktım ses etmeden
önceki dalgın bakışlarıyla bakıyordu.
"Hiçbir şey söylemeyecek misin?" diye sordu, canımsıkılmıştı.
Sıkıntılı havayı dağıtmak için yüksek sesle güldüm ve neşeli bir ses tonuyla: "Eeetatlım iyiyim dedim
Beyaz yüzü kızarmaya başladı, gözleri kuşku ile odanın içinde gezindirdi
Çiçek desenli, rengi atmış etegi vardı
"Ne söylemeye çalışıyorsun" dedim usulca.
Hareketleri yavaşlamıştı ve gözlerini yere indirmişti.
"aman senlede konuşulmuyor ben çalışmaya gidiyorum".dedi
-dur gitme dedim
şimdi ne demeliydi ki bu kıza ben okuldaki kaşarları bile gibmiyordum nazlı var diye emindimki buda bana
asılacaktı şimdi
Kendimi frenleyemiyordum, nehir sularına kapılmış hızla akıp giden bir dal parçası gibi hissediyordum
içimde, çok derinlerdeki kimliğim, beni çevreleyen dünyaya çarpaçarpa ortaya çıkmasına izin veriyordum artık
Başkalarına hayır, diyemeyenlerdendim ben, hayır demeyi hiç ögrenemedim amk...

ben böyleyim işte, hiç kimse için değişmek istemiyordum.
ama yinede...
-adın ne dedim gülerek hande dedi
bunu söylerken neden ğüler bir insdan anlamak güç dogrusu
ama bütün kızlar nerdeyse kuş beyinli oldugu içindir belki...

şimdi sana tecavüz etmediler mi mapus damlarında?

reserved