1. 251.
    0
    geceleri, bazen çadırda tek başıma kalırdım.o yaşta adamı çalıştırmak istemezdim aslında.
    su motoruna dinamo baglayıp telefonumu sarj ediyordum.
    bazen yoldan geçen arabalardan birini dudurup, gelirken şarap yada bira getirtirdim.
    çadır tam sulama kanalının yanında kuruluydu, kanaldan sanmayın ki temiz su akıyor, nerde... üçündü dünya ülkesiydik biz
    kanaldan şehrin lagım suyu akardı. su degime bakmayın, simsiyah katran gibi..
    suladıktan sonra tarlanın yüzeyi simsiyah olurdu, işte kendi sıçtıgıyla, tarım yapan bir ülkeyiz.
    bazen arkadaşlar gelirdi çadıra bunlarla domuz avına giderdik,ben yaşadıklarımın etkisiyle av tüfegini elime almaya korktum...
    benim yaşam şartlarım zordu,ama geçiciydi, hayatı boyunca böyle yaşamış insanlar vardı, bizim tarlada çalışan işçiler,
    yalın ayaklar, gömleksizler,geleceksizler...
    hilmiye acırken, yaşayanlar için üzülmeye başladım.
    sevdiğim kızdan uzaktım ama olsun
    ayrılık sevdamızın kabesi ğibiydi,her gün arardı, beni elinde tutmaya çalışırmış ğibi...
    ben burada agır işlerde çalışırken, nazlının yaptıgı en agır iş belkide ayak tırnaklarına oje sürmekti,
    keşke bu dünyada, ölüme,yoksulluga, bilğisizliğe çare bulabilseydim, mutlu olabilmek için bunları düşünmemem gerektiğini
    anladım... bana sürekli mesaj atardı mesajları sadece geceleri cevaplıyordum.
    tam bir ay banyo yapmamıştım, banyo yapmak için eve gittim, banyodan sonra uyuya kalmışım, ikindine dogru
    pederde geldi, kerbin evin serinliğinde yemek yerken
    televizyonda habarler başladı,
    ikinci haber, şöyleydi
    ankarayı kana bulayan kaza...
    haberin görüntüleri veriliyordu, siyah bir megan nın üzerine, hızlı oldugu için kontrolü kaybeden
    acil servis aracı viyadükten, kırmızı ışıkta bekleyen siyah arabanın üzerine düşmüştü
    kazada iki aracında sürücüleri ölmüştü...
    annem
    -şu siyah arabada birkanın arabasına benziyormuş dedi...
    sonra televizyonda ölen ambulans şöforünün resmi, sonrada
    genç bir çocugun resmi kondu, önce şaşırdım sonra heber spikeri söyledi
    birkan h. kazada hayatını kaybetti... kanım buz gibi oldu, şaşkınlıkla birbirimize bakıtık.
    annem aglamaya başladı, agzımdaki lokma bogazımda kaldı...
    birkan kuzenimdi, ankarada ilaç deposunda çalışıyordu, işe giderken olmuş kaza,
    bizimkiler hemen ankaradaki akrabalara telefon açtılar olay dogru bu bizim birkan dı...
    apar topar ankaraya gittik... daha 26 yaşındaydı... ömrüne doyamadan gitti
    ambulans şoförünün de 4 tane çocugu varmış... onlarada içim yandı
    şimdi ne yapabilirdim ki,başıma gelenlerle kimi suçlayıp hayatıma devam edebilirdim
    tanırı beni böyle bir hayatı yaşamaya zorluyordu belki,bu dayanılmaz bir acıydı benim için
    belkide hilmi haklıydı amk...
    Tümünü Göster
    ···
  2. 252.
    0
    önce ölüm korkusu kapladı içimi, bende ölmek istedim sonra...
    hani anamın ve nazlının üzülmeyecegini bilsem...
    gibtir olup giderdim, yaşamak isteginden vazgeçtim...
    ölüm arzusu, gibi yıkıcı dürtüler oluştu içimde bu genetik kökenliymiş,
    genetik kökenli istekler hakkında ortaya atılmış tüm düşünceler,
    gerçekten saçmalıktan başka birşey değildir.
    bu gerçekler kanıtlanmıştır. sorunlarını başkalarına ihale eden insanlar gerçeklerin ispatını görmezden gelirler.
    ğerçeklikle ilgilenmezler. böylece huzurlu olacaklarını sanırlar.
    iyiliği tanrıya, kötülüğ şeytana bağlarlar... ben kime suç atacaktım.
    10 ğün kadar kaldık, geri köye döndük.ama annem ankarada kaldı
    biz yine tarlaya döndük, çalışırken pederle hiç konuşmuyorduk.
    tam birkanı düşünüp hüzünlenince nazlının bir telefonu yetiyordu
    ne dediğinin bir önemi yoktu. sadece sesini duymak yetiyordu, yeniden silkelenip
    kendimi azda olsa toparlıyordum...
    ···
  3. 253.
    0
    nazlı kaç kere aradı oraya geleyim diye gelme dedim
    istemedim, hem yol uzak, hemde benim binlerin diline düşerim
    gelseler ne yapacaksın işten güçten eve gidemiyordum...
    bir gün, sabah...
    amcam yanımdan ğeçerken hiç selam vemeden düşünceli düşünceli gidiyordu
    bu adam neden selam vermedi, heralde yeğenini düşünüyor dedim içimden..
    amcamın büyük oğlu evlenecekti eylülde, birkanın kazadan sonra düğün iptal olmuştu
    ama sonra amcam düğünü yapmaya karar verdi...
    neden böyle bir karar verdi bizde bilmiyorduk.
    gel etme tutma daha yeni cenazemiz oldu gencecik, fidan gibi adamı topraga verdik dedik
    işime karışmayın yapacagım dedi,
    neyse düğün günü geldi, bizimkilerde biraz moralsizdi, tabi ateş düştüğü yeri yakıyordu millet yine havasındaydı
    oyun oynayanlar, insanları ğülüşleri beynimin içinde yankılanıyordu
    amcamada kızıyordum...
    düğün olduktan sonra, ertesi ğün duydum ki amcam hastaneye yatmış...
    bizimkiler ziyaretine gitti,
    bir akşam sordum neyi var diye bir şeyi yok muş akciğerleri su toplamış yarın biyopsi
    yapılacak dediler bana
    biyopsinin tümörlü dokulara yapıldıgını biliyordum...
    tahlil sonuçlarında hiç kimsesnin beklemediği, benimse inanadığım bir sonuç geldi...
    amcam ölümcül bir akciğer hastalığına yakalandı(hastalıgını burada söylemek istemiyorum ama tahmin ediyorsunuzdur)
    zaten o bizden önce biliyormuş...
    birkanın kazasından önce,bir gün sırtım agrıyor diye doktora gitmiş
    doktor sadece rontgen filmine bakarak çok fazla ömrünün kalmadıgını söyelemiş ve hastahaneye yatman gerekir demiş
    buda benim bir oğlum var düğünü olacak onun düğününü yaptıktan sonra yatayım demiş
    tek istedigi oğlunun düğününü görebilmekti...
    bazan sancıları olurdu, kolay bir hastalık degildi,
    sonra ankaraya sonatoryum hastahanesine yatırdılar
    ilaçlar derman olmuyordu, kime oldu ki...
    son anına kadar yaşama umudunu yitirmedi...
    48 yaşında bu dünyadan göçüp gitti... gölgesizce.
    ···
  4. 254.
    +3
    gerçekte bildiğimiz hiçbir şey yoksa... neden bu acıların tadını biliyorum...
    neden üst üste geldi ölümler, allah benimi sınıyordu... sanmam
    allah iyi insanları çabuk yanına alırmış... bu zalimlik
    olabilecek en taktan durumdaydım en azından öyle düşünüyordum
    yemeden içmeden kesildim,
    nazlıya olanları anlattım, yine gelmek istedigini söyledi
    yine istemedim, okul açılmak üzereydi, hava soğumuştu artık...
    pancarın söküm zamanı gelirken, gitmek zorundaydım...
    yeniden düşmüştüm yollara, hayatın tadıda kalmadı artık diyordum
    eğer allah beni yaşamaya zorladığı hayatı kendisi yaşamak zorunda kalsaydı ne yapardı bilmiyorum, belkide hilmi ğibi kafaya sıkardı...
    beni bu büyük acılar olgunlaştırdı...
    ···
  5. 255.
    0
    tam iyileşebilmiş degilim ama sizi bekletmek istemedim...
    ···
  6. 256.
    0
    vay amk panpa gecenin bi yarısı oturmuş neden yaşadığımızı düşünüyorum

    dipnot: hapishane bölümünü halen merakle bekliyoruzz.
    ···
  7. 257.
    0
    ayraç was here

    @212 acelesi yok panpa daha burdayız onunda zamanı gelir
    ···
  8. 258.
    0
    ayran was here
    ···
  9. 259.
    0
    @212 taktın amk hapishaneye ne güzel anlatıyo acele ettirme adamı.

    devam hocam duygu seline kapıldık gidiyoruz
    ···
  10. 260.
    0
    panpa yasıyon mu la 5 gundur agac olduk
    ···
  11. 261.
    0
    vay amk adnan reyiz basına biseymi geldi ne ayak
    ···
  12. 262.
    0
    vay amk aga hepınızmı öldünüz
    ···
  13. 263.
    0
    adooo okuyoz la walla ğözlerimiz seni arıyo...
    ···
  14. 264.
    0
    hastalığım sandıgımdan daha ciddi çıktı panpalarım
    hastanede yattım uzunca bir süre bi gibmedikleri kaldı ama şimdi iyiyim
    60 tane iğne verdiler, gibi tutuyorduk az daha
    ···
  15. 265.
    0
    reserved
    ···
  16. 266.
    0
    uzun, upuzun geçen yolculugun ardından yorgun ve bıkkın bir şekilde bir bankın üzerine oturdum...
    canım birden alkol istedi, çantaları oracıkta bırakıp bir tekele gidip iki bira aldım
    ilk birayı daha dükkandan çıkmadan içtim, ikinci birayı içerken yaktıgım siğarayı ilk nefeste yarıladım.
    çoktan akşam olmuştu herkesin yabancı oldugu şehirde...
    inceden ibr yagmur başladı, elimde çantalar acele etmeden ıslanarak eve doğru gidiyordum
    yağmur şiddetini artırdı, evin yakınına geldiğimde,bir dükkan saçagının altında büzülmüş birirni gördüm
    yanına biraz yaklaştım, sıskamı sıska, canlı cenaze bir adam, pörtlek soru soracakmış gibi bakan gözler...
    -amca ne yapıyorsun burada sırtında yorgan yatak, ıslanıyorsun hasta olacaksın
    gidecek yerin yokmu dedim
    -oğlum daha sabah sıcak yatagımda yatıyordum, şimdi sokakta kaldım,
    gidecek yerim yok dedi
    elbiseleri dökülüyordu, üstünde ağ yerleri yırtık bir ceket var
    bana bakıp ğüldü çarpık dişleri sapsarı olmuş iğrençti amk
    -yegenim ben cezaevinden yeni çıktım dedi
    -hayırdır neden düştün dedim
    -birini haşamat ettikde dedi,bir buçuk yıl buca cezaevinde kaldık...
    -bu sabah tahliye oldum, ğidecek yerim yok,ne otel parası,ne siğara alacak para...
    -inan oğlum hapisten çıktığıma üzülüyorum dedi
    yere kömür renginde bir balgam tükürdü
    -hapisten yatakla çıkmak ugursuzluk ğetirir derler
    bari bir garibana verseydin dedim.
    adam yere bir balgam daha attı
    -amca sana bir siğara parası vereyim dedim
    güldü simsiyah dişlerini gösterek...
    içeri ğirmeden önce televizyon tamircisiymiş
    dükkan sahibinin bir alacak verecek davası varmış, herif borcunu vermiyormuş
    bunlarda dükkan sahibinin vereceklisine bir gece agız burun dalmışlar...
    bu yannan kafalı hapiste agır batarya denilen yerde kalmış yamyamların, çingenelerin, anasının ipliğini satanların yeri
    bir buçuk yıl bu içerdeyken dükkan sahibi villasında rus karılarla oynaşmış...
    adamın elinde sarı o meşhur iri taneli kehribar tespih vardı...
    -tamda içerde işlerimi yoluna koymuştum
    bu sabah apar topar çıkardılar dedi
    -allah büyük dedim ama senin yerinde olsam o dükkan sahibini bulurum dedim
    -nasıl bulayım oğlum dedi yanına yaklaşılmaz bir adamdır, kimim ki ben anam turp babam şalgam...
    adam meteliğe füze atıyordu resmen, bende bir garip öğrenciyim param olsa verecektim
    neyse amca dedim ve voltamı aldım oradan...
    Tümünü Göster
    ···
  17. 267.
    0
    eve vardım sonra yağmur kesildi, ğünay umut bir büyük içmişler zurna olmuşlar amk
    selamlaştık sarıldık...
    gördüğüm adamı anlattım onlara
    aptal adam başkası için içerde yatmış salak lan bunlar salak amk
    aptalın yamagı bol olursa ya borusunu yaglarmış ya gerisini amk
    yorgundum odama gittim sırt üstü yattım, agzım acık uyumuşum
    bir ara kapı çaldı, benimkiler sızmış
    kaltım baktım yönetici üç aylık parayı istiyor
    -amca sonra verelim şimdi param yok dedim
    ver parayı yoksa polis çagırırım diyor
    -siz daha ananızın karnında yokken ben sakarya kıyılarında düşmanla çarpıştım sizin gibi
    zibidilerin peşinden mi koşcam şimdi ğit getir parayı dedi ğittim
    günayın cebinden 70 lira aldım verdim paragöz moruga...
    ğidip yattım yeniden yatagıma, takunu yemiş bülbül gibi düşünüyordum
    anlatmak istediğim çok şey vardı, içim okadar doluyduki
    keşke doktorlar herşeyi unutturasn bir ilaç yapsalar...
    ···
  18. 268.
    +1
    uyandığımda midem kazınıyordu, penceremi açtım bahçedeki hanımeli kokusu hemen odama doldu
    beraber kahvaltıyı hazırlıyordum ki kapı çaldı
    yan komşu, kocasının kırkı çıkmışta lokma dökmüşler
    allah rahmet eylesin deyip aldık lokmayı,
    amk yerinde öğrencisin, tatlı yemek için illaki bir komşunun ölmesi ğerekiyordu...
    lokmada güzel olmuş parmaklarımızı yiyecektik neredeyse
    rahmetli akif amcanın lokması...
    ···
  19. 269.
    0
    gelecegimden nazlının haberi yoktu...
    dayandım kapısına kapıyı açtığında banydan yeni çıkmış
    üzerinde mavi bornoz vardı saçları ıslak haldeydi,iri yeşil ğözleri cam gibiydi
    nazar boncugu gibi hareketsizce bana bakıyordu, makyajsız oldugu halde dudakları elma şekeri yemiş ğibi
    kırmızıydı
    -merhaba nazlı dedim
    -seninle konuşmaya çok ihtiyacım var dedim
    çok doluyum senden başkasıyla konuşasım yok dedim
    -hoşğeldin dedi bu arada mısır faişeside eve geri dönmüş tüylerinin arası fırıl fırıl pire dolu amk
    nazlı bana sarılınca gözlerimden yaşlar akmaya başladı hayattan korkuyorum insanlardan korkuyorum dedim
    sevdiğin insanlar bir anda yok uluverdi
    bu kolay gögüslenecek bir şey degil dedi
    -buraya gelirken yakındaki bir camide cenaze gördüm dedim
    yoksul cenazesi oldugu belliydi, tabutun üzerinde mekke şalı bile yoktu insanlar zalim
    yoksul diye imam mekke şalını bile çok ğörmüştü ölüye...
    ölümden korkuyorum nazlı dedim
    -ölüm insanlar için hiçbirşeydir sevgilim,bu fikre alış...
    yaşamak duyğulardan ve hislerden ibarettir, ölüm ise duyğulardan ve hislerden yoksunluktur
    bu yüzden ölüm hiçbirşeyliktir hiç bir şeyin olmadıgı bir yer düşün sencede güzel bir yer degilmi dedi
    bu kadar mantıklı cümleler kurudugunu duymamıştım nazlının bana moral vermeye çalışıyordu.
    sonra yine sarıldı yinede içimi bir ürperti kapladı...
    sana kahve yapayım diye mutfaga gitti bende odasına girdim bir degişiklik yoktu duvarlarında
    piyasa şarkıcılarının posterleri vardı...
    ···
  20. 270.
    0
    kahveleri yapıp geldi
    -sen ne yaptın yazın dedim
    başladı tatilini anlatmaya denizde muza binmiş, kotralar falan filan
    zengindi nede olsa onlara ne karada ne denizde ölüm vardı
    içimden vay amk benim halime dedim vayyy ki vayyy amk...
    ben bu kadar acı yaşamışken onun tatilini nasıl eglendiğini ballandıra ballandıra anlatması
    içimde ona karşı bir neferet duygusu oluşturdu...
    chan demişki sevgilinizi nefret edecekiş gibi sevin, ondan kendisini sevecekmiş ğibi nefret edin demiş
    nazlıdan nasıl nefret debilirim ki yinede beni hayata baglıyordu...
    pir sultanın dizelerinde oldugu gibi
    +ismim haydar aslım yemende
    +garip hal gelse zamanda
    +orda her kişinin dostu bulunmaz demiş adam...
    yine yarim vardı yanımda...
    eskiden insanlara acırdım şimdi kendime acıyorum
    ne pislik bir yaratık şu insan...
    bak nazlı sana bir şey anlatayım dedim
    ankara kalesinin eteklerinde bir mahalle vardır
    adı bent deresidir orada bir genelev vardır yani genelev mahallesidir burası
    bir gün buraya gittim
    -ne işin var orada pislik hastalık kapıpta bana bulaştırma dedi
    burada ğüzel bir huur varış adı melahat etine dolğun boylu poslu bir kadın
    bazı müdürler hatta yalan degilse millet vekilleri bile gelip alıyormuş keraneden
    kadının odasının önünde kuyruk var sıra olmuş herkes bekliyorlar
    sonra o ara kuyrukta yerimi kaptın kavgası çıktı önce ben gibecem davasına kavga çıktı
    insanları daha fazla küçülecegi bir yer yok amk...
    tiksindim bu insanlardan
    -sen hiç itfaiye meydanına gittin mi dedim
    sakın gitme soyarlar adamı atlet külot kalırsın
    işte böyle pislik adamlar içinde yaşıyoruz sistem mi pislikleri yaratıyor
    yoksa pisliklere göremi sistemler oluşuyor bu derin bir tartışma konusu
    istanbulu söylemiyorum bile...
    ···