1. 1.
    0
    sözü fazla uzatmayacağım beyler.
    bir ekim akşamı uzun bir yürüyüşten sonra evime vardığımda hayatı ve hatayı sorgulayacak gücü kendimde bulamadığımı fark ettim. var olma denen eylemi tam olarak yerine getirebilmekle beraber, yok oluşa doğru sürüklenen düşünce ve bedenleri anlamlandıramıyordum.
    ···
  2. 2.
    0
    varken varsındır. dili geçmiş zamanda olsan bile orada bir zamanlar vardın. ama yoksan? yoktu dersin ve varoluş orada biter. yoksan yoksundur. tam anlamıyla herşeyden yoksun.
    ···
  3. 3.
    0
    elime kitap alıp var olduğum zaman dilimini kısa bir süreliğine hayali kahramanlara bırakırken kapı çaldı. beklediğim kimse yoktu. kapıya yöneldi.
    ···
  4. 4.
    0
    açtığımda kimse yoktu. kapıyı kapatırken her zaman yaptığım gibi sağ ayağımı iki kere salladım. bu bir tür takıntıydı. kapıyı kapatacakken bir el kapıya dayandı. yüzünü görmüyordum ama elini defalarca gördüğüme yemin edebilirdim.
    -dur! dedi. ben de geleceğim.
    ···
  5. 5.
    0
    kapıdan içeri giren bu çelimsiz adam, otobüste yer vermediğim yüzlerce amcaya benziyordu. kedi sarısı bir bıyığı vardı. alnı güneş gibi parıldıyordu. pantolonunu göbek deliğine kadar çekmişti. ağırca içeri geçti. evi tanıyor gibiydi. oturma odasına ilerledi.
    - demek burayı oturma odası yapmışsınız. iyi olmuş.
    ···
  6. 6.
    0
    -benim kim olduğumu merak ediyorsundur. aslında ben de merak ediyorum. kim olduğumuzu... sen bana yolcu de. ya da tanrı misafiri. sana zararım dokunmaz. ama yararım da dokunmaz. bunu sen belirlersin.
    ···
  7. 7.
    0
    cebinden küçük bir defter çıkardı. ceketinin iç cebinde saklı kurşun kalemini bana sallayarak şunları söyledi.
    -ben, sen istediğin için buradayım. yalnızdın ama kızgın ya da sinirli değildin. yapmak istediklerini yapacak gücü bulamıyordun ama yapmak da istiyordun. sana yardım edeceğim ama dedim ya. sana zararım ya da yararım dokunmaz.
    ···
  8. 8.
    0
    bana yararı ya da zararı dokunmayan bir insanın ancak tanımadığım bir insan olacağını düşündüm. ama ben bu adamı tanıyordum. ellerini tanıyordum. gözlerini tanıyordum. ayak parmaklarını birbirine sürterken çıkardığı o sesi tanıyordum. o ise sadece konuşuyordu. elindeki kalem kağıtla hesap kitap yapan bir bakkal amcaydı şimdi.
    - gördüğüm kadarıyla iyi bir yaşantın var. seni seven insanlar var. şanslısın ama bu şanssızlığın en büyük şanssızlığın aynı zamanda. yaşına x verdim. yaşantına da y. içler dışlar çarpımı birbirini zütürdü. elinde kocaman bir hiç var. neden böylesin sen?
    ···
  9. 9.
    0
    sessizce amcayı dinliyordum. o ise hesap yapmaya devam ediyordu. sonra gülümsedi.
    -böyle gidersen büyük ihtimalle öleceksin. herkes gibi.
    ···
  10. 10.
    0
    gülümsedim yerimden kalkıp pencereyi açmak istedim. geri döndüğümde amca yoktu. amcanın az önce oturduğu koltuğa oturup kitabın son sayfasını okudum. şöyle yazıyordu.

    - bekleme beni. hiç gelmedim ben. hiç gitmedin sen. yaşanmadı bunlar. hayat gibi.
    ···
  11. 11.
    0
    işte hepimiz birbirimiz için böyleyiz binler. bıraktığımız dijital lekeleri temizlemekle geçecek ömrümüz. anlamsız ve hayasız yaşadığımız bu hayatı, doğduğumuz yeri lanetleyerek bitireceğiz.
    ···
  12. 12.
    0
    canlarım benim
    ···
  13. 13.
    0
    yine anlamadınız değil mi lan! hay sizin
    ···
  14. 14.
    0
    bırak dur bırak allesen ya.
    ···
  15. 15.
    0
    kafanızı gözünüzü yaracam o olacak.
    ···
  16. 16.
    0
    üzgünüm lan. hiç satamayan roman yazarları gibi hissediyorum kendimi. istiklalde kendi yazdığım kitabı ona buna imzalayıp 4 liraya satacam. kipa ve migros ile anlaşıp, kitaplarımı 2 liralık vcd yanındaki 2 liralık bestseller arasına sokacam. zengin olacam
    ···
  17. 17.
    0
    yok yani ben de isterim reserve filan yazsın başlığın altında. ama olmuyor. selebriti olamıyorum yok benden bir tak olmaz zaten. hep istemişimdir ha böyle herkes tarafından bilinen biri olmayayım ama beni tanıyanlar da sevsin diye.
    ···
  18. 18.
    0
    neden beni sevmiyorsunuz lan. serçe parmağımın tırnağı kırıldı zaten karılar gibi törpü aradım evde. bunalımlar içindeyim.
    ···
  19. 19.
    0
    o ses ne bet, ne iğrenç bir sestir lan. tırnağa sürttürünce çıkan o ses. vızıvızı. çok kötü. bir de garip bir koku çıkıyor lan. yanık gibi. ya da ben sürttürme işinin dozajını kaçırdım. her zaman yaptığım gibi
    ···
  20. 20.
    0
    cep telefonunuzu versenize lan. birini çaldıracam
    ···