+2
-3
Cehenneme gideceksek bu köprünün olayı neydi, hepimizin aklında deli sorular.. Gereksiz bir atraksiyondu. ilk adımda herkes düşüyordu. Aşağı düşenlerin giderek azalan feryatlarını duyunca korkudan tir tir titriyordum. Sıra git gide bana da geliyordu. Bu yetmezmiş gibi, bir de boynumuza şişeler bağlamışlardı. Dünyada iken içtiğimiz içkilerin şişeleri sırat köprüsünde boynumuza takılıyormuş. Orada öğrendim. Lan zaten düşecez, niye gerilim yaratıyorsunuz diyorum içimden. Direkt bıraktım kendimi boşluğa. Ve işte cehennemdeydik. Hepimiz korkuyorduk ama hiçbirimiz aklımızdaki sorulara yanıt bulamıyorduk halen daha. Edwin Hubble dünya gezegeninden başka bir gezegenden canlı türü arıyordu ama yok. Tüm alem öyle oralarda bilinmeyen bir gizem olsun diye konulmuş fuzuli şeyler... insanın aklı almıyordu. Darwin primat arıyordu o da yok. Ciğerlerimize kızgın şişler sokuyordular. Beşeri ve hayvani duygular nasıl olur da bir tanrıda fazlasıyla olurdu. Kin duygusu... Tüm iç organlarım ağzımdan gelene kadar zincirlerle karnıma vuruluyordu, peki sebebi neydi.? Ona ulaşmam için illa bir kılavuza ihtiyacım yok dediğim için mi? Peygambere ihtiyaç duymadığım için mi? Yaptığım şey farz edelim ki yanlıştı, bu kadarını hak edecek kadar mı büyük hata yapmıştım. Tanrı bu kadar cani mi idi? insanlığı yaratmadan önce beni habibim diye yaratsaydı, ben şimdi burada mı olacaktım? Ölen her insan için üzüldüm diye mi, savaşlara karşı çıktım diye mi, yunus emre gibi ne uçmakta yer eyledim ne tamuda, bana seni gerek seni dediğim için mi bunca acıyı çekiyordum. Hurilerle eğlenen insanlar benden çok mu iyilerdi.? Hayır, dilediğin kadar acıyı tattırsan da şu an orada olan herhangi birinin benden kesinlikle iyi olabileceğini sanmıyorum. Tüm bu alev huzmeleri içinde birden Kamil'in beni dürtmesiyle uyandım. Dehşet verici bir rüya olsa da bir daha kurtulamadım bu rüyanın etkisinden. Peki bu, allahın bana yaşayacaklarımı gösterdiği bir rüya mıydı, yoksa herhangi bir rüya mı? Hayat..
Son.