bır kadın uğruna otobüsçü olmak

hepsi yalan oldu be açi.

man s 2000 den mıtsubishi prensese
o 403 ten travegoya

ve yakılan binlerce litre mazot..

ankara aştide başlayıp istanbul esenlerde biten 1 aşk hikayesi..

artık konuğumuzsunuz dediğinde başladı onunla herşey

her molada çayı beleşe içip çişe 1 lira vermek gibiydi onu sevmek

onlarca çeşit kolonya örneğini karıştırıp doğru kolonya kokusunu bulabilmek gibi heyecanlıydı

körüğü patlak mitsubishi maraton gibiydi onu sevmek. çaresiz ve güçsüz

303 lerle 302 leri sollamak kadar heyecanlı

peron çıkışı mavinin "gel geri " diye bağırması gibi beklemekti onun yemek hazır hadi demesi

her kasiste gurp sesi çıkarmasıydı gibiydi otobüsün onu görünce kalbinin atması.

bagajını almak için indiğinde aynadan baka baka hareket etmekti oysa..

konfor ,huzur, güven ve farkı onunla yaşamaktı hayat..