1. 26.
    0
    @21 sözlerimi duyurmak için bu sertlik içimde tek bir duygu kalmadı hergün uyanmaktan bıktım uykusuzluktan bıktım hayatta bi tak olmuyor ölümüne sıkıcı ve senden sürekli bişeyler bekleniyor madem bi gib vermiyorsun rahat bırak
    ···
  2. 27.
    0
    yaşadığımı hissettircek tek bişey yok bi amacım yok bişeyi yaparken zevk almıyorum zevk alcak bişeyim kalmadı böyle gibik bi durum
    ···
  3. 28.
    0
    @26 ölmek için belli bişey bu artık. yırt zütünü öl sonunda.
    ···
  4. 29.
    0
    git bi karı bul stresini alsın amk dünyanın düzeni bu daima gibilen sen olacaksın.
    ···
  5. 30.
    0
    @28 hiçbişey hissetmiyorum. karı bulunca dertler bitmiyo bi de karının dertleri başlıyor. içimde gram sevgi yok
    ···
  6. 31.
    +2
    @24 keşke seni ne kadar iyi anladığımı aktarabilmemin bi yolu olsa.

    aynı şeyleri yaşadım ben de... okumaya verdim kendimi. sonra işler değişmeye başladı. bak senin bu bahsettiklerin, dieter duhm diye marxist bi amcanın "kapitalizmde korku" diye marxist pgibanaliz hakkındaki bi kitabında birebir geçiyor. onu okuyunca önce yanlız olmadığımı anladım. çünkü herkes aynı fırtınada savruluyor, bunu biliyor ama anlatacak kelimeleri bulamıyordu. bi süre sonra da pes edip kabulleniyorlardı.

    ben kabullenemedim. bu yüzden de herşeyin bi anlamı, bi değeri olduğunu ve onun da bu sistemin sunduğu bir şey olmadığını düşündüm.

    sonra okumaya devam ettikçe gözüm daha da açıldı. baudrilliard'ın hiperrealitesi ve karşıt hiperrealitesiyle tanıştım. şimdi isyan ettiğin sistemin antitezini üretsen, onun da büyük bir yalandan ibaret olup olmayacağını bilemeyeceğiz.

    bu noktada umudum iyie kırıldı.

    sonra da "waking life" diye bir filme denk geldim. işte o film kopma noktası oldu. biraz da sartre'ı anladım filmi izlerken...

    hayat denen şey, anlardan ibaret. acı dolu ya da mutluluk dolu... farketmiyor... sonra yavaş yavaş içindeki boşluk, öfke ya da hüzün, farketmiyor, adı değişen tonla hissiyatın yoğunluğunu dinlemeye başlıyorsun.

    kısılmışlık gibi kavramları bile boş veriyorsun, sadece dinliyorsun. bir yerden sonra da, pozitif te olsa, negatif te olsa, bu coşkunun çok büyük birşey olduğunu anlıyorsun. onu yaşamak herşey oluyor.

    işte o zaman geride kalan herşey önemsizleşiyor.

    sana budist bir aydınlanmadan ya da allahı bulmaktan bahsetmiyorum. kendini de bulamazsın çünkü "ben" denen şey tek ve sabit bir şey değil ne yazık ki. bunun bir sürü gölgesi ve katmanı var...

    maksat, kendini bir oyuncak olarak kabul etmek. üzülsen de, sevinsen de, dışarıdan bir gözle uzaktan kendini izleyip, "bak şimdi şöyle oldu" diyebilmek. hissettiğin şeyleri adlandıramamak, dile dökememek ve kendine bile ifade edememek kadar büyük bir boşuk ve hüzün kaynağı yok biliyorum. ama sakinleşip kendini iyice bir gözlemler, uzun vadeli olarak geçmişe baıp hatırladığın ufak ve önemli şeyleri gözden geçirirsen, uykularını çalan bunalımına da isim verebilmeye başlayacaksın.

    sonra "aa ben şöyle biriyim, şunu yapıyorum aslında" diye kendi kendine şaşırdığın vakit, suratında kontrol edemediğin bir tebessüme rastlarsın.

    işte onu senden kimse alamaz.

    dış dünyayı boş ver. kendini uğraş edin. sen ne bildiğin, ne tükettiğin, ne de nefret edip sevdiğin şeyerin hiçbiri değilsin. bunlara bakmayı bırak. bunları kafana takarak kendine eziyet etmekten vaz geç.

    hayat dediğin şey iki nefes. arasında da edilen sohbetler, enteresan fikirler, şaşırdığın ve büyülü bir oyuncak gibi oynayıp gözlemlediğin bir takım kırık dökük kirstal parçaları var. ki bunlara tecrübe diyoruz...

    deneyimle, hisset ve öylece bırak... üzerse üzsün, acıtırsa acıtsın...

    öyle de, böyle de...

    geçecek...
    Tümünü Göster
    ···
  7. 32.
    0
    panpa 2 yol var onunde

    1. okuyup buyuk adam olucan ılk olarak yıllarca fızıksel ve ruhen gıbılceksın sonra senı gelecek adında bı sınava alıcakar

    kısaca ozetı su yıllarca bız sana sıkko mıkko bı egıtım verdık sımdı bıze karsılıgını ver 3 saatın var ya ıı bı not alırsın gıbılmeye devam edersın ya sınavı gecemezsın yıne gıbılmeye devam edersın secım senın

    he bu gıbılmenın sonucunda ıı bı hayat elde edebılırsın oda ne olur en fazla asgarı ucretle bı ıse gırersın ama bu bıle garantı degıl gıbtıgımın ulkesınde


    2. herseyı bosverecen am k kendını dogru alanlarda gelıstırırsen kımseye muhtac kalmazsın yıne fızıksel olarak gıbılceksın hıc degılse ruhun sana kalır

    son olarak gunun anlam ve onemını belırten bı sozle konuyu kapatmak ıstıyorum

    http://inciswf.com/1286602117.swf
    ···
  8. 33.
    0
    @30 çok güzel yazmışsın baya sağlam adamsın öyle veya böyle geçiyor zaten ama benim uğraçcak gücüm yok önümde o kadar çok yapılması gereken şey var ki ve hepsi bir hiç için hepsi bir hiç. kendimi o kadar çok dinledim ki artık derin sularda yüzmekten bıktım hiç düşünmeden yaşamak isterdim korkunç gerçeğin karanlığına sadece bi kere yakalanıyorsun daha da bırakmıyor tebessüm zaten var ama içimde hiçbişey yok
    ···
  9. 34.
    +1
    bizim hayattan zevk alamama durumumuz gayet açık. olmayacak hayaller peşinde koştuk, kendimize gerçekleşmeyecek hedefler belirledik, potansiyelimiz olmasına rağmen doğduğumuz toprakların handikapları yüzünden elimizdeki potansiyeli kullanamadığımız için kendimizi işe yaramaz hissettik ve sanal dünyaya hapsolduk.. bir şekilde acılarımızı unutma, erteleme hatasına düştük. halbuki ertelenen her şey bir gün daha kuvvetli ve yıkıcı bir şekilde karşımıza çıkacak onu unuttuk.
    ···
  10. 35.
    0
    @33 bunu farkedince yalnızlığımla mutlu olmayı denedim panpa. mutsuz da olmadım mutlu da olmadım araftayım. eskiden delice istediğim şeyler artık benim için hiç bi anlam ifade etmiyor. içim öldü içim...
    ···
  11. 36.
    0
    @34 herkes aynı rüyanın içinde ve ben kimseyi anlamıyorum senin gibi adamlar olsa etrafta daha çekilir olur belki herkes yalan
    ···
  12. 37.
    +1
    hayatın böyle bi taktanlığı var ama. bak onu inkar edemem.

    tüm varlık, sorulmamış bir soruya verilmiş bir cevap olduğu için, ilinti kuramıyoruz, haliyle anlam denen şey de yok oluyor.

    hayatın kendisi araf yani zaten. kaldı ki insan boşluğa da odaklanabilir bence.

    yazmayı ve yarışmalara katılmayı dene. bunu meslek olarak değil, anlaşılmak adına atılmış adım olarak gör. sıkıntının yalnızca çeyreğine anlam verebilir diğerleri. ama o bile yeter...
    ···
  13. 38.
    0
    @37 çok düşündüm yazmayı sesim duyulmuyor ki yazdıklarım okunsun insanlar sevmiyor böyle şeyleri
    ···
  14. 39.
    +2
    @38 ben de öyle düşünüyordum. ama değilmiş... bu biraz gitar çalmak gibi. yani yeni başlayan herkes, sabırsızca 2 haftada sonuç almak ister. ama bu işler sabır işi biraz.

    benim yeni yeni şansım açılıyor. çizgiroman senaryosu yazıyorum şu an. yayınlanacak büyük ihtimalle. sonra öykü yarışmaları falan var, uğraşırsam sesim duyulur biliyorum. ayrıca her türlü yazınsal katılımın serbest olduğu tonla fanzin var. bunlar, daha disiplinli yayınlara ulaşmak adına sıçrama tahtasıdır.

    yaz.

    rahatlarsın.
    ···
  15. 40.
    0
    @39 saol kardeşim bi gün okurum yazdıklarını umarım
    ···
  16. 41.
    0
    Hayattan kızlardan sıkıntıdan dertten parasızlıktan siyasetten insanlardan 2 yüzlülerden bıktım dıbına koyim
    ···
  17. 42.
    0
    y@$@m@qt@n
    ···