/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 176.
    0
    Hade aq RezOviç !
    ···
  2. 177.
    0
    Rez ön yedi
    ···
  3. 178.
    +7
    Böylece aşağıya doğru yol almaya başladık. Taşlık bir patikaydı.Dik yerler vardı ve zorluydu. Neyseki hiçkimse düşmeden, yara almadan
    aşağıya ulaşabildik. Pelin'in dediği gibi ilerlemeye devam ediyorduk. Henüz nehirin sonuna ulaşıp anayola çıkmamıza çok vardı. Kenarda
    bir çadır gördüm:

    b:Beyler şuraya bakın hele.
    a:Çadır ha ? Birileri yaşıyor olmasın.
    k:Ne yaşaması olum. Baksana ateş çoktan sönmüş. Ahı gitmiş vahı kalmış.
    m:Gelin hadi bi inceleyelim.
    p:Ben arkanızda kalırım ama ona göre. Isırılmak isetmiyorum.
    b:Yahu lak lak etmeyi bırakın da sessizce ilerleyin, hadi.

    Çadırı açtığımızda içerisinde kimse yoktu. Civarda da zombi dahi yoktu.Ama açık bir alanda olduğu için buranın duraklayabileceğimiz bir yer
    olmadığını anlamıştım.Bir çanta vardı. içini açtığımızda yaklaşık 20 tane ton balık konservesi,4 şişe hazır,9 şişe de şelale suyu vardı. Peki ama
    bir insan neden bu kadar erzağı bırakıp gitsindi ki ? Dolaşmaya gitse dahi yanına alırdı mutlaka. Cevabı biliyordum. Apar topar ordan kaçmıştı.
    Bu da erzağın bizim olduğu anldıbına geliyordu.Çantayı yanımıza alıp devam ettik. Kadir her an tetikte biridir. Gece uyurken eve en sessiz hırsız
    girerse girsin birşeylerin ters gittiğini anlar.O yüzden hala nasıl etkisiz hale getirildiğine inanamıyor, kendine kızıyordu.Ona bunun onun suçu
    olmadığını söyledim ve rahatlamasını sağladım. Takımın moralini artırma görevi bendeydi artık. Hiç kimse konuşmuyordu dahi.Çıt bile yoktu.En
    sonunda nehirin bitip yolun göründüğü yere geldik.Çok mutlu olmuştuk. Artık kendimizi kurtarabilirdik. Yoldaki tabelaya baktım.Kahraman Köyü 15 km
    yazıyordu.Hep beraber köye doğru yol aldık. Saat 18.12'yi gösteriyordu. Hava kararmaya başlamıştı bile.Bu bizim için hiç hoş değildi. Yaklaşık 45 dakika
    boyunca yürüdük. Yolun etrafı orman olduğu için ne var ne yok bilemiyorduk.Bu ihtimalle mızrağımı daima yanımda taşıyordum. Yolun sağ tarafında
    bir mağara vardı.Ama öyle devasa değil, ayıların yaşadığı in tarzı küçük, yaklaşık 15-20 metrelik bir mağaraydı. Serindi.Sıcak havadan kurtulmak için
    girdik. Herhangi bir canlı yoktu. Zombi dahil. Saat 19.00 olmuştu. Burada kamp kurmalıydık. Kadir ile birlikte dışarı çıkıp dal, çalı çırpı, odun ne varsa topladık.
    Kadir'in arka cebinde kibrit varmış. Otururken ezildiği için farkedememişler. Hepimiz kahkaha attık. Neşemiz yerine gelmiş, moralimiz düzelmişti. Ateşi yaktık.
    Bol bol yakacak toplamıştık. Gece mağara çok soğuk olacağından hasta oluruz endişesiyle yapıyorduk bunu. Gırgır şamata derken ateşi yakıp birer konserve
    ton balığı yedik. Suyumuzu idareli şekilde içerek uykunun yumuşak kollarına kendimizi bıraktık...
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +2
      Yollaa kaptın sukuyu
      ···
    2. 2.
      0
      Devam panpa
      ···
    3. 3.
      0
      Devam panpa
      ···
    4. diğerleri 1
  4. 179.
    0
    Rezervasyon
    ···
  5. 180.
    0
    Rez amk sardı ammmmmmmmm
    ···
  6. 181.
    0
    Rezzzzz
    ···
  7. 182.
    0
    REZa zarrab
    ···
  8. 183.
    0
    Rezzers
    ···
  9. 184.
    0
    Oooo World War Z alırım bi dal
    ···
  10. 185.
    0
    Rezzzzzzz
    ···
  11. 186.
    0
    Rezzzzzz
    ···
  12. 187.
    0
    Hadi be panpa
    ···
  13. 188.
    +7
    Uyandığımda saat 3.47'ydi. Kadir beni sarsarak uyandırmıştı. Dediğim gibi çok dikkatli birisidir. Hafif uykusu vardır. Mağarın ağzına kadar eğilerek sessizce gittik.
    Bizi arıyorlardı. Arabalarla yavaşça geçiyorlardı. Işıkları tutarak arıyorlardı. Mağara dikkatlerini çekmemişti anlaşılan. Burayı farketmeden gittiler. Uyuduğumuzda
    saat akşam 8 civarıydı.7 saat uyku bize yeter diye düşünüp herkesi uyandırdım. Murat da ayıldığında aynı şekilde geri dönüyorlardı. Aynı adamın sesini duydum:

    ''Bu gece hiçbir şey çıkmadı kevser. Saat 15.00 gibi hatırlat. Kahraman Köyü'ne kadar tarayacağız.
    Peki Patron.''

    Evet yine aynı adam ve hain Yasemin... O kıza karşı birşeyler hissetmiştim.Ama gerçek yüzünü görmüştük. içimden küfürler yağdırarak arkadaşlarımın yanına geri döndüm.

    b:Evet! Kalkın hadi 7 saat deliksiz uyudunuz mışıl mışıl. Yeter bu kadar canımızı kurtarmak zorundayız.
    k:Hadi gidelim o zaman.
    p:Kahraman Köyü'ne mi gidiyoruz ?
    b:Evet. Hesaplarıma göre yaklaşık 10 kilometremiz kaldı.Çabucak oraya ulaşırız. Geri kalan vaktimiz ise yiyecek içecek aramakla geçicek zaten. Saat 15.00 olduğunda saklanıcak
    yer arayacağız ya da köyden gideceğiz.
    a:Anlaşıldı kaptan.

    ilerlemeye devam ettik. Biraz vakit sonra güneş doğmaya başladı. Harika bir manzara eşliğinde ilerliyorduk.Yol boyunca ses seda çıkartmadan ilerledik. Mızrağım da yanımdaydı.
    Yaklaşık 2 kilometre kaldığında terkedilmiş bir benzin istasyonu bulduk. Herkes direk tuvalete daldı. Sırayla ihtiyacımızı giderdik. Karşılıklı banklar vardı. Oraya oturup Konservelerimizi
    dibini parmaklarımızla sıyırana kadar yedik. Sularımızı içtik. Artık tek umudumuz köye kalmıştı. Yoksa aç susuz ölecek veya barbarlara esir düşecektik. Saat 4.30 civarıydı. Vakit yoktu
    ve ilerlemek zorundaydık. Yolumuzu da bitirdik ve köye ulaştık. Uzaktan köyü gördüğümüzde büyük olduğunu sandık ama fazla büyük değildi. Derhal terkedilmiş bir süpermarkete
    daldık.Şanslımıydık yoksa öyle mi denk geldi bilmiyorum ama elektrik kegib değildi. Yani buzdolabındaki yiyecekler, içecekler bozulmamıştı. Sevinç çığlıkları içinde yumulduk.Bir insan
    buzdolabında ekmek satar mı demeyin. Satıyormuş.Gerçekten çok şanslıydık.Ama birşey farkettim. Acaba burda yaşayan birileri var mıydı, varsa kaçmışlar mıydı yoksa kaçmamışlarmıydı?
    O sırada kasanın üstünde bir not defteri gördüm.BUNU OKU yazıyordu. Açtım ve okudum. Kısaca size özetleyeyim:

    Burada hayatta kalan insanlar olmuş dükkan sahibi kadir ve ben gibi endişelenerek toptancılardan birsürü yiyecek içecek vs sipariş etmiş. Böylece bu kadar yemek kalabilmiş. Hayatta
    kalıyormuş fakat barbarlar bu köye uğramaya başlamışlar.En sonunda bu korkuyla yaşayamayacağını düşünerek yanına erzak alarak kamyonetiyle burayı terk etmiş.

    işte bu gerçekten işimize gelmişti.Çanta sporcu çantasıydı. Yani çok malzeme alabiliyordu. Ceplerimize ve çantaya su,enerji içeceği, yiyecek içecek ekmek vs tıkış tıkış olana kadar doldurduk.
    Etrafı incelemeye koyulduk. Saat 14.30'a kadar buralarda takılacaktık. Saat henüz 05.13'tü. Güllük gülistanlık gidiyorduk...
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Sadic bir an once yazda bitiversin hikaye cok guzel eline saglik
      ···
    2. 2.
      0
      Devaaaaaam panpa
      ···
  14. 189.
    0
    Reźźzz
    ···
  15. 190.
    0
    Rez devam
    ···
  16. 191.
    0
    Rez sardi
    ···
  17. 192.
    0
    Rezzzzzzz
    ···
  18. 193.
    0
    Bitti mi panpa
    ···
  19. 194.
    0
    Sonra okurum
    ···
    1. 1.
      0
      Ok wdqeweq
      ···
  20. 195.
    +6
    Dağılmadık bu sefer çünkü tek silah benim amatör mızrağımdı. Yani beraber durmamız gerekiyordu.Av dükkanı bulduk. Mühimmat buluruz umuduyla içeri girdik. Malesef buranın sahibi bütün
    mühimmatları da yanına alarak kaçmıştı. Depo kapısı gibi birşey farkettim. Kadir'in fiziği kuvvetlidir. Kapıyı kırdı.Çürük ve eski olduğundan iki tekmede kırılmıştı. içeri karanlıktı. Dediğim gibi
    elektrik vardı ve bu sayede ışığı açtım. içeride biri dürbünlü 4 tane tüfek,5 kutu fişek,bir adet tornavida ve yukarıya çıkan bir merdiven vardı. Merdivenden ilerledik ve çatıya ulaştık. Burası
    etrafı gözetlemek için gayet uygundu. Burayı kullanabiliriz diye düşündüm. Köyü dolaşmaya devam ettik pek işimize yarayacak bir yer yoktu.

    Derken az ötede 3 tane zombi farkettim.Ses yaparsak daha çok toplanacaklarını düşünerek tüfekleri kullanmamamız gerektiğini söyledim. Kadir tornavidayı aldı.Ben de mızrağı aldım. Ahmet
    ise yerde bulduğu bir sopayı eline aldı. Yavaştan geldik.Üstümüze gelmeye başladılar.Ben mızrakla birinin gözünü deştim beynini şişledim. Kadir inanılmaz bir şekilde tornavidayı ustaca fırlattı.
    O kadar iyi bir fırlatıştı ki tornavidanın demirinin tamamı zombinin kafasına girdi. Ahmet ise sopayı almış durmadan kafasına vuruyordu. Yardım istedi.Ben de mızrağı beynine sapladım.Bu şekilde
    küçük bir aksiyon yaşamış olduk. Biraz oturup dinlendik. Derken ileride bir kasap olduğunu gördüm. Söze atıldım:

    b:Bakın kasap var.
    p:iğrençsin Ramazan çürük et mi yiceksin yoksa ıyy.
    b:Ne et yemesi kızım. Türlü türlü bıçak var orda.5 tane alalım işte lazım olur hepimize.Sen de dövüşmeyi öğrenmelisin. Dünya artık çetin bir yer.
    p:iyi be öf.
    b:Triplere bak hele (gülerek)
    a:O zaman girelim kanka.
    k:Girelim.

    içerisi leş gibiydi. Pelin kokuyu alır almaz öğürmeye başladı ve dışarıya kustu.

    b:Murat sahip çık Pelin'e
    m:Tamam kanka.

    Etler çürümüştü. Burada elektrik yoktu. Dükkan güneş alıyordu zaten bu da lehimizeydi. Etlerin bulunduğu büyük odanın kapısını açtım. Neredeyse kusuyordum. Hayatımda aldığım en kötü kokuydu.
    içeriye göz attım. Hiçbir şey yoktu. Dediğim gibi çürük etler sadece.

    Biz de bıçakları aldık. Satırı Kadir'e verdim. Fırlatırsa iyi bir iş çıkarır diye düşünmüştüm. Yanılmamıştım.ileride anlatacağım.Her neyse. Konuya dönelim. Pelin'e daha uygun bir bıçak verdim.
    Ahmet'in sopasını alıp pala bağlayarak yeni bir mızrak elde ettim. Bunu da Ahmet'e geri teslim ettim. Mızrağımı pantolonumun solundaki kemer bölmesine soktum. Bıçağı da sağ bölmeye soktum.
    Saat 6.30'du.Kırtasiye tarzı bir yer arıyorduk. Yeni çantalar alıp içine erzak dolduracaktık.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Devam panpa
      ···
    2. 2.
      0
      Yaz kardeş de bitir artik
      ···
    3. 3.
      0
      Yaz kardeş de bitir artik
      ···
    4. 4.
      0
      Devam pnp
      ···
    5. 5.
      0
      Dewam rez rez hızlı ol
      ···
    6. 6.
      0
      Hadi aq
      ···
    7. diğerleri 4