sabah geldiğimde kapı ardına kadar açıktı, iki kişi toplanmış masanın başında, ne olduu? diye kafamı eğip aradan fanusumda hareketsizlik gördüm, küçük bir panik, biraz kalp çarpıntısı, Japonlarım, turuncularımdan biri yan yatmış, gözleri açık kalmış, diğeri yarı baygın yatıyor diğerinin yanında, dedim mümkün değil, dokunuyorum duruyor öylece ağırlığınca yüzeyde, yüzgeçleri dipte, geçiyor önümden sirenler içinde, diğerini bir atakla başka bir suya aktarmaya çalışırken hala şoktayım. bir insan nasıl bağlanabilir iki balığa, nasıl sığdırabilir iki canlıyı bir kalbe, hiç ölmeyecekmiş gibi gelmişti hele ki besili olan, ona güveniyordum, diğerine göre sağlam, atletik bir vücut yapısı vardı, ilk pes eden o olmuş..buradan çıkaracağım bazı hüzünlü dersler var;
-balıklarınızı üşütmeyin
-onları semiz,sağlıklı yapıcaz diye bol yiyecek vermeyin,
-onlara bağlanmayın,
--the final cut: balık beslemeyin..
taziyelerinizi duyar gibiyim, teşekkürler..şarkımız:
http://www.youtube.com/watch?v=gwOWcC6X55w