/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +12 -15
    Merhaba. Anlatacağım hikayeyi tamamen gerçek olmakla beraber fani insanlar için tehlike arz edecek unsurlar da olabilir. Bu yüzden lütfen 16 yaşından küçükler okuyup etkilenmesinler. Zira sizin hayatınız için pek sağlıklı olmaz.

    Uyarımı yaptıktan sonra konuya geçmek istiyorum kısaca. Anlatacağım olaylar bir Avrupa ülkesinde geçmektedir ve tahmin edebileceğinizi pek zannetmem. Okula alınacak öğrencilerde öncelikli olarak şunlara dikkat ediliyor

    - Dini olmayacak

    - Bazı bilgileri temelden eğitimli olacak

    - Hiç bir faniye daha önce büyü göstermemiş olacak

    - Ve en önemli madde kan bağı olan kişilerin hepsi büyücü ya da cadı olmak zorunda

    Saydığım maddeler için tolerans gösterme yok. Çünkü daha öncelerde bir tek faniye bile büyü göstermek demek çok büyük bir suç işlemek demektir ve direkt mahkemede yargılanmanıza sebebiyet verir.
    ···
  1. 2.
    +7 -1
    gibtir git ateyiz pic

    edit:voldemortun askerleriyiz
    ···
    1. 1.
      0
      Alaycı yorumundan ötürü seni kınıyorum.
      ···
  2. 3.
    0
    Trende girer
    ···
  3. 4.
    0
    Rez alalım bakalım
    ···
  4. 5.
    0
    Hikaye var rez
    ···
  5. 6.
    0
    Esperiyanus
    ···
  6. 7.
    +1
    okuyamadım çünkü yaşım yetmiyo appi :/
    ···
  7. 8.
    0
    Yannamı asa olarak kullanır seni giberim
    ···
  8. 9.
    0
    Rezzers
    ···
  9. 10.
    +3
    Öncelikle okduğum okul dünyanın en büyük 2. Cadılık ve Büyücülük okulu olduğu için disiplin en üst düzeydeydi. Türk var mıydı derseniz.. 1000 kişilik okuldan 20 tanesi Türk diyebiliriz. Okula gidişimiz demir yolu ile olmadı tam tersine normal bir fani gibi hava yolu ile okula vardık. Okul çeşitli büyüler ile donatıldığı için dışarıdan pek bir fani göremezdi. Bana anlatılanlara göre bu okulu daha önce en fazla 3-4 faninin gördüğüydü. Filmlerde izlediğiniz büyücülerden değildik biz. Tamam asamız vardı ancak bunu gerekli gereksiz yerde kullanamazdık. 5 yaşımdan beri büyücülük kültürü ile yetiştirildiğim için bu işim temelini biliyordum ve benim kadar şanslı olmayan bir çok insan vardı okulda. Özellikle Çin lilerin dilini anlamakta zorluk çekiyordum. Onun dışında ingilizcem üst düzeyde olduğu için Avrupa nın bir çok ülkesinden gelen öğrencilerle iyi bir şekilde anlaşabiliyorduk. Okul o kadar çok büyüktü ki gizemli ve saklanmamış oda olmaması imkansızdı. Gördüğümüzden çok daha fazlası olduğunu biliyorduk. Biliyorum size şaka gibi gelebilir ancak bende 5 yaşında büyüyü öğrendiğimde küçük dilimi yutacakmışım. Bunları size anlatmamın sebebi ise bizleri televizyonda izledikleriniz gibi olmadığımızı kanıtlamak.
    ···
    1. 1.
      0
      hogwarth'da mı okuyon amk
      ···
  10. 11.
    +3 -1
    Meriç isimli bir Türk arkadaş ile tanıştım. Meriç in benden daha iyi büyücülük yetenekleri olduğu her halinden belliydi. ilk derse girmeden önce sınıflarımızı öğrenecektik. Meriç ile okulun üst katındaki panoya gittik. isimler alfabetik sıra ile olduğundan çok zorlanmadan sınıflarımızı öğrendik. Meriç ile aynı sınıfa düşmedim. Açıkçası aynı sınıfa düşmesek bile okulda her ırk kendi cinsini koruyordu. Bu yüzden her zaman yanında olması gereken bir arkadaşa ihtiyacın yoktu. Okula kaç yaşında başlıyorsunuz derseniz 14 yaşımıza kadar ülkemizde normal okullarda temel eğitimi aldıktan sonra (toplama, çıkarma, okuma yazma vs.) 14 yaşından sonra büyücülük sınavını tabii tutulup yeteneklerimize göre Avrupa nın çeşitli okullarına gönderiyorlardı. Zaten toplasan 7 tane büyücülük okulu vardı ve bir büyücünün yetişmesi o kadar kolay iş değildi. Örneğin 14 yaşına kadar sizin sınıfınızda okumuş 14 ten sonra başka bir ülkeye gittiğini haber aldığınız bir arkadaşınız var ise %99.9 büyücüdür. Açıkçası diğer Türkleri merak ediyordum. Merakımı gidermek için listeye bir kaç kez daha baktım Türk ismi olan varmı diye. Ama gördüklerim karşısında biraz şaşırdım çünkü 14 kız 7 erkek vardı Türk olarak. Yani çoğunluğumuz kızdı. Yabancı birisi zorbalık yapsa kızları koruyamaz üzerine bizde dayak yiyebilirdik. Bu yüzden olabildiğinde yalakalık yapmak zorundaydık. 7 erkek ile okulda korunacağımızı zannetmiyordum.
    ···
  11. 12.
    +5
    Benim asam babamın eskiden kullandığı asa idi. Asanın tutulan tarafı değilde ucu tüylü ve şık duruyordu. Tahtadan olsa bile güzelliği kadar sağlamda duruyordu. ilk ders 'Canavarlar' dersi idi. Sınıfa girdiğimde ürkmüştüm. Sınıfın tavanı simsiyah ve sınıf ne kadar pis görünsede su gibiydi. Yani herhangi bir iyi ve ya kötü kokusu yoktu. Sıralarımız temizdi. Ampul, lambe yerine uzun mumlar aydınlatmada kullanılıyordu ancak sınıfın her yerini aydınlattığı söylenemez. 2 dakika sonra uzun burunlu sıska ve cüce bir öğretmen sınıfa hızlı bir şekilde giriş yaptı ve hiç bir şey demedi. 10 saniye sonra yüksek sesle "POUiNDUi" diyerek asasını öğretmen masasına doğrulttu. Hemen hemen öğretmenin boyunda 3 gözlü yeşil bir yaratıktı bu. Dersler ingilizceydi ve okuldaki herkesin ingilizcesi üst düzeydi bunuda unutmadan söyleyeyim. Yaratık oluştuktan sonra herkes şaşkınlığını gizleyemedi sınıftan uğultular başladı. Öğretmen

    - SUSUN SUSUN!! SiZE DiYORUM!...
    - EVEEET OKULUMUZA HOŞGELDiNiZ... MERHABA DiYiN BAKALIM GOURT A

    Tüm sınıf hep beraber "MERHABA GOURT!" diye hep bir ağızdan bağırdılar. Canavar korkmuştu öğretmen onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Birden ön sıralardan birinin sırasına atladı. O sırada esmer ela gözlü bir kız oturuyordu korkudan eliye Gourta vurdu ve Gourt sinirlenip kıza tam saldıracakken zıpladığında öğretmen "SWA-SOON GOURT!" diyerek asasını hızlı bir şekilde canavara doğrulttu ve canavar küçüldü küçüldü ve yok oldu. Tüm sınıfta alkış kıyamet kopuyordu kız hala ürkmüştü.
    ···
    1. 1.
      0
      Panpa ilk başta çinlilerle anlaşmak zor oluyo demiştin benim ingilizcem üst düzey olduğu için avrupadan gelenlerle iyi anlaşıyorum demiştin şimdi herkesin ingilizcesi üst düzey diyon
      ···
  12. 13.
    +9
    Arkadaşlar okulu ve ya ne yaşadıklarımızı büyücülük hayatı nasıl bir hayat merak etmiyorsanız devam etmeyebilirim. Tercih sizin çünkü pek okuyan yok sanırım eğer fikriniz değişirse bu entrye yanıt yazabilirsiniz. Tüm gün ve gece buradayım ben.
    ···
  13. 14.
    0
    Devam et
    ···
    1. 1.
      0
      Merhaba, biraz daha kişi gelsin sadece dinlediğini belirtsin yeter. Beğeni sayısı umrumda değil zira kendi kendime anlatmak istemiyorum sizde bizi tanıyın istiyorum.
      ···
    2. 2.
      0
      Şahsen ben yazarsan okurum
      ···
    3. 3.
      0
      Şahsen ben yazarsan okurum
      ···
    4. 4.
      0
      Niye 2 kere gitti bu
      ···
      1. 1.
        0
        Peki devam ediyorum.
        ···
    5. diğerleri 2
  14. 15.
    +1
    Fani olmayan insan mı var amk
    ···
    1. 1.
      0
      Büyü yapamayanlara fani denir. Dünyanın %98 i fanidir.
      ···
    2. 2.
      0
      fani ölümlü demektir k*rt
      ···
  15. 16.
    0
    Tutar rez
    ···
  16. 17.
    +7
    Öğretmen kızı alıp dışarıya çıktı. Bizde sınıfta bekliyorduk. Burada öğretmen dersi bitirmeden çıkamazdık zil sistemi yoktu. Sınıfa biraz göz gezdirdim bir kız gördüm Türk olabilirdi tipine bakınca hemen hemen anlaşılıyordu. Özellikle Ruslar ve Türkler tipine bakıldığında kendini ele veriyorlardı. Yanına gidip Türkçe "Merhaba" dedim. Tahmin ettiğim gibi kız Türk çıktı akıllı bir kıza benziyordu. Onunda büyücülük yani cadılık (kızlara cadı denir) yetenekleri benden daha iyiydi. Neden arka sıralarda oturduğunu sordum ve onu kendi yanımda davet ettim. Sesini çıkarmadan geldi. Türkiye de ailesi istanbul daymış ve maddi durumları iyi olduğu her halinden belliydi. Bu okuldan 6 yıl sonra ayrılacaktık ancak hiç bitmeyecek olan arkadaşlığımızın temeliydi az önceki "merhaba" kelimesi. Kız asosyal ve içine kapanıktı bunu kendisi söyledi. 20 dakika sonra öğretmen geldi ve "DERS BiTMiŞTiR" dedi. Herkes önce öğretmenin çıkmasını bekledi bende Bilge yi yanıma alıp herkes çıktıktan sonra çıktım. Diğer dersin ne zaman olduğunu sorduğumda o da bilmediğini söyledi. Hemen Meriç i aramaya koyuldum kız şaşkın şaşkın yanımda yürüyordu 'Nereye gidiyoruz?' dedi. 'Burada tanıştığım arkadaşımı bulmalıyım adı Meriç sizde tanışırsınız hem kendi ırkımız ile bağlarımızı koparmamamız gerek' dedim ve haklıydım da. Aksi takdirde babamdan duyduğuma göre tek sıkıştırırlarsa bu hiç iyi olmazdı. Bilge ile giderken gözüme sarışın kalıplı bir Alman çarptı. Alman olduğu her halinden belliydi. Bana ingilizce "Ne bakıyorsun?" dedi. Koridor kalabalık olduğundan ve bana dokunamayacağını bildiğimden "Baktım ne var?" dedim. Kızın yanında ezilemezdim. Tahmin ettiğim gibi olmadı ve üzerime doğru gelmeye başladı. Yanındaki yancılarıda Almandı sanırım Almanca bir şeyler konuşup yürüyerek geldiler. Kalıplı olan beni yakamdan tuttu ve yanındakine Almanca bir şeyler daha söyledi o sırada gözüne çok sert bir yumruk vurdum ve Bilge ye kaçmasını söyledim. Bilge oradan uzaklaştı ve Mrs. Jillian gelene kadar üçü birden orda ebemi gibtiler desem yeridir. Jillian gelince üçünü disipline gönderdi benide serbest bıraktı ve bir kaç soru sordu. Türk olduğumu öğrenince biraz yüzü düşmüştü.
    ···
  17. 18.
    +2
    harry potter filminde 13+ yaş sınırı var diye hatırlıyorum.şu akıllı işaretleri dikkate alın dıbına koduklarım
    ···
    1. 1.
      0
      Sana katılıyorum. Yeni part attım okuyabilirsin.
      ···
    2. 2.
      0
      severek okuyoruz
      ···
  18. 19.
    +1
    Çok fazla harry poter izlemiş arkadaş
    ···
    1. 1.
      0
      Dostum birebir yaşadım kimseye inandırmak zorundada değilim.
      ···
  19. 20.
    +5
    Mrs. Jillian saçlarını beyaza boyatmış yüzü buruşuk 50 li yaşlarda bir bayandı. Fransıza benziyordu ancak değildi. Okuldaki öğretmenlerin özelliklerine gelecek olursak her birinin temel dilleri bildiğini biliyordum. ingilizce, Almanca, Fransızca, Rusça gibi. Türkçesi olana henüz rastlamadım ve yokta. Genellikle ingilizce anlaşırız. Öğlen yemeği ve tanışma faslı için büyük salon hazırlanacaktı. Okula bu yıl gelen öğrenciler ilk defa göreceklerdi büyük salonu. Bizler 1. sınıf olduğumuz için henüz okulun her yerini bilemiyorduk. 2. 3. 4. 5. ve 6. sınıflardada Türkler vardı. Yani tahminimce her üst sınıflarda 1000 öğrenci olduğunu varsayarsak 100 Türk vardı. Ancak çoğu 2. sınıftan sonra oranın kültürüne empoza edilmiş bir şekilde yaşıyorlardı. Türkçeleri bozulmuş ve bazıları kelimeleri dahi unutmuştu. Çünkü sadece yaz aylarında Türkiyeye dönüyorlardı. Zaten çoğunun ailesi Avrupa da yaşadığı için Avrupa kültürünün de etkisiyle bozulmuşlardı. Toplam 100 Türk varsa 60 ının ailesi Avrupada yaşıyordu. Meriçinde öyle. Sonunda öğlen yemeği vakti gelmişti ve öğlene kadar hiç bir derse girmedik. Herkes büyük salonun kapısının önünde toplanmış arkadaları ile bir şeyler tartışıyorlardı. ilk defa orada 6. sınıfları gördüm bizden 6 yaş büyükler ve hep belli bir olgunluğa erişmiş büyülerin en az %80 inini öğrendikleri gözlerinden belli oluyordu. Bir tanesine dikkatlice bakarken birden bana baktı ve yanımda geldi."Nasılsın" dedi şaşırmıştım. Bu olamazdı. Benim Türk olduğumu nereden biliyordu? Hiç bozuntuya vermedim iyiyim dedim ve klagib muhabbet kurduk. Adı Furkan ve onunda ailesi izmirde yaşıyormuş. Bana okulda bir sorun olursa yanına gitmemi söyledi bende tamam dedim ve diğer arkadaşlarının yanına gitti. Tiplerine baktığımda Furkan Ruslarla takılıyordu.
    ···