1. 26.
    -1
    @1 @2 @3 @4 @6 +1
    ···
  2. 27.
    +1
    adam hakli beyler karsi gelen huur cocugudur
    ···
  3. 28.
    +1
    @93 umut her zaman var panpa.ama senin benim yakınlarım, arkadaşlarımız zaten bizim gibi düşünen. varoşta oturan, kenar mahallede biat kültürüne taparak büyümüş, sorgulamayan,evin içinde emir kulu büyüyüp dışarda da öyle hareket eden, hiç bir sosyal hayatı olmayan adamlar işte bunlar. üzgünüm ki onlara ulaşamıyoruz. çünkü algıları kapalı, vicdan ve akıldan yoksunlar.bi masaya oturup derdini anlatamazsın.
    ···
  4. 29.
    0
    @89 çok uzun be reyiz
    ···
  5. 30.
    0
    @97 hakaret ve küfür etmeden yazarsan sevinirim. dikkat ettiysen ben etmedim. akp'yi eleştiriyorsun iyi güzel ama osmanlı ve fatih gibi bir padişah üzerinden. hayatında hiç savaş görmemiş, savaş nedir bilmeyen adamlar haddini aşarak eski padişahları, atalarını oturduğu yerden eleştirebiliyor. ''istanbul'u fatih'in fethettiğini düşünüp, ülkeyi atatürk'ün kurtardığına inanmıyor'' demişsin ondan dolayı yazdım bunları.
    ···
  6. 31.
    0
    ben okuyorum kardeşim devam et.
    ···
  7. 32.
    0
    (bkz: turkler icin gereksiz konusmama rehberi)
    ···
  8. 33.
    0
    @1 reis bizim atamıza bişey dedğimiz yok ancak şu gerçekki bu devlet 90 yıldır bir karış ilerlemedi (kıbrıs zaten bizim) gerici dediğin adamlar ise amerikayı haraca bağlayan tek devlet ve reis onlar atalar bu kadar hakaret etme mustafa kemal de atamız sultan fatihde birinin tarafındasın dyi ötekinin hakkını yeme YiĞiDi ÖLDÜR HAKKINI VER demiş büyükler saygılar *
    ···
  9. 34.
    0
    ne amk şimdi osmanlı selçuklu falan sevince gerici mi oluyom
    ···
  10. 35.
    0
    (bkz: ibrahim melih gokcekin favladigi twit capsli)
    ···
  11. 36.
    0
    @16 ironi detected
    ···
  12. 37.
    0
    tüm yazdıklarına verdim şukuları yazan ellerin dert görmesin klavyene toz konmasın hemi
    ···
  13. 38.
    0
    up up up up
    ···
  14. 39.
    0
    ░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░
    ░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░
    ░░░░░░░░░░░░░░░░░░▓▓▓▓▓▓▓░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░
    ░░░░░░░░░░░░░░░░░▓▓▓▓▓▓▓▓▓░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░
    ░░░░░░░░░░░░░░░░▓▓▓▓░░░░░▓▓░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░
    ░░░░░░░░░░░░░░░▓▓▓▓░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░
    ░░░░░░░░░░░░░░░▓▓▓░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░
    ░░░░░░░░░░░░░░░▓▓▓▓░░░░░░░░░░░░░▓▓▓▓▓▓▓░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░
    ░░░░░░░░░░░░░░░░▓▓▓▓░░░░░▓▓░░░░▓▓▓▓▓▓▓▓▓░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░
    ░░░░░░░░░░░░░░░░░▓▓▓▓▓▓▓▓▓░░░░▓▓▓▓░░░░░▓▓░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░
    ░░░░░░░░░░░░░░░░░░▓▓▓▓▓▓▓░░░░▓▓▓▓░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░
    ░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░▓▓▓░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░
    ░░░░░░░░░░░░░░░░░░▓▓▓▓▓▓▓░░░░▓▓▓▓░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░
    ░░░░░░░░░░░░░░░░░▓▓▓▓▓▓▓▓▓░░░░▓▓▓▓░░░░░▓▓░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░
    ░░░░░░░░░░░░░░░░▓▓▓▓░░░░░▓▓░░░░▓▓▓▓▓▓▓▓▓░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░
    ░░░░░░░░░░░░░░░▓▓▓▓░░░░░░░░░░░░░▓▓▓▓▓▓▓░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░
    ░░░░░░░░░░░░░░░▓▓▓░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░
    ░░░░░░░░░░░░░░░▓▓▓▓░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░
    ░░░░░░░░░░░░░░░░▓▓▓▓░░░░░▓▓░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░
    ░░░░░░░░░░░░░░░░░▓▓▓▓▓▓▓▓▓░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░
    ░░░░░░░░░░░░░░░░░░▓▓▓▓▓▓▓░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░
    ░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░
    ░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░
    ░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░
    Tümünü Göster
    ···
  15. 40.
    0
    @67 asıl yobaz sensin şerefsiz kendi fikrinden olmayan herkes yobaz senin için
    ···
  16. 41.
    0
    @69 sizin gibiler yüzünden türkiye ye demokrası gelmiyor ülkücüler faşist diyelim müslümanlara hakaret edelim elitist olalım bu kafayla çok yol katedemezsiniz zaten.
    ···
  17. 42.
    0
    Etrak-ı biidrak, idrak edemeyen, düşünemeyen, basiretsiz, ahmak demektir.
    işbu kelime, Osmanlıda ülkede yaşayan Türkleri nitelemek için kullanılırdı.

    Ayrıca, Osmanlı türkçü değildi.
    Fatih Sultan Mehmet, Osmanlıyı Batı Romanın devamı olarak görürdü.
    Türkçülük, Zorda kalan ittihat ve terakkicilerin son sığındığı limandır.
    Bundan önce, Padişah, osmanlıcılık ve islamcılık politikaları güttü,
    Lakin bunlar işe yaramadı.

    Zorda kalan ittihatçiler, bir türkçülük gailesi çıkardılar.
    Hatta türkçülüğü bulanlardan birisi de, kendisi kürt olan Ziya Gökalptır.
    Mehmet Akif Ersoy, arnavuttur.
    ···
  18. 43.
    0
    sana sadece şu swf'yi gönderiyorum:

    http://inciswf.com/kadirmisiroglu.swf
    ···
  19. 44.
    0
    @77 kısaca türk imp. değil osmanlı hatta türk düşmanı

    hüsnü merdanoğlu'nun, 1999 yılında ikinci baskısı yapılan atatürkçü düşüncenin evrenselliği adlı çok önemli eserinin 102-106. sayfalarında yazılanların tam metnini, yazarından aldığımız izinle aşağıya aynen alıyoruz:

    bütün tarihi kaynaklar, osmanlı devleti'nin türk ulusu tarafından kurulduğunu kanıtlamaktadır. ancak, kuruluş aşamasını tamamlayan ilk kuruculardan sonra, osmanlı padişahlarının ne denli türk oldukları kuşkuludur. çünkü, kuruluş dönemindeki koşullarda geçerli olan; komşu ülkelere saldırma ve onlardan savaş tazminatı ve ganimeti alma siyasasına dayalı olarak güçlenip zenginleştikten sonra, yatak odalarını, "harem'ler kurarak zenginleştiren padişah-halifelerin birçoğu sayesinde, ırk ve kan birliği bozulmuş olduğu görülmektedir. "... bütün kadın sultanlar, bütün padişah anaları, hep yabancı ırklardan alınan köle kadınlardan geldiler. hanedanda bu kan yabancılığı, osmanlı imparatorluğu'nun son padişahına kadar devam etti"(1)

    belki bu özelliklerinden dolayı, "halife" sanlı padişahlar, bu sanın yarattığı olanaklardan yararlanarak, yönetimi altında bulunan ve özellikle "türk" kimliği taşıyan yönetilenleri tıpkı bir sürü gibi yönetmeyi yeğlemişlerdir.

    henüz kuruluş dönemi olan 1466 yılında yapılan bir derlemede, "türk iti şehre gelince farisice ürer" denilmektedir.(2) osmanlı şairlerinden baki'nin, "muhteşem süleyman" olarak bilinen padişaha sunduğu bir şiirinin türkçeleştirilmiş dizeleri şöyle:

    "her taç yoksulluk ve yokluk ehline baş tacı olamaz.
    ey hoca türk toplumundan olanın başı kabadır.
    türk, sultan olma yeteneğinden yoksundur."

    yine bir osmanlı şairi olan nef'i ise; "tanrı, türke irfan çeşmesini yasaklamıştır" demiştir.
    divan-ı hümayun yazmanlarından hafız hamdi çelebi 1499 yılında yazdığı şiirinde, "baban da olsa türkü öldür" nakaratını kullanmakta, üstelik bu sözün islam peygamberi hz. muhammet'e ait olduğunu vurgulamaktadır. sadece bir kıtasını yineleyelim:

    "sakın türkü insan sanma.
    bir an bile olsa türkle birlikte olma.
    türk eline şeker olsa o şeker zehir olur.
    türkün başını keserken sakın gam yeme.
    baban da olsa türkü öldür."(3)

    osmanlı tarihinde çok saygın bir konumu olan fatih bile, otlukbeli savaşından dönerken, elinde bıçak olan birisine ne yaptığını sorduğunda; öldürülen türkmenlerin kulaklarını keserek küpelerini topladığını öğrenmiş ve "işine devam et" demiştir.

    hırvat kökenli, sadrazam kuyucu murat döneminde (1606-1611), 155.0000 insan doğranmış ya da diri diri kuyulara doldurulmuşlardır. aman dileyen insanlara kuyucu'nun yanıtı "vurun şu pis türkün başını" olmuştur. cellatların bile öldürmeye kıyamadığı çocuğu atından inerek öldüren kuyucu murat, osmanlı'nın yetkilisi, öldürülen çocuk da anadolu'nun evladı türktür. (olayı ayrıntıları ile osmanlı tarihçisi naima'dan öğrenmek olasıdır.) yavuz sultan selim'in, halifeliği zorla da olsa aldıktan sonra, yönetim ile türk ulusu arasındaki anlayış ve ideoloji ayrılığı açık şekilde çelişmiştir. yönetime dayalı şeriatçı anlayış üst yönetime egemen olur iken, anadolu'da yaygın olan alevilik sayesinde türk dili kendini koruma olanağı bulmuştur. yönetimin anadolu'yu dil unsuru aracılığıyla araplaştırmasına ve acemleştirmesine karşı olan bu halk, yok edilmek istenmiştir. bu nedenle anadolu'da öldürülen türk sayısı, yavuz sultan selim zamanında 40.000 kadardır. bu gerçek osmanlı imparatorluğu'nun türk halkından koptuğunun açık bir kanıtıdır.(4)

    osmanlı tarihçisi naima aynı bilinç içinde şöyle yazmaktadır: "türkmen çözülüp gitmesi yamandır, cem-ü iltiydıbına derman yok." yani, türk ulusu ve unsuru öylesine eriyip çözülecektir ki, bir daha birleşmesinin ve bütünleşmesinin ilacı ve dermanı olmayacaktır.
    Tümünü Göster
    ···
  20. 45.
    0
    osmanlı tarihçisi naima "tarihi"nde türkler için; nadan (kaba) türk, idraksiz türk, hilekâr türk ifadelerini kullanmaktadır.(5)

    aslında türkler hakkındaki kötü yargılar selçuklulardan beri yaygındır. örneğin, selçuklu yazar aksaraylı kerimeddin mahmud, şunları yazmıştır: "hunhar türkler, köpek ve kurt gibidirler, ellerine fırsat geçerse yağmayı ganimet bilirler, fakat düşman kuvvetleri gelirse kaçarlar."(6)

    osmanlı düşüncesinde, "kavmi necip" olarak görülen araplar karşısında türk ulusu aşağılanmıştır. 1912 yılında sebilürreşt dergisinde çıkan bir yazıda; "türk" deyiminin kullanılması, dinsizlik, kâfirlik sayılıyordu. "türk hükümeti", "türk ordusu", "türk ülkesi" deyimlerinin osmanlı halkı üzerinde rahatsızlık yarattığı biliniyordu. 1913 tarihli "mecmuai ebuzziya" dergisinin 94. sayısında; "bizim türklüğümüz sembolizmden başka bir şey değildir. bizler yani türkler müslümanlık içinde erimişizdir. türk falan değil, sadece müslümanız. buharalı hanlar bile kendilerini türk saymazlar. zira onların cetleri de vaktiyle türkistan'ı zaptetmiş olan araplardan başka bir şey değildir," demekle, kendisini ve anadolu'da yaşayan bütün insanların kimliğini inkâr ediyordu. üniversite profesörlüğü de yapmış olan ahmet naim, 1913 yılında yazdığı "islam'da davai kavmiye" adlı kitabında, türke karşı savaş açmış ve "türkün geçmişini bilmesine ve öğrenmesine lüzum ve ihtiyaç yok... gerekli olan şeriatı öğrenmektir," demiştir. 1919-1920 yıllarında şeyhülislamlık görevine getirilmiş ve padişahla birlikte ülkeden kaçmak zorunda kalmış olan mustafa sabri efendi ise, türke türklük benliği vermek isteyenlere "soysuzlar" yakıştırmasında bulunmuştur.(7)

    bu tutum ve koşullar içerisinde "türk" kimliği, yönetimin merkezi olan istanbul'dan uzak, savaştan savaşa asker toplamak için anımsanan, anadolu köylerinde kapalı bir kültür içinde dili ve töreleri ile yaşamıştır. zaman içinde "türk" yöneticisine o denli yabancılaştırılmış ki, kimi kez "osmanlı efendisine türk' demek hakaret sayılmış", "türk" sözcüğü, anadolu köylüleri için kullanılır olmuştur.(8)

    istanbul alındıktan sonra, osmanlı yönetiminde, devletin en yüksek yürütme organları türke kapalı tutulmuş, devlet adamlarının yetiştirildiği enderun okullarına türkler alınmamışlardır.(9) istanbul'un alınmasından 4. murat'ın ölümüne dek geçen 187 yıl içinde, devşirmelerden 66, türk kökenlilerden de 10 kişinin sadrazamlığa atandığını, aynı dönemde devşirmelerin toplam 167 yıl, türk kökenli sadrazamların da 17 yıl görev yaptığı(10) gerçeği, türklere yaklaşımı gösteren ayrı bir kanıttır. padişahlar, yakın korumalarını da hep devşirme (kul-köle) olanlardan seçmişlerdir.

    osmanlı yönetiminin bu tutumuna karşın halk da kendi arasında birlik ve beraberlik içinde değildi. 12. yüzyıl ortalarında ahmet yesevi'nin kurduğu; türk geleneğini, dilini ve kültürünü şamanlık ile bütünleştiren (bektaşilik gibi) tarikatlar anadolu'da yayılmaya başladı. bir taraftan yesevi yanlısı ve türk kimliğini taşıyan tarikatlar yayılır iken, öte yandan da, sünni iran kültürünü benimseyen nakşibendi tarikatı, yeniliklere karşı koyma alışkanlığını güden zeyni tarikatları ve fars diline önem verdiği için daha çok aydınlar (!) arasında yayılan mevlevilik, yaygınlık gösteriyordu. bu tarikatlar içinde, türk kökenli olanları, doğal olarak arap kültürü görmüş olan medreselilerce aşağılanmaya çalışıldı. bu koşullar altında türk halkı kendi yurdunda aşağılanmış oldu. "kaba türk", "anlayışsız türkler", "pis türkler" gibi önyargılar dönemin özelliklerinden oldu.(11)

    osmanlı yönetiminde türke yaklaşım o denli aşağılayıcıdır ki, o günlerden kalan aşağıdaki şiir bu yaklaşımı özetlemektedir:

    "türk değil mi, merzifon'un eşeği,
    eşek değil, köpekten de aşağı."

    osmanlı'nın bu yaklaşımına türkün verdiği yanıt, bir şiirin dizelerinde şu şekilde yer almıştır:

    "şalvarı şaltak osmanlı
    eğeri kaltak osmanlı
    ekmede yok biçmede yok
    yemede ortak osmanlı"(12)
    kendi yöneticilerinin bu tutumu karşısında, yabancılardan da olumlu yorum beklenemezdi. yabancılar, türkleri "yaklaşık 1000 yılına kadar arapların esiri olan türkler dağ insanı niteliğinde bir kavimdir"(13) şeklinde yorumluyorlardı.

    ulusçuluğun etkisi ile etnik kökenlilerin, osmanlı yönetiminden birer birer ayrılmaya başladığı 19. yüzyılın ilk yarısında hatta sonlarında bile, osmanlı yönetiminin türke olan yaklaşımı değişmemişti. 1874 yılında "dünya tarihi" kitabının yazarı, askeri okullar bakanı süleyman paşa, "osmanlı devletin adıdır, milletimizin adı türktür" görüşünü savunmasına karşın, bu düşüncesini kendi kitabında bile kullanmaya cesaret edememişti.(14)

    koçu bey, 4. murat'a sunduğu risalesinde (küçük kitap) türkler hakkında şunları yazıyordu: "... mezhebi bilinmeyen şehir oğlanı, türk, çingene, tatar, kurt, ecnebi, laz, yörük, katırcı, deveci, hamal, ağdacı, yol kesen, yankesici ve diğer çeşitli kimseler... "

    "harem-i hümayuna kanuna aykırı olarak türk ve yörük, çingene, yahudi, dinsiz, mezhepsiz, nice kallaş ve ayyaş şehir oğlanları girer oldu." bu sözler yazılıp türk olduğu söylenen padişaha veriliyordu.(15)

    abdülhamit'in araplara ve islamiyete dayanan siyaseti, türkü, türkçüleri baş düşman olarak görmekteydi. onun zamanında "türküm demek, türkten söz etmek büyük suçtu".(16) devletin dayandığı kendi halkına bu denli yabancılaşmasından olsa gerek, osmanlı devletinde kamu ile ilgili belgelerde, türkçe sözcüğe 1876 anayasasına değin rastlanmadı.(17) zaten, dini ile dilini de değiştiren bir ulusa osmanlı devletinden başka yeryüzünde rastlanmamıştır.

    osmanlı yönetimi, kendilerini türk olarak görmedikleri için, türk kökenliler "azınlık" konumunda kaldı. 1897 tarihinde, bir ingiliz gezgini şunları söylüyordu: "türk adı nadiren kullanılır, onun iki yolda kullanıldığını işittim; ya bir ırkı ayırt eden deyim olarak, örneğin bir köyün 'türk' veya türkmen' olup olmadığını sorarsın, ya da bir hakaret deyimi olarak, örneğin ingilizce söyleyeceğin 'eşek kafalı' anlamında, 'türk kafa' diye homurdanırsın."(18)

    aynı yıllarda, türk-yunan savaşı ortamında şair mehmet emin'in yayımladığı kitapta, "ben bir türküm dinim cinsim uludur" dizeleri yer alıyordu. ancak, üstünlüğü kanıtlamak için şiirler yeterli değildi. kendi yöneticisi tarafından aşağılanan, üst üste gelen yenilgiler sonucunda benliğini, kişiliğini yitiren ve varlığını yitirmek üzere olan türk halkı tarihin en zor dönemini yaşıyordu.
    Tümünü Göster
    ···