+1
Akşam yemeğindeyiz. Sessizlik o kadar ağır ki televizyonun yüksek sesini bile bastırıyor. Sessizliğin nedeni benim pek tabii. Fakat yine de, yani yaptığım onca şeye, eve getirdiğim onca hacze, hala ödenmemiş binlerce lira borca, sürekli eve dadanan alacaklılara karşın bir arada olup bu mükellef sofra karşısında keyif almadan edemiyoruz. Böylelikle ilk kahkaha babamdan geliyor. Rozundan bir yudum çektikten sonra salçalı makarnayla yağlanmış dudaklarını bir tur da alkolle parlatıyor. Bıyıklarındaki de emerek süzüyor. Sonra koyuveriyor kahkahasını.
- Hah Hah haaaahhaaahhöööööhhö öööööööööö…
Kahkahası kegib kegib çıkıyor. Sonra nefesi kegibleşiyor. Annem sümkürürcesine önlüyor kahkahasını ve yapma bir şefkatle su doldurmaya başlıyor ona.
- Yıldıray boğulacaksın cancağızım. Al içiver şunu.
Babam suyu dikliyor tek seferde. Öncekinden daha dikkatli bir şekilde gülerek bana bir soru soruyor.
- Ne oldu bizim Zeynep?
Bir de göz kırpıyor ki çatalı saplayıp alasım geliyor o gözünü. Zeytin niyetine de mideye indirmek. Bilerek mi soruyor bunu bu herif. Canımı yakmak için mi. Sanki neler olduğunu unutmuş gibi.
- iyi şimdilik.
Kestirip atıyorum ancak bu sefer de annem rahat durmuyor.
- Ne zaman tanışacağız şu gizemli gelinimle bakayım?
Ah bu kadının anne ve anneanne olma isteğinden nefret ediyorum.
- Zamanı var anne. Baskılayıp durma yahu.
- Haklı çocuk Kiraz. Dört sene oldu daha acele etmemek lazım.
Belli ki babam şişenin dibini görmek üzere. Yine abuklamaya başlıyor. Biraz daha masada durursa ağzından sıçacak.
- Anne zütür şunu şuradan, iştahımı kaçırıyor.
Kelimelerim işitilmeden başka, bambaşka melodilere dönüştüğünden
bu kadar rahat konuşuyorum. Yoksa o şişe şu an yerde değil kafamda tuzla buz olmuştu. Bu içki nelere kadir, herife sövsem bile ona secde ediyorum sanacak...
Abim nihayet beni fark ediyor. Akşamın başından beri tek kelime etmeyen abim sonunda benimle göz teması kurmaya karar veriyor. Annem tek başına babamı sırtlamış odadan çıkarırken biz de boşalan kadehlerimizi dolduruyoruz.
- Biliyor musun şunu anladım: Bence sen, ... , evli bir kadınla birliktesin... Evet... anlamış olduğum şeyi ayrıntılı ve etkili biçimde ifade etmek istiyordum fakat şarap…
- Sarhoşsun sen, diyorum. Kızarıyorum ama alkolden de olabilir pekala.
- Ben sarhoşken hata yaparım ve bu iyi bir şey...
Dediği gibi kafası masaya düşüyor. Bu da benim için iyi bir şey. Yine nokta atışı yapmıştı. Gerçekten çok mu belli ediyordum acaba. Pot mu kırmıştım. Oysa hiçbir iz bıraktığımı sanmıyordum.
Telefonum çalıyor. Melodisinden arayanı tahmin etmem zor değil. Derhal balkona çıkıyorum. Baygın da olsa bir başkasıyla olmak beni rahatsız olmaktan alıkoyamıyor. Ayık ya da baygın canlı ya da öl, her türlüsü geriyor ve tiksinti veriyor insanların.