1. 14.
    +1 -1
    sadece rap dinlerim türkçe underground giber
    ···
  2. 13.
    +1
    şukuların şukusunu kap bin sonuna kadar pop neymiş amk
    ···
  3. 12.
    +1
    okudum. ve şukunu da verdim. kim ne derse desin panpa. bu ülkede sırf dıbını zütünü twitter'da dağıtıyor diye bir huuryu 1 milyon kişi takip ediyorsa bizim insanlarımız gerizekalıdır. bunun başka açıklaması yok. burdaki çoğu kişiden daha mantıklı konuştun. helal olsun panpa ne diyeyim. yalnız panpa şebnem ferah'ı da unutmuşsun rock olarak. gerçi şebnem ferah'ı rock olarak gören olduğunu sanmıyorum ben.
    ···
  4. 11.
    +1
    okuyacağım panpa, tekrar tekrar.
    ···
  5. 10.
    +1
    okudum panpa. ne yerli ne de yabancı pop dinlemiyorum. klagib müzik veya türkü dinliyorum kafam rahat.

    dıbını zütünü açan karılar, klipte meme hoplatan karıların arasında şarkı söyleyen erkekler midemi bulandırıyor. müzik desen yannanımı masaya ritimli vursam o bile bi ahenk yaratır. dıbına koyduğum memleketinde müzik kalmadı.
    ···
  6. 9.
    +2
    41- rafet el roman - bir melek diliyorum

    aslında diyeceksin ki şimdi: rafet el roman diyince macera dolu amerika'dır olay. 90 ve rafet kelimeleri birleşince bu akla gelir. halbuki olay o değil. macera dolu amerika'nın bir olayı yok, sadece farklı bir coğrafyanın ismini anıyor. bu şarkı ise özgün, bu şarkı otantik. rafet el roman'ın da böyle bir olayı var biraderim. mesela bir şarkısı daha vardı 2000'lerde, bu gece şanslıyım diye, bu şarkı balkan disco diye versen yenir yutulur bir şarkı. shantel'lermiş, brass orchestra türevi elemanlarmış, bunlar daha piyasaya çıkmadan rafet yapmış. burda da rafet bir melek diliyorum'la dünyanın kan gölü olduğu yılların arasında "we are the world" akımından müthiş bir hümanist çalışma çıkarmış. funk gitarlar, sözler.. güzel şarkı...

    42- sertab - sakin ol

    protest, grotesk, çiftetelli, müzikal ,sanat müziği, salsa, diyalog, sosyal mesaj , minimal tekno, arya , drum'n'bass ögelerinin son derece kötü bir kombinasyonunu ihtiva eden ve çakma bohemian rhapsody denemesi niteliğinde bir sertab şarkısı. sertab'ın çıkış şarkısı. albüm müthiş, ismini veren şarkı kabus. 90'lı yılların bugünler kadar gergin, ama insanların sinirlerini daha bir ortaya çıkardığı yıllarda depresan bünyelere plasebo olmuş ve akabinde albümün damar şarkılarının gölgesinde kalarak tarihe karışmıştır.

    43- ümit sayın - ben tabi ki

    seni bu... soru kalıbıyla ve ben tabi ki cevabıyla süregiden bir şarkıyla bu kadar popüler olunabilirdi. ümit sayın da bir tek şarkılık adam olarak üzerine düşeni yaptı, kitleli pankartlı parti örgütü kıvamında sokakta dolaşan bir grup insanı toplayıp klibini de çekti. seni bu dünyada en çok kim seveeer? ben tabi ki. bir sonra yazacağım kıza bu şarkıyı söyleyip göndereceğim. işe yaramasa ümit sayın'ın adını hatırlıyor olmazdım bugün.

    44- ercan saatçi & ufuk yıldırım - hebelüp

    ercan saatçi denilen başı daldan kavuklunun fi tarihindeki günlerini de biliriz biz. bakma şimdi böyle bi triplere girdiğine adamın. şu şarkıyı duymuş biri olarak böyle bir adamın benim nazarımda profesör yapılsa hiçbir ciddiyeti yoktur. izelli günlerden sonra olsa gerek. rap-hiphop, east coast/west coast falan furya, havalarda uçuşuyor. amerika uçuyor bu adamlarda. ercan saatçi ve kızıl saçlı kıvırcık arkadaşı ufuk da cabbar cevval, yurtdışı görmüş tipler tabi. hemen diyorlar, biz bunu türkiye'ye getirelim, çok tutar bu. sonra bir albüm çıkartıyorlar, kasedi her nedense içerideki ardiye odasında büyük bir valizin loş kösesinde durur. bu olmamış albümün esas şarkısı da, "hebelüp"tür. hebelübedürülülütürününüdürünüz diye bir kısım içerir.. protest ercan'ım benim hey... konuşuyosun ama nece konuşuyosun... konuşuyosun ama anlamıyoruz. konuşuyosun bomboş.

    45- izel çelik ercan - dönmelisin

    izel çelik ve ercan. üçü bir yerde.!çelik'in arka dekorda şarkıya içlendiği, ercan'ın da izel'i zütürmekle meşgul olduğu bu muazzam trio'nun başyapıtıdır izel vokali ağırlıklı dönmelisin. şimşekler hezeyanlar kaos, böyle bir giriş.. şarkının basları dünya üzerinde gelmiş geçmiş en kötü bas kullanımı dalında birinciliğe layık görülmüştür. şarkı sürekli gereklilik kipi içinde bir seyir arz eder. çünkü şarkının bir özelliği de sözlerde bu kip dışına çıkıldığında şarkının bas rifflerinin, bir o kadar korkunç midi kanun efektleriyle çarpışarak dünyanın sonunu getirecek olmasıdır.
    Tümünü Göster
    ···
  7. 8.
    +4
    90'lar dostum. ben 90'ların çocuğuyum. dünyanın geçiş dönemi. insanlığın tecrübe ettiği en saçma sapan dönem. 2000'leri pek hatırlamam, 2010'da dün ne yedim onu bilmiyorum, ama 90'lar her anıyla belleğimde. özellikle patlama yapan türk popu, yılbaşı eğlenceleriyle, palazlanan gençleriyle, kimi zaman türlü derinliklere gark olan, kimi zaman da abuk sabuk sözleriyle aklımda. klipleriyle, tipleriyle, sözleriyle, yarı elektronik yarı enstrümental, toplamda midi kıvamında müzikleriyle 90'lar.

    tarihe, gelmişe, geçmişe, eskiye hatrım vardır. elimin altındaki hiçbirşeyi atmam, biriktiririm, hafızamda da bu birikinti vardır. gerek kendim, gerekse sizler için büyük bir girişimde bulundum, ve 90'ların en önemli olduğu için dinlenmesi gereken şarkı listesini bizzat oluşturdum. bu liste elbet sübjektif niteliktedir, ancak olabildiğince çok şarkıcı kilit şarkılarıyla beraber seçilmeye çalışılmıştır. kimisi güzelliğiyle, kimisi getirdiği büyük yeniliklerle, kimisi derinliğiyle, kimisi saçmalığıyla, kimisi absürdlüğüyle, kimisi efektleriyle, türlü türlü kriterler doğrultusunda listemize giriş yaptılar. ama genel olarak söylemek gerekir ki, liste kesinlikle “90’ların en güzel/dinlenmeye değer şarkıları listesi değildir”. bu ayrımı yapmak önem arz eder. önemli şarkılardan kasıt, aşağıdaki sıralamayı da belirleyen kriterlere sahip olan şarkılardır. sıralama ise, şarkının toplumda sahip olduğu popülarite, getirdiği değişiklik, özgünlük ve de yarattığı infial (!) ve kendi beğeni kriterlerim doğrultusunda, çok katı olmayan bir şekilde yapılmıştır. bunca şarkı içinde akla gelen vardır, gelmeyen vardır, göze fazla batan vardır, gözden kaçan vardır. fikrimce ve hafızamca en çok sayıda sanatçıdan en “temel” parçaları yansıtmaya çalıştım, ekgibleri mazur görünüz.

    özel bir tür(genre)dür 90'lar türk popu. kapsamı belli bir çizgi ve ölçüyle sınırlıdır. o sınırı ben veremem. içini herkes kendi doldurur. mesela benim doldurduğum sınırlarda, genel prototipe uymamaları ve daha da eskiye dayanan ve albümden albüme de değişen bir çizgileri olduğundan, 90'lar türk popu standartlarının dışında kalmalarından, yahut fazla kalite kaçtıklarından kayahan'ıdır, nilüfer'idir, birkaç istisna şarkıları hariç olarak sezen aksu /levent yüksel/sertab erener'dir, yaşar 'dır, feridun düzağaç 'tır, bulutsuzluk özlemi 'dir, bülent ortaçgil 'dir, barış manço 'dur, ajda'sıdır girmez bu kapsama. kimilerince pop kapsdıbına sokulan ancak türleri epey farklı olan gruplar da vardır, ki onlar da burada ele alınmayacaktır. athena, yeni türkü, fatih erkoç ,grup vitamin, barış manço ,teoman, mfö, kargo, şebnem ferah vb. poptan çok öte ve farklı tür müzik yapar olarak nitelendirilecek şahıs ve grupların yanısıra keza arabesk, türkü ve fantazi müzik şarkıcıları da bu kapsama girmez. yoksa 90'larda onlardan da çok iz var.

    birkaç noktaya daha değinmek lazım aslında.
    genel olarak şarkıların konuları bellidir. 1)karşı cins, karşı cins, karşı cins. bundan 1 asır sonra inceleyenler daha iyi saptayacaklar. türkiye'miz o yıllarda bir amsterdam kıvamındaydı. geçmişte/şimdi/gelecekte vukuu bulmuş/bulan/bulacak olan, platoniğiyle ölümsüzüyle, tutkulusuyla tek geceliğiyle aşklar, entrikalar, ayrılıklar, aldatmalar, sevişmeler, öpüşmeler, temaslar, tutkular, terkedişler, zorunlu bırakışlar, kaçıp gidişler, fetişler, kıskançlıklar. toplum tamamen bunlara endeksliydi. başka derdimiz yoktu çünkü. boyuna bunları düşünürdük. polemik arayan bünyelere ilaç niteliğinde şimdi 90’lı yıllarda cinsellik konularında toplumsal baskı diye muhteşem bir sosyoloji tartışması açmak var, ama yok dostum, ben bir mugibi muharibiyim, bunu yapmayacağım. arada sırada siyasi taşlamalar da vardır. onlardan artakalan zamanda da sosyal görev benimseyip bunları yerine getirmek için bu tarzda şarkılar da yapılırdı.

    bir de genel olarak 90'lar popuna, özellikle ilk üç çeyreğine ait birkaç karakteristik özellik vereceğiz:
    1-absürd şarkı girişi: bir dolu tuhaf efekt, garip sesler
    2-midi müzik: enstrüman kullanımı minimum. makina çıktı ya, onun da takunun çıkarılması lazım. basların, perküsyonların arka planda süregiden midi efekti içinde en kötü yerlere yerleştirilmesi azami şart. şimdi bi de 94'te büyük kriz oldu malum, piyasa kan ağlıyor, baterist, gitarist falan bunlara para yok. makina yapıyor işte.
    3- hızlı ve kendiliğinden doğal sözler: sözler şarkı içinde konuşurcasına söylenmektedir. sanki şarkı değil, monolog sözkonusudur. ikilemeler, "ooooo", "aaaaa" türü yansıma nidalar…

    arada dalga geçtiğime de bakmayın. bu şarkıların hepsini düzenli aralıklarla(biraz uzunca aralıklar olsa dahi) hala dinlerim.
    listemize girecek olursak:

    1- yonca evcimik - abone

    eğer türk popu denizler altında 20.000 fersahsa, 10.000 fersahını yoncimik almıştır, o on binin beş bini de bu şarkıyla alınmıştır. "90'lar türk popu" dendiğinde diğer her tür şarkı bir kenara bırakılır, 90'ların ilk yarısında olmasının, yoncimik ve tayfasının çılgın ve ses getiren danslarının da etkisiyle, ve çağının birkaç yüzyıl ardında lirik kurulum yapısı ile abone ilk sırayı alır. bu şarkıdaki illiyet bağı ise ayrı bir makalenin konusudur.(aboneyim abone/biletleri cebimde/ballı lokma tatlısı/aman hadi hayırlısı)

    2- mustafa sandal - bu kız beni görmeli + araba

    haydi gelin kendinize itiraf edin(ertuğrul özkök usulü oldu, idare ediverin); hanginiz bu adamı sevmedi, şarkılarından birine dahi tempo tutmadı. yok o zaman baba, elde yok avuçta yok. türk gençliğinin creme de la creme bir tabakası hariç kimse böyle minimal teknolarla, indie rockla, fransız chansonlarıyla coşmuyor ki. bir devrim marşları, bir de mustafa sandal. yurtdışından ithal prodüktör falan diye görünürdü evvelden bu hacıoğlan, sonra bir anda piyasaya çıktı. of ki ne of. genç kızlar kırılıyor falan böyle bir herif, bu kız beni görmeli ve araba ile kavurmuş yakmış geçmiş, annelerin ideal damat adayı olmuş. şimdi "ay uy" dediklerine bakmayın şimdi. sonradan ortamı baydı, yoksa pop dedin mi bir numaralı erkek vokal buydu. yaş 9-10 idi bizim, bu dayı halikarnas'ta bir konser veriyor, ağzına yüzüne kadar dolu. böylesi bir şan şöhret. indie rock'un babasının mustafa sandal olduğuna dair de bir tezim var ama henüz dünya buna hazır değil. o nedenle bunu saklayacağım.

    3- kerim tekin - karbeyaz

    duruşuyla ve fiziğiyle pop müziğin romantik prensi olabilecek bir kıvamda genç adamdı kerim tekin. piyasaya aslen cici baba faciasıyla çıksa da, kara gözlüm, haykırsam dünyaya ve de karbeyaz gibi romansla toplumu depreştiren şarkıların mucididir. zerrin özer'in sevgilisi olarak da bilindi. dünyaya talihsiz bir şekilde gözlerini yumdu. "karbeyazdır ölüm, ellerinden gülüm" diyerek hala söylenen muazzam şarkısı geriye kalan en önemli ürünü oldu.

    4- umay umay - böl beni

    dünya üzerinde her gün 1+1=2, 2x5=10, 10xpixr=1000 1000:10=100, 100²=10000 şarkı üretiliyorsa, ve tarih boyunca bunların toplamı permütasyonla hesaplandığında milyarlarla ifade ediliyorsa, matematiğin bu kadar ön plana çıktığı, aritmetik işlem sayısı bu kadar çok olan, şarkının temelini bu derece poligonlar üzerine kurmuş bir başka şarkı yoktur. "bir kere yetmez,iki kere sev beni, üç köşe yetmez, karelere böl beni ve numerik sistemde giden bir fraktal kayboluşun eseri. sevişme aşk yiyişme gibi temalara sahip bu şarkının sonunda her seferinde, ben bizzat "hay senin köşegenlerini alayım, kenarortaylarınla bitiştireyim" diye isyan ediyorum. siz hangi cebir ve koordinat sistemlerini kullanıyorsunuz onu bilemem. bir şarkıcıdan hareket vakti gibi bir başarı ürünü ile böl beni gibi bir karmaşa nasıl çıkar? idrak yollarım tıkandı.
    Tümünü Göster
    ···
  8. 7.
    -2
    okumadim. unkapani terk.
    ···
  9. 6.
    +1
    Panpa cok dogru soluyosun ama
    ben senin elini gibim yarisina kadar okuya bildim
    Ama taktir ettim seni saydihi gibim sonik sanat cilarin hepside satan amk
    ···
  10. 5.
    0
    yani bududa uplattırdınız ya...
    ···
  11. 4.
    0
    beyler lütfen bi bakın yaa!!
    ···
  12. 3.
    0
    okumaya üşendim. sen nasıl yazdın dıbına koyim. :(
    ···
  13. 2.
    -1
    ö den sonrasını biliyorsun
    ···
  14. 1.
    +3 -2
    not: okumayackalarda okuyanlarda bir up koysunlar lütfen...

    öncelikle merhabalar panpalarım. ben rahmetli kazım koyuncunun prodüktörünün oğluyum. babam zamanında beyoğlunda metropol müziği işletiyordu. genelde kaset satıyorduk, tabii sonra restorant işine girdik, çok şükür güzel bi hayatımız var. peki biz niye restorant sektörüne girdik? merak ettiniz mi? gelin açıkliyim.

    zamanında başlayan pop müzik akımıyla beraber piyasanın satış stilide değişti. artık insanlar üzerinde uzun vakitler boyunca uğraşılmış albümlerden çok bilgisayarlarına tek tek hit şarkıları indiriyorlar. peki neden? çünkü insanlara şöyle bir önyargı geldi; sadece önemli parçaları alıyim, geriye kalanlar zaten dandik oluyo:

    tabii, bu durum her sanatçı için geçerli değil ama bu durum her insan için geçerli malesef. çünkü bu önyargı o kadar çok yayıldı ki; muhteşem bir müzik kulağı olan insanlar bile bu inanca sahip oldular. tabii, bunu gören sanatçılarda adımlarını buna göre atıyorlar artık. eskiden albümlerin adını duyurmak için hit parçalar yapılırdı ama şimdi sadece hit parçalarla piyasaya tutunmaya çalışıyorlar. o yüzden artık albümler eskisi kadar çok satmıyor ve meydan bir kaç tane şaklabana kalıyor. pekii, kim bu şaklabanlar?

    isim vermezsem rahat edemeyeceğim; demet akalın, emre aydın, serdar ortaç, gülşen, model, atiye, hadise... hatta yurt dışından da örnekler veriyim; rihanna,pit bull,one direction, justin bieber (13 yaşındaki haline göre sesi iyiymiş ama halen müziği kötü), jennifer lopez, michael telo (mossa mossa varya, işte o), florida, nicki minaj ve daha neler neler!!!

    şimdi bizim ülkemizde bu tür herifler genelde yaz aylarına yakın piyasaya çıkarlar. bütün gün plajlarda kafamızı giberler, lüx bir hotelin bir organizasyonunda ya da fantaydı doritostu bunların yurt genelinde dandirik turnelere çıkarlar. ve yarısı playback yaparlar özellikle popçular. durum böyle olunca, sadece hit parçalara yoğunlaşılır ve müzik kalitesi bununla beraber düşer. o yüzden piyasaya çok kaliteli isimler adım atmaya kalkışınca insanlar bunu yadırgarlar. sonuçta onların dinlediği sanatçılarda biri değildir o.

    yurt dışına ise mevsim farketmez, ama durum daha kötüdür. bizim restorantta vhr diye bi kanal var. ordan rahatlıkla durumu görebiliyorum. artık sanatçı diye saydığımız kişiler hep feat diye düetler yaparlar. çünki piyasada ancak böyle var olabilirler. tek başlarına bi gibim yapamazlar. tabii, onların dinleyicisi gerizekalı olduğu için, o adam osursa bile dinleyecektir ve her yerde onun adını savunacaktır. müzik budur diye.

    peki bu insanların iyi müzik yapmadıklarını nerden anlayabilriz? şimdi youtube'da vevo denilen bir kanal var. sponsoru olduğu her sanatçının her tıklanması için onlara para veriyorlar. yaaaa, tabi olm, albümleri satmayıca nerden geçincekler bunlar? neyse, baktılarki sadece onları dinleyen gerizekalı kızlarla istedikleri parayı kazanamıyorlar, kliplerine soyunmaya, sevişmeye, kısacası biz erkeklerin 31 çekebileceği klipler yapıyorlar.

    işte durum böyle arkadaşlar. ama daha sözümü bitirmedim. o sanatçı diye saydıkları insanlara zaten yapılabilecek bişi yok. uzun yıllardır piyasayı bu şekilde şekillendirmeye çalışıyorlar. özellikle menajerler, evet şarkıcıların menajerleri belli yayın kanallarına el altından para gönderiyorlar. piyasadaki şekiilenmeleri kendilerine göre ayarlıyorlar. büyük ihtimalle ben bunu yazdığımya ya demet akalın ya da başka gibik bi popçu bana dava açacaklar. yada yok lan açmayabilirlerde ama şayet açarlarsa kesin ceza yerim. çünkü bunların kocaman bir avukat orduları vardır beyler. gelene geçene dava açarlar, sırf yaptıkları müziği beğenmediklerini dile getirdikleri için.

    zaten bu tür tipleri genelde kızlar dinlerler. bizim kızların zekasını zaten bilirsiniz (bkz: -3) bu insanları hep dinlerler ve onların o gibik müzikleri için daha gibik bir zemin hazırlarlar. o menajerler mesela şöyle bişi tapmışlardı http://www.incisozluk.net...kurulu-duzeni-reddediyor/ bu ne demektir? demek ki bu insanlar hazırlanmak istenen piyasaya aykırıydılar.

    peki dinleyiciler. bizim kezbanları rock olarak sadece mor ve ötesi (iyi grup, dinlerim), emre aydın ve mangayı görmesi nedeni le türkiyede ne rock ne de metal müzik bir arpa tanesi ilerliyebildi. durum böyle olunca pentegram yeterince yükselemedi. bu grupları veya sanatçıları dinleyince kendilerinde müzik kulağı var zannediyorlar, amaaaa, kendi dinledikleri türden olmayınca bizi gerizekalı yerine koyuyorlar. pekii, bunlar niye dinlemiyorlar bu müziği?

    -hep bağırıyorlar
    -...
    -...
    -...
    -hep bağırıyorlar

    beyler klavyem yannan gibi olduğu için küfür etmek için elimi yormiycam, zaten buraya gelene kadar ebem gibildi. özet olarak bişi koymiycam çünkü şayet özet verirsem ne anlatmak istediğimi yeterince açık ve net olarak anlatamam. ama bence özet şu olabilir;

    müzik öldü
    Tümünü Göster
    ···