(!) not (!) bu başlık oldukça ağır ironi içermektedir.

biliyorum beni çok kıskanacaksınız abiler, ama söylemeden edemeyeceğim. ben on yaşında, ilkokula giden gerçekten çok şanslı bir kardeşinizim. çünkü dünyalar iyisi bir ablaya sahibim. canım ablam, annemiz ve babamız öldüğünden beri hem annelik hem de babalık yapıyor bana. bir kez bile parasız bırakmadı beni, sağ olsun. her gün en az on tl sıkıştırıyor elime... tatlılar tatlısı ablam; bir yetmiş beş metre boyunda, sarı saçlı, açık mavi gözlü, beyaz tenli, orta kilolu, meslek ateşiyle yanıp tutuşan, oturmasını kalkmasını bilen, insanları mutlu ettikçe mutlu olan, yirmi iki yaşında, melek gibi bir kadın. üniversiteden mezun olduktan kısa bir süre sonra -liseden beri sahibi olmak için didinip durduğu, her türlü fedakarlığı göze aldığı mesleğine- özel bir okulda ilk adımını attı ve şu an hem matematik öğretmenliği hem de müdür yardımcılığı yapıyor. okuldaki herkesle arası oldukça iyi, bilakis okul müdürü coşkun abiyle çok iyi. üstelik görevine başlayalı çok uzun zaman olmasına rağmen hakkında şimdiye dek hiç şikayet duymadım, ablam kesinlikle eşi bulunmaz bir öğretmen. canım ablam evlenmeye karşı olduğundan sevgili edinmiyor, ama coşkun abiyle sevgili gibi takılıyorlar. duyduğuma göre sadece arkadaş olmuşlar, coşkun abinin gözü yokmuş ablamda, coşkun abi öyle dedi bana. coşkun abimi çok seviyorum, evimize her geldiğinde çikolata ve bilgisayar oyunu getiriyor bana, ara sıra tişört, pantolonda falan da aldığı oluyor. ablamla temiz hava almak üzere dışarı çıktıklarında benim için bir-iki tane giyecek, ablam için ise üç-dört tane giyecek ve bir çift topuklu ayakkabı alıyorlar. ablamın yatak odasındaki giyecek dolabı ve komidin çekmeceleri tamamen dolu: dekolteli bluzlar, incecik büstiyerler, yırtmaçlı etekler, dar taytlar, çiçek desenli tangalar, rengarenk bikiniler, fileli çoraplar, dantelli jartiyer çoraplar... anlayacağınız ne ararsanız var. ne güzel öyle değil mi? bence harika, umarım benim de bu kadar zengin giyecek hazinem olur. aa! şu masanın üstündeki kırmızı geceliği okuldaki hizmetlilerden taner abi, ablama doğum günü hediyesi olarak hediye etmemiş miydi?
...

ama bir dakika, ablamın doğum gününe daha on iki gün var. her neyse, bakın aklıma ne geldi: dün akşam yine coşkun abi geldi eve. ben bilgisayar oyunu oynuyordum, sıkıldım bir ara. ablam ile coşkun abim ne yapıyorlar diye bir bakayım dedim. oturma odasına bir gittim bir de ne göreyim! ablam, üstünde geniş göğüs dekolteli mavi bluzu ve mini kot eteğiyle televizyonun karşısındaki koltuğa uzanmış, coşkun abi ise ablamın yumoş yumoş ayaklarının dibine oturmuş, ablamın ayaklarına ve bacaklarına sert sert okşayarak masaj yapıyor. ablamın ayaklarındaki ve bacaklarındaki ağrılar anca öyle geçiyormuş, öyle dedi coşkun abi. ne kadar da düşünceli bir müdüre sahip ablam, çalışanına dakikalarca masaj yapıyor ve hediyeler alıyor! biraz önce yine banyoya girdiler. coşkun abinin sırtının keselenmesi gerekiyormuş, sırtındaki kirler anca öyle çıkıyormuş, ablam öyle dedi. size ablamın çok düşünceli olduğundan söz etmiştim sanırım. içeriden yine 'oohhh iyi ki varsın tuğçe!" diye ses geliyor. canlarım benim ya ne de iyi anlaşıyorlar. umarım coşkun abi nişanlısından ayrılır da ablamla evlenir ve ben de coşkun abi kadar zengin olup pelinsularla sevgili olurum.