/i/Başıma Geldi

Hayatta başınıza gelenlerden ibaret değil midir?
  1. 1.
    +52 -8
    4 sene önce tam bugün nizamiyede aileme telefon açtım. Askerliğimi Kosova'da yaptım. Ayda yılda bir arayabiliyoruz anacığımızı, nasıl burnumda tütüyor. Gelen maaşı direk onlara yolluyorum, elde avuçta para sıfır. Bir baltaya sap olamamışız. Herneyse, bir koşu girdim kulübeye, açtım aldım telefonu ele, attım jetonu, tam tuşları çevirecekken önce bir "dııııt" sesi geldi ve telefonun ucunda bir ses belirdi.

    -"Sakın telefonu kapatma, etrafına renk verme ve söylediklerimi aynen dinle".

    Bir anda sen kimsin, noluyor demeye kalmadı, yine telefonun öteki ucunda bir silah sesi duydum. Telefon elimde, şok olmuş bir şekilde olan biteni dinliyordum, başıma lanet yağsın ki o gün merakıma yenilip o telefonu açık tuttum. Karşıdaki adam telefonun ahizesini düşürmüştü, sanırım vurulan oydu.

    Ben olaylara anlam getirmeye çalışıyorken, telefonu tekrar biri aldı ve Sırpça konuşuyordu. Kosova'ya asker olarak gönderilmemin sebebi iyi derecede Sırpça ve ingilizce bilmemdi. Bilen bilir, Sırpça, Hırvatça ve Boşnakça birbirine %98 benzeyen dillerdir. Birini biliyorsanız diğer üçünü de konuşabilirsiniz.

    Yani teknik olarak 4 dil biliyordum.

    -"Nereye kaçarsan kaç seni bulacağım"

    Telefonda duyduğum son ses bu oldu, ve yüzüme kapandı..

    ... DEVAM EDECEK
    ···
  2. 2.
    +18
    Aralık ayı dışarısı buz gibi, aynı gece 3-5 nöbetine yazmışlar, vatan borcu bu, eksi 40 derece olsa çıkıp aslanlar gibi duracağız. Nöbeti devir aldık, nöbet yerimin 40 metre ötesinde telefon kulübesi var. Çok uzatmayacağım, saat 3.30 da telefon çalmaya başladı, deli gibi çalıyor dakikalarca, ulan nöbet yeri terkedilmez ama içim içimi yiyor. Nizamiyede 9 telefon kulübesi var bir tek bana en yakını çalıyor, hem de benim nöbet saatimde.

    Neyseki takribi 7-8 dakika çaldıktan sonra sustu, 5 de nöbeti teslim ettim, içtimaya hazırlanacağım. Tam önünden geçerken tekrar çalmaya başladı, bu sefer ne kadar korksam da açtım.

    Karşıdaki ses aynıydı. Ve Sırpça;

    -"istanbul'da görüşürüz" dedi, cevap vermemi beklemeden kapattı.
    ···
  3. 3.
    +17
    Ulan aldı beni bir korku, kimdir, nedir? Sırplar gaddardır. Yaptıkları katliamları dinlemekle geçti askerliğin yarısı.

    Açıklamaya da fırsat vermiyorlar, kimdir nedir bilmiyorum. Kimden saklanacağız, kimden korunacağız, kime güveneceğiz.

    Kime anlatacağız? Ulan birine anlatsam elimde kanıt yok, deli diyecekler.

    Ya da biri çok fena beni kandırıyor. Derken sonunda yeni bölük komutanı geldi
    ···
    1. 1.
      0
      Kardeşim devam rt
      ···
  4. 4.
    +14
    Eldeki jetonun gittiğine mi yanayım, her ay aynı günde aradığım anamı bu ay arayamayacağım diye kadının telaşlanacağına mı yanayım, az önce olan biteni neydi ona mı yanayım bilemedim.

    Kara kara düşünürken, geceyi milletten jeton dilenerek geçirdik. Anamda şeker var, aramazsam biliyorum evham yapacak hastanelere yatacak kadın. Gittik yalvar yakar bulduk bir jeton, karaborsa fiyatına aradık anacığımızı, halimizi hatrımızı söyledik kapadık.

    O gece koğuşa geçene kadar tek telaşım anacığımdı. Bir dert bitince yenisine yer açıldı resmen zihnimde ve az önceki konuşma kafamda canlandı. 19 gün sonra memlekete dönecektim, ya konuyu olmamış gibi davranıp sakin sakin zaman öldürecektim ya da üstlerime bildirip bir ton sorgu sualle karşılaşacaktım.

    Telefonların dinlendiğine emindim. Bu yüzden başımıza son dakika disiplin cezası almayalım diye bölük komutanına anlatmaya karar verdim.

    Öncelikle abuk subuk bir telefon şakasıdır diye kendimi yatıştırıp sabah olmasını bekledim. Sabah ilk iş bölük komutanının ofisine gittiğimde, komutanın izne çıktığını yerine geçici birinin ertesi günün akşam saatlerinde geleceğini öğrendim.

    Bu benim için aslında iyi birşeydi, düşünmeye vaktim olmuştu. Kimseye anlatmamaya kadar verdim ama içten içe de korkmaya başlamıştım.
    ···
  5. 5.
    +10
    Neyse, uçağa bindik çiftli koltukta oturuyorum cam kenarında, koridor kısmına henüz yolcu gelmemiş, bende iki gündür uyumadım, birazda uçağa binmenin verdiği rahatlıkla gevşeyip uyuya kalmışım. Uyandığımda yemek servisi yapılıyordu.

    Yanımda genç bir kız oturuyordu, uyandığımı görünce dobro jutro (günaydın) dedi. Ohh dedim hatun bize yazıyor. Konuşmaya başladık, o da istanbul üniversitesinde burs kazanmış, oraya kayıt yaptırmaya gidiyor, sanırım öğrenci değişim programı ayağına. Daha kalacak yer bulamamış, bildiğin kiralık ev var mı dedi. Ben de sazan gibi atladım işte istanbulda anadolu yakasında falanca yerde oturuyorum vs çevreme sorarım gibisinden.

    Sonra iner inmez istanbul Atatürk havaalanında dış hatlar çıkısında turkcell var bilen bilir. Hemen bi hat alıp kıza verdim, bana ulaş dedim konuşuruz vs.

    Onun arkadaşları gelmişti zaten almaya, bende taksiye atlayıp eve dooğru yol aldım.

    Daha köprüyü geçmeden mesaj geldi kızdan. Arkadaşı zaten ek bir hat çıkarmış onun için, bu numaradan konuşalım dedi. Olur dedim. Haftasonu buluşalım mı dedi, birlikte ve bakarız vs. ben de hemen atladım, olur tabi diye.

    Eve geldik öpüştük koklaştık, bizimkiler şok tabi annem bir yandan seviniyor bin yandan kahroluyor bana dolma saramamış diye. Dedim sana kurban olurum canım anam, beraber sararız, askerden gelen panpalar ana kokusunun değerini bilirler.

    Neyse uçaktaki Jelena, sonrasında evdekilere kavuşmam derken, askeriyede yaşadığım olay çok saçma geliyordu ve unutmuştum.

    Ama olayların asıl yeni başladığını çok geçmeden öğrenecektim.
    ···
  6. 6.
    +9
    Sabah içtimadan sonra komutanın yanına gittim, durumu anlattım. Komutan revire yolladı kafayı sıyırdım diye.

    Sonra tekrar odasına çağırdı. Dün gece kulübelerde son konuşma akşam 4.30 da yapılmış dedi. Bir daha yanı saçmalıkla gelme karşıma diye fırçasını da kaydıktan sonra gerisin geri koğuşa yolladı.

    Son iki gün zaten dokunan olmadı bana, son gün geldi çattı, topladık pılı pırtı, helalleştik arkadaşlarla dostlarla. geldik nizamiye kapısına, yeni komutanı tam çözemiyorum ama bana havaalanına kadar kendi arabası ile getirdi, check-in yaptık, bavulu verdik, kontrolden geçtik derken ben bir rahatladım.

    Komutan sağolsun o ana kadar bekledi beni, güvenlikten geçtikten sonra son esas duruşa geçip uzaktan selamımızı verdik, ve uçağın kapısına doğru yürümeye başladım.

    Güvenlik aramaları her hava alanında sıkıdır, bu noktodan sonra çekip vuracak halleri yok ya diye düşünüp, nerede güvenlik varsa oraya yakın oturup uçağa yolcu alımına başlamalarını bekledim
    ···
  7. 7.
    +8
    KUSURABAKMAYIN KARDEŞiLER BiRAZ PC DEN UZAKLAŞMAK ZORUNDA KALDIM. DEVAM EDiYORUM

    Komutana anlatmaya karar verdim ve izin alarak yanına girdim.

    E tabi beklediğim gibi pgibolojik olarak sıkıntı çektiğimi söyledi, bir hafta ev izni verdi. Yani 19 gün yerine 11 günüm kalmıştı. Bugünü de saymazsak 10.

    En azından anneme ufak bir süpriz yaparım diye kendimi teselli ettim. Komutan odadan çıkarken bu konuyu kimseye anlatmamamı ve ortalığı velveleye vermememi emretti.

    Eyvallah dedik, geçtik koğuşa, zaten sayılı günlerimiz kalmış. Ama telefon kulübesinin oradan geçerken de it gibi titriyorum yalan yok. izleyen var mı yok mu bakınıyorum.

    Bir ara Sırp askeri birlliğinden birileri sızıp kafamızı kesecek korkusu yaşamadım değil ama gel zaman git zaman derken terhise son 3 gün kala ine 3-5 nöbeti yazdılar
    ···
  8. 8.
    +8
    Nöbete kadar uyku tutmadı zaten, bizim Ekrem binbaşı var, çok kral adamdır. Onunla ufak bir kattle'ımız var çay demleyip içiyor memleketi burnumuzda tüttürüyoruz. iki de sigara yaktık, ben biraz gevşedim. Binbaşı yarın sevki vardı Türkiye'ye ben de ondan iki gün sonra terhis olacaktım.

    Söz vermişti bana sevk olacağı günün gecesi sabahlayacaktık. Saat 3'e kadar oturduk. Ben nasıl olsa yarın gidecek diye durumu vaziyeti anlattım.

    Ben anlattıkça suratı düştü, aldı beni bir merak. Ekrem binbaşının karısı Sırp, 4 ene Sırbistan'da yaşadı. Bana ddaha önce Sırbistan ile ilgili birşey anlatmamıştı.

    Büyük ihtimal bir infaza denk gelmişsin dedi. Adam polis yerine Türk askerini aramıştır, moskova da polislerin birçoğu Sırp çetelerin kontrolü altındadır, kime güveneceğini bilemezsin. Adam birliğin numarasını biliyorsa, büyük ihtimal ya burada tanıdığı var ya da eski bir askerdir dedi.

    Büyük ihtimal sana bilgi verdiklerini düşünüyorlar, bu yüzden gözünü korkutmuşlardır dedi. Korkma yüzlerce asker arasından seni nasıl bulacaklar dedi.

    Önce bir korktum ama son cümleleri içime su serpmişti.

    Sonra nöbet vakti yaklaştı, ben de nöbet yerine yürümeye başladım. Ama hala tırsıyorum, kulübe önünden geçmemek için arkadan dolandım. Dolanmaz olaydım.
    ···
  9. 9.
    +7
    Güzel bir uyku, arkasından demli bir çay derken sağa sola sordum kiralık ev var mı bir arkadaş sorar diye, bizim binanın tam karşısında yeni binalar var, 60 metre kare kutu gibi ev, hem de uygun, heh dedim tam karşımız arada bir kaçar onda kalırım falan diye tatlı düşünceler kafamda fink atıyor.

    Haftasonu geldi kızla buluştuk. Dedim sana çok güzel bir ev buldum tam bizimkinin karşısında, bir sevinip boynuma atladı ki, yıllardır hasret kaldığım sevgiyi birkaç saniyeliğine de olsa tattırdı bana. Hemen gittik evi gördük, tabi kız karşı apartmanı işaret ederek burası sizin ev mi dedi. Dedim evet. Annemde bizi birlikte eve girerken görmüş, çıkarken hemen tuttu kolumuzdan kız arkadaşına börek yediricem diye.

    Dedim ana kız arkadaşım değil normal bir arkadaş, ama bir de hoşuma gidiyor ki sormayın. Kız da meraklı böyle şeylere, annemden önce girdi eve. Ulan rüya gibi. Annem sırpça bilmez oy gurban olduğum çıkar ayakkablarını diye kıza konuşuyor, kız sırpça birşeyler geveleyip kahkaha atıyor.

    Neyse hep beraber oturduk yedik içtik. Kız dedi artık gitmem lazım geç oldu. Neyse şekil olacak ya, cepteki son parayla taksi tutup kızı eve bıraktım. Gerçe ev sayılmaz, istanbul üniversitesi fatih kampüsünün önünde, kütüphaneye girişin olduğu tarafa bakan yolda indi.

    El sallayıp okula girdi.

    Ben de çaktırmadan inip tranvayla iskeleye oradan vapurla karşıya derken, dolmuş minibüs ile eve geldik.

    Cepte para kalmadı, ama öyle mutluyum ki. Dedim bu sefr ilk mesajı o atacak.

    Neyse bekle, bekle derken gece oldu mesaj yok.. E merakımıza yenilip bir mesaj gönderdik, telefon bile şaşırdı sanki;

    "Mesajınız iletilemedi!"
    ···
  10. 10.
    +6
    Serhat evde kimse var mı diye sordu.

    Baba zaten rahmetli, bir anam kaldı tek başına ablam sağolsun ben askerdeyken her gece enişteyle bizde kalmışlar. Hem onlara da iyi oldu, kira ödemediler, ben gelince de apar topar taşındılar.

    Başka kimse yok, annemin adı Sevgi. "Sevgi teyzeyi hemen evden çıkarmamız gerek" dedi. "Ne alak"a dedim. "Evini öğrendiler oğlum, büyük ihtimalle bu gece evini basacaklar" dedi. Dedim kim öğrendi, kim basacak nolur diyerek Serhat'a saldırdım, yeter lan biriniz anlatın artık dedim. Serhat bir anda dökülmeye başladı;

    -"Öncelike Sırp kız senin evini öğrenmek için tutulan paralı ajan, ya da asker, ya da çete üyesi, belki de parası verilmiş bir fahişe. işi bitince büyük ihtimalle onu da öldürecekler. Herneyse, peşindeki adamlar aslında Venezuela uzantısı olan kadın taciri. Zaman zaman uyuşturucu da pazarlanıyor. En tepedeki adam, Venezuela'da bir nalbur dükkanı işleten kendi halinde bir adam gibi gözüküyor. Herşey babasında başlıyor aslında, babası ölmeden önce mevcut arazisi Pablo Escobar ile ortak iş yapan Venezuela polisinin kullandığı bir yola sahipmiş. Adam bu arazi üzerinden çok para kazandıktan sonra kendi işine girdi. Öncelikle kadın kaçırıp avrupaya sattılar, bunu da Sırbistan üzerinden yaptılar. Çünkü Sırp çeteleri özellikle yasak alkol, uyuşturucu ve insan ticareti için çok güzel bir tampon bölge oluşturmuşlardı. Fakar Venezuela da devrim olup, devrim polisleri olaya el koyunca oluşan pazar isteğini karşalayamayan Sırplar kendileri kaçırıp, pazarlamaya başladılar. Kosova'da faili meçhul çoktur. Sizin birliğe kuru gıda sağlayan şirkette çalışan bir adamın kızı kaçırıldı, adam kızını buldu, fakat kurtaramadı. Kendi son anda kaçmaya çalışırken bir şekilde askeriyeyi aradı, sen cevapladın. Adamların her yerde gözü var. Fakat telefona bakanın sen olduğu ya da seni nasıl izledikleri hakkında fikrimiz yok."

    Tüm bunları söyledikten sonra şoktan çıkmam birkaç dakikamı aldı. Önce Serhat'a sen nereden biliyorsun bunca şeyi diyebildim ancak.
    ···
  11. 11.
    +5
    Tabi ben bu kadar taka battığımı tam bilmiyorum. Herşey rayına ben bu işlerden sıyrıldıktan sonra oturdu.

    O gün eve kimse gelmedi, bi ara baktım ablamlarla annemler geldiler. Heh dedim bir siz ekgibsiniz. Adama "abi açık verme aile bilmiyor" dedim.

    Adam onu dememle cevap vermeden kalktı gitti.

    ilaçlama şirketinden biri diye tanıttım. Dün gece gelmediler, birazdan gelip ilaçlayacaklar. iki gün eve giremeyiz dedim. Biraz mırın kırın ettiler ama onları da sepetledikten sonra ben de ablamlara geçtim.

    içimde bir huzursuzluk, ufak tefek birşeyler atıştırıp polise gitmek için yola koyulunca karşıma serhat çıktı.

    Var mı bir gelişme dedi. Durumu izah ettim, sonra evine ve iş yerine gittiğimi söyleyince bunun suratı düştü, kekelemeye başladı ama çok yuvarlak cevaplar verip lafı geçiştirdi. Karakola gidiyorum diyince de iyice etekleri tutuştu.

    Dur benim bir fikrim var dedi.
    ···
    1. 1.
      0
      Devam et bin
      ···
    2. 2.
      0
      sus lan köylü
      ···
  12. 12.
    +5
    Ulan kontör mü bitti vs derken, bir de telefon açayıp dedim.

    "Aradığınız kişiye şuan ulaşılamıyor"

    Hiç kıllanmadım ilk başta, dedim şarjı bitmiştir. Öyle böyle derken akşam oldu.

    Yine bir telefon açtık, yine hat yok. Neyse yataktan kalktım, bir arkadaşın yanına iş görüşmesine hazırlandım, arkadaş sağolsun geldi kapıdan aldı. Bastık gidiyoruz iş yerine, bana yolda sen ne aptal bir insansın diye söylenmeye başladı.

    Dedim noldu serhat ne aptallığımızı gördün? Varınca anlarsın dedi, ulan dedim noldu konuşsana. Cevap yok. Bir yere geldik ümraniye de, konfeksiyon gibi, indik alt kata. Serhat kardeşim gibidir yamuk yapmaz, ama telaşlanıyorumda, bana dedi ki otur ve kosova'da noldu onu anlat dedi.

    işte o an şok oldum. Serhat nereden biliyordu, olayla alakası neydi, bana neden bir iki telefonu açtım diye aptal diyordu...
    ···
  13. 13.
    +5
    Serhat kendi halinde bir adam. Benle aynı yaşıt ama acemi birliğini ısparta komando birliğinde yaptıktan sonra usta birliği için van erciş'e gitmişti.

    Anlattığına göre bölük arkadaşlarından birininde ailesinden bir kişiyi kaçırmışlar, hatta çocuğu da infaz etmişler. Serhat'ta biraz araştırınca olayı adamlar serhatın gözünü korkutmuş. Ben olaya dahil olunca da Serhat'a beni sormuşlar. Adamlar bir şekilde arkadaş olduğumuzu bulmuş, ve Serhat'a evimizi sormuşlar. Serhat delikanlı demiştim, bir şekilde red etmiş aramızdaki bağı. Bu arada Serhat arada bir tehdit vs ile bu adamların ufak tefek işlerini de yapıyormuş. (Bunu tüm olaylar bittikten sonra anlamıştım. Meğer aldığı araba vs tüm para buradan akıyormuş. Serhat taksicilik ile geçimini sağlar sanıyorduk, meğer taksiye asla normal insan alınmaz sadece kurye olan kadınlar taşınırmış)
    ···
  14. 14.
    +5
    Bu sefer arkada kalan kulübenin telefonu çaldı. Adamlar resmen beni izliyor, geçtiğim noktaları biliyor, zamanı biliyor ve beni arıyorlardı.

    Dayanamayıp açtım telefonu.

    Bu sefer Türkçe bir ses vardı;

    "Sakın birlikten çıkma, birlikte kal" dedi ve suratıma kapattı.

    Ulan dedim noluyor. 2 güne terhis olacağız. Nasıl kalacağım birlikte. Biletim vs herşeyim hazır.

    Ulan nöbete de geç kalıcaz derken koşar adımlarla nöbet yerine vardım, aklımda bin türlü numara, noluyor ne bitiyor, salak mı bu adamlar neden beni dinlemiyor? Beni kim sanıyorlar? Nizamiyeyi terk etmesem bu sefer komutana ne diyeceğim.

    Ulan nöbette bitmiyor, hava -4 derece, ilmik ilmik terliyorum korkudan.

    Acaba şuan açık hedef miyim? Sırp birliği 400 metre ötede, eğer orada bir adamları varsa, bu zifiri karanlıkta beni indirseler kimse bulamaz faili. Nöbet yeri 1980 yapımı, hala kum torbalarının arkasında tutuyoruz nöbeti, çömelsek, denetleme var her gece disiplin cezası yiyeceğiz askerlik yanacak, ayakta dursak canımız burnumuzda atıyor.

    Hayatımın en uzun iki saatiydi
    ···
  15. 15.
    +5
    Adamın niyeti ciddiydi ve korkudan titriyordum. Boş bulunup abi bir arkadaşım var diyip Serhat'tan bahsettim.

    Beni ona zütür dedi, Serhat'ın söz de iş yerine gittik ama Serhat 4 aydır uğramıyormuş. Evine gittim, taşınmış. Adam onu oyalıyorum sanıp iyice hiddetlenmeye başladı. Burnundan soluyordu.

    Asıl amacı beni birlikte tutup adamların içerideki bağlantısını öğrenmek ve sonrasında adamları bulup intikam almaktı. Ben birliği terkedince tüm planı bozuldu.

    Bir ara boş bulunup adama "madem onları arıyorsun evi basmaya geleceklerdi" dedim. Adam ölümü göze almış, beni de yanına alıp eve zütürdü. Adama durumu anlatmaya kalktığımda ise, ben istemediğim sürece konuşma diye tersledi.

    Bi ara evin telefonu çaldı, arayan Ekrem Binbaşı'ydı. Konuşuruz, dostlğumuz devam eder diye ev numaramı vermiştim. istanbul'daymış gel kadıköye sahilde çay içelim dedi. Dedim durumlar karışık komunatım, sen numaranı var ben müsait olduğumda arayayım.

    Bütün gün evde misin diye sordu, olmadı ben geleyim çayını içeyim. Ben de gelip olaylara bulaşmasın diye, yok tam çıkarken aradın dedim.

    Nereden bilebilirdim ki bu yalanın hayatımı kurtaracağını.

    Ekrem binbaşı Sırpların içerideki adamıydı. Ve o gece başımdan geçenleri anlattığımda eşgalimi Sırplara bildirmiş ve beni takip ederek hangi kulübeden arayabileceklerinin istihbaratını vermiş.

    Asıl amacı önce Kadıköy'e çağırıp akmar pasajında boş bir dükkana zütürüp infaz etmekmiş. Yok deyince de evde olduğumu kesinleştirdikten sonra, evimi basmaya adam yollayacakmış.

    Tabi ard arda yalanları sıralayınca beni muhakkak ara görüşelim sana süper iş buldum diyip kapattı.
    ···
  16. 16.
    +5
    Sanıyorum çok fazla geçmedi, belki 15 dakika sonra kendime geldim, karşımda bir tane adam oturuyordu, bana vuran da oydu. Tek başına gelmişti, ve adam da makine de yoktu. iri yapılı biri sayılırım, belki boğuşsak hiç şansı yoktu ama cesareti beni yüzbin defa yenerdi. Evin diğer odalarında kimsenin olup olmadığını bilmiyordum.

    Adamdan sırpça konuşmasını beklerken Türkçe konuşmaya başladı;

    "Sana birlikten çıkma demiştim" dedi.

    "Sen kimsin abi benim bu olaylarla alakam yok" diye ağlamaya başladım.

    Adam bağırarak "Uzatma Lan!" diye susturdu beni.

    Ve sonra devam etti;
    "Yeğenimi satıp, kaçmaya kalkışınca katlettiler. Kardeşimi vurup, sonra kafasını kestiler ve evimizin önündeki çöp kutusunun yanına bıraktılar. Kardeşim Rıfat en son senle konuşmuş, söyle bana ne dedi, sana ne anlattı? Ya konuşursun, ya da onlardan önce seni ben gebertirim".

    Adama tüm durumu anlattım fakat inanmış gibi gözükmüyordu.
    ···
  17. 17.
    +5
    Apar topar çıktım, eve gidip annemi aldık ve ablamlara bıraktık. Anneme durumdan bahsedemedim, evi ilaçlatıyorum vs niyetine geceyi kurtarsam yeterdi.

    Sonrasında polise gidecektim ve tüm olayı anlatacaktım. Annemi ablamlara bıraktım. Evin çaprazında kalan ve çok temiz açıyla bizim evi gören caminin avlusunda karanlıkta oturup izlemeye bşladım. Aklıma ilk nöbet anım gelmişti.

    Serhat bu arada eve geri döndü. Ona adamlara benim ilgimin olmadığını hiçbirşey bilmediğimi söylemesini istedim. Fakat bana serhat bile inanmamıştı, adamın bana telefonda birşey dediğine inanıyor ve sürekli ne dedi diyordu.

    Adamlarla iletişime geçip durumu anlatamayacağını çünkü aramızdaki bağı red ettiğini söyleyince bende eve gitmesini söyledim. Ve caminin avlusuna saklanıp evi izlemeye başladım.

    Sabah 7 gibi hava aydınlanmaya başlıyordu. Kimse gelmemişti. Ulan hadi bugünlük annemi tuttup bir gece daha ablamlarda tutmak için ne diyeceğim, ya bu gece gelirlerse diye düşünürken, polise gitmeye karar verdim.

    Serhat polise gitmek sonumuz olur diye belki bin defa söylemişti ama bu stresle yaşanmıyor diye düşünüp polise gitmeye karar verdim.

    Eve girip cüzdanımı ve kimliğimi alıp polise gitmeye karar verdim. etrafta kimse yokken koşarak apartmana girdim kapıyı açıp içeri adımımı atmamla kafamın arkasına yediğim sert cisim bir oldu resmen
    ···
  18. 18.
    +4
    rez alın birazdan devam ediyorum
    ···
  19. 19.
    -1
    El Rezervatullah
    ···
  20. 20.
    0
    Devam et
    ···