1. 65.
    0
    Gebelik maddesi insan gebeliği ile ilgilidir, memelilerdeki gebelik ile ilgili madde için Gebelik (memeliler) sayfasına bakınız.
    Hamile bir kadın
    Doğumu Beklerken.
    durumunu gösteren bir görüntü; görüntüdeki embriyo Fallop kanalında bulunmaktadır.

    Gebelik veya hamilelik, erkekten gelen sperm ile kadının yumurtalıklarından atılmış olan yumurtanın döllenmesinden doğuma kadar geçen 40 haftalık (280 gün) döneme verilen isimdir.

    Döllenmenin oluştuğu andan 8. haftanın sonuna kadar geçen döneme embriyotik dönem denirken bundan sonrasına ve doğuma kadar olan döneme de fetal dönem denmektedir
    ···
  2. 64.
    0
    Gebelik maddesi insan gebeliği ile ilgilidir, memelilerdeki gebelik ile ilgili madde için Gebelik (memeliler) sayfasına bakınız.
    Hamile bir kadın
    Doğumu Beklerken.
    durumunu gösteren bir görüntü; görüntüdeki embriyo Fallop kanalında bulunmaktadır.

    Gebelik veya hamilelik, erkekten gelen sperm ile kadının yumurtalıklarından atılmış olan yumurtanın döllenmesinden doğuma kadar geçen 40 haftalık (280 gün) döneme verilen isimdir.

    Döllenmenin oluştuğu andan 8. haftanın sonuna kadar geçen döneme embriyotik dönem denirken bundan sonrasına ve doğuma kadar olan döneme de fetal dönem denmektedir
    ···
  3. 63.
    0
    Gebelik maddesi insan gebeliği ile ilgilidir, memelilerdeki gebelik ile ilgili madde için Gebelik (memeliler) sayfasına bakınız.
    Hamile bir kadın
    Doğumu Beklerken.
    durumunu gösteren bir görüntü; görüntüdeki embriyo Fallop kanalında bulunmaktadır.

    Gebelik veya hamilelik, erkekten gelen sperm ile kadının yumurtalıklarından atılmış olan yumurtanın döllenmesinden doğuma kadar geçen 40 haftalık (280 gün) döneme verilen isimdir.

    Döllenmenin oluştuğu andan 8. haftanın sonuna kadar geçen döneme embriyotik dönem denirken bundan sonrasına ve doğuma kadar olan döneme de fetal dönem denmektedir
    ···
  4. 62.
    0
    Gebelik maddesi insan gebeliği ile ilgilidir, memelilerdeki gebelik ile ilgili madde için Gebelik (memeliler) sayfasına bakınız.
    Hamile bir kadın
    Doğumu Beklerken.
    durumunu gösteren bir görüntü; görüntüdeki embriyo Fallop kanalında bulunmaktadır.

    Gebelik veya hamilelik, erkekten gelen sperm ile kadının yumurtalıklarından atılmış olan yumurtanın döllenmesinden doğuma kadar geçen 40 haftalık (280 gün) döneme verilen isimdir.

    Döllenmenin oluştuğu andan 8. haftanın sonuna kadar geçen döneme embriyotik dönem denirken bundan sonrasına ve doğuma kadar olan döneme de fetal dönem denmektedir
    ···
  5. 61.
    0
    Gebelik maddesi insan gebeliği ile ilgilidir, memelilerdeki gebelik ile ilgili madde için Gebelik (memeliler) sayfasına bakınız.
    Hamile bir kadın
    Doğumu Beklerken.
    durumunu gösteren bir görüntü; görüntüdeki embriyo Fallop kanalında bulunmaktadır.

    Gebelik veya hamilelik, erkekten gelen sperm ile kadının yumurtalıklarından atılmış olan yumurtanın döllenmesinden doğuma kadar geçen 40 haftalık (280 gün) döneme verilen isimdir.

    Döllenmenin oluştuğu andan 8. haftanın sonuna kadar geçen döneme embriyotik dönem denirken bundan sonrasına ve doğuma kadar olan döneme de fetal dönem denmektedir
    ···
  6. 60.
    0
    az önce ben bir tak yedim, dijital art üzerine çalışıyorum, oturduğum yerden çok da rahat geçiniyorum, çok merakeden olursa bir mesaj atsın anlatayım dedim. haliyle mesaj yağdı, saolsun arkadaşlar züt büyüterek geçinmenin nasıl olduğunu merak etmişler ilgisiz bırakmadılar. ancak baktım her birine mesaj yazmak zor oluyor, dedim ki kardeşlerime bir güzellik yapayım da şuraya yazayım rahatca okusunlar. vatana millete bir hayrımız olur belki (eso, bak olm milliyetci oldum ben)

    önce nereden geldik onu özet geçeyim bir bin olarak, sonra hangi yoldayız ve nereye gittiğimizi anlatırım.

    şimdi, (şimdi diye başladığın cümleyi gibeyim) -küfür ettim ki gibeyim diye küfürlü kelimeleri sansürleyenler okuyamasın bu bilgileri- ilkokul 4. sınıfta karikatür çizmeye başladım, ardından lise'den sonra resim çizmeye başladım. ama öyle ruh hastasıyım ki gidip eğitimini almadım resim sanatının. kendi kendimi eğittim, haliyle mükemmel çizmekten uzaktım. çocukluğumdan beri bilgisayara meraklıydım, commodore'da oyunları kırar sprite'larını değiştirir, kendi spritelarımla oynardım oyunları. en büyük hayalim de o yıllardan beri animasyon yapmak, bilgisayar oyunu yapmak vs vs idi. bir de ben takıntılı bir insanım, o yüzden bu hayallerden asla kopmadım. hep bu işleri nasıl hayatıma sokarım onu düşündüm ve yollarını aradım.

    ilerleyen yıllarda bir animasyon stüdyosunda açlışmaya başladım. ancak öncelikle animasyon yapmama izin vermediler elbet zaten istesem de yapamazdım. başka işler yaptım, stop motion setlerinde sabahlara kadar çalıştım derken bir gün çalıştığım stüdyonun bilgisyarlarından birisinde flash bir animasyon yaptım. hem stop motion hem de cut out yapan stüdyodakilerin bu flash işi hoşlarına gitti. ne de olsa cut-out tekniği ile bir stüdyo dolusu insana yığınla para akıtarak haftalarca sürecek bir projeye girmektense, yapılan hatanın düzeltilme şansının daha yüksek olduğu flash ortamında 1-2 kişiyle koca stüdyonun çıkardığı işi çıkarmak, kamera, ışık vs masrafından kurtulmak daha mantıklı geldi ve beni animatörlüğe terfii ettiler.

    tam kriz zamanları bu bahsettiğim, bir kaç iş ürettik ama sonunda kimi sebeplerle zütüme tekmeyi bastılar. bu beni öyle bozdu ki artık kimse için çalışmayacağım diye bir karar aldım. bir bilgisayar aldım kendime, daha önceden de pc'm vardı ama kıytırıklardı. bu sefer görece iyisini aldım. bir arkadaşım 3ds max getirdi bana. gittim piyasada ne kadar 3ds max öğreten kitap varsa topladım. photoshop bilgimi de geliştirmeye karar verdim ve oturup bu iki programın başından uyumak dışında kalkmamak suretiyle oturdum. internette o zamanlar şimdiki kadar çok tutorial yoktu haliyle, ya kitaptan çalışıyorduk, ya deneme yanılma yöntemi ile, ya da bu konu çalışan eş dost edinip onlarla muhabbet ederken öğreniyordun. başka çare yoktu.

    bir yıl boyunca 3ds max ile cebelleştikten sonra mevzuyu kaptım. ama nasıl kaptım. o bir yıl boyunca ilk başlarda gün boyu çalıştığımı gecenin sonunda anlıyor, akabnde mutlu mesut girdiğim yataktan anladıklarımı uutmuş şekilde kalkıyordum. öyle yabancı bir olaydı ki 3d, ilk başlarda epey zorlandım. ancak şu var ki öğrenmesi çok keyifliydi. öncelikle gördüm ki 3d evet teferruatlı, dikkat isteyen bir iş. ancak korkulduğu kadar zor değil. bilakis o yıllarda insanlar birbirtlerini 3d'ye karşı korkutacak denli garip yorumalrda bulunuyorlardı. ulan sanki uçak mühendisliği amk. alt tarafı 3d işte.

    ancak koçum, azimle sıçan betonu harbiden deliyor. öyle kastım ki kendimi kalkmadım bu işin başından. öğreneceğim ulan dedim ve deli gibi çalışıp zaman içinde iyice kaptım meseleyi. ancak bu sefer birkaç sorun çıktı karşıma. birincisi bu 3d engin bir deniz. model mi yapacaksın, animasyon mu, ışık ve render mı? hepsini öğrenmek zor. ben hepsini az çok öğrendim ilk yılalrda. ne de olsa türkiye'de yaşıyoruz ve burada stüdyolar seni tek potada eritmeye hevesli oluyorlar. her işi yapmanı istiyorlar. bilhassa reklam ve tv'ye çalışacaksan mecbursun her şeyi iyi kötü yapabileceksin 3d'de. ben de o yolda gittim ama beni asıl cezbeden 3d modellemeydi. bilhassa herkesin korkarak bahsettiği karakter modellemeyi öğrenmek istiyordum. artık nette de daha çok tutorial bulabildiğimiz bir döneme girmiştik. haliyle çalışıp öğrenme sürecim kolaylaşmış, hem de hızım artmıştı. bir yandan da ufak firmalara 3d modelleme yaparak para kazanmaya başlamıştım. ardından tv programları için jenerik yapmaya başladım ama dediğim gibi bunlar beni sıkıyordu.

    günün bişrinde bir arkadaşım saolsun bana bir site gödnerdi. içi iş ilanlarıyla dolu. ama hepsi yurt dışında. amerika, kanada, ingiltere vs... neden olmasın ki dedim, şansımı denemek istedim. oturdum bana uygun 10 tane firma buldum oradan. bir email yazdım 10'una da gönderdim. o zaman bir web sayfam vardı url'sini de ekledim. aa o da ne, aynı gece 10 firmanın 9'undan yanıt geldi. adamalr hemen gel görüşelim diyorlar. işlerimi çok beğenmişler. ulan nasıl geleyim, admalara yazmayı unutmuşum istanbul'da yaşadığımı. hepsine ortak bir mail yazdım. dedim babo ben istanbul'da yaşıyorum. nasıl geleyim oraya, siz gönderin işi yapayım. bana yanıt veren 9 şirketin 8 tanesi ddi ki hay amk senin genç, işlerin çok güzel ama alamayız seni oradan çok masraflı olursun ve zaman geçer. bize acil adam lazım. yarın öbürgün yolun buraya düşerse gel hemen başla çalışmaya ama dedim ya 9 şirketin 8'i dedi bunu. geri kalan bir şirket ise, ''olsun biz işlerini çok beğendik, eğer istersen sana internet üzerinden iş veririz, resimleri yollarız sen modelini texture'ını yapar gönderirsin iş ok'se wire transfer yaparız sana'' (o zamanlar pay pal yok burada) işte ben bu şirketle tam 3.5 yıl internet üzerinden çalışıp haftada 1000usd para kazandım. adamlar benim hızıma ve işi çıkarma kaliteme hayran oldular. ardı arkası kesilmedi verdikleri işin. öyle çok matrah bir şey de yapmadılar sonuçta ama iyi para kazandım. http://www.robotsofmars.com adresinde bulabileceğiniz işi yaptık adamlarla. imax filmi falan yapıyor bunlar. ancak şu var ki afganistan savaşı ile birlikte amerikan ekonomisi krize girdi. bunalr da çok büyük bir şirkety değiller. haliyle krizden etkilendiler ve proje bitince böyle bir işe giremediler. o yüzden 3.5 yılın bitiminde ben yine işssiz kaldım. ama adam dedi ki iş ararken gerekirse patron adaylarını bana yönlendir. ben övgü dolu bir referans veririm senin adına zira çok memnun kaldık vs.

    neyse bu işl bitince sultanlık dönemim de sona erdi. yine para kazanacağım diye trım trım dolaşır, sağa sola mail atar oldum. ama ufak tefek işler dışında yurt dışından bu ayar bir iş yakalayamayınca kendimi verdim yurt içi projelere. reklam sektörünün eline düştük mü böylece. allah türkiyedeki reklam sektörünün belasını versin. ne kadar ayı varsa bu sektörü ele geçirmişler. başım defalarca belaya girdi, işimi yaptım parasını alamadım, aldım yarım aldım. hayvan gibi boca girdim çıktım derken batma noktasına geldim. millet burada hakkın olan parayı bile vermek istemiyor sana. haliyle ben başka bir formül aramam gerektiğini farkettim. bir de şöyle ki iş durumunun kötü olduğunu anlarlarsa etrafını vampirler zombiler sarıyor. böyle herkeste bir projeler var ama para yok. kanımı emdi millet o dönem gibilmedik yerim kalmadı.

    bir gün evde oturuyorum. o dönem amsız kalmayalım diye cihangir'e taşınmışım. kaç yıl önce eve veriyorum ayda 1000 lira para. yemesi içmesi karısı kızı derken eridikce eridim ben. neyse oturuyorum evde ( angutyus gibi anlattık ha ahahaha) ne diyordum evde otururken otisabi ile konuşuyorum msn'de. ya hacı dedi, sen bu second life işine neden girmiyorsun. millet tak gibi para kazanıyor o alemde. tam senin işin o yaparsın sen de bulursun bir yol'' dedi. ya harbiden dedim bir second life vardı, ben girip iş kurmak istemiştim ilk yılında ama o zaman hizli netim yoktu diye giremedim. şimdi mal mıyım neden denemiyorum diye düşünüp aynı gece second life'a girdim. ama iş kurmak icin paralı uye olmak lazım. para da ayda 9.95usd ha para degil aslında ama kredi kartım yok. kardesim dedi ki abi ben veririm o parayı kartımla, sen gir mutlaka. o gece ben daldım sl ortdıbına. ama nasil girdim biliyor musun, hani dedim ya saplantılıyım ben bişr konuya bas koyarsam kalkmam basından.
    Tümünü Göster
    ···
  7. 59.
    0
    Electromagnetic radiation (often abbreviated E-M radiation or EMR) is a phenomenon that takes the form of self-propagating waves in a vacuum or in matter. It comprises electric and magnetic field components, which oscillate in phase perpendicular to each other and perpendicular to the direction of energy propagation.

    Electromagnetic radiation is classified into several types according to the frequency of its wave; these types include (in order of increasing frequency and decreasing wavelength): radio waves, microwaves, infrared radiation, visible light, ultraviolet radiation, X-rays and gamma rays. A small and somewhat variable window of frequencies is sensed by the eyes of various organisms; this is what is called the visible spectrum. The photon is the quantum of the electromagnetic interaction and the basic "unit" of light and all other forms of electromagnetic radiation and is also the force carrier for the electromagnetic force.

    EM radiation carries energy and momentum that may be imparted to matter with which it interacts.
    lectromagnetic waves were first postulated by James Clerk Maxwell and subsequently confirmed by Heinrich Hertz. Maxwell derived a wave form of the electric and magnetic equations, revealing the wave-like nature of electric and magnetic fields, and their symmetry. Because the speed of EM waves predicted by the wave equation coincided with the measured speed of light, Maxwell concluded that light itself is an EM wave.

    According to Maxwell's equations, a spatially-varying electric field generates a time-varying magnetic field and vice versa. Therefore, as an oscillating electric field generates an oscillating magnetic field, the magnetic field in turn generates an oscillating electric field, and so on. These oscillating fields together form an electromagnetic wave.

    A quantum theory of the interaction between electromagnetic radiation and matter such as electrons is described by the theory of quantum electrodynamics.
    The physics of electromagnetic radiation is electrodynamics. Electromagnetism is the physical phenomenon associated with the theory of electrodynamics. Electric and magnetic fields obey the properties of superposition so that a field due to any particular particle or time-varying electric or magnetic field will contribute to the fields present in the same space due to other causes: as they are vector fields, all magnetic and electric field vectors add together according to vector addition. For example, in optics two or more coherent lightwaves may interact and by constructive or destructive interference yield a resultant irradiance deviating from the sum of the component irradiances of the individual lightwaves.

    Since light is an oscillation it is not affected by travelling through static electric or magnetic fields in a linear medium such as a vacuum. However in nonlinear media, such as some crystals, interactions can occur between light and static electric and magnetic fields — these interactions include the Faraday effect and the Kerr effect.

    In refraction, a wave crossing from one medium to another of different density alters its speed and direction upon entering the new medium. The ratio of the refractive indices of the media determines the degree of refraction, and is summarized by Snell's law. Light disperses into a visible spectrum as light is shone through a prism because of the wavelength dependent refractive index of the prism material (Dispersion).

    EM radiation exhibits both wave properties and particle properties at the same time (see wave-particle duality). Both wave and particle characteristics have been confirmed in a large number of experiments. Wave characteristics are more apparent when EM radiation is measured over relatively large timescales and over large distances while particle characteristics are more evident when measuring small timescales and distances. For example, when electromagnetic radiation is absorbed by matter, particle-like properties will be more obvious when the average number of photons in the cube of the relevant wavelength is much smaller than 1. Upon absorption of light, it is not too difficult to experimentally observe non-uniform deposition of energy. Strictly speaking, however, this alone is not evidence of "particulate" behavior of light, rather it reflects the quantum nature of matter.[1]

    There are experiments in which the wave and particle natures of electromagnetic waves appear in the same experiment, such as the self-interference of a single photon. True single-photon experiments (in a quantum optical sense) can be done today in undergraduate-level labs.[2] When a single photon is sent through an interferometer, it passes through both paths, interfering with itself, as waves do, yet is detected by a photomultiplier or other sensitive detector only once.
    Wave model
    Tümünü Göster
    ···
  8. 58.
    0
    am züt meme yannan dil agız bogaz oral anal doggy 69 outdoor sex hardcore am züt meme yannan dil agız bogaz oral anal doggy 69 outdoor sex hardcore am züt meme yannan dil agız bogaz oral anal doggy 69 outdoor sex hardcore am züt meme yannan dil agız bogaz oral anal doggy 69 outdoor sex hardcore am züt meme yannan dil agız bogaz oral anal doggy 69 outdoor sex hardcore am züt meme yannan dil agız bogaz oral anal doggy 69 outdoor sex hardcore am züt meme yannan dil agız bogaz oral anal doggy 69 outdoor sex hardcore
    ···
  9. 57.
    0
    kondansatörleri sınıflandırmanın en çok kullanılan yöntemi yalıtkan maddesine göre sınıflandırmadır. malzemelerin bağıl yalıtkanlık katsayısı ve delinme gerilimleri yalıtkanlar arasındaki farklılıkları oluşturur ve bunlar kondansatörlerin özelliklerini belirleyip uygulama alanlarındaki çeşitliliği genişletir. yandaki resimde farklı kondansatörlerin sahip oldukları farklı kapasite ve çalışma gerilim değerleri aralıkları görülmektedir. aşağıdaki listede ise yalıtkanları farklı olan kondansatörlerin birbirlerine göre farkları sıralanır.
    vakumlu kondansatör: i̇ki metal plakanın arasında havasız ortam bırakılır ve genelde cam veya seramik kaplanarak oluşturulur. özellikleri olarak düşük yük kapasitesi ( 10 ~ 1000 pikofarad ) ve yüksek gerilime ( 10000 v'a kadar ) dayanması gösterilebilir. genelde radyo vericilerinde ve yüksek gerilim gerektiren uygulamalarda kullanılırlar.
    havalı kondansatör: metal plakaları arasında hava boşluğu bırakılmasıyla oluşturulan bu kondansatörlerde, plakalar genelde alüminyum ve gümüş kaplamalı olarak tasarlanır. hava yalıtkanının dielektrik kaybı düşüktür. hemen hemen tüm hava aralıklı kondansatörler ayarlanabilir olarak imal edilirler ve radyo frekansı ayarlamada kullanılırlar. ayrıca yüksek kapasite değerleri sunarlar.
    plastik film kondansatör: yüksek kaliteli polimer (polikarbonat, polyester, polipropilin ve yüksek kalite için polisülfon) tabakalarından üretilen plastik film kondansatörler sinyal ve filtre devrelerinde kullanım alanı bulurlar. genelde kutupsuz olurlar.
    mikalı kondansatör: tasarım olarak metal filmli kondansatöre benzeyen mikalı kondansatör, çoğunlukla yüksek gerilim için kullanılır. kapasite değerleri 50 pf ile 20 nf arasındadır. tolerans değerleri yüksektir ve yüksek frekansta çalışabilme özelliği vardır.
    kağıtlı kondansatör: i̇ki uzun metal tabakanın arasına yağ emdirilmiş kâğıtların yerleştirilmesiyle elde edilir. 300 pf ile 4 µf arasında kapasite değerleri alırlar ve delinme gerilimleri, çalışma gerilimlerinin 100 - 600 katı arasındadır. eskiden radyo aksamlarında kullanılan bu kondansatör çeşidi görece yüksek gerilimlerde de kullanılır ancak kullanımı nerdeyse tamamen terk edilmiştir.
    camlı kondansatör: yüksek gerilimde kullanılır ve pahalıdır. pahalı olmasının sebebi yüksek kararlılıkta çalışması ve kapasite değerinin yüksek güvenilirliğe sahip olmasıdır. geniş bir sıcaklık aralığında kararlı bir sıcaklık katsayısı vardır.
    seramikli kondansatör: sırayla dizilmiş metal ve seramik tabakalarından oluşur. yüksek hassasiyet gerektirmeyen kuplaj ve filtreleme işlemlerinde geniş bi kullanım alanı bulurlar. yüksek frekans için uygundurlar.
    alüminyum elektrolitik kondansatör: kutuplu olarak imal edilirler. yapısı metal filmli kondansatöre benzemekle birlikte, daha fazla alan kaplaması açısından alüminyum plakalar asitle yakılır. yalıtkan malzeme ise elektrolitle ıslatılır. düşük sıcaklıklarda kapasite kaybına eğilim gösterir. frekans karakterinin kötü olması yüksek frekanslarda kullanımını kısıtlamaktadır.
    tantalum elektrolitik kondansatör: alüminyum elektrolitik kondansatörle benzer özellikleri gösterir ancak daha düzgün frekans ve sıcaklık karakteristiklerine sahiptir. kaçak akımı büyüktür ve düşük sıcaklıklarda performansı daha yüksektir.
    oscon (os-con) kondansatör: yalıtkan olarak polimerleştirilmiş organik yarıiletken katı elektrolitik bulundururlar. yüksek fiyatını uzun ömürleriyle telafi ederler.
    süper kondansatör: karbon aerojelinden imal edilir. gayet fazla kapasite değerleri sunarlar. bazı uygulamalarda şarj edilebilir piller yerine kullanılırlar.
    gimmick kondansatör: yalıtılmış iki telin birbirine dolanmasıyla oluşturulur. her bir tel bir plakayı temsil eder. gimmick kondansatörü ayarlanabilir bir kondansatör şeklidir. tellerin birbirine dolanması veya dolanmaması durumunda %20 kadar bir kapasite değişimi oluşur
    Tümünü Göster
    ···
  10. 56.
    0
    selam,son günlerde olan ekonomik artış nedeniyle, alışverişe çıkamıyoruz..
    bunwe lan sıkerım am am am am am am am memeeeee
    ···
  11. 55.
    0
    ///////evrim///////
    Biyolojide evrim, canlı türlerinin nesilden nesile kalıtsal değişime uğrayarak ilk halinden farklı özellikler kazanmasıdır. Evrim, modern biyolojinin temel taşıdır.[1] Bu teoriye göre hayvanlar, bitkiler ve Dünya'daki diğer tüm canlıların kökeni kendilerinden önce yaşamış türlere dayanır ve ayırdedilebilir farklılıklar, başarılı nesillerde meydana gelmiş genetik değişikliklerin bir sonucudur.[1]

    Evrim, bir canlı popülasyonunun genetik kompozisyonunun zamanla değişmesi anldıbına gelir. Genlerdeki mutasyonlar, göçler veya çeşitli türler arasında yatay gen aktarımları sonucu türün bireylerinde yeni veya değişmiş özelliklerin ortaya çıkması, evrim sürecini yürüten temel etmendir. Evrim, bu yollarla oluşan değişimlerin popülasyon genelinde daha sık veya daha nadir hale gelmesiyle işler.

    Dünya'daki canlı türlerinden henüz sadece 2 milyondan biraz fazlası tanımlanabilmiş ve sınıflanabilmiştir. Bazı tahminlere göre henüz tanımlanmamış 10 ila 30 milyon canlı türü vardır. Bir milimetrenin binde birinden kısa bakterilerden tutun, yerden yüksekliği 100 metreyi, ağırlığı binlerce tonu bulan sequoia servi ağaçlarına kadar dünyadaki canlı türleri, cüsse, biçim ve yaşayış biçimi açısından çok büyük farklılıklar gösterirler. Sıcak su kaynaklarında kaynama sıcaklığına yakın derecelerde yaşayan bakteriler olduğu gibi, Antarktika'daki buzullarda ya da tuz göllerinde -23 °C'ye varan sıcaklıklarda yaşayan algler ve mantarlar vardır. Aynı şekilde karanlık okyanus tabanlarındaki hidrotermal çatlakların kenarlarında yaşayan devasa boru kurtçukları olduğu gibi, Everest Dağı'nın yamaçlarında, 6 bin metre yükseklikte yaşayan hezaren çiçekleri ve örümcekler vardır.[1]

    Dünyadaki bu neredeyse sınırsız sayıdaki yaşam biçimi, evrimsel sürecin bir sonucudur. Tüm canlılar, ortak atalardan geldikleri için akrabadırlar. insan ve diğer tüm memeliler, yaklaşık 150 milyon yıl önce yaşamış sivrifaremsi bir canlıdan evrimleşmişlerdir. Memeliler, kuşlar, sürüngenler, iki yaşamlılar ve balıkların ortak atası 600 myö yaşamış su solucanlarıdır. Tüm hayvanlar ve bitkiler, yaklaşık 3 milyar yıl önce yaşamış bakterimsi mikroorganizmalardan türemişlerdir.[1] Biyolojik evrim, canlı nesillerinin ortak atadan değişerek türeme (ing: descent with modification) sürecidir.[2] Yeni nesiller, eski nesillere göre farklılıklar taşırlar ve ortak atadan uzaklaştıkça çeşitlilik artar.
    Tümünü Göster
    ···
  12. 54.
    0
    seviye up up up
    ···
  13. 53.
    0
    This reference work contains the locations of SAM sites and related air defense facilities identified in open source imagery, presented as a collection of Google eEarth placemarks. The downloadable file found above contains four separate folders: SAMs by country, SHORAD SAMs, Historical Sites, and Target Range SAMs. There is a fifth folder, Range Rings, which may be downloaded here: Range Rings. This is a link to where the file is hosted, right-clicking and selecting "Save As" will not work.

    SAMs by country: This folder is at first organized identically to the Range Rings folder. Each geographic area features a folder populated by subfolders for each nation. A nation's subfolder will contain up to four folders of its own, depending on the types of systems or facilities identified therein: Active (containing subfolders for each active SAM system), Inactive (containing all inactive sites), Facilities (containing EW radar sites, SAM garrisons, and other related facilities), and Low resolution (containing SAM sites and known support facilities not visible in high resolution). Clicking on the folder name for a continent or a nation will cause a pop-up window to appear displaying the inventories of that continent or nation. Different icons denote different types of facilities. These are as follows:

    Squares: facilities such as garrisons, test and training centers
    Diamonds: EW radar sites
    Circles: 36D6 and 64N6 radar sites, or other fire control radar sites associated with a non co-located SAM battery, such as Tien Kung LPARs or NIKE-HERCULES fire control sites.
    Triangles: SAM sites

    The icons in the SAMs by country folder as well as the representative range rings are color coded as follows:

    Dark red: SA-2 and HQ-2
    Bright red: S-300P series, PATRIOT, Tien Kung series, NIKE-HERCULES, Arrow II, 64N6 radars
    Dark blue: EW radar, to include 36D6 radars
    Bright blue: SA-3, Pechora-2M, FM-90
    Bright green: SA-6
    Faded green: SA-4, SA-11
    Lime green: KS-1A
    Orange: HAWK, HQ-9, S-300V
    Purple: SA-5
    White: an unoccupied location
    Brown: a general facility or garrison

    An active S-300PS site will therefore display as a red triangle. An S-300P garrison will display as a red square, denoting the facilities affiliation. The placemark names are hidden for clarity, but will display when an individual site is clicked on in Google Earth, along with the identified components at each site and any other significant details. By manipulating the individual folders for each nation and employing the color scheme above, users should find this to be a useful visual representation of the available data.

    SHORAD SAMs: This folder is populated with subfolders arranged similarly to the SAMs by country folder. This folder contains placemarks identifying various SHORAD SAM emplacements that have been identified, such as Rapier and Crotale positions. Range rings are not provided, given the short ranges involved.

    Historical Sites: This folder is populated with subfolders arranged similarly to the Range Rings and SAMs by country folder. The intent is to separate SAM site locations pertaining to systems which are no longer in active service in respective nations from the main database. For example, two folders are present containing placemarks for the inner and outer SA-1 SAM locations surrounding Moscow. SA-1 sites containing other systems such as SA-10 or SA-20 batteries will remain marked as to their current occupant within the main portion of the database.

    Target Range SAMs: This folder contains subfolders arranged by country. Each folder contains the locations of SAM-site configured targets on bombing and electronic combat ranges. Many of these sites employ emitters or actual hardware to simulate a given system.

    Range Rings: This folder contains representative range rings generated for all SAM sites which are currently active. The folder is divided into various subfolders. First, there is a subfolder for each geographic area. This folder is divided into subfolders, one for each country in that area featuring identified SAM systems. Each country folder will contain various subfolders for each type of active SAM system or identifiable EW radar system. These folders contain the color-coded range rings. The range rings are color coded using the same system described in the next section. The ranges were taken from Jane's Land-based Air Defence and other industry-affiliated publications. System modifications such as the Pechora-2M, which increases the SA-3's range to 35km, have not been taken into account as these systems cannot be identified as of yet in Google Earth imagery. Also, ranges for the SA-2 and SA-5 are representative of either the system's maximum ranged variant (SA-5: 300 km), or the most common variant (SA-2: 43 km). A subfolder is also included where necessary containing range rings for low-resolution sites believed to be active.

    Key Contributors

    Various individuals have provided SAM site locations for inclusion into this database, and their help is greatly appreciated. These individuals include Lex2 and ChristianNL from the Google Earth Community, Hpasp, RoAF, p_shadow, and Planeman from the IMINT & Analysis forums, Tim Brewer, and all the readers who have posted site locations in the comments to this article.

    Additional Discussion

    Feel free to discuss the content of this file at the IMINT & Analysis Forum in the SAM Site Overview discussion thread found here.

    Past Updates

    Information regarding previous updates to this database has been archived in the comments page attached to this post.
    Tümünü Göster
    ···
  14. 52.
    0
    Spermatozoon (çoğulu: spermatozoa) ya da kısa adıyla Sperm hücresi, erkek bireylere ait üreme hücresidir.

    Testislerde oluşan bu hücrelerin üretimi ergenlik döneminde başlar. Baş kısmında döllenme sırasında yumurtaya aktaracağı kalıtsal bilgi (DNA) taşır. Kuyruğu vardır ve hareketlidr. Bir çiftleşme sırasında 300 milyon sperm salınır. Ancak yumurtayı yalnızca tek bir sperm dölleyebilir. Bir sperm bir yumurta hücresine ulaştığında, yumurtaya girmek için kuyruğunu dışarıda bırakıp, yumurta zarından geçerek kalıtsal bilgileri yumurtaya ulaştırmış olur. Spermler yoğun kıvamda bir sıvının içinde bulunurlar. Bu sıvının ismi meni ya da ersuyu denir.

    Spermin başı bir hücre çekirdeği gibidir. içinde kalıtsal bilgileri bulundurur. içinde genetik şifre ve DNA vardır. Bunlar yumurtaya geçtiği zaman kromozomlar çoğalır ve buna göre cinsiyet belirlenir. Kromozomlar tek halde oluşup, çifte bölünürler ve bölündükleri zaman doğacak bireyin cinsiyeti belirlenir. Eğer kromozomlar XX şeklinde ise bireyin cinsiyeti dişi olur, eğer XY ise bireyin cinsiyeti erkek olur.
    ···
  15. 51.
    0
    ░▓▓░▓▓▓▓▓▓░▓▓░▓░░▓▓░▓▓░▓▓░▓░░▓▓░░░░░▓▓▓▓▓▓░▓▓░▓░░░▓░▓▓░▓▓░
    ░▓▓░░▓▓░▓▓░░▓
    ···
  16. 50.
    0
    ▓▓░░▓▓░▓▓░░░▓▓▓░▓▓░░▓▓░▓▓░░░▓▓▓░▓▓░▓▓░░░▓▓▓░░░░░▓▓░░▓▓░▓▓░░░▓░░░▓▓░▓▓░
    ···
  17. 49.
    0
    ne yarramı zorluyonuz amk koca kral lear iki kelimeyle biter.
    o öldü.
    ohhh nutellamı çalınayım iyice ekşici dıbına soktuklarım:
    bende selam olsun bolu beyine.
    ···
  18. 48.
    0
    yazdığınız bunca uzun yazıların bir damlasını okursam züt oluyum amk.
    ···
  19. 47.
    0
    Özbilinç: insanın varoluşu hakkında bilgi sahibi olmasıdır. Özbilinç katmanlarından herhangi birindeki bozukluk, diğer katmanların gelişimini de engellemektedir. Örneğin; bedensel süreçlerle ilgili özbilinç bozukluğu duygusal bilincin ve ego bilincinin de daralmasına ve engellemesine neden olmaktadır. Çünkü, çeşitli içsel ve dış baskılar ve engellemelerle iş güdülerini, gereksinimlerini ve motivasyonlarını bastıran bir insan, duygu, düşünce ve davranışlarını da farkında olmadan baskı altında tutar ve varoluşunu gerçekleştirmez.
    Akılcı bir insan için tekbir mutluluk vardır! "Gelişim ve büyümenin farkında olmak"Bioenerjetik pigiboterapi anlayışına göre büyük ve gelişme bedensel olarak başlar. Sonra çeşitli beceriler kazanmak, bilgi edinmek ve ilişkilerin gelişimi gibi basamaklarla kişinin yaşama açılmasını ve kendi doğal kültürel ve sosyal çevresinde gelişimini sürdürmesini sağlar.
    Duygularını tam olarak yaşayamayan ve ifade edemeyen bir insanın bedensel yaşamı ve özbilinci daralır. Yaşamı baskılı bir şekilde ve özbilinçsiz olarak yaşamak bir deniz gezisinde, mahsende hapsetmek gibidir.
    Özbilinç gelişiminde bireyin kendi varlığını, suçluluk, yetersizlik gibi olumsuz duygulara kapılmadan olduğu gibi doğrusal olarak kabul etmesi ve benimsemesi temel süreçlerden biridir. Gerçek anlamda bireyin kendisini olduğu gibi kabullenmesine "Özbenimseyiş" denilir.
    R. Descartes, kendi bilincinin gerçeğini farkeden ilk düşünür olmuştur. R. Descartes'in önerdiği "Cosito" kavramı insanın "Düşünüyorum, varım" şeklinde ki bireysel bilincidir.
    Özbilinç Kavrdıbının Yeri: Bioenerjetik pgiboterapide, sözlü dille anlatılan deneyimleri ve bağlı oldukları duyguları bedende yeniden yaşatmak amacı vardır. Kelimeler duygulardan tamamen ayrıldıkları zaman gerçek dışıdır. Kelimeler yaşam deneyimlerini ifade etmekte kullanıldıkları zaman kişinin geçmişini, geleceğini kişiliğini ve yaşdıbını biçimlendiren bir görev üstlenir. Doğru kelimeyi kullanmak demek, gerçek olanı ifade etmektir ve bir özbilinç fonksiyonudur.
    ···
  20. 46.
    0
    ░░▓▓▓▓░░▓▓▓░░░▓▓░░▓▓▓▓░░▓▓▓░░░▓▓░▓▓░▓▓▓░░░▓▓░░░░░░▓▓▓▓░░▓▓▓░░░░░▓▓▓░▓▓░
    ░▓▓░░▓▓░▓▓░▓░░▓▓░▓▓░░▓▓░▓▓░▓░░▓▓░▓▓░▓▓░▓░░▓▓░░░░░▓▓░░▓▓░▓▓░▓░░░▓░▓▓░▓▓░
    ░▓▓▓▓▓▓░▓▓░▓░░▓▓░▓▓▓▓▓▓░▓▓░▓░░▓▓░▓▓░▓▓░▓░░▓▓░░░░░▓▓▓▓▓▓░▓▓░▓░░░▓░▓▓░▓▓░
    ░▓▓░░▓▓░▓▓░░▓░▓▓░▓▓░░▓▓░▓▓░░▓░▓▓░▓▓░▓▓░░▓░▓▓░░░░░▓▓░░▓▓░▓▓░░▓░▓░░▓▓░▓▓░
    ░▓▓░░▓▓░▓▓░░░▓▓▓░▓▓░░▓▓░▓▓░░░▓▓▓░▓▓░▓▓░░░▓▓▓░░░░░▓▓░░▓▓░▓▓░░░▓░░░▓▓░▓▓░
    ···