burda en kral salaklığımızı anlatıyoruz

köyden bir arkadaşım geldi. annesini hastaneye getirdi. bununla numune hastanesinde bir kaç kez buluştuk. sonra bigün sabah uyurken bu beni aradı hastaneye gel dedi. lan hastaneye apar topar gittim. bununla telefonlaşıyoz hastanede şuraya gel nörolojinin önüne ikimizde geliyoz. ama bir türlü buluşamıyoz. birbirimizi bulamıyoz. meğerse ben yanlış hastaneye gelmişim. arkadaş bana üniversite hastanesine gel demiş. sürekli numunede buluştuğumuz için, ve uykulu konuştuğum için yanlış hastaneye gelmişim amk.

lan bi aralar tang diye meyve suyu vardı. bu alet pakette toz halde bulunurdu. bu aleti bir litrelik cam şişeye döküp, üzerine su ilave edip buzdolabında soğutmak suretiyle sıcak yaz aylarında ferahlamak için çokça tüketirdik.

yine birayı fazla kaçırıp sızdığım sıcak bir yaz gecesinde, tükürük bezlerimin geçmişinin gibilmesinden mütevellit, adeta sıcaktan kuruyup çatlamış toprağa dönen ağız sebebiyle uyandım. tüketilen yarım kasa biranın da etkisiyle semptomlar arasında baş dönmesi, mide bulantısı, mide yanması ve saç dökülmesi bulunuyordu ama dökülen saçların konuyla ne ilgisi olduğunu ben de bilmiyorum amk.

susuzluğumu acilen gidermem gerekiyordu, bu nedenle bir çırpıda buzdolabının yanına intikal ettim. buzdolabını açtığımda karşımdaki manzara çölde serap gibiydi. tang şişesinin kapağını açarak, şişeyi bayrak gibi ağzıma dikmiştim. ama heyhat, o tat hafif ekşili, tatlı ve soğuk meyve suyuna ait değildi! ağzımı, yemek borumu ve midemi dolduran sıvı zeytinyağıydı.

birader o gün bu gündür tang denildiğinde altlı üstlü çıkartırım, altlı üstlü! hatta olayı hattırladığım için bu son satırları tuvaletten yazıyorum amk.

reserved sf 8

birgün altıma sıçtım

@3495 altıma sıçtım amk xdxdxdxd

ayraç: 146 'da kaldım

dedemin traktör yoktu. patoz çektirmek için köylülerden birine para vericekti. bende dedemin parası gitmesin diye harmandaki ekinin yarısını yakmıştım

@300 güldürdün

vardi beyler benim geri
donusturmek istedigim dosyanin
hafizasi cok buyuk 8gb ayrica geri
donusumden sildim onerileri alayim

ünvye geldiğim yıl, hazırlığa gidiyorum. dersaneden bikaç çocuk var. bikaç kız da var ortamda. kızın birisiyle konuşuyoduk, ama sadece ikimiz konuşuyoruz millet sessiz. kız dedi ki hangi bölümdün sen, ulan alışmışız ya liseli ayaklarına 'sayısal' dedim. sonra herkes bi güldü, kıpkırmızı olmuştum amk. sonra tabi ben de gülüp tıp ya tıp deyince ortamda bi sessizlik oldu. amk öğretmenleri hahahhaha.

2 güiza 1 kezman formam var

geçen bir gereksiz arkadaşın doğım günündeyiz pasta falan kesiliyor zoraki ordayım isteksizce, neyse bu üfledikten sonra doğum günün kutladım yalandan muhabbet etme bahanesiyle kaç oldun şimdi dedim kaçlısın dedim 87 liyim dedi öylemi hangi ay dedim sonrası bir sessizlik tabi

en kral salaklığım çoraplı sandeletle çıkma teklifi etmem olabilir belki

arkadaşımda kalıyordum, civcivleri vardı balkonun mermerine koydum hava alsın civciv biraz diye hiçbir şey yoktu o sırada şiddetli bir rüzgar esti civciv 7.kattan aşağı düştü öldü amk bende indim aşağı hemen ağlıyorum civcivin başında herkes toplandı falan başıma ne oldu oğlum ne oldu diye soruyorlar bende öldü öldü diye bağırıyorum yaşlı teyzeler ağlıyor falan en sonunda civciv öldü dedim herkes şaşırdı. civcivi evin karşısındaki boş araziye gömdük

rivaldonun barcelona formasını aldıktan 1 hafta sonra milana transfer olmuştu

1-) biyoloji hocası soru bankasını kontrol ediyordu, bende cevap anahtarından yapıyordum soruları hayliyle. bazı soruları da bilerek yanlış yapıyordum, sınav notlarım kötüydü. bazılarını boş bırakıyordum bilerek, soru numarasınıda yapılacak anlamında daire içine alıyordum. bazı sayfalara garip garip şekiller çizerek, veya karalama yaparak "o sayfada o kadar zaman geçirmişim ki sıkılmışım resimler çizmişim" iması veriyordum, birde I., II., III., IV. gibi sorulardaki maddeler karalıyor veya yuvarlak içine alıyordum ki salladığım belli olmasın.

2-) asıl salaklık bu işte: 4. sınıft yada 3. sınıfta altıma sıçtım ders esnasında, 2. derste kakam geldi, 4. derse kadar tuttum, ama 2 ders daha vardı okulun bitmesine. ben 4. derste sessizce yavaştan sıçıvermişim, kendim bile anlayamadım, hala tutuoyrum snaıyordum, ama ben kakakmı tutarken öyle terler boşalıyordu ki içimden gören noluyor lan falan diyordu, ben de uyduruyordum bir şeyler, tuvalete neden gitmiyor derseniz, tuvaletler çok temizdi ama ben evden başka bir yerdeki tuvalette büyük tuvaletimi yapmaya utanıyordum o zamanlar çocukluk işte. neyse ben sıçınca bütün sınıf tak koktu, herkes sıçanı aramaya başladığında hemen farkettiler şerefsizler beni. arkam öyle bir taştı ki, millet nasıl gülüyor, birde hoca beni dışarı çağırdı konuşmak için, bende en arkalarda oturuyordum, dıaşrı doğru giderken ynaından geçtiklerim huur çocukları bana öyle bir yüz ifadelerini buruşturuyorlardı ki tipini gibtilerimin, ben yerin dibine giriyordum. en sonunda dışarı çıktım hoca ne oldu bir sorun mu var dedi anlamamazlıktan gelerek, yoo hocam deyince o da altına mı yaptın dedi, ben de hayır hayır hocam dedim salak gibi o da iyi gir içeri deyince ben de bir elimi yüzümü yıkayayım hocam dedim, tuvalete giderken birde geçtiğim yollara tak düşmüş zütümden, neyse ben kıçımı o zaman anneme sildirirdim, donun içndekileri tuvalete dökmeyi denedim yapamadım, hiçbir gib yapamadna salak gibi geri geldim sınıfa. öyle idare ettik 2 ders. sonrada abim beni almaya geldi, anladı hemen durumu ama hiç gülmedi, eve koşarak gidelim dedi tak dağılır dedi. asdşlkadsşa

(bkz: sınıftaki rezilliklerim)

oh be buldum bu başlığı yeniden

quinn konseri olan akşam gs fb derbisi varmış. gittim amk işte bu

Spor salonunda arkamdaki hocayı arkadaşım sanarak ona küfürlü dilde konuşurken sigaramı içtiğim zaman