konu ebeveyn-erkek çocuk ilişkisine geldiğine göre, bu konudaki fikir ve tespitlerimi içeren iki yazımı atacağım.
yakın zamanda ekşi sözlük yazarı oldum. artık ben de bir fularlıyım.bu yazdıklarımı da zaten \"the red pill\" başlığına attım. nickim \"platondan daha platonik\"
---
iyi geceler ahali.
skeptico\'nun (türk trp yazarı. ekşi yazarı. kırmızıhap.org\'un sahibi) ele aldığı bir meseleyi açmak istiyorum:
ebeveyn-çocuk ilişkisi.
bu iki entry\'de \"ebeveyn-erkek çocuk ilişkisi\" olarak daraltıyorum konuyu.bu entry, baba-erkek çocuk; sonraki anne-erkek çocuk.
not: mantık yürütme sonucu ortaya konmuştur. gözlem alanı dardır. yatırım tavsiyesidir ancak siz yine de... işte.
---
hipergaminin ne olduğunu biliyoruz.
kimde var? mantıken kadında.
erkekte var mı? yok.
erkeğin eş seçim mekanizması başka.
bu mekanizmalar çocuk yetiştirirken de etkili.
anne, oğluna hipergamik yaklaşıyor:
evlendiğinde de ona baksın; onu rahat ettirsin.
ve oğluna bu yönden test yapıyor.
en önemlisi de ondan babasına göre beklentisi var. yani babası 10\'da 7\'lik bir erkekse, anne oğlundan 10\'da 7\'nin üstüne çıkmasını bekler.
arada bunun kaygılarını yaşar; oğlunun hipergami eğilimini tatmin edip etmediğini görmek için onu test eder:
yani dırdır ve benzeri yöntemler kullanır. örnek verirdim ve vermeliyim. sanırım uykum olduğundan dolayı veremeyeceğim.
baba ise test etmez. baba zaten oğlunun durumunu bariz bir biçimde görür. onun derdi oğlunu erkek yapmaktır.
bu nasıl olur? baba, oğlunu nasıl erkek yapar?
çok, çok, çok basit:
akıllara zarar:
erkek olarak!
bu, cidden bu.
erkek olacak, oğlu da bunu görecek.
hacıyatmaz gibi bir insan olacak babası; hayattaki hiçbir şey onu deviremeyecek, hedefinden ve yolundan ayıramayacak.
bu sabit fikirlilik değildir. fikri ince eleyip sık dokuyacak baba, ancak kararını verdiği anda harekette tereddüt etmeyecek ve yürürken de durmayacak.
yolculuğunda yanında olan, hiç yoktan telaş yapan, \"sırtımızı yasladık ama doğru adam mı?\" diyen anneye güven verecek.
oğlu, babasını işyerinde de, başka kadınlarla da, annesiyle de görecek.
bir erkeği, -ahmet\'i mehmet\'i değil, herhangi bir erkeği-; çalışırken, çapkınlık yaparken, kocalık ederken görecek aslında. babasının kişiliğini aşacak orada; öze inip onun cinsiyetini alacak, yani cinsiyetinin gerektirdiklerini. yani aslında baba, babalık yapmayacak; erkek olmayı oğluna gösterecek. oğlu da süngerin suyu emdiği gibi emecek.
ulan ne kolaymış ya.erkek çocuk babası olasım geldi.

Iyi geceler beyler,

Haliniz vaktiniz yerindedir umarım malum hareketli bir ülkenin gergin vatandaşlarıyız, burası da bütün o gerginliği stresi üzerimizden attığımız gibtiri taktan mekanımız. Fakat bugün bahsedeceğim mevzu biraz can sıkıcı olabilir o yüzden motivasyon depolayıp coşmak isteyen arkadaşları kenara alabiliriz.

Yeteri kadar kız tavlama kişisel gelişim başlığı ve kitabı okuduğumu düşünüyorum. Istisnasiz hepsinin ana fikri \"bastirildiniz ve ortaya çıkmak hala elinizde\" şeklinde oluyor. Zaten propagandanın ruhu bu. Size umut satmadan sizi harekete geçirebilecek tek sey korkudur. Mesela iyi bir propagandacı olan siyasetçiler size sadece bizi secerseniz ülke çok iyi olacak demezler. Ben gidersem her sey çok kötü olucak enflasyon yükselecek piyasa duraganlasacak stagflasyon yaşanacak da derler. Piyasanin daha da kotu olacagina inanan isleri kesat giden esnaf da istemeye istemeye gider oyunu verir. Çok defa siyasetçilerin kriz anlarında oylarını yükselttiği bazen en güçlü hallerine büründükleri görülmüştür. Kontrol edilebilir bir korku pektabi her iktidarın istediği bir durumdur. Bu yüzden siyaset dili bazen fazla resmi kaçmasına rağmen içinde hafif tehditkar ve sinsi bir havayı da içerir.

Benzer bir dilin bu kişisel gelişim başlıklarında da bulunduğunu görebilirsiniz. \"Hâlâ yerinden kalkıp bir şeyler yapmıyorsan ananın kucağında yaşlanabilirsin\" \" O anasını sıktigimin sosyal medyası seni öyle köpek hale getirdi ki geçirdiğin zamanın kıymetini unutur hale geldin\" \" Şu başlığı okuyup da spor yapmayanin anasını gibeyim zaten.\" Gibi gibi yüzlerce cümle okumuşsunuzdur. Ayrı ayrı degerlendirdigimizde bize verdiği mesajlar birbirinden bağımsız gibi görünse de verdikleri korku ve umudun ortak olduğu ortada. Bir tarafta potansiyelini değerlendirememe korkusu varken öte yanda kısaca daha konforlu bir yaşam umudu var. Tabi bütün bu olanları bu kadar donuk ifade etmiyorlar. Yoksa hitabetin manası kalmazdi.

Eğerki söylem yeteri kadar güçlüyse derin fikir değişimlerine yol açabilir. Eskiden günümüze ünlü kanaat önderlerini düşünün. Onca peygamberler papazlar hahamlar halifeler misyonerler... Hepsi de insanların korkularına hükmedebilen yetenekli kişilerdi. Iletişim ve uzay cağına geçtiğimiz şu günlerde hatipler belkide her zamankinden daha güçlü ve daha kurnazlar. Böyle de olmak zorunda. Insanlığın hemen hemen her alanında zirveleri yaşadığımız şu dönemde zaten aksi saçma olurdu. Bu yüzden ne dinlediginize ve okuduğunuza dikkat edin. Eğer uslu bir okuyucu olursanız bütün bir toplumun devinimini sağlayabilecek gizemli sözlerin atesledigi derin korkularin ipuclarini görebilirsiniz.

Part 2 ebeveyn ilişkilerine karşı burada oluşturulan söylemle alakalı olacak. Okuyan varsa belli etsin suku cugu farketmez.

(bkz: #199739837)

Umut- korku manipülasyonu size de çok defa tavsiye edildiği gibi alt- sürüngen beynin tepkileriyle beslenen bir manipulasyondur. Gücü bu özelliğinde yatar. Çünkü sürüngen beyin tembeldir sıkıntıyı sevmez, kolay haza ise asla doymaz. Bu yüzden organizmayı "haz hesabı (bkz: )" tutturacak şekilde yaşamasını sağlar. Peki nedir bu haz hesabı? Ingiliz liberalizminin kurucusu John stuart mill tarafından insanların mutlulugu tanımlama şeklidir. Bu adama göre haz mutluluktur fakat gazlarında kendi içerisinde bir sıralaması vardır, bir haz başka bir hazza tercih edilebilir. Ilerideki daha büyük bir haz için küçük hazlardan vazgeçilebilir. Haz yasası aynı şekilde büyük topluluklar için de kullanılabilir. Bir ülkenin menfaati için fedakarlıklar da bulunulabilir. J.s mill böyle söyler en azından.

işin biz ile alakalı kısmına yeniden odaklanirsak sürüngen beynin tehlike veya haz bölgelerini uyarabilirsek bizim için fedakarliklarda bulunmasını sağlayabiliriz. Bu ve bundan bir önceki entrimde korku ve umut üzerinde durmuştuk. Izninizle Bu ikisi için küçük iki örnek verip bahsi kapamak istiyorum. Zaten güneş doğdu ve spor yapmak için mükemmel bir saat. Bu fırsatı kaçırmak istemem.

Köpeklerin evcillestirimesi ile alakalı evrimsel öyküyü hatirlarsiniz. Köpekler kurtlarin soyundan evrimleşmiş canlılardır. Latince olarak canis domesticus olarak adlandirilirlar ki ismindeki evcil ifadesi dikkatinizi çekmiştir. Anlatılan hikayeye göre kurtlar tür olarak insan ırkına çok da ısınabilen hayvanlar sayılmazlar. Fakat bazı kurtlar doğasına aykırı olarak bu itkiden mahrum doğmuşlar ve insanlara yaklasabilmisler. Ilk dostluğumuz burada kurulmuş.(Iyi ki kurulmuş, zamanında iki pitbul sahibi olmus biri olarak hayvanlarla aram iyidir.) Insan elinden beslenen bu kurtlar üreme sanslarinin artması ve yeterli beslenme sayesinde sayılarını artırmaya ve artık avlanmaya ihtiyaç duymamaya başlamışlar. Bunun yerine daha sevimli ve zeki olan secilmeye başlamış. (golden labradorlar ile sibirya kurtları aklınıza gelsin. Biri şipşak öğrenirken sibirya kurtları maldır, oyuncu değildirler.) Iste sürüngen beynin kullanılmasına yönelik kadim bir hikaye. Haz peşinde koşan kurtlar şimdinin küçük finolari oldular. Allan işi ıste.

Korku ise bence çok daha kolay tetiklenebilen bir zaaf. Mesela beni ele alalım. 2 entridir yazım stilim sade bilgi verici ve bence duygusuz. Bilgi amaclı olduğu bariz ortada. Oysa sizi etkisine maruz kaldığınız bir tehlike üzerine uyarıyorum aslında. Eğer bir önceki entriyi usulüne uygun bir şekilde bizi kandırıyorlar kendinize gelin çok az vaktimiz var yapacaklarimiz çok ve ben ne yapacağımı biliyorum altyapısı ile hazırlasaydım emin olun bu entriyi geniş geniş yaylana yaylana değil de en azından neyden bahsetmiş ne önermiş bu amkmun salağı şeklinde okurdunuz. Çünkü siz fikren ciddiye almasanız bile içinize şüphenin tohumları çoktan atılmış siz de oltaya gelmiş olurdunuz.

Ebeveyn olayı sonraya kaldı yeniden görüşmek üzere see you *** son kısım biraz aceleye geldi kb