Nofap (mastürbasyonu bırakmak)
uzun bir yazı ama kesinlikle sonuna kadar okumanızı tavsiye ediyorum beyler yazı NoFapTürkiye den alıntıdır.

NO FAP'iN FAYDALARINI MI iSTiYORSUN ?? SEN BU FAYDALARI KALDIRAMAZSIN..

Özgüven istediğini söylüyorsun. Kadınlara çekici görünmek istediğini söylüyorsun. Kız arkadaş istediğini söylüyorsun. Sadece bir kız arkadaş değil, güzel, zeki ve ilgi çekici bir kız arkadaş. Artık depresif olmak istemiyorum diyorsun. Arkadaşlar ve sosyal bir hayat istediğini söylüyorsun. Sadece sosyal hayat değil, fakat genel olarak bir hayat. Mükemmel olmak istediğini söylüyorsun.

Fakat bunları kaldırabilirmisin?

Evet yapabilirmisin?

Bundan şüpheliyim.

Başkalarına ne söylediğini umursamayacak kadar özgüvenli olmayı kaldırabilirmisin? Potansiyel olarak insanları kırmayı göze alabilirmisin? Uzun süren gecenin ardından gelen dalgınlıkla bardaki kadın grubuna ofansif espriler yapabilirmisin? Yıllardır tanıdığın bir veya iki arkadaşınla ilişkini şuan çok özgüvenli olduğun için kesip onlara ne düşündüğünü daha önce hiç yapmadığın kadar açık şekilde söyleyebilirmisin? Potansiyel olarak yüzüne bir yumruk yemeyi göze alabilirmisin?
Mükemmel olma yolunda geçici olarak züt deliği olarak çağırılman gerektiğinde bu olasılığı kabul edebilirmisin?

Bir seferde birçok farklı kızın senin ilgin için yalvarmasını kaldırabilirmisin? Kendi arzularını kontrol edebiliyormusun? ciks hayatın ve iş hayatındaki dengeyi kurabiliyormusun? ciksi düzenli olarak kısıp bu sayede yatağına yeterince erken yatıp amaçlarını başarmak için sabah erkenden kalkmayı kaldırabilirmisin? Geçen gün yattığın kızın sana tekrardan "en kısa sürede bütün gün arzularının içinde kaybolmak için sabırsızlanıyorum" dediğinde gerçekten sakin ve aklı başında kalabilirmisin? Sebepsiz yere seninle 2 hafta boyunca konuşmadığında? Potansiyel olarak kızların kalbini kırmayı göze alabilirmisin? Duygusal ruh değişimlerini?

Kendini kontrol edebilirmisin?

Sahte arkadaş gruplarının sırf kendilerini daha iyi hissetmeleri için senin ilgine muhtaç olmalarını kaldırabilirmisin? Sosyal buluşmalarından birtanesinden sonra bir diğerini, hayatındaki daha önemli şeylere zaman ayırmak için iptal edebilirmisin? Hangisinin önemli olup hangisinin olmadığı arasındaki farkı söyleyebilirmisin?
Annen, baban,ablan ve kardeşinle dahi düzgün iletişim kuramazken;bir kadını, kız arkadaşı ve sağlam bir arkadaş grubunu kaldırabilirmisin?

Kız arkadaşının günün her saniyesi seninle konuşmak için yanında olmamasını kaldırabilirmisin? Sürekli sokaktaki herifler tarafından rahatsız edilmesini? Diğer adamların potansiyel olarak her yönden senden daha cool, zeki,zengin ve daha çekici olmasını kabul edebilirmisin? Kız arkadaşının kendisi için hangi insanın daha iyi olduğunu test etmesini? Liderliği alabilirmisin? istediğin bütün herşeyi elde ettikten sonra bile daha iyi bir adam olmak için ne olursa olsun kendini geliştirmeye devam edebilirmisin?

ÖZELLiKLE bütün hepsini elde ettiğini düşündükten sonra?

Çok fazla parayla birlikte gelen güç ve prestiji kaldırabilirmisin? Yıllardır konuşmadığın arkadaşlarının aniden gölgede belirip senden iş önerileri alabileceklerine inandıkları için sana gelmelerini?Üst düzey pozisyonundan ötürü gelen sorumluluğu? işinden atıldığında veya daha kötüsü olduğunda eşini, çocuklarını ve aileni bu durumdan kurtarabilirmisin?
Hatalar yapmayı, yanlışlar yapmayı ve tekrar tekrar dibe vurmayı kaldırabilirmisin? Yada bütün bu başarıdan dolayı gelen egoyu?
Bukadar uzun süre istediğini söylediğin herşeye sahip olduktan sonra ruhuna sadık kalmayı başarabilirmisin?

Benim tahminim yapamazsın.

Eğer sadece basit bir ferre bağımlılığın üstesinden gelemiyorsan, bunlardan herhangi birini kaldırabilme olasılığın nedir?

Eğer sadece elini gibinden çekemez ve gözünü ekrandan alamazsan, sana bu faydalardan herhangi birini hakkettiğini düşündüren şey nedir?
Faydalar sadece birer lütuf değildir. Onlar zorluklardır.
Faydaları göremiyorsun çünkü onları kaldırmak için çok zayıfsın.Çok korkmuşsun.
ferreya hayır diyemiyorsun. Alkole hayır diyemiyorsun. Uyuşturuculara hayır diyemiyorsun. Video oyunlarına hayır diyemiyorsun. Bilinçsizce sosyal toplanmalara hayır diyemiyorsun.

Gerçek ne?

Sen fedakarlık yapamıyorsun.

Eğer bazı faydaları görmek istiyorsan bazı fedakarlıklar yapmanın vakti geldi. Aynadaki o adama sert bir bakış atıp kendine şunu itiraf etmenin zamanı geldi “bu adam yapması gerekenlere sahip değil.Bu adam, sevdiği herkesi hayal kırıklığına uğratıyor.Bu adam; gücüne, kuvvetine ve güvenine ihtiyacı olan o dışarıdaki kadını yüzüstü bırakıyor.Bu adam, eğer sadece birlikte bir tak yapsalar onu sevecek olan o muhteşem kızı yüzüstü bırakıyor.Bu adam, öğrenmek gelişmek ve kendileri için daha iyi biri olmak için onları teşvik edecek o doğru babaya ihtiyaç duyan bir çift çocuğu yüzüstü bırakıyor.Bu adam, olduğu ve olabileceği o insanı yüzüstü bırakıyor.”

Doğrusu, sen bütün herkesi hayal kırıklığına uğratıyorsun.Çünkü yapman gerekeni yapmıyorsun.Çünkü sen basit bir iş olan aptal bir alışkanlığa tekme atmayı bile beceremiyorsun.

Kendine bir iyilik yap ve erkek ol.Bırak eski sen ölsün bu sayede yeni sen sevgisini istediğine verebilir ve onlara hak ettiği ilgiyi gösterebilir.
Onlar bizi istiyor. Onların bize ihtiyacı var.Ve harcayacak vakit yok.

Eğer bunu sonuna kadar okuduysan öyleyse sırtını sıvazlayabilirsin.Bu cesaretin olduğu anldıbına geliyor. Aynaya bakma ve kusurlarını itiraf etme cesareti. Onlar sayesinde çalışma cesareti. Bütün bunlardan sonra senin için bir umut olabilir.

Faydalarımı istiyorsun?
Sen en iyisi faydaları kullanabilmek için kendini hazırlamaya başla.

bu gecede kardeşlikten bir alıntı yapıcam beyler sizlere faydası olacagını düşünüyorum.
PART:1
Gelişme sürecim;

Kendin için bir şeyler yap. Kadınlar için yahut ortamda sözüm olsun niyeti ile değil. Parfümü sıktığında ilk kendin koklayacaksın. Dişlerin beyaz olduğunda ayna karşısında ilk kendin göreceksin göz kamaşmasını.

Birçok zorlu dönemden geçtim. Kendini beğenmeyen, her fırsatta kendini ezen, birilerine muhtaç olan ve bunu belli eden biriydim. Yolda görseniz bir tekme de siz atardınız.

Her dakikanın geçen her salisesinde ayrı ayrı gibilen ve hasarı katlanan pgibolojimi bir tane bile antidepresan yutmadan tedavi ettim. Kendi vücudum, kendi zihnim! Kendimi aldım karşıma;
- Ne ulan senin derdin? Suratındaki sivilce mi? E insansın, olmalı. Az yağ tüket, az asıl aletine. Boyun mu kısa? Neye yetişemiyorsun hayatında? Platform ayakkabı giy. Vasfın mı yok? Başla bir şeylere, birkaç hobi edin kendine.
Şeklinde giden diyalogda toparlanabildim az da olsa.
Daha sonrasında ruhumun aç olduğunu fark edip müzikler keşfettim. Sarı saçları altından taç gibi duran James Hetfield'ın ses tınısını benimseyip her sözünü motto haline getirdim.
izlediğim filmlerdeki fark edilmeyen ayrıntıların üzerine yoğunlaştım. 1 gün boyunca çıplak gezdim odamda. Üşüdüm ama ihtiyacım vardı.
Kısacık saçlarımı tutup şekil vermeye çalışırken öfkelenip "uzatıyorum artık, uğraşamam" dedim. Her gün evden çıkarken saçımı toplayıp da çıkıyorum, ne bir tarak ne bir sprey.
Yuvarlak kafamı bir şekle sokmak için sivri sakal bırakıyorum. illuminati piramidi adını verdiğim sakalım artık çığırından çıktı, bu piramidi ne mısırlılar ne de uzaylılar inşa edebilir.
Takılara/aksesuarlara yöneldim. Bileklikler, yüzükler, küpeler, saatler... Paramı bunlara verdim. 9-10 tane bileklik, 20-25 tane yüzük, 5 tane de saat aldım. Yüzüklerin hepsini sevdiğim doğrudur. Bu yüzden aralarından en sevdiğim 16 tanesini 10 parmağıma uygun şekilde takıyorum. 6 tane bileklik takıyorum, hepsi de çelik. Xraylerde kolayca geçiyorum alaşım olmadığı için. Saatimi de sağ bileğime takıyorum. 5 tane halka küpem var. Sol kulak mememde 3 tane delik var, buraya 2 tane sırayla gri, sarı olmak üzere ince küpeleri takıyorum. 3. deliğe de gri geniş takıyorum. Sağ kulak mememde zincirli küpem var. 3 zinciri var, birinde sol anahtarı, birinde tiyatro logosu, diğerinde de peace/barış sembolü var. Sağ kulak kıkırdağıma da gri halka takıyordum, acı verdiği için takmadım kapandı delik. Tekrar deldireceğim.
Rengarenk giyinerek maymun olmaktan ziyade simsiyah giyinip renkli olan herhangi bir şeyi ön plana çıkarıyorum. Simsiyah giyinen birini düşün, mavi bir bot giydiğinde gökyüzünde yürüyen kara bulutu andırır bu kişi.
Geldik işin en zor kısmına. Yaptığın hataları, hata olarak kabul edip gururuna yedirmek. Açtım whatsapp ve facebook messenger geçmiş sohbetlerini. Kimle ne konuştuysam, hangi kıza nasıl yaklaşıp nasıl ilerleyip ve onu nasıl yitirdiysem hepsini okudum. Hatalarımı buldum ve kabul ettim.

PART:2
"Sıfatını gibtiğimin eziği, hiç kıza 'hayatımı sana adayacağım' denir mi? giber işte böyle, hayatını da karakterini de giber."
Üç-beş kız arasında dolanmaktan ziyade bunlara hiç yazmayıp yeni yüzler görmeyi hedefledim. Yeni kızlarla tanışıyor, yeni ortamlara giriyordum. Arkadaş ortdıbının ortamlarına girerek estirirsin ya, o biçim. Benim bu toparlanma evremden sonraki ilk buluşmada beraber içtiğim arkadaşımın ortdıbına girdim. Akşam eve döndüğümde muhabbet etmeye çalışan kızlar, özgüvenimi kazanmama yetti.
Hobilere gelelim. Diziler, filmler, müzikler... Bunların yanı sıra adobe Illustration programında amatör çizimler yaptım, bir çizim nereden baksan 9 saat sürüyordu. Sık sık sigara bitiyor diye puro içiyordum o sıralar, hey gidi hey! Ondan sonra gitar çalmaya başladım. Bir-iki kere sahne aldım. En son sahnemde solo gireceğim sırada solistin söze girmesi sonucu gitarı bırakıp tabüreden kalkıp gitmiştim. Daha da sahne almadım. Yorgun bir günün gecesinde çalıp, söylerim; eğlendiririm kendimi. Enstrümantal bestelerim var, otuza yakın. Yazmaya başladım. ifade etmek gibi bir niyetim yoktu. Sırf okuyanlara ispat etmek gibi bir niyetim de yoktu. Niyetim neydi bilmiyorum lakin birikimimi açmaya başladım. Üniversitenin dergisinde yazarlık yaptım ve hala yapıyorum. Okuduğum bölüm gereğince bazı çekimler yapıyorum. istiklal'e gidip kamera omuzda çekim yapıyorum. Bir tane Rus kız bulmuştum, kızı gizlice çekiyordum. Kafasını kaldırıp da gülümsemesi yetti yanına gidip tanışmam için. Uzun uzun çektim, hala bakar o naif ve zayıf karakterini özlerim o kızın. Seçmeli ders olarak aldığım haber radyosunun yayınını da yapıyorum. Gelişim adına kitaplar okuyor ve uyarlıyorum toplumuma, hayatıma. Söz sanatları, yazı analizi, karakter analizi, yazıdan karakter analizi yapıyorum. Farklı insanlarla tanışıp pgibolojilerini çözüyorum. Çözemediğimi de bertaraf ediyorum.

1 ay kadar sürdü benim bu gelişim sürecim. Bir ay boyunca geçmişimde yaşadıklarımdan dem vurup kendimi azarladım. Kendimle çatıştım. Sonucunda ikimiz de galip geldik. Alfam ile ortak yönümüzü bulduk. Ben gururumu okşayan iltifatlar işiterek alfamı besliyorum, o da özgüven ve yetki vererek, "saldır" diyerek karakterimi besliyor. ikimiz de ezik karakterimin üstesinden geldik.

Eski sevgililer, eski hatunlar. Ahh, canlarım benim. Ne de merhametliydiler, zayıf bir karakteri tokatlayıp aşağıladılar. Şimdi de "Seni tanıyamıyorum, ne de çok değiştin. Eski Ömer gibi sevmiyorsun beni." diyorlar. He anasını gibtiğimin kızı, eski Ömer olsun da şamaroğlanı et yine. Yok efendim, yeni Ömer'e alış, aksi halde gibtir olur gidersin. Hiçbirinize ihtiyacım yok.
Beni aşağılayanlardan biri de 9 yıllık arkadaşımdı. Kız aptalın tekiydi, lakin buna rağmen beni aşağılayabiliyordu. En son buluştuğumuzda bir AVM'nin Kahve Dünyası dükkanında Milkshake içiyorduk. Yanında da mesai arkadaşı vardı(giyim mağazası). Ben bu kıza devamlı "Hadi sevişelim" derdim. O da "Evlenmeden olmaz" derdi. O gün bana "Hadi evlenelim" dedi. "Sevişmeden olmaz" dedim. Yanındaki kız da(basenlerine öldüğüm) "Bence seviş kız, süper bir şey" dedi. Daha önce evlilik yapmış ve boşanmış, genç yaşta dul bir kadın işte. Kızdan beklemediğim bir şey duydum "Hatta korkuyorsan ben de olayım yanında" dedi kıza. Ben de "Olur, grup da uygundur" dedim. Kahkahalar patlıyordu her cümlemde. Bu muhabbetin sonunda otoparka indik, o evlilik yapan kız arka koltukta taytını değiştiriyordu. Dikiz aynasında göz göze geliyorduk. Diğer kız da elimi tutup bluzunun içinden göğüs uçlarına dokundurdu. "Bunu niye yapıyorsun?" dedim. "ilgini çekmiyor mu?" dedi. "Sevişmeyeceğim bir kızın göğüs uçlarının dik olması neyi ima eder ki?" dedim. Cevap dahi veremedi. Bu kızla takılırken çıktığım diğer kız(11 dil bilen hatunum), beni öyle güzel terbiye etti ki birader, anaç karakteri ile annemcesine merhamet etti. Her kadını kaltak olarak görürüm, istisnaların olmasının sebebi bu kızdır. Tam onun hakkında bir altın dişi olabilir diye düşünürken okuduğu bir kitabın büyüsüne kapılık satanist olduğunu duydum. Daha sonra da 4 kutsal kitabı okuyup Müslüman oldu, tasavvuf edebiyatı ile ilgileniyor fakat artık onun hakkındaki düşüncem sabit. Okuduğu her şeye tapan, salak bir kadın.

Yani kardeşlerim, hiçbir halinizi umutsuz olarak görmeyin. Yaptığınız hataları gözden geçirip farkına varıyorsanız iş değişir. içinizdeki it oğlu it ile temasınızı kaybetmeyin. Ona itaat edin(alfanıza). Giyim, koku, bakımınıza dikkat edin. Kendinizi beğeneceğiniz şekle sokun. Çünkü eğer sokmazsanız kafanıza takılır. Sevmediğiniz bir saç stili ile hiçbir cinsin karşısında rahat olamazsınız. "Acaba şuan saçım hakkında ne düşünüyor?", aslına bakarsan saçına bakmıyor bile. giblemiyor. içindeki cevheri kazıyor o kişi. Hobilerin, söz sanatın, seçtiğin kelimeler ve telaffuzların ön planda.

Bugün yanımda bir kız sandviç yiyordu, yerken de ufak ufak döküyordu kırıntıları. "Ayyy, içime bile kaçmış" dedi. "Fırın bilmezdi yaptığı ekmeğin güzel iki göğsün arasına düşeceğini. Ben de bilmezdim kendimi senin dekolteni izlerken bulacağımı" dedim. imalı gözlerle bakışı aldım, bir şey söyleyeyim mi, yapışsam bademcik ameliyatı yapardım o kıza orada, lakin ağzında ekmek vardı, tiksindim.

Bakışmanın taraftarı değilim, olmadım. Bakıyorsan sebebi vardır arkadaşım, sebebi varsa git danış bunu baktığın kişiye. "Burnunda sümük var" de yahut "Dudağını şöyle yaparken çok hoşuma gidiyorsun" de. Ben bir ara uyarıldım, "Hacı kız seni süzüyor, gözüyle gibti. Bir sigara yak bence" şeklinde. Bakan kıza diktim gözümü. Baktım öylece. Kalktı yanıma geldi "Ne bakıyon, hayırdır?" dedi. Ananı gibeyim, keko çıktı huur. O sırada kızın omzunu tutup sola doğru çektim. Arkasındaki kalabalığı izliyormuş gibi bir hal takındım. Yanımdakine de "Şu senin eski sevgilin değil mi lan?" dedim. Kız bir züt oldu birader, her yerinden tak çıksa şaşırmazdım.

Bir kızı reddet, bu sana kabul ettiğinde yaşayacağın hazzın daha büyüğünü verir. Devamlı reddetme, 1-2 kere reddet.
Bir kız vardı, Amacı Olmayan Sayfa'da tanıştım. Yollu gibi konuşup, namuslu takılıyordu. Bu tarz insanlar için yapılacak şey şudur, kızın içindeki azgın fahişeyi ortaya çıkar. Senin içindeki alfa ne kadar gibici ise o kızın içindeki delik de o kadar alıcıdır. Kızla güzelce muhabbet ettim, arada sırada erotizmi çağrıştıracak mesajlar verdim. Üstü kapalı, empoze şeklinde. Kız artık kıvamındaydı ve beni kahve içmeye çağırıyordu "Lan, gel kahve içek" diyordu. Reddettim. Ertesi gün yine "Şşş, lan. Gel kahve içelim, benden." dedi. Yine reddettim. Ertesi gün tekrardan "Kahve ısmarla lan bana." dedi. Yine reddedince "Altımda tanga var. Kaçırdın" dedi. Aklı sıra pişman edecek. "Dur bakalım, altında hala tanga varsa hiçbir şey kaçırılmış değildir. Kalk bana gel" dedim. "içimde tanga var fakat yanına gelirken bol boxer giyeceğim" dedi. "Bir tarafından tutup çekersem daralır o, hadi gel" dedim ve geldi. Tangası siyahtı, teni beyazdı. Ama her haliyle beni tatmin edebilecek biri değildi. Azıcık daha zeki olsaydı orgazmın tavanında yürüyecektim fakat aptaldı aziz kardeşim.

Geliştir kendini. Meziyetlerinin farkına var. Çevremde dost dediğim erkekler birer birer siliyor beni. Sırf yanımda ilik gibi hatun gördükleri için. Beta olmayın, omega ile idare etmeyin. Alfanızı besleyin.