PART 1
They Call Me Alpha
Alfa kavrdıbının örnekleriyle açılımı niteliğindeki bu yazıyı okumayanların burada paylaşılanlardan bir halt kapamayacağını hepimiz biliyoruz.
Okuyun ve bilinçlenin.
Herkes alfa olduğunu sanır(ben dahil), lakin bir alfa değiliz. Alfa olup olmaman da bulunduğun ortamla doğrudan ilişkilidir.
Penisin şeklini bilmeyen bir kızın ciks bilgisi ne denli yüksek olabilir?
Böyle kızlardan oluşan bir toplumda ciksi her ayrıntısıyla anlayabilecekleri şekilde anlatırsanız size taparlar elbette. Siz de "Alfayım, yuppiiiii" diye sevinirsiniz lakin o kadar da kolay değildir.
Kişilik bölünmesi ile karıştırılmaması gereken bir husus vardır. Bölünme değil, iki karakter de sensin. Yalnızca sen. Beyninin sana oynadığı bir oyun değildir, hayatın kurduğu bubi tuzağı hiç değildir ve hiçbir zaman ananaslı pizza tadı olmamıştır bunun.
1. karakter, "armut piş ağzıma düş" misali hazır olan ortama girip o ortamda esprilere, sorunlara ve gündemine ilişkin iştirak eden karakterinizdir bu.
2. karakter, "hadi demir alıp Tortuga limanında Rom içelim bu gece" misali bir şeyler yapan kendi halinde alfa karakterdir bu. Organize, domine eden karakterinizdir.
TCMA blogunda My7'nin bahsettiği durum Gora'daki Arif karakterine Garavel'in söylediği repliğin aynısıdır...
(Bakınız: "Sendekini sana koyacağız Arif.")
Bırak şu karı-kız mevzularını, seni ailene müjdeleyen her kimse "Nur topu gibi bir erkek çocuğunuz oldu" dedi zamanında. Sen bir erkeksin. Erkekçe manevralar yapacaksınız hayatınız boyunca. Kadınlar kavşak olacak, tümseklerinden sekeceksiniz bu yolun. Sen, erkek ortamında bile domine edebilecek bir bakış açısına sahipsin. Betaların enerjilerini emerken hayat enerjinizi istediğinizi elde etmek için kullanacaksınız.
Antipatik bir tip olmayın hiçbir zaman. Bilgin bilgin konuşup da sıkmayın aptal karşı cinsinizi. Onlar bir gibten anlamayacaklardır. Açık ve berrak konuşun. Haa, arada sırada bilinç gibeceğiniz zamanlar gelecek. O zaman öttürün süslü cümlelerinizle genel kültürünüzü.
Kız ortamında öyle büyük çığır açın ki o günün gecesinde whatsapp grubunda "ne erkek ama!" şeklinde dedikodular dönsün. Bu kız grubunun gözüne girmeye çalışan betalara sizden bahsetsinler.
Gururunuz olacak elbet, lakin duygularınızın gururunuza kalifiye eleman gibi girmesine müsaade etmeyin. Duygularınız her zaman var olacak ve ilelebet kalacaktır. Sizin duygularınıza tutumunuz önemlidir. Ben, ayakkabımın içindeki çakıl taşı muamelesi gösteriyorum duygularıma. insan içinde ayakkabımı çıkarıp da taşı düşürmeye çalışmıyorum. Gün boyunca rahatsız ediyor fakat o günün akşamında ayakkabımı çıkardığımda düşen taşa "Ananı gibtim işte!" diyorum.
Her gecem yatağıma uzanıp gün içinde yaşanan sözlü yahut yazılı diyaloglardaki kelimelerimi düzeltmekle geçiyordu.
Örnek: Bana "Ukalasın, bu beni rahatsız ediyor." diyen kıza "Ukala olmadığımı ikimiz de biliyoruz, rahatsız olmanın tek sebebi cahilliğindir." derken ayıp mı ettim acaba? Yok bee, oh olsun kaltağa.
Eee kardeşlik... Nasıl geçiyor karşı cinsle olan muhabbetiniz? Allah arttırsın, arttırsın da sen bi' gib yapmazsan Allah da sana bi' tak vermez. Hiçbirini anlamaya uğraşma, anlayamazsın. Kavrayamaz ve ona göre hareket edemezsin. Nabza göre şerbet, fahrenheite göre sperm veremezsin bu kaltaklara. Anlama evresini geç, anlaşılmaz karakterlerini gib-at. Onların oyununu oynarsan yaradılış ve yetiştirilişinden ötürü "hebele hübele eğvle eğvle" dersin. O an ölmek ve kurtulmak istersin.
Ağır hareket et, her espriye ağzını ayırarak gülme o ağzını gibiverirler. Sana daha kaliteli espri yapana kadar onları cezalandır. Çünkü sen gülünce fetholmuş oluyorsun, onlar da zaferin verdiği sarhoşlukla seni giblemiyorlar. Kıvrak bir karakterin olsun, yılan ol, yılan!
Bazen kasıtlı olarak fermuarımı açık bırakırım. Öyle yürürüm toplum denilen gibimsonik ortamlarda. Geçenlerde metrobüs üst geçidinde anketör kılıklı bir kaltak çevirdi ve "Pardon, fermuarın açık... " dedi. Kızın duymaması için çabalarcasına "Vay kaltak!... " dedim. Asıl amacım duyması yönündeydi. Oradaki "Kaltak" sözcüğü bu fermuarı indiren, işini bitirdikten sonra kapatmayan kaltağa söylenen bir sözcüktü. Bunu da yansıttım. Bu anketör kız ben fermuarımı kapattıktan sonra "Şu yüzüklere, şu bilekliklere, küpelere, tarza bak yaaa." dedi. Yüzümün sağ tarafı ile tebessüm ederek "Eyvallah... " dedim. Kız beni fethetmek adına yapıyordu bunları. Sonrasında da "ingilizce kursu düşünüyor musun metalhead?" dedi. Bak bak, bana ingilizce şov yapıyor. "Biliyorum zaten, dilersen bundan sonraki konuşmamız ingilizce olsun." dedim. "Hönk O.o " şeklinde kaldı kız. Toparlanıp "Tahmin etmeliydim ingilizce bildiğini... " dedi eliyle beni baştan ayağa işaret ederek. Tekrar "Eyvallah" dedim aynı sırıtışla. Sonra da "Metrobüse yetişmem gerekiyor, yalnız Toefl sınavı için tekrar bir üzerinden geçmek isteyecek olsam sana nasıl ulaşırım?" dedim. Telefonumu çıkardım(bu hareket 'ver numaranı, kaydedeceğim' anlamındaydı), söyledi kendi numarasını. Kaydettim. Anketör kızla tokalaşıp öptükten sonra içimden zafer çığlıkları atarak yürüdüm, omuzlar dik, baş(lar) dik :P biçimde. Sonrasında whatsappta gelişen konuşmalarda yoğunluğumdan ötürü yanına gidip onu göremediğim için bana bazı müstehcen diyebileceğiniz lakin benim "ehhh" diyebileceğim fotoğraflar attı. O kızla sadece bir kere buluştum. Onda da bar tuvaletinde yiyişirken dudağımı kanattığı için sitemlerimle, duygusal kişiliğinden faydalanıp duygu zaaflarını giberek hıncımı aldım. Ağlayarak özür diliyordu dudağımı elleri ile silerken.
Tanrının bir bildiği vardı, vardı ki seni farklı yarattı. Burnun mu büyük, farkındır... Boyun mu kısa, fark. Gözün mü bozuk, kemik gözlük tak da fetişleri azdır. Kılı tüyü kafana takmadan yaşa hayatını dıbına koduğum. Reenkarnasyon ile tekrar geldiğinde gib gibi görünüşün olacağı aşikar. Kas, boy, sakal, bıyık, yarak-kürek gibi meseleleri takma. Beynin tıkır tıkır çalışıyor mu? Başla empoze ve ters pgiboloji sanatını icra etmeye.
Suratına erken boşaldığım kız, suratıma bön bön bakarken bunun onun suçu olduğu yönünde konuştum. Çok fazla ciksi oluşu ve çok fazla profesyonel oluşu onun suçuydu. Hatalıydım, evet. Fazla kastım kendimi fakat döndüm köşesinden. Benden çıktı sorumluluk. Çünkü sorumluluk alamayacak kadar yoğun bir hayatım var ve bu kız da buna inandı.
Gruptaki çoğu kişi tanışma konusunda ekgib. Gelişme konusunda pasif, sonuç konusunda ise umutsuz birer vaka.

PART 2

Bak ben bir giriş yaptım. Hemen aktarayım.
Tek başıma x cafede oturuyordum. Kitabımı açtım, bacak bacak üstüne atıp kitabı okuyordum. Garsona Chai Tea Latte getirmesini söyledim. Chai Tea Latteyi içerken okumaya devam ediyordum. Hemen yan masada olan üçlü kız grubunu iliştirdim gözüme. Saçımdaki tokayı çıkarıp şekil alan saçlarımı hafifçe sallayarak dağıttım omuzlarıma. ingilizce dilde okuduğum kitabı da elime alıp kızların masaya gittim. Kız ortamı şuydu, bu sadece amı olan kızlar lisede birlikteymiş, mezun olduktan sonra gelenekselmiş gibi zirve yapıyorlarmış. Bu da 2. zirveleriymiş. "Be dıbına koduğum, zirve olarak bu mekanı mı seçtiniz?" diyorsunuz, değil mi? Haklısınız amk. Gittim masaya "Pardon, şu masada oturuyorum. Masada gördüğünüz çaytilatte benim. Şuan soğuyor ve acele etmeniz gerekiyor. Durum şu, av köpeklerimin tasmasını bıraktım ve sizin yanınıza geldiler." aralarından en güzelini seçip "Hatta senin yanında şuan, güzel gözlerine tav oldu bence." dedim, hafif sırıttı. "Ya da odunumsu bacağın işemek için cezbetti onu." dedim. Elleriyle bacaklarını yoklayarak "Cidden öyle mi ya?" dedi. Bakın bu konuşmayı yaparken hiçbirinin gözlerinde kalmadım. Göz temasım hepsine yönelikti. Geçişler yaparak hepsine baktım. Bunun bir amacı vardı elbette. Birine bakıp saplanırsanız o kişi diğer kızlarla aralarında makara yapmak için seni ezecek. Çünkü kızlar böyledir, kendi ortamlarına dalmış birinin ağzına yüzüne sıçıp gece whatsapp konuşmasında sizin naifliğinizi ve ezikliğinizi konuşacaklar. O en güzel kızın bacağına ettiğim laf... Eğer gözlerine ettiğim iltifat ile yetinseydim klagib bir erkek olacaktım. Çünkü o kız güzel moruk, kız güzel ve o gün boyunca 20 kişiden iltifat almıştır muhtemelen. Eğer sen kızın ekgib yanına laf etmezsen klagib olursun. Masa çok çabuk kabul etti beni bünyesine, ben daha çok çaba sarf edeceğim diye düşünürken kolay oldu bu. Masadaki chai tea latteyi de alıp kızların masasına geçtim. Okuduğum kitabı masaya bıraktım. 3 kızın 6 gözü kitaba ilişti, kitap ingilizceydi. "Oha, ingilizce okuyor ve anlıyorsun öyle mi?" dediler. "E-evet." dedim. Bu normalmiş gibi. Bunu marifet olarak kabul edin fakat öyle göstermeyin. Kalemi kağıdı olan herkes portre çizebilirmiş gibi bir bakış açınız olsun. Ortamda salak-salak kız muhabbetine maruz kaldım. Keşke aranızdan biri olsaydı da orada olağanüstü muhabbet döndürseydik. Sonrasında bir fıkra anlatmak istedim(salak mısın olm, ne fıkrası? demeyin). Kızların ilgisini alakasını topladıktan sonra fıkraya başladım;
"Yaşlı bir çift varmış. Bu çiftin çocukları okumuş, evlenmiş ve ayrı eve çıkmışlar. Bu çift evde yalnızken kadın bir anda 'Kocacığım, bunca yıldır aptal hareketlerime katlandın, bu evin geçimini sağladın, bana bir eş, bir yoldaş oldun. Benden bir şey var mı istediğin? Ne olursa yaparım.' demiş. Adam da oral ciks istemiş ve başlamışlar. Sonrasında adam sigarasını yakıp içerken karısına dönüp 'Karıcığım, bunca yıldır bana bir eş oldun, benim kirli çamaşırlarımı yıkadın, hayatıma çeki-düzen verdin. Benden ne istersen yapmaya hazırım.' demiş." tam o sırada kızların bardaklarından birini aldım, salep vardı içinde birazcık içtim ama yutmadım ve ağzımı açıp fıkradaki kadının cümlesini söyledim "Bir dahaaağ" derken ağzımdan dökülen salep durumu izah etti. Diğer masalardan da dinliyorlardı, bazısı "gerizekalı salep döktü sakalına üstüne başına" dedi fakat masadaki kızlar durumu anlamıştı, salepin aslında sperm olduğunu ve kadın bir daha derken ağzındaki spermi döktüğünü anlamışlardı. Emin olun içlerindeki azgın fahişe ortaya çıkmıştı. Durumu anlayıp da spermimi tatmak istercesine sırıtışlarını gördüm. Kendimle ilgili detaylı bilgiler verdikten sonra telefonumu çıkarıp isimlerini yazarak altlarına numaralarını yazdım. Hiçbir kıza numaranı verme, aramaz. Sen al numaralarını. istediğin zaman ara. Hatta biraz zaman ver, sonra ara. Araman için çıldırsınlar. Daha sonra hesap ödeyip çıkmıştım fakat ilk oturduğum masaya kasıtlı olarak bıraktığım St Dupont el yapımı altın kaplama çakmağımı kızlardan birinin getirmesi için bekledim.($840'lık çakmak dıbına koyum. Bırakılır mı lan?). Masadaki hedefim olan en güzel kız kapıdan çıkıp gelmez mi... Ağzımda sigara ile bekliyordum. Kızın yerinde olsanız ne düşünürsünüz? "Çakmağı kasıtlı olarak bıraktı, masada benimle ilgilendi, hem negatif hem de pozitif, şimdi de ağzında sigara ile bekliyor. Çakmağı ben getirdim, benden alıp sigarasını yaktı. Bunların hepsini planlamış. Hedefmişim, av oldum. Olsun, beni avlayan en azından profesyonel." bak yine kendini pohpohluyor kevaşe. Kızın elinden aldığım çakmak ile sigaramı yakıp ilk nefesi çektikten sonra, "Teşekkür ederim, çok incesin; hem ruhen hem de bedenen." dedim. Omzuma sarılıp yanağımı öptü ve "Aramayı unutma." dedi. Ertesi gün akşam sıralarında aradığımda geçen muhabbette bir gün gelip av köpeklerimi seveceğini söyledi. "Hay hay, sana bayıldılar zaten, hepimiz memnun oluruz." dedim.
Alfayı bir hayvana benzet dostum. Alfan herhangi bir hayvan olsun. Benimki değişken, bazen ejderha, bazen sibirya kurdu, bazen de yılan oluyor ama genel olarak sibirya kurdudur benim alfam. Baskın geldiği zaman sürüyü domine eder.
Ben de eziktim, babadan kalan bir miras değildi bana bu karakter. Babam eğitmedi beni. Hayatın ve hayatın karşıma çıkardığı her kaltağın attığı her tokatta köşelere not aldım. Birikimimi açıyorum. Türkçe aşkın laçka olduğunu okuduğum kitaplardan, yaşadığım zayıflıklardan öğrendim. Boğa burcuyum, duygusal yapıya sahip olan boğa erkeğinin duygularını dizginleme süreci hayli acılı ve zorluydu. Aştım. Ne ile yoğrulursan hayatının baharını harcadığın şeyde meyve yersin.
iyi geceler kardeşlik.