Aşık olmak
Aşık olma kavramı cinsellik(şehvet),üreme,dostluk,kardeş sevgisi ve ötekinin iyiliği için adanmış sevgi(bi insanın arabasına,tuttuğu takıma aşık olması gibi) gibi sınıflara ayrılabilir.Bu çeşitlendirme daha da arttırılabilir ancak bizim değinmek istediğimiz bu değil.Mucxjzzz abinin başlıkta demek istediği esas mal şurada yatıyor Pgibanalitiğin babası Sigmund Fred’un “aşk yoktur,libido var” düşüncesi.işte aganın bize aylardır anlatmaya çalıştığı durum işte bu.Aşık olmak kişiler arasında yani kadın ve erkek arasında birbirlerinin beynine salgılattırdığı zevk verici hormonların oluşturduğu bir süreçtir.Ve bu süreç aganın da dediği gibi aslında tanışma esnasında çoktan oluşur ve belli bir süre devam eder.Ancak herşey gibi bunun da bir sonu gelir.Aslında cinsellik denilen meselenin temel çıkış noktası bellidir.Bu çıkış noktasının adı “hayatta kalmak”.insanoğlu bu cinsellik aracılığıyla neslini devam ettirmeye çalışır.Bunu yapmasını teşvik eden en önemli unsur ise bu aktivitenin çok zevk vermesidir.Gerçekten de cinsellik en zevkli aktivitelerin başında gelir bu nedenledir ki bu ihtiyaç giderilmediği sürece insan zihnini sürekli meşgul eder hele ki bizim yaş grubundaki insanlar için.Cinselliğin erkek ve kadın arasında yaşandığını biliyoruz.Peki kadın veya erkek cinsel ilişkiye gireceği karşı cinste ne arar?işte burada hayatta kalma içgüdüsü belirleyici olacak.Zeitgeist 3 belgeselinde de denildiği gibi doğa diktatördür.Doğanın dümen suyuna girmeyen her canlı elenmeye mahkumdur.Dolayısıyla doğanın zorluklarına adapte olacak canlılar doğmak zorundadır.Tüm canlılar için bu geçerlidir.insan da bunun bir istisnası değildir.Bu yüzden insan güçlü bireyler doğurmalıdır.Erkek ilişki yaşayacağı kadında estetiğe bakar ve dölleyeceği en iyi vücudu bulmak ister.Kadın ise güçlü erkeği arar.Eğer kendisini dölleyen erkek güçlü olursa doğuracağı çocuk da güçlü olucak ve insanoğlunun devdıbını sürdürüp daha ileriye zütürecektir.Neticede her yeni nesil yenilikçi bir düşünceyi ve daha değişik bir dünyayı beraberinde getirecektir.Toplayıcılık dönemlerinde kadınlar gücü fiziksel güçte arıyorlardı.Artık insan beyni gelişti,teknoloji ilerledi ve bilgi toplumuna geçildi.Haliyle bilgi,fiziksel gücün hakimiyetini eline geçirdi.Bilgili erkek her durum karşısında ne yapacağını bilir çünkü bilgisi vardır ve günümüz dünyasında bu büyük bir güçtür öyle büyük bir güçtür ki fiziksel güç sahibi de ona bağlı bir koruma haline gelir.Ucuz roman filmini izlemiş olanlar anlar Winston karakterini hatırlayın her türlü sorunun altından kalkmasını bilen bir tip ve lokum gibi bir manita altında son model arabaya sahip.Zamanında instagrama yatırım yapıp milyarder olan tipsiz bir yahudi(herkesin etnik kökenine saygılıyız burada amaç kesinlikle hakaret değildir) lokum gibi Karlie Kloss’u sevgilisi yapabiliyor.işte bunlar hep bilginin getirdiği güç.Şimdi bu aşık olmanın beyinde nasıl hormonlar salgılanmasına neden olduğuna bir bakalım.Bir kızı görüp aşık olmamızı sağlayan temel hormonlardan biri dopamin hormonudur.Dopamin,ödül hormonudur.Bu hormon bir insanın bir başarı elde etmesinde salgılandığı zaman gerçekten önemli bir haz yaratır.Lezzetli bir yemek yendiğinde,sigara,alkol gibi maddelerin kullanımında da salgılanır ancak bu saydığımız maddelerin çok sık olursa beyin buna alışır ve beyin daha çok dopamin ister.işte bu dopamin hormonu testesteron hormonunu harekete geçiriyor.Evet yanlış anlamadınız üreme hormonunu tetikliyor.Yazının başını hatırladınız Freud aganın sözünü paylaşmıştım “aşk yoktur libido vardır”.işte bu aşk sadece üreme isteğidir.Daha fazlası değildir.Ve bu süreç beyinde başlar asla kalp ile alakası yoktur.Aşık olmayı beyin tetikler sonra vücudun diğer bölümlerine bunun etkisi tesir eder.Bu dopamin artınca onu arttıran unsura odaklanır insan çünkü o zevk verir.insan kendisine zevk verene ilgi gösterir.Bu ödül hormonu arttıran kıza işte biz bu yüzden elde etmeliyim deyip kıza kafayı takarız bizim takıntımız olur.Dopamin ile artan başka bir hormon norepinefrindir.Bu norepinefrin cinsel arzuyu su yüzüne çıkarır ve diğer ihtiyaçlarımızı bastırır bir diğer ifadeyle hani şu “geceleri uyuyamıyorum,yemek yiyemiyorum” durumunun bilimsel tabiri işte bu beyler bu,Şimdi çok daha önemli bir kısma geldim panpalar Serotonin hormonundan biraz bahsedelim,Serotonin mutluluk hormonu olarak adlandırılır.Aşık olduğunuzda bu hormon anormal şekilde düşer.Bir sigara,uyuşturucu,ferre vb. maddelere bağımlı olan bir insanda da bu hormon çok düşer.Yani bunun anlamı o madde olmayınca hayattaki kalan herşey önemsiz hale gelir.Bağımlı olduğunuzda o maddenin yokluğu yüzünden hayattan nefret edersiniz çünkü bağımlısınız bu hayatta bir tek o madde sizin için birşey ifade eder.işte aşık olma durumunda da o kız olmayınca hayattaki herşeyin size anlamsız gelmesi serotoninin düşmesidir.Sırf bu serotonin üzerine yazılmış bir sürü kitap var beyler gerçekten acayip önemli bir mesele belki de hayatın anahtarı.Eğer ki kızdan red yersen ya da tekmeyi yersen yapman gereken serotonini arttırman bu da ancak gerçek hayatı yaşamakla mümkündür.Spor yapmak,güneş almak(güneşin serotonine etkisi büyük),serotonini arttıran besinler almak kısacası sağlıklı yaşamak gidip içki sigaraya yumularak o aşk acısını bitiremezsin bi-ti-re-mez-sin o kadar.Ancak ve ancak hayatını sağlıklı bir şekilde yaşayarak zamanla eski mutluluğunu geri kazanırsın aga da işte bize bunu diyor ya aylardır kimsenin sizi üzmesine izin vermeyin diye işte bunun bilimsel adı serotonini arttırmak beyler.Serotonini doğal yöntemlerle arttırmasını başaran adamı hiçkimse ve hiçbirşey üzemez veya ekstradan mutlu edemez çünkü o adam zaten kendisi mutludur.Şimdi gelelim bu aşkın bitişine ne kadar sürdüğü bu linkte anlatılmış zaten( http://www.sinirbilimakad...com/blog/iste-askin-omru/ ).Yazının başında dedim ya herşey gibi aşkın da sonu vardır diye.Birini arzularsın ulaştığında zevk alırsın ancak sürekli aynı kızla ilişkiye girmekten bir süre sonra her insan sıkılır.Bu durumun beyindeki süreci sinir büyüme faktörü ile ölçülüyor ilk aşık olduğumuz zamanlarda hızla artışa geçmekte 1 seneden sonra ise kademeli olarak azalmakta ve eski haline dönmektedir.Görüldüğü üzere beyler inanılmaz anlamlar yüklenen bu aşk kavrdıbının da bilimsel bir açıklaması var.