Nasılsınız kardeşlerim?
Gerçekten hazır mısınız bilgi almaya kopyala yapıştır OLMADAN?
Değişime? AYDINLANMAYA?

Aşk nedir?

Aşk tabiki de nörokimyasal bir süreçtir. Misal bi erkek dişiyi görünce wow olur bi elektirk aldığını hisseder ammaa bütün mesele ilkel beyin dürtüsü olan üreme isteğinin yüzeye çıkması ve karşıdaki insanla ilgili nöronun dopamin tarafından baskılanmasıdır. Ne demek bu? Yani dopamin salgılandığı anda zaten senin bilinçaltın onun mutluluk kaynağı olduğunu anlıyo ve dr kendini biraz da olsa mutlu olmayı onunla etkileşim halinde kalmaya şartlıyo. Aslında beyler bi dişi bi erkeğe veya bi erkek bi dişiye aşık olmaz. Tek istediği şey free gibiştir bu kadar basit. gibiş için aşk denen oyunun arkasına saklanırlar

Aşık olunca ne olur ?

Aşık olunca direk hormonlarla alakalı olduğu için hormonlar salgılanır. Sonra sana aşık olan kişi sana ulaşamadıkça (2 ileri 1 geri taktiği) veya düşündükçe beyninde nöral ağ örülür ya da zaman geçirdikçe sinemaya gittikçe mutlu olup yeri geldimi ağlatıp yeri geldimi ağzına sıçtıkça. Elde ettiğin zaman ise bu nöral ağlar belki parçalanmaz belki ama doyurmuş olursun ve zayıflarlar. Bunun önüne geçmek için ise "korku" duygusunu tetiklemek gerekir ve de bu da bi çeşit manipülasyondur. Kıza eğer yamulup yumulmazsan yeri geldi mi soğuk yaparsan kız acaba başka kızlar da mı var diye düşünüp başka günlerde daha ciksi giyinip daha çok sana kur yapabilir.

Hangi hormonlar salgılanır?

Dopamin, opioid hormonlar, vazoperssin ve de anahtar olan oksitoksin.(işlevler alt konularda)

Ne zaman biter?

Ve aşkı tanımladığım zamanki dopamin baskısı bitince yani o dişiden istediğimiz verimi alınca, o aşk dediğimiz "nörokimyasal süreç" de sona erer. Bunu eski sevgiliye de benzetebiliriz. Misal o eski sevgiliye bidaha geri dönmeyiz çünkü artık bi büyüsü kalmamıştır gizem yoktur alacağımızı almışızdır yani insan yeni maceralar ister. insanlar nankör varlıklardır bunu söylemekten artık usandıysak bile. Hep daha fazlası hep hep hep... Ammma velakin eğer sen daha fazlasını düşünüp sadece SADECE HAYAL EDiYOSAN VE DE bir kere bile BiR KERE BiLE harekete geçmediysen hep YARINLARA ERTELEDiYSEN. Sen.. sen o güzel kardeşim takU Y-i-Y-E-C-E-K-S-i-N. NOKTA AMK.

Neden aşık oluruz?

Aslında ben bunları aşk nedirde bahsettim. Aşk hiç derine merine bakmadan ilkel beyin dürtüsü olan üreme isteğinin yüzeye çıkmasıdır ve karşı taraf ile ilgili olan nöronun dopamin tarafından baskılanmasıdır. Bazen de mutlu olsan bile ergenken başkalarına özenmek veya bak ben şu kızla çıkıyorum diye de "sosyal statü" katmak için kendimizi "aşk oyunu"na kaptırırız.

Aşkın biyokimyası

Aşk yaşanırken 4 temel moleküle ihtiyaç vardır. Bu moleküller dopamin, oksitosin, opioid hormonlar ve vazopressindir.

Oksitosin bir bebeğin anne ile seçici ve kalıcı bir bağ kurmasına yarar. Yani demek ki oksitoksin bizim dişiye bağlanmamızda etkin rolü oynayan şerro bu.

Vazopressin, fiziksel ve duygusal seferberlik ile ilişkili olup, eş ya da bölgeyi korumak için gereken uyanıklığı ve davranışları desteklemeye yardımcı olur. Oksitoksin ise daha çok korkmadan hareketsizlikle ilişkilidir ve de vazopressinle birleşerek hayvanlardaki yavruyu koruma içgüdüsü olarak dışa vurur. Yani bizde de kıskançlık başka erkeklerin yanından ayırma. Ve ve ve EN ÖNEMLiSi "REKABET"i ARTTIRIR. Rekabet ne demek? Bir insanın başka biriyle bir şeyi kazanmak için verdiği mücadele bütünü eğer sen kardeşm işte burda BU ÇiZGiDE PES EDiYORSAN. Senin yerine BAŞKASI GELECEK. NEDEN O KENDiNE iHANET EDiYOSU? nedeni var mı? dolu.. ama o neden sandığın şeyler HEPSi BAHANE. HEP O SOSYAL PROGRAMLAMA DENEN iLLET YÜZÜNDEN. Farkında mısın güzel kardeşim? Farkındaysan ne mutlu burda beraber DÜZELTiCEĞiZ..

Dopamin zaten açıklamaya gerek duymuyorum mutluluk hormonu. Zaman her şey de olduğu gibi burda da değerli. Ammaaaa şu 2 konuya değinmeden geçemiyeceğim ki bi dişiyle konuştuğumuzda mutlu olduk ve bu mutluluk seviyesi normal yaşantıdan yüksek seviyede diyelim. Bu konuşmadan sonra bu mutluluk seviyesi beyinde büyük yer eder ve de nöral ağlar başlar örülmeye. Bu birinciydi. ikincisi de bu kısır döngü devam eder ise yani konuş mutlu ol; konuşma mutluluk seviyesi düş. BU PAVLOVUN KÖPEĞi ETKiSi YARATIR BiLiNÇALTINDA. YANi MUTLU OLMA MEKANiZMAN DiŞiYE BAĞLANIR. Beyler asıl önemli olan burda bunları ters atak olarak dişilere karşı kullanmak

Evet geldik opioide. Beyler oksitoksin kadar anahtar olan başka bir hormon türü de bu pekekent. Bu bağımlılık hormonu. Opioid hormon değil uyuşturucu etkisi yaratan hormon türünün genel ismidir. Eroin vs uyuşturucular içtiğinizde bu salgılanır. Ve de ne tesadüfse "aşık" olduğunuzda da salgılanır. Ne kadar çok uyuşturucu içtikçe o kadar bağımlı hale geliyosanız bunda da aynı şekil geçerli. işte karşı atakta bunu yapabildiğin zaman dişi öyle bi hale gelir ki.. hem senin yemeğini öder hem sana hediye alır hem de altına yatar kardeşim. Ben yaşadım bunu bikaç kere ve de o kızlardan bitanesini hiç konuşmadan 8 ay boyunca öyle bi manipüle etmişim ki haberim olmadan. Hem kızı ağlatıp hem de güldürmüşüm. Gidip başka kızların numarasın alırken evde sinir krizleri geçirtmişim ve de bunları bana öpüşürken söylüyordu..

Aşk nerede yaşanır?

Aşk nerde yaşanırdan çok aşk yaşanması için gerekli olan spesifik olaylardam bahsedicem. Dediğimiz gibi ilkel beyinde 3 temel fonksiyon var üreme barınmak ve açlık. Ulan adamın evi yok karnı aç bu adam nasıl üresin amk? Yani aşık mı olsun? Aşk bunlar sağlandığı zaman devreye girer. Siz hiç stresli bi insanın veya kızgın bi insanın aşık olduğunu gördünüz mü? Aşk için öncelikle huzurlu ve sağlıklı olunmalı ki insan buna kafasını yorabilsin.

Hazırmıymışsın gerçekten güzel kardeşim? Değişime? AYDINLANMAYA?

AŞK ÖDEVi
düzenli bir yazı olsun isterim ; bu yüzden soru-yanıt yapalım.
aşk , beyinde yaşanıp beyinde sonlanır ; vücudun başka yerlerinde de etkili olsa da.
peki nedir bu aşk? çoğunlukla erkek-kadın arasında gerçekleşen cinsellik temelli bir bağımlılıktır. yani duygu değildir.
aşk , fikrimce en az beş yolla ortaya çıkar:
1) dümdüz aşk
bu aşkın en saf yoludur. diğer aşk yolları , bunun üzerine bina edilir.iki canlı tesadüf sonucu birlikte olup ürerse , ortaya çıkacak yavrunun kalitesi de şansa bağlı olur.bu kaliteyi şansa bırakmamak için , şu aşık olma ölçütleri vardır:
-sağlıklı ve üreyebilir olmak
-aşıktan çok fazla olmayan , ulaşılabilir cinsel çekicilik
-tamamlayıcılık
-aşıktan çok yüksek olmayan toplumsal statü
sağlıklı ve üreyebilir olmak zaten işin başıdır. karşıdaki fazla çekici olursa , onu tatmin edememe kaygısı oluşabilir ; çok az çekici olursa da aşık tatmin olmaz.bu yüzden iki taraf da , -en azından- denklik arar. aynısı toplumsal statüde de geçerlidir. tamamlayıcılıksa şudur:bir taraftaki dezavantajlı a geninin , diğerindeki b geniyle nötralize edilmesi , mümkünse iyi bir duruma getirilmesidir. aslında bunu tao (ying-yang) örneğiyle anlatabiliriz.
2) hormonal bağımlılık aşkı
dopamin ve serotonin salgılamamızs neden olan olay ve nesnelere bağımlı olduğumuz gibi insanlara da bağımlı oluruz. basın-yayın üzerinden ve hatta içinde bulunduğumuz ulus kültürü ve kozmopolit kültür etkisiyle , aşkın bizi sonsuza dek mutlu yaşatabileceği aşılanmaktadır.
var olan ekonomik sistemin yetiştirdiği bireyler , mutluluğu kendinden özge yerlerde arar ve bulduğunu düşündüğünde de satın almaya çalışır ; insanlar da , arabalar da mutluluk metalarına dönüştürülmüştür. mantıklarını kullanıp duygularına hakim olmayan insanların , duyguları mantıklarına hakim olur ; bu insanların üst beyni az gelişmiştir ve hormonal bağımlılık aşkı daha çok bunlarda görülür.
3) benliğini hissetme aşkı
bu da hormonal bir bağımlılık aşkıdır ancak öbürü mutluluk hormonlarını temel alırken , bu cinsiyet hormonlarını temel alır. cinsiyet hormonu düşük olan insanlar , kendilerine testosteron/östrojen salgılatan , yani benliklerini hissettiren insanlara aşık olurlar. burada ters pgiboloji vardır. normalde cinsiyet hormonu düşük olan bu insanların hormon düzeyi tersine çevrilmiş , buna neden olan insanın özel olduğunu düşünmeye başlamıştır.
4) duygu değişimi aşkı
insanların duygu değişimi hızını testosteron/östrojen yüzdesi belirler. duygu değişimi hızını terse çeviren insanların , yani ters pgiboloji yaşatan insanların özel olduğu düşünülür.
5) özel sohbet aşkı
özel ve gizli bilgilerin verildiği ya da normalden hızlı verildiği insan özeldir.
beyin , özel insanın en iyi genleri aktarabileceğini düşünür. çünkü o özeldir ve daha önce görülmemiş bir genetiğe sahiptir. milyarlarca benzer insanı test etmek yerine özel olanı elde etmek daha kolaydır. aşkın özü:özel olana sahip olma isteğidir.
özel olmak , mükemmel olmak değildir ancak beyin , özel olanı ele geçirmek ister ve bu yolda motivasyonu diri tutmak için özel olanı mükemmel görmeye çalışır. bunun için de -aşık olunan kişiye mahsus- tüm üst beyin etkinlikleri asgariye indilir ki , aşık olunana mantık çerçevesinde bakılamasın ve mükemmelliği korunsun.
aşkta salgılanan hormonlar ve etkileri ise şunlardır:
dopamin:aşık olunana erişmek için gereken enerji ve odaklanmayı , azmi sağlar.
serotonin:düşen serotonin seviyesini normale çıkarmak için aşık olunana ihtiyaç duyulur ; yani beyin kendini aşık olunana ulaşmaya zorlar.
oksitosin:insanlar arası bağlılık hormonudur. annenin çocuğuna bağlanmasındaki etkisiyle ünlü olan bu hormon , aşığı aşık olunana bağlar,
ngf:ne işe yaradığını kesinlikle anlamadım.
vazopressin:diğer görevi idrardaki su miktarını ayarlamak olan vazopressin , aşığı saldırganlaştırarak kıskançlığı besler.
testosteron:erkeklik hormonu olmasının yanı sıra , aşık erkeğin aşık olduğu kadına cinsel istek duymasını sağlar.
östrojen:kadınlık hormonu olmasının yanı sıra , aşık kadının aşık olduğu erkeğe cinsel istek duymasını sağlar.
aşık , aşık olduğunda mutsuzlaşır : saldırgan ve öfkeli olur. beyin dalgaları yüksektir.
aşk , genellikle ve doğal yollarla bir ile üç yıl arası sürer ancak manipülasyonla yaratılan bir aşk , ölene dek sürdürülebilir.

AŞK en büyük silahımız olacak ...
AŞK NEDiR ?

google amcaya yazdığımızda çıkan tanım ; 'bir kimseye ya da bir şeye karşı duyulan aşırı sevgi ve bağlılık duygusu.'
Yani bize empoze edilenin aksine aşk sadece karşı cinse beslenen bir duygu değildir.

AŞIK OLUNCA NE OLUR ?

Gözbebeklerimiz büyür aşık oduğumuz kişiyi taklit ederiz gülümseriz yüzümüz kızarır. bunlar aşık olmamın fiziksel etkileri .
Birbirine aşık olan insanların beyinlerinde benzer fonksiyonlar meydana gelir ve dolayısıyla dünyanın her yerinde aşıklar aynı davranış biçimlerine bürünür.

AŞIK OLUNCA SALGILANAN HORMONLAR

DOPAMiN - Dopamin ilginin belli bir şeye odaklanmasına ve amaca yönelik davranışlar ile doğru orantılıdır . yani aşık olunca dopamin miktarı artar .
bu da aşık olunan kişiye hatrı sayılır bir deredcede bağlılık ve BAĞIMLILIK duygusunu beraberinde getirir.


VAZOPRESSiN - 'genç aşık sevdiği kız için intihar etti ' tanıdık geldı mi * . hah işte orda vazopressin hormonu devreye giriyor
neden mi ? Çünkü bu hormon erkeklerdeki 'saldırganlık' davranışını tetikliyor . Anladınız mı şimdi kız kavgalarının nedenini *

OKSiTOSiN - aşıkların ' birbirinden hiç ayrılmak istemediğini ' biliriz . hah işte bu hormon sayesinde ! Beynimizin hipotalamus bölgesinde salgılanan bu hormon
sex sonrasında , doğum sırasında , emzirme sırasında zirve yapar . Yani annenin bebeğe olan bağlılığının oksitosin hormonuyla ilgili olduğunu öğrendik .
sadece bu eylemler sırasında değil birisiyle fiziksel temas halindeyken bu oksitosin artar . aşık olan insanlarda oksitosin arttığından dolayı
bağlılık hat safaya çıkıyor *

NE ZAMAN BiTER ?

Aşkın ömrü 1-3 sene sürer . neden ? aşkın bitmesi , başlaması gibi hormonaldir . aşık olurken dopamin hormonu salgılanır dedik . muck dopamin konusuna değinmişti .

tekrardan basitçe bahsetmek gerekirse zevk aldığımız çoğu şeyi yaparken salgılanan mutluluk ve haz odaklı bir hormon olan dopamin beyne dopamin reseptörleriyle iletilir.
dopamin salgılandıkça reseptör sayısı azalır . yani sıkılmaya(ZEVK ALMAMAYA) başlarız . ve aşk biter...

uğruna onca şiirler yazıldı , filmler çekildi , bir çok katogoriye konu oldu vb. bu mu yani bu kadar KISA ve BASiT bir şekilde bitiyor mu aşk ? diye sorarlar adama.
işte burda freud un 'aşk yoktur libido vardır' sözü geliyor aklıma . yani evliliklerin , uzun beraberliklerin temeliNDE CiNSELLiK yatıyor.

NEDEN AŞIK OLURUZ ?

Her insanın çocukluk döneminden aklına kazınmış bir eş modeli vardır . erkeklerin aklındaki bu model annesine benzer gennellikle . kızlarınki ise babalarına . ilk karşılaşmada
iki taraf da karşıdakini akıllarındaki bu modelle karşılaştır. (istemsiz) eğer uyum sağlanırsa aşkın tohumları atılır .
ilk sohbetten etkileşimden sonra her iki taraf da birbirini düşünür . bu sırada nöral ağların sayısı artar . o kişiyi hatırlamamıza sebebiyet veren olay da budur .
aşık olmamızın sebebi ise yine cinselliktir . artık net bir şekilde öğrendiğimiz üzere bilinçaltımızdaki en önemli 2. kod üreme içgüdüsü ; benliğimize kadar işlemiş
aşk cinselliği sağlaması ve garanti altına alması açısından önemli bir unsurdur. duygusal birliktelikten doğacak olan cinsel birleşme üreme olasılığını kat kat arttırır.
bu yüzden de aşık oluruz . freud baba yine haklı çıkıyor bu durumda *

Aşk - yine bize empoze edilenin aksine - beyinde yaşanır ve beyinde sonlanır . biraz da bilimsellikten uzak ve gerçek hayata uyarlanmış bir biçimde anlatmak gerikrse ;
kızı gördün ANANIN yarattığı dişi modeline benziyormu diye şöyle bir baktın benziyor mu ? ilk konuşma gerçekleşti . eve gittin onu düşündün (nöral ağlar örüldü) artık
bağımlı hale gelmeye başladın değil mi ? * DOPAMiN çıkmaya başladınız . her fiziksel temasınızda ona daha çok bağlandın . OKSiTOSiN . Başka bir erkekle konuştu . onu kıskandın
ve gittin o erkekle kavga ettin . ayrıldınız . onu çok fazla düşündüğün için beyninde çok fazla nöral ağ örüldü sana her dakika onu HATIRLATTI ona BAĞIMLI hale geldin
onun için HER ŞEYi YAPMAYI göze aldın . yukarda yazdığım hormonlar sayesinde . bak buradan ne çıkaracaksın güzel kardeşim . bu hormonları sen değil O kız salgılarsa sana
bağımlı olur sensız duramaz . ona uç duyguları yaşatacaksın beyninde nöral ağlar örecek seninle ilgili . bu AŞK bizim en büyük silahımız olacak *