-
7276.
0Run forest run
-
7277.
+1+Aşkın Nörobiyolojisi+
Aşk, anlık ve bilinç dışı olan hormonal bir patlamadır diyebiliriz.
Erkekler genelde "ilk bakışda aşık oldum" , "Bir bakmışım aşık olmuşum... " gibi gibimsonik şeyleri söyleyerek içlenirler.
Bunun sebebi yine erkeğin beyninde olan hormanal patlamalardır.
Peki erkek bir kadına aşık olurken beyinde neler oluyor?
Beynin üst kısmı mantıksal düşünmeyle ilgilenir.Ve aşık olduğunda üst kısım durur.iç kısımlar da adeta bir kargaşa olur. Burada beynin bilinçsiz hareket ettiği yer devreye girer.Ve bu da erkeğin davranışlarını doğrudan etkiler.
Aşık olunan kişiye bakdıkça dopamin salgılanır. Serotinin hormonu azalır. Aslında serotin dışında çoğu hormon salgılanır.
ilk tanışmaya giderken çok heyecanlanır erkek... Ama vakit geçirdikçe o heyecan, anksiyeti azalır. Bunun sebebi oksitosin denen hormonun artmasıdır.
Nasıl 31 çekdikçe daha fazla dopamin salgılamak ister beyin ,daha çok çekmek ister;Yine dopamindendir aşık olunan kızın fotoğrafına uzun uzun baklamalar...
Ama bu hormonal patlama bir süre sonra biter ve "seni ölene kadar seveceğm" saçmalıkları da sona erer.
Filmlerde, ferrelerde,reklam filmlerinde gözümüze gözümüze sokulan cinsellik objeleri yüzündendir ki sürekli cinsellik düşünürüz. Daha doğrusu düşünmemizi artıran şeyler de diyebiliriz.
Doğada asıl seçici olan dişidir. Dişi erkeği fiziksel özelliklerinden ziyade önce zekasına, espritüel olmasına, sosyal statüsünün ya eşit yada daha fazla olmasına, maddi açıdan güçlüğüne ve en önemlisi güvenilirliği ve kendisini koruyacak güçde bir erkeği seçer.
Şöyle bir bakınca hamilelik, bebeğe bakmak çok masraflı ve yatırım gerektiren işlerdir.Bu yüzden kadın doğru erkeği seçmek zorundadır. Yani kadına bu güveni sağlamamız lazım. -
7278.
+1insanın meydana geliş silsilesinden itibaren geçirdiği adaptasyonlar sonucunda iki cinsin kendi soyunu devam ettirebilmesi için en iyi adayı bulma uğraşı sonucu zuhur eden olgu , beyninizin ön lobuna bikaçkez vurup onu çalışır hale getirirseniz mantıksal olarak oldukça ilkel bir dürtü olduğunu anlamanız benim bir kızı etkilemem için gereken süreden daha kısadır . Özbakım , tekstil hatta aklınıza gelebilecek her türlü ürünün pazarlaması sizin verdiğiniz ilkel reaksiyonlar yardımıyla yapılır . Tamam küresel piyasayı yeterince zengim ettim hem kıllı bir dişinin hemde sistemin kuklası oldum yeter diyorsanız evet artık gözleriniz dünyaya %958 daha mantıksal bir şekilde bakıyor tebrikler .
Yinede aşık olmak isteyen varsa annesi ve babasının aşkının sonucunda oluşan esere bakıp yazdıklarımı sorgulayabilir .
Edit: imla -
7279.
+1BiRiSi KiTAPLARI PDF OLARAK PAYLAŞSIN iPHONEDA AÇILMIYOR AMK
-
7280.
+1Aşk aslında bizim genlerimizden bize emredilen bir komudun beynimizde yer edinmesi ve buna göre davranmamızdır biyolojik olarak çeşitli hormonlar beyinde salgılanır aşkın ömrü vardır biz kızları ele geçireceğiz her davranışında neleri anlattığını anlayıp onu iyi dolleyebilirim MESELA KÜSTAH, ESPRiLi ERKek olucaksın ki iyi dölleyen, koruyabilecek erkek konumunu alabilesin SOSYAL PROGRAMLAMA KIRMIZI ruj TEN RENGi AÇMA vs hepsi BEYNiMiZi YIKAMAK ve bakımlı anne olabilecek tip demek ilk başta bizden hoşlanmayan kız BiZ OLMADAN YAPAMAZ HALE GELEBiLiR ilk başta HOŞLANAN kızda SONRADAN SOGUYABiLiR hepsi hemen hemen her davranış HORMONLARLA ALAKALI VE milyarlarca yıl içinde oluştu, bu dürtüler HAYVANLARDA DA var. AŞKIN ömrü 2 sene felan mesela biz kızın beyninde alfa erkek konumuna dusucez o bizi DÜŞÜNECEK biz onu değil. Alfa olmak ARZULAYAN DEĞiL, ARZULANAN olmaktır. BASKIN, güçlü, sosyal imacı vererek sevdircez ve kandırıp onu elde EDiP Atıcaz. Saygılar, mahalleagzi
-
7281.
+2Aşk Nedir?Tümünü Göster
Kimine iyi kimine kötü gelen aşkı anlamak için ilk olarak neden var olduğunu anlamak gerekir.
Şu bir gerçek ki 3,8 milyar yıllık dünyadaki canlılığın varlığından bu yana( http://www.evrimagaci.org/makale/303 ) yaşam şartlarına ayak uydurabilen her canlı yaşayabilir.
Yaşayabilir fakat her canlıda olduğu gibi yaşam süresi kısıtlıdır. Yani ölür. Peki her canlı ölüyorsa nasıl oluyor da bugüne kadar canlılar gelebildi? Tatbiki de üreyerek.
Yaşam şartlarına uyum sağlayıp üreyebilen canlılar nasıl var oldu? Evrenin başlangıcından bu yana atomların ve enerjinin rastgele veya değil bir araya gelerek oluşturduğu kombinasyonların bazıları hücreyi oluşturabildi. Hücrelerle birleşen atomların, moleküllerin ve enerjinin kombinasyonlarının bazısı ise o hücrenin eşeyli ya da eşeysiz üreyebilmesini sağladı. Birleşen her kombinasyonun varlığını sürdürememesinin nedeni ise bu kombinasyonların ya ortam şartları ile başa çıkamamasından ya da üreme kabiliyetine erememesinden kaynaklanmakta.
Ortama uyum sağlayabilen her canlı yaşayabiliyor ve üreyebilen her canlı varlığını sürdürebiliyor. Ama nereye kadar? Sinan Canan’ın videosunda anlatılan bakteri her 20 dakikada üreyebilen E. Coli bakterisinin çoğalabilmesi için besin ve varlığını tehlikeye atmayacak ortam gereklidir. Dünyada tek canlı yoktur ve yaşayıp üreyebilmeleri için uygun şartlar gerekir. Uygun şartlar bulunulan ortamda yoksa canlı ölür. Ortama en iyi uyum sağlayan yani kombinasyonundan ötürü yaşaması için gerekli olan şartlar ortamla örtüşen canlılar varlığını sürdürür ve ortamda baskın hale gelir( http://www.agaclar.net/fo...-bir-yasam-icin/21031.htm ).
Peki bunların aşkla ilgisi ne? Ortama uyum sağlama canlının gelişmesi ile ortaya çıkar. Bugün bildiğimiz anlamda aşk ciks ile başladı. ciks ise bir organizmanın genlerini gelecek kuşaklara aktarma yöntemi olarak başlamıştı.
Sevmek için önce duyguların ifadesini bulacağı bir beyin gerekiyordu. Beynin ortaya çıkması için de yeryüzünde yaşamın başlangıcı üzerinden birkaç milyar yıl geçmesi gerekecekti.
Bundan 60 milyon yıl önce ilk primatlar ortaya çıkmış, milyonlarca yıl içinde geçirdikleri evrimle bazılarının beyni giderek büyüyüp modern insanı yaratmıştır. Ama bir sorun vardı. Beyin büyüdükçe bebeklerin gelişimlerinin daha erken bir aşamasında doğması gerekiyordu. Aksi halde kafaları doğum kanalından geçemeyecek kadar büyük olacaktı.
Bu nedenle goril, şempanze ve insanların bebeklerini besleyip büyütmek için uzun bir süre harcaması gerekecektir. Bu uzun çocukluk dönemi yeni riskler de yaratmıştır( http://www.bbc.com/turkce..._vert_ear_ask_tek_eslilik ).
Uzun çocukluk döneminde primatın( veya maymunun, sonrasında insanın) sağlıklı olarak yaşayabilmesi ve büyüyüp üreyebilmesi için bakıma ihtiyacı vardır. Bakacak olan kişi ise yavruyu doğuran annenin göreviydi çünkü annenin bakmaması demek yavrunun sahipsiz kalması ve ölmesi, geninin ileriye taşınmaması demektir ki bu tür bir kombinasyon ileriye taşınamadan ölür. Anne bu denli zahmetli bir iş için en uygun adayı bulmak zorundadır çünkü uygun olmayan adaylara(yavurusu yaşdıbını sürdüremeyecek) bakan dişilerin çocukları üreyemeden ölür ve bu kombinasyonun da soyu tükenir. Geriye seçile seçile sadece en uygun adayı bulması gereken dişi kalır.
Dişiler en uygun adayı bulduğunda üremekte üreyemeyen erkeklerin ise soyu tükenmekte geriye sadece en iyilerin bulunduğu soy kalmaktadır. Buna göre de sadece dişilerin ilgisini çekebilen erkekler hatta dişinin ilgisini çekebilmek için evrimleşmiş erkekler kalıyor.
Tüm olaylar evrilerek ve seçilerek devam ediyor. Evrim varlığını hala ve acımasızca sürdürüyor. insanların içinde bulunduğu ortam değişiyor ve ayak uyduramayan kombinasyona sahip bireylerin soyu tükeniyor.
Peki nasıl işliyor bu kombinasyon?
Milyarlarca yıllık değişim ve gelişim sonucunda ortaya çıkan kombinasyonumuz tetiklemelerle işliyor. Ve bu tetiklemeler tabiri caizse domino etkisi yaratıyor ve her bir tetikleme başka bir yada birden fazla tetikleme etkisi gösteriyor.
ilk olarak görsel elbette bundan hemen sonra söz konusu kişinin zekası, sesi, konuşma üslubu, kültürü, sosyal konumu gibi diğer etkenler gelir, bu etkenler kişideki uygun eş filtresinden geçtikten sonra limbik sistemi tetikler. Limbik sistem içinden tüm beyne yayılan tetiklemeler ise çeşitli hormonların ya da maddelerin yayılmasını sağlar.
Salgılanan bu hormonlar: DOPAMiN, SEROTONiN(aslında salgılanması azalır), NGF, OKSiTOSiN, VAZOPRESSiN dirler. Seratoninin azalması insanın bir ekgibliğinin farkında olmasını (yokluk), karşı bireyi düşününce salgılanan Dopamin karşıdakinin bir ödül olarak algılanmasını, daha iyi üremek için daha sağlıklı olunması gerektiğinden dolayı salgılanan NGF beyinde sinir gelişimini uyararak ve sinir sisteminin arızalarının giderilmesini kolaylaştırmasını, karşıdaki ile daha fazla aynı ortamda kalınmasının üreme şansını arttıracağından dolayı salgılanan OKSiTOSiN karşıdaki ile ayrı olmak istenmemesini, ortam şartlarının zorluğundan dolayı salgılanan VAZOPRESSiN her şeyin göze alınarak (hatta bazen şiddet uygulayarak) kişinin amacına(üremeye) ulaşmasını sağlaması sağlarlar.
Milyarlarca yıldır gelişimini sürdüren canlıların seçilimi ile birlikte her zaman ortama en iyi ayak uyduran canlılar hayatına devam etti. Sahip olduğumuz her hormon, hayatımızı kolaylaştıran her özelliğimiz uzun süren gelişim denemelerinden ortaya çıkmış ve bize en çok yakışanı seçilim sayesinde bizimle olmuştur. iyi - kötü eğer bir duygu yaşıyorsak ya da bir olaydan etkileniyorsak ya da olan bir olay vücudumuzda - düşüncelerimizde değişimlere neden oluyorsa gerçekten bunu yaşamamız gerektiği için yaşıyoruz. Eğer o duyguyu ya da olayı yaşamamız gerekseydi zaten bunca zamandır gerçekleşen seçilim buna izin vermezdi. Bu nedenledir ki başlık sahibi boşa konuşmuyor “Hayat bizim dostumuzdur.” Eğer bir şey başına geliyorsa gelmesi gerektiği içindir, senin yaşdıbını sürdürmen üremen için kesinlikle gereklidir. -
7282.
0Beyler mobildeyim kitapları indiremedim yeşil tuşa basıyom ama inmiyo bide nasıl açıcaz yardım eder misiniz
-
7283.
0Aşk insanın genlerini gelecek nesillere aktarabilmesi için beyinin hormonlar yoluyla kendine benzer eşi bulmasıdır. Beynin sol ön mantıklı düşünmeyi sağlayan lobu etkisiz hale gelir üreme düşüncesi baskın geldiği icin mantıksız hareketler görülür.
-
7284.
+4 -1AŞKI TANIYALIMTümünü Göster
Aşkı tanıyalım yazı dizisine hoş geldiniz. (For english press 9)
Neyse devam edelim.
Aşkı kısaca biyopgibososyal olarak canlıların birbirine duyduğu derin çekimi olarak tanımlayabiliriz. Neden aşık oluruz? 2 nedeni var.
Birincisi mucx un daha önceki entrylerinde bahsettiği gibi insanın özünde sosyal bir varlık olmasından kaynaklanmaktadır. Bireyin hayatını bütünüyle şekillendirerek sürdürebilmesi için en az 1 kişiye ihtiyaç duyar. Topluluğun olduğu yerde insan kendini güvende hisseder. Örneğin sürü pgibolojisi dediğimiz olayda insanlar topluca faaliyet göstermeye şartlanırlar çünkü insan yapısı gereği şartlanmaya müsait bir varlıktır.
ikincisi ise asıl nedenimiz olan türün devamlılığını sağlamak. Türün devamlılığın sağlanması ödül sistemine dayalıdır. Yani biz bir piliçle sex yaptığımızda zevke gelmemiz türümüzü devam ettirmemiz için gerekli bir motivasyondur.
Aşkla ilişkilendirilen hormonlarımız şunlar.
-Dopamin
-Adrenalin(Epinefrin)-Noradrenalin(Norepinefrin)
-Endorfin
-Oksitosin-ADH(Vazopressin)
-NGF(Nerve Growth Factor)
Aşık olduğunuz zaman göz bebeklerimizin büyür, kalp ritmimizin hızlanır, kimi zaman mide krampları geçirir ve terleriz. Bunu adrenalin ve noradrenalin yapar.
Dopamin önemlidir. Çünkü ödül merkezimizin ana hormonudur. Bağımlılık yaratır. Bizim cikse aç olmamız bununla alakalıdır. D1 ve D2 reseptörleri vardır. D1 reseptörü eşinize olan sadakatle alakalıdır. Bu reseptörde problem varsa bütün karıları gibme isteğiniz tavan yapmıştır.
Endorfin uyuşturucu bir hormondur. Kadını gördüğünüzde elinizin ayağınızın boşalması ve mutluluktan gözünüzün hiçbir şey görmemesi bundan dolayıdır.
Oksitosin ve ADH bağlanma hormonlarıdır. Oksitosin orgazm sırasında salınır karşı cinse bağlılık duyarsınız. ADH tek eşlilik çok eşlilik seçiminizle alakalıdır. Evlendikten sonra eşinizle olan ilişkiler bu hormonlara bağlıdır. Bu hormonlar evliliğiniz süresince eşinize bağlılığınızla orantılı olarak dopamin ve noradrenalinin etkisini azaltır. Yani evli kaldığınız süre boyunca aşkınız azalıyor beyler benden söylemesi (istisnalar olabilir)
NGF önemi şudur. NGF mucx’un söylediği nöral ağ örülmesi olayında işe yarar. Aynı zamanda ACTH hormonunu uyarıp vazopressin salgısını arttırır. Yani bağlılıkla da ilişkisi olabilir.
Ek bilgi: Östrojen sinir hücrelerindeki dendritlerin uyarılabilirliğini arttırabilirken testosteron bunu yapamaz. Bunun için kadına bir şey söylediğinizde içinden bir ton anlam çıkarabilir ama bizim erkek tayfanın görüşler biraz daha nettir.
Aşk niye biter kardeşim? Çünkü aşk bir ödül mekanizmasıdır ve her ödül bir şekilde biter ve sen bu ödüle artık eskisi kadar ilgi göstermezsin tolerans geliştirirsin. 31 de de öyle değil miydi canlar. ilk çekişinde hazzı iliklerine kadar yaşadın sonra zevk vermemeye başladı Niye? Dopamin-dopamin reseptörü ilişkisi vs.
Son olarak aşk bodrumda yaşanıyor güzelim. (Yeter vurmayın amk)
Sağolun varolun. -
7285.
+1yıllar sonra gelen rez
-
7286.
0Beyler ustanın son attığı partları okudum da ben biraz gerideyim saha görevlerinin başladığı kısımlardayım. Aşkın nörobiyolojisi görevini yapmam gerekli midir ?Yoksa geriden devam edip ilerde bu partlara geçtiğimde mi yazayım ?
Bir de saha görevlerinde taktiklerinizi yazabilir misiniz ? Bu saatte yazmamın sebebi uyuyakalmışım, daha yeni uyandım ve kendimi çok kötü hissediyorum /: Ne ders çalışabildim,ne de bugün saha görevinde kızlara birşey sorabildim. Zaten yaşadığım şehir kücük o yüzden bakımlı kız kitlesi bile zar zor var. Dışarda gördüklerim ya amcalar teyzeler,ya da veletlerdi.1 2 tane benim yaş aralığımda veya benden büyük bakımlı orta denilebilecek kız gördüm ama orrrrrospu çocukları sanki gibeceğiz bakışını öyle bir kaçırıyor ki motivasyonumu kırıyor. Beynim onla iletişim kurmammaya çalışmamı söylüyor resmen ya gibeyim. Sizin kullandiginiz taktikleri yazabilir misiniz bu entryi okursanız ? -
7287.
0Aşk,iki karşı cinsin birbirine duyduğu çekim, tutku,sevgi v.b. yoğun duygular bütünüdür. Aşk üremenin suslenmiş halidir aslında. Yani soyumuzu devam ettirmek için aşık oluruz. Bu yüzden bu duygunun buyuk çoğunluğunu ilkel beyin yonetir. Ama bu duygunun suresi biyolojik suresi 2 yıl dır(maksimum ise 7 yıl).
Şuana kadarki gelmiş geçmiş bütün insanların bilinçaltında iki kod vardır:
1)Yaşa
2)Soyunu devam ettir
Soyu devam ettirmek ise çiftleşme ile olur. ilkel beyinde mantık yoktur. Uygun kişiyi bulduğumuzda üst beyinin mantığı işlemez.
Gelelim işin hormonsal kısmına.
Aşık olduğumuzda beynimizdeki serotonin hormonu, depresyon halinkinden bile azdır. Beyin ise ödül için dopamin salgılamak ister. Bunun için ise aşık olan kişiyi düşündürür. Bu böyle bir döngü olur ve sürekli o kişiyi duşunuyo oluruz.
Aşık olunan kişiye bağlanmayı sağlayan iki hormon vardır, bunlar:oksitosin ve vazopresin dir. Bu iki hormon hem analık babalık, hemde bağlılığı sağlar. Ama bu iki hormon testosteron ile ters orantılıdır. Testosu yüksek birisinin daha az evlendiği, daha çok aldattığı gozlenmiştir.
Hazır testosteron demişken beyinde birde cinsel arzuyu uyandıran norepinefrin hormonu salınır.
Bu bilgileri bilmek çok önemli ama bizi dişiler karşısında tam başarılı yapmaz. Sadece farkındalık kazandırır. -
7288.
+8Değişimi göremeyenler görmek isteyip az hissedip yine bir şeyden istediklerini alamayanlar size bi önerim var. Dinle beni kanka. Biliyorum buram buram istiyorsun. Beyler öncelikle en yakınınızdakileri analiz edin kişilik veyahut size davranış şekli. Arkadaş önemli bi faktör büyük ihtimal sizin burda öğrendiklerinizi bilen bi arkadaşınız veya hani nasıl desem beraber bu tür konular konuşacağınız bi arkadasınız olsun Başlığı onada sunun okusun özümsesin sizi seven insan sizi dikkate alır Misalen aynı yabancı diziyi izleyen arkadasınızla dizi hakkında sürekli konustuğunuz gibi. Ayneen öyle birbirinize yardımcı olacağınız hani 1 insan olsun az olsun öz olsun. He diyorsun ki panpa çevrem yok tek tabancayım veyahut yalnızım yalnız takılmayı seviyorum...Tümünü Göster
2 hafta boyunca. her gün bir hedef koy kendine. Zaten önce bi yalnızlığa alışmanız gerekiyor çünkü başkalarına ihtiyaç duymamanız lazım. Diyorsun ki kız arkadaşım mı yok? Veya arkadaşım mı yok? Yeni insanlarla tanış! Unutma önce yalnızlığa alışman lazım sadece o hissiyatı tatman lazım. Çünkü yalnızlık dediğimiz kavram eğer sürekli olursa. Bi hastalıktan daha beter dıbınaçakim. O hisse alıştıktan sonra. Diğerleri zincirleme olarak gelicek.
• **Altın değerinde bi kural: Dişilerle konuşmanızda genellikle başlarda red yiyeceğiniz için. Başlarda sadece red yemek için konuşun. Çünkü red yesenizde bu özgüveninizi düşürmez. Aynen öyle bi bakıyorsun red beklerken onay? alsana +1 özgüven.
---Her gün 1 saat yürüyüş en az. Dışarı çıkmayıp evde takıldığımda kendimden biliyorum kafan rahat fakat dışarı çıkınca rahat olamıyorsun. O yüzden dışarı atın kendinizi gidin oturun bi yere vs. Yeni insanlarla konuşun selam verin.
---Kitap okumam geçenlerde bi kişisel gelişim kitabı aldım lan bi başladım 3 saatde felan kitap bitti amk. Kişisel gelişim kitapları çok iyi hissettiriyor bro gidip 10 lira bi paket sigara alacağına kitap al. Ben sürekli okumuyorum biliyom knk sende para vermek istemiyor olabilirsin :d
• **Enerji. Ailemiz hayatımızda en yakınımız canımız. Aile içinde olan ufak bi çaplı huzursuzluk senin emerjini emer. Bu yüzden bi huzursuzluk olduğunda direk ? ne yapmalıyım veya nasıl olmalı? bu hem sizin kendinize hem ailenize katkı sağlar. Baskıcı bi ailen olabilir sana zarar gelmesinden korktukları için bunun için Ailene güven ver.
---Müzik. Lan lise hayatım boyunca rap dinledim. Bi panpam demişti lisede rap ünide genelde metal-rock gibi statü statü gidiyor:d Şuan metal dinlemeye baslıyorum eskiden pek hosuma gitmezdi hosuma gitmeye başladı mesela. Unutmayalım insan dinlediği müzik gibidir. O enerjiyi hissedersin ***Acıklı, hüzünlü,arabesk de dinlersin knk neden dinleyemesin amk ancak bunlar enerjini giber atar. Eskiden dinliyordum. Ha baktın arada duygu değişimin oluyor Slow felan dinle hani yine arada iyi gelir.
---Üzülmek yerine umursamamak felsefesi. Muhteşem bir şey lan. En kötü anınızda ne bileyim üzüleceğini bildiğiniz bi olayı umursamayınca. Bi hissizlik oluyor. Tamam doğru bu. Üzülünce ne gibim getirisi olucak. Beyler Akıl ve Duygu kavramı çok önemli. ÇOK ÇOK ÇOK. Duygularınızla değil aklınızla hareket edin. Genelde sinirli insanlar çabuk tepki gösterirler sonra pişmanlık yaşarlar.
• **Amacım sadece bir kaç birşeyler yazmaktı umarım hosunuza gitmistir iyi qeceler qnqs
Ayrıca istanbuldaysan ulasabilirsin qnq -
7289.
0Rezervasyon
-
7290.
0Adamsın
-
7291.
+1 -141) bildiklerimizi tekrarlamak yerine , araştırma yapalım.
2) felsefe ödevi değil , bilimsel yönlü bir araştırma ödevi yapacağız ; bu yüzden yazılarımızda öznel yargılar bulunmasın.
3) işi gücü olanlar şimdi kötü yazmak yerine , zamanı olunca sağlam yazsın. -
-
1.
+4 -1Kendi yorumunu katarak yaz dedi mucxz bidaha oku entrysini
-
-
1.
+1Şşşşşt sakin görmezden gel bu entryi (adam okuma bilmior)
Kendini mucx un sağ kolu sanıyor :dddd (mucx un ihtiyacı olmadığı halde)
(#187588892)
Ayrıca engelli
(#187549823)
Ayrıca bizim yazdıklarımızla dalga geçen adam DAHA YAZMAMIŞ BiLE AMK whbevwldjnwldbwmmfnekef -
2.
0Bana ozelden yavsiyo lan amk ılığı
-
1.
-
2.
0mucx bunun mu numarasını aldı acaba lan bu herif efendi gibi hergün gelip rapor veren adamdı. Şimdi böyle aptala bağladı mucx numaranı aldıysa adamın güvenini boşa çıkarma kardeşim...
-
3.
0Sağ kol mu?
Ödevde sadece bilimsel şeyler yazıp kendi felsefemizi yazmadan adam nasıl bizim akıllı olduğumuzu anlayacak amk salağı?
Herkes aynı şeyi yazar o zaman.
Size de askolsun beyler şunu düşünemeyen adama mucxjzzz nasıl numara versin? En fazla özel bir durumda yardım etmek için vermiştir.
Şüphe duymanız hata.
diğerleri 1 -
1.
-
7292.
0Rezzerv
-
7293.
+3 -3Bence mucxjzzz un mesajlara ve çoğu
sorulara cevap vermemesinin nedeni konuştuğu zaman lafının değerli olması için. Her mesaja cevap vermiyor ki cevap verdiği zaman insanlar mutlu olsun. Yada başlıkta küfrettiği adamlar kendini aşağılık hissetsin
Az bulunan şey değerlidir çünkü
(bkz: elmas)
(bkz: aied nin anası) -
-
1.
-2ilk kez mantıklı konuştun ; öpüyorum.
-
2.
0anancılık yapma , öç
-
1.
-
7294.
0Yoğunluğum dolayısıyla yazamadim. Bu akşama doğru yazarım.
-
7295.
+1Kitabini çıkar amk
başlık yok! burası bom boş!