bunu çok sık yapmam

Bu herif eğer planlı bir şekilde aramıza atılmadıysa hayırlı olsun sığır bir fanatik daha kazandı başlık.

Bakın temize pis felan bulaşmaz gibimde bile değil net söylüyorum sevgili dostlar.
beta kelimesini normal hayatta kullanmıyorum o yüzden normal hayatım üzerinden aktaracağım.
Kardeşlik mahkemesinde suçlu bulunup cemiyetten kovulan herkes suçlu bireylerdendir.
istisnasız olarak hak ettiği bir oluşum olmaz yaptıkları şey her neyse ve kovulurlar.
Bu suçluya suçlu demek için yeter bir kanıt ama şu var.
Adam sonra suçunun bedelini öder ve tekrar hak ettiğini gösterir belki yeniden girer.
Hacıtyler abi zaten verdiği bilgilerle nasıl biri olduğunu gösterdi fakat mesele nasıl biri olduğunu yorumlamak bile değil iken, böyle yarak kürek fanatiklik yapmaya gerek yok.
Ben "bu adam beta lafı dinlenmez" diyenlerden de değilim bunu söyledim.
bahsettiğimiz konuya bak ya, at hırsızı çıkmış doğru olana yanlışı sokup milleti suçluyor :d
At hırsızlığı işte budur.
isteyen istediğine inansın, kimseye ihtiyacı yok hem kardeşliğin hemde kardeşlik dışında sular seller gibi betalık barındıran ve teste bile alınmayacak kadar değersiz bir grubun içinde aşırı bir rahatlık, aşırı bir ozguven var. Ağlanacak hale gülen tiplerle çarpıtma, bozgunculuk nasıl olmasın.

Ayrıca kendini ermiş sayan yok guzel de, niye bu kadar kendinden emin davranılıyor o baya lüzumsuz.
Hakikat ehli kendinden emin olur diyenler için, onu bende biliyorum tatlı kardeşim:d siz, ben burada geride kalanlar ehil felan değiliz. Yermek için demiyorum durum bu.
oturup sakin, iyi niyet üzerine ve aşırı affedici ve imkansız bu olay demeden devam edeceğiz aşırı bir şey yoksa hala yarak kürek ayrıştırmalar ile bir yıl daha gitti.
Yaşlar kaç oldu?
hayat baskısı iyice arttı ve buraya vereceğin zaman bile azalmaya başlamışken bari keskin olmak yerine birleştirici ol, takdiri şüphesiz adaletli kardeşliğe bırak geç.
yoksa bu at hırsızı bana çarpıtma dese ne olur? Adam at çalma ustası olmuş milleti hırsızlıkla suçluyor.
Benim burada ki mesaim uzun, emir gelene kadar sürekli buradayım. fikir ayrılıkları normaldir. bilim dünyası bile çok net olmayan şeylere hatta olanlara bile tekrar tekrar şüpheyle bakar. Oturup allah inancına şüpheyle incele diyen yok. Ustaya güven konusuna suphe duy, hacıya tak at diyen de yok. Ne enteresan muhabbetler içine düştük ya.

hayatımda şu başlık altında çok nadir olarak iletişim kurabildiğim birileri oldu, onlarında sınırlı olduğunu net bir şekilde görüp sonuç olarak kendim dahil olmak üzere betalık dediğin şeyin bizde seller sullar olduğunu kabul etmek olmuştu... seller sular diyorum ya, kendi kendinize kafanızda senaryo oluşturup pislik akıtıyoruz hep dediğimi varsaymayın ben öyle biri felan değilim.
genelde de zaten ettiğim küfürler bile yerinde oluyor.
sizinle bir gram yol alamayız muhtemelen önlerinden ve arkalarından set çekilenler kadar körleştirilmediniz fakat doğruya hizmet ediyorum şeklinde verdiğiniz emeklerin sonucunda oluşan güzel değerli şeyler dışında iletişim adabından zerre haberiniz yok.

işin tuhafı, şu mevzuları yüz yüze konuşsak masada tek karşı çıkan adam olmaz bu arada.
muhtemelen yüz yüze olmadığımız için kendinizi sürekli bir şeylerden başka şeyler çıkarmaya programlamanız sonucu fitne içine düşüyorsunuz.
genellikle zayıflar için bu çıkardığınız şeyler doğru olsa bile olay ince ve derin bir analize girdiği zaman -kişi analizi, yazı analizi- patlıyorsunuz. siz dışardaki birbirine zaten benzeyen, aralarında çok az farklılık bulunan ve aynı semptomları farklı cümlelerle sergileyen tipleri çözdüğünüzde kendinize analizci diyorsunuz ve bu buraya yansıyor çok açık olarak bu yüzden yarra yiyen başkası oluyor sizin yüzünüzden. yarra yemek derken onuda açayım dostlarım, zamanım bol işim bu benim size zaman ayırmayacağım da dışarda setli olanlara mı zaman ayıracağım? onu da yapıyorum gerektikçe ama onlar daha düşük seviye oluyor ve savaşları kendini kapsadığı için kendileri gelmeleri lazım bir seviyeye neyse bize geliyorum:
adam kendini analizci, nokta atışçı bir tespitçi olarak görüp sadece şahit olduğu semptomlar ile insan yorumladığı için karşı insan eğer o karşılaştıklarından azıcık farklı olduğunda işler sarpa sarıyor ama farkında değil buradaki kahramanımız o yüzden ortam yarra yiyor işte.
bu ortam bozdu çekildi diyenler var ya, onlarda haklı felan değiller.
ortam bozduysa, seni mi bozdu amk. karanlık içinde ışık arıyorum, ışık benim demeyi bilirsiniz ama yeri gelince. demeseniz bile ima ediyorsunuz ama. öyle olmuyor ki o işler.
dost dost takılacaz burada, adam yarak kürek metin analizi atıyor bana. at da güzel at bari.
siteye üye oluyorum, adam farklı isimle girdim diye bana korktu diyor. aga bi sakin ol ya. biraz bana bi şans ver kendimi açıklayayım, eposta yanlış oldu diyeyim.
daha var böyle de aşırı saçma ben yine devam amk, işim bu.
taşlandık diye inandığım şeyden mi vazgeçicem.
bak bu yaşanmış olay lan, öyle atlayıp çarpıtma felan deme taşlanıyor peygamber manyakko.

On yıla yakın zamanın hatrına bir şeyler yazmak istiyorum.
1- Tartışmanız
Şunca yıl sonra başlığın altına gelip didişiyor olmanız bana biraz acınası geliyor doğrusu. Birbirinizin düşüncelerini çürütme olayı en başta başlık altına gelen saçma yorumları giblemez/eğlenceli/kasmaz bir tavırla kendi düşüncenizi savunmanız istenmişti. Daha sonrasında başlık derinleştikçe, insanlar derinleştikçe bu daha ağır bir yapıya dönüştü. En sonunda buradaki insanlar ortak bir amaç kaygısı gütmektense birbirine tak atmaya başladı. En baştaki o giblemez, alaycı tavır yerini sinirli ve "davayı savunacaaz" diye bağıran ayrıştırıcı bir tavra dönüştü. Kişileri yargılamak istemiyorum, onun yerine dediğim şeyin haklılığını ölçüp kendinizi düzeltmenizi istiyorum. Tersi yönde düşünüyorsanız da kendiniz bilirsiniz, bu diğer maddeler için de geçerli. Bu yazımın sebebi hiçbir şekilde bir öğretmen rolü taşımayarak tamamen kendi düşüncelerimi aktarmaktır. Bu yüzden savunmaya geçmenize gerek yok.

2- Alfa beta kavramı
Bu aslında çok rahat anlaşılabilir bir kavram. Tabiki herkes farklı zamanlarda farklı seviyelerdeki bilgilere ulaşır. Yani basit bir şeyi uzun zaman boyunca kavramamak normaldir diyebiliriz. Ancak bu durumla çok sık karşılaşıyorum. Alfa beta kavrdıbını bir "slide bar" olarak düşünebiliriz. Yani sola çekiyoruz, 0 oluyor ve bu değer betaya yaklaşıyor; sağa çekiyoruz alfaya yaklaşıyor. insanların aklında daha iyi yer etmesi için bu kavramlar yüzdelik bir ifade yerine alfa-beta gibi net kavramlar üzerinden anlatıldı. Bu sayede iki uç noktadaki insan türü açıklanabilir, iki uç noktadaki semptomlar analiz edilebilirdi. Böylece olmak istediğiniz kişiyi düşünüp, bu kişi olmaya çalışabilir ve başarınızı ölçebilirdiniz.

3- Hayat amacı
Herkesin farklı kutsal bir amacı olabilir. Bu başlığı okuyan çoğu insan başlığı 15-20 yaş aralığında, karıya kıza veya paraya düşkünken okumuştur. Bu yüzden başlık çok uzun bir süre bu değerlerin çok da önemli olmadığını, asıl olayın hayatın keyfini çıkarmak, mutlu olmak olduğunu anlattı. Çok fazla insan karı kız konusunu aştı ama mutlu olma, hayatın keyfini çıkarma durumlarında takıldı. Çünkü kimse size mutlu musun diye sormuyordu, karıya kıza düşkün olup olmamanızı sorguluyordu. Gerçekten çok da uzun bir ömrümüz olmadığını ve bunu kabullenerek düzgün bir hayat geçirmemiz gerektiğini fark etmeniz gerekiyor. Bu yüzden kendinimizi geliştirmeli, başarılı ve özgüvenli olmalı, hayattaki basit şeyleri takmamalıyız. Günümüz üst insan tabirine uymalı ancak belli geleneksel değerleri de kaybetmemeliyiz. Üzülerek söylüyorum ki hayat amacınız kardeşliğe girmek olmamalı, cennete gitmek olmamalı. Tabi yazdıklarım içerisinden en çok tartışılabilir olan madde bu olabilir. Lütfen yazın, ama yapıcı olarak yazın.

4- Rol yapmanız
Her biriniz başlıkta olmadığınız kişiyi yansıtıyorsunuz. Daha özgüvenli gözükmeye çalışıyor, daha giblemez olmaya çalışıyorsunuz. Bu başlıktaki birine karşı giblemez olmaya ihtiyacınız var mı? Üstteki entrylerde "yüz yüze olsak iyi anlaşırız" diyen arkadaş haklı. Bunun sebebi yazı dilinin yetersizliği değil, kardeşliğe girme ve buradakilerden kabul görme çabanız yüzünden rol yapmanız. Farklı yazıyor, giblemez olmaya çalışıyor ve birbirinize saldırıyorsunuz. En çok zarar veren ve en az zarar görenin kazanacağı bir oyun oynadığınızı düşünüyorsunuz. Gerçek hayat böyle, burası böyle değil.

5- ilerlemenin durması
Başlıkta hayatla ilgili konular konuşulmanın bırakıldığı çok oluyor. Bunu ön planda tutmamız gerekirdi. Merak ediyorum hepiniz çok mu iyi işlerde çalışıyorsunuz, çok mu dil biliyorsunuz da bu yoldan sapıp burada sidik yarıştırıyorsunuz? Buranın potansiyeli çok yüksekti, yazık ettik. Birbirimize çok iyi bir şekilde destek olabilirdik.

6- Final
Ben de üstte yazdıklarımı çokça yaptım, eminim ki gerçek hayatımda da yapıyorumdur. Ancak siz de biliyorsunuz ki yanlıştan her zaman dönüş vardır, bunun farkında olmalı ve yönümüzü değiştirmeliyiz. Bu yazıyı belki bu maddeler sizin yönünüzü biraz daha doğruya zütürür diye yazdım. Bu yazıya cevap vermenizi elbette ki isterim ama sidik yarışı yapacaksanız, tak atmaya çalışacaksanız gerçekten yazmanıza gerek yok.

Hoşçakalın, umarım sizin için en doğru yolda olursunuz.

@gergedan didişme diyorsun, buradan bahsettiğin için diyeceğim. didişmenin tek taraflı olmadığı belli, benim yorumları didişme görüyorsan problem.

kardeşlik ve cennet ise kişinin bulunmak istediği yer ile başlıyor ve bu yere uygun olabileceğini düşündüğü yada bizzat ona emredilen veya gösterilen yoldan gitmesi ile devam ediyor biliyorsun diye düşünüyorum.
Yani mutlu bir hayatı bulabileceği yerler bunlar dediğin gibi kişinin mutlu olmak için hayatını belirli etabın altına düşürmemesi ile alakalı. Yükseltmek değil, düşürmemek.
hayatın amacını bunlar ile ilerletip hem dünyada hem ahirette kazananlardan olmak için hem mutlu olduğun bir hayatı yaşıyorsun.
Senin sakıncan nedir bu konu hakkında gördüğün ben onu merak ediyorum ama yine de yorumlamaya devam edicem.
Bence ilk etapta kişi kendi temel ihtiyaçları üzerine amaç edinip uğraşmalı ve bunu yaparken en doğru yolu bulduğuna inanıyorsa devam etsin.
Zaten kardeşlik dışarıya bilgi vermiyor. Yani demek ki mesele bir grubun içinde gerektiğinde fayda vermek.
Katıldığım bir kısım var ve rol yapmanın yok olup, kendini eleştirmek ve kaygı içinde olmadan belki de uygun olan o an kaygılı olmaksa bunun üzerine inandığına devam etmek.
Nitekim belirli özellikler dışında başlığın verdiği dışında hiç bir bilgi/özellik ile kardeşlik, başlık dışında örnek alınabilecek kimse yok.
Araya giren destekleyici bir veya birden çok kişiler ise ya atılan yada belirli konularda fikir verenler olduğu için kişi ister istemez kendi yolunu çizmek için kendine dönmek yada ortaya çıkarmak zorunda kalıyor.
Ve işin sonunda bahsedilen rahatlık elde ediliyor.
Sadakat, küstahça sergilenerek ortaya çıkıyor.
Bu kombinasyona ilave olarak kişi aşırı olarak görülen umursamaz bir hale geliyor.
imkansız şeyler çok çok azalıyor bu yüzden.
Buna skeptik/kuşkuculuk demek de mümkün.
çok yollara şahit olunup, belirli yollardan vazgeçmeyen insan gurubu.
pis olabilir, doğru olabilir bilemem bireysel bir yorum.
fakat her bireyin vermesi gereken belirli cevaplardan, yollardan mahrum kalmadan yapabilmekten bahsediyorum. Biraz uzun gibi oldu, yazı değil anlatmak istediğim. Yüz yüze olsak daha net açarım mesela vermek istediğimi de buradan o kelimelerin zütürdüğü yerleri de gözetliyorum normal ve basit olarak.

cem yılmaz anlatıyordu dersi hiç sevmem ama geçerdim diye o geldi aklıma katılıyorum.
Bu arada testten kalan biri anlatıyordu: benden sınavda yüksek puan almamı ve ciddi hazırlanmamı istemişlerdi diye onu ekleyeyim. Zaten bazıları bunun ve daha fazlasının farkındalar. ama alınmayanlar olarak zaten bölünmeye değmeyecek bir yapı, bölünüyorsa ve zan ile hakikat aynı tabak içinde sunuluyorsa yazık olması kaçınılmaz.

Umarım anlatabilmişimdir ya istediğim şeyi, emin değilim gelen yoruma veya yorumlara göre düzeltme yaparım.