+3
-5
Enbiya 31 ;
Yeryüzüne insanlar sarsılmasın diye, sabit dağlar yerleştirdik. Rahat gidebilsinler diye geniş yollar varettik.
Şimdi bu ayete bakalım,ne var bu ayette diyeceksinizdir tabiki demelisiniz dıbınıza koyduklarım neyse şimdi bakalım ;
Yer: Erzincan Ovası (Dağların arası)
Tarih : 1992
Büyüklük : 7.9
Can kaybı : 32.000 ölü,100.000 yaralı.
Bilim ne diyor bakalım : Dağların özellikle ,volkanik dağların olduğu bölgelerde daha fazla deprem olur, orojenez dağlar ise depremi engelleyemez.
Tabiki bilim yalan söylüyor, yüce allah (!) hiç yanılır mı ki?
Neyse bakalım başka bir detaya.
Mesela bakalım şu ayete : Nahl 63.
Ayeti şöyle başlar.
Allah'a andolsun, senden önceki ümmetlere de (peygamber) göndermişizdir. Fakat şeytan onlara işlerini süslü gösterdi de iman etmediler. işte o bugün onların velisidir,ve onlar için elem verici bir azap vardır.
Şu konuya değinmek istiyorum allah neden kendine and eder ki? Allah kendini şahit mi tutuyor?
Şu yazıyı da yazıp başlığa son veriyorum beyler.
Okuyun.
sorgulamaya başladığınızı farkediceksiniz.
Eğer ben Dünya ve Mars arasında eliptik bir yörüngede güneşin etrafında dönen Çin seramiği bir çaydanlık olduğunu öne sürseydim ve bu çaydanlığın en güçlü teleskoplarımızla bile tespit edilemeyecek kadar küçük olduğunu ekleyecek kadar da dikkatli olsaydım, kimse bu görüşümün tersini kanıtlayamazdı. Ama devam edip de bu savımın yanlışlanamaz nitelikte oluşundan dolayı insan aklının ondan kuşku duymasının kabul edilemez bir küstahlık olacağını söyleseydim, herkes haklı olarak saçmaladığımı düşünürdü. Ancak, eğer böyle bir çaydanlığın varlığı eski kitaplarca onaylansaydı, her Pazar günü kilisede kutsal gerçeklik olarak öğretilseydi ve okullarda çocukların beynine kazınsaydı, onun varlığından kuşku duymak bir gariplik belirtisi olarak görülür ve o kuşkuyu duyan kişiye yakınçağda bir ruh doktoruyla ya da daha önceki çağlarda bir Engizisyon yargıcıyla bir randevu alınırdı.