bunu da açıklayın ateistler

beyler neden sadece hayvanları hesaba katıyorsunuz bitkilerde de evrim çok üst düzeydir.

gymnospermler'den angiosperm'lere geçişi bir incelerseniz magnoliaceae'nin çiçeklerinin bir kozalak yapısında olduğunu görürsünüz. ayrıca gymnosperm'lerde olmaması gerektiği halde bazı familyalarda çiçek yapısının oluştuğunu görürsünüz. gymnosperm'lerin angiosperm'lerden daha önce dünya'da var olduğu kanıtlanmıştır. angiosperm'lerin ortaya çıkışı da birden poaceae'yle(buğdaygiller) değil magnoliaceae gibi geçiş özelliği taşıyan dikotil familyalarla gerçekleşmiştir. dünyanın fiziki şartları, yaşam ortamlarının özelliklerine göre türler değişik özellikler kazanır ve sürekli olarak rekabet halindedir. böceklerin bu kadar çok sayıda tür çeşitliliğine sahip olmasının sebebi budur. evrim dediğimiz süreç bir hayvanın karşısına sandalye çekip oturarak "hadi değiş de görelim bakalım" denilecek bir süreç değildir. genomik hafıza denilen olay stres şartlarında genişler. stres şartlarına maruz kalmayan bireyler tabii ki doğal formunda kalacaktır. ama ne zaman ki sahip olduğu donanıma uygun olmayan doğa şartları karşısına çıkacaktır işte o zaman uyum ve yok olma arasında kalmaktan başka çözüm yoktur. allah bile "dünya'yı 7 günde yarattık" diyorsa bunun bir sebebi vardır. istese her şey bir saniyede de oluşabilirdi ama bunu bir süreç olarak bir sistem olarak ortaya koymuştur.

ara geçiş formları olarak aradığınız şeyler cinsler-türler bazında olmalı, beklenilen şeyler osteichthyes(kemikli balıklar) ile amfibia(iki yaşamlılar-kurbağalar) arasında olursa gerçekçi olmaz. çünkü bunlar sistematik olarak "sınıf" başlığında değerlendirilir. Tür-cins-familya-takım-sınıf piramidinde düşünürseniz ne kadar geniş bir yelpazeden bahsettiğimizi kavramak daha kolay olur. çünkü amfibiler dediğimiz zaman zihnimizde sıradan bir kurbağa, balık dediğimizde de sıradan bir balık canlanıyor. yalnız sistematiğin bir kuralı olarak başlığa dahil olan her alt başlık gelişmişlik ve evrimsel açıdan sıralanır. yani kemikli balıkların en gelişmiş familyasının son cinsleriyle amfibilerin en ilkel familyasının en ilkel cinsleri karşılaştırılmalıdır. bunların çoğu yok olduğu için sonuç elde etmek zordur. kaldı ki ölen canlıların çok ama çok küçük bir kısmının doğada fosil olarak saklanabilecek şartlar ve çevre yakalayabildiğini de hatırlamakta fayda var. balıkların en gelişmiş familyası eğer karaya çıkmak adına bir evrim geçirecekse, ilk çıkan bireyler(türler) hiç alışık olmadığı bu şartlarda bozguna uğrayacak ve büyük kayıplar verecektir. ikincil-üçüncül özellik kazanmadan bunu gerçekleştiremeyeceklerinden dolayı bunu başarana kadar bir sürü yeni özellik kazanmak zorunda kalacaklardır. nihayetinde başarmış olan türler ise köken aldığı balık atasından bariz ayrımlar gösterecek ve bakıldığında "ne yani bu kurbağa balıktan mı türemiş" sorusu çok da abes kaçmayacaktır. kaldı ki bahsettiğimiz bireyler amfibi özelliğini taşıyan ilk bireyler olduklarından ileride gelişip kalıcı olacak olan amfibiler sınıfı üyelerinden de çok geride ve ilkel görüneceklerdir. amfibi dediğimizde aklımıza gelen ilk şey o arada kaybolan türler olmadığı için ara geçiş formunda kafamızdaki taslağa oturmamaları normal. kaldı ki şu an verdiğim örnek çok farazi ve hiçbir araştırmaya dayanmamakta, belki de amfibiler hakkında çok bariz hatalar yapmış olabilirim tutup da "daha amfibi nedir bilmiyor gelmiş burada car car konuşuyor dıbını gibtiğimin dangalağa" muamelesi de görebilirim. ben sadece gözünüzde canlanması ve somutlaştırabilmek adına bir örnek vermek istedim.

ne uzun yazdım amk kendimden tiksindim.