Müco bu konularda benden daha iyidi daha çok şey bilirdi. Kalp gözü açıkmı desem öyle bir şeydi hissiyatı güçlüydü. Olayı ona anlatmayı doğru buldum ama yinede yayılmasından çok korkuyordum.
Mücoya anlattım. Anlatırken müconun gözlerindeki korkuyu görebiliyordum anlattıklarımı can kulağıyla dinliyordu. Her seyi anlattım.
Müco "Sen onun çocuğunu nasıl öldürdün ki " dedi. Bilmiyorum dedim. Ama biraz olayları yorumlayınca varlığın benle uğraşmasının sebebinin anneme acı çektirmek olduğunu anlamiştık. Çocuğunu annem öldürmüştü ama nasıl.
Bu sırrı başo muco ve benden başkası bilmeyecekti. Birlikte araştırmaya başladık bir cevap arıyorduk. O gün çok bitkindim olayları anlatmak beni çok yoruyordu.
Uykuya dalmıştım.
Ter ve çığlıklar içinde uyandım.

Ve ağaca ulaşmıştık. Kesmekten önce kazmak sanırım daha mantıklıydı. Öyle yaptık. Evden kazma kürek aldık ve başladık. Kazmaya devam ederken yoruluyor değiştiriyorduk. Sıra bana geldiğinde her vuruşumda kafamın içindede bir davul sesi geliyor gibiydi.
Başo ile müco kazmaya devam ederken etrafa bir koku yayılmaya başladı. Birazdaha kazdıla. Dayanılmaz bir koku, eve gidip ağzımıza bez bağlayıp geri geldik.
Ve artık toprak değil çıkan şeyler çürük et parçaları ve kemiklerdi. Sanırım anneannem büyü yapımında kullanılan eşyaları bulup buraya saklamıştı.

Ve sona gelmiştik

Bütün hepsine aynı işlemi uyguladık ve mezarı kapatmaya başladık. Mezara attığımız her toprak benim içimde bir ferahlık oluşturuyordu. Biz mezarı kapatırken hocada kendine geldi ve bana bakıp yaptınmı dercesine kafa salladı bende aynı şekilde kafa sallayip onayladım. Sonra hoca dua okumaya başladı. Arkadaşlarıma bakıyordum çok şükür, sesleri annem Allah im sana şükürler olsun sesleri geliyordu ki benim içimde hala bir şüphe ve bir ekgiblik var gibiydi. Mezarlığı hocanın arabasının tekerini değiştirip terk ettik.
Hoca geçmiş olsun dedi. Saolun hocam sayenizde desemde sevinemiyordum bir şey ekgibti. Yada ben öyle sanıyorum...

Evet beyler hikaye bitmiştir başo ve müco ile eve çıktık. Yurttaki anılarımızı hatırlamak istemiyorduk. Olaydan sonra bir kaç kabus dışında pek bir şey olmadı 1 ay önce doğum günümdü. Korkudan uyumadık saolsunlar onlarda eşlik etti şuanlık bir sorun yok. Okuduğunuz için teşekkürler.

"Konuş benimle cin adınne ,hangi kabiledensin."
- Benim adım ***, *** kabilesindenim.
" peki benden ne istiyorsun, ses ver bana bir şey söyle."
-çocuğumu öldürdün buna sen sebep oldun aynı acıyı annende tadıcak.

Arapça bilmememe rağmen dediklerini anlıyor türkçe cevap veriyordum. Kurduğumuz iletişim kesinlikle fiziksel ses dalgaları veya işitmeye dayalı bir yol değildi gerçekten çok garipti.

Şekerim düşmüş gibi oldum, sustum. Uzun süre ses gelmedi ışığı açmamla ampülün patlaması bir oldu. Korkudan tekrar yere düştüm. Saman ve diger malzemeleri camdan aşağı atıp hocanın evine koşmaya başladım.
Yolda gördüm hocayı. " hocam?"
Benden uzak dur dedi. Benden habersiz cin cağırdığını biliyorum. Çok tehlikeli bir iş yaptın. Kapı mührü hazırdı bana neden sormadın, ya sana zarar verselerdi dedi. Vermediler ama dedim. Hocada üzülerek en son babanın parmağını kestiler dedi.

Bu arada bu olaylar gelişirken herkesten bana daha yakın sevgilim gülsenemdende ayrılmıştım haklıydida annem babam bile doğru düzgün yaklaşamıyordu bana çevremdeki herkes uzaklaşıyordu benden git gide yalnızlaşıyordum.

Ve Ezan

Evet ezan okundu ben derin bir oh çekip kalktım ve mücodan korktuğum için başoyu kaldırmaya gittim. "Başo kalk sabah namazını kılak". Başo oğlum saat 3 ne namazi git yat gece gece, dedi.

Ben 5 saniye hareketsiz kaldım dönüp yatmasını izlerken başonun olanlara anlam veremiyordum.
Arkamda bir el hissettim. Simsiyah gözler cehennem ateşi ile yanıyor çürümüş bir yüz ve kızgın bakışlar ile bana bakan mahlukat söylediği ve anlayamadığım sesler ile bana bağırıyordu.

Bağırarak uyandım, göğsümde bir yanıklık. Muskamın kenarlarının yandığını gördüm. Içini açtığımda mürekkeplerin aktığıni gördüm. Sabah ezanı ile irkildim artık paranoyak olmuştum her şeye şaşırıyor tepki veriyordum. Başo yatağıma geldi namaz için. Mücoyuda gördüm. "Akşam seni kaldırdım neden kalkmadın"dedim.
Hayır beni kalkmadım dedi. Uyku sersemliği ile hatırlamadığını düşündüm ve açıkcası olaylara kimseden bahsetmek istemiyordum. Gülsenemin beni bu yüzden terk etmesinden sonra bu arkadaşlarımın yanımda kalması için hiç bir sebep yoktu üstelik gülsenem kadar olmasada sinem diye bir kızdan hoşlanıyordum konuşüyorduk. Hepsinden önce ailemin duymasından korkuyordum.

Başo bu konularda bizden daha az bilmesine rağmen Allah var cesurdu gidelim dedi. Bizde en mantıklı bulduk. Ara tatile kadar yurtta kalmak zorundaydık. Muskamda artık yoktu ve olaylar yeniden başlamıştı. Daha da kötüsü artık geceleri değil her zaman yanımda hissediyordum varlıkları. Odamıza yeni 2. Öğretim bir öğrenci gelmişti çok garip hareketleri vardı sevmemiştik. Gece geç saatlere kadar otururdu sürekli. 2. Ögretim olduğundan pek takmadık ama artık çocuğun uyuduğunu düşünmüyorduk.
Bir gece uyumadım gözlerimi kısıp bekledim.
Önce yatağında bir mum ışığı ve fısıltı sesleri geldi. Benim aklıma bu çocuk ile ilgili bazı şeyler gelmişti bile. Sonrasında ömer çocuğun adı ömer bu arada. Ömer ayağa kalkıp başo sonra mücoya 2 dk kadar baktı sıra bende olduğunu anlamıştım gözlerimi iyice kapattım. Ve göz kapaklarımda oluşan karanlıktan karşımda durduğunu bir şeyler fısıldadığını duyabiliyordum yaklaşık 30 dk böyle devam etti. Ve bana "Uyumadığını biliyorum" dedi.

Bir kaç kişi gelirse devam edeceğim duvara anlatıyor gibiyim

Derse giricem beyler. Olaylar üzerinden çok bi zaman geçmedi yazarken bile gözlerim doluyor başo ve muco saolsunlar hala yanımdalar. Akşam devdıbını yazıcam rezleri alin

Ben hiç bozuntaya vermeden aynı şekil rol yapmaya devam etttim. Bir ara mumum ışığı alev topu gibi parlayıp söndü sonra ömerde gitti.
Başoya anlattığımda zor tuttuk başoyu. Başo grubun en saldırganıydı.

Bir gün etüt odasının önündeyiz ders ile ilgili konuşuyoruz. Ömer içerde tek başına duruyor. Baktık kafamızı çevirdik tekrar muhabbet edip baktık. Ömerin masa hariç her yer dağılmış buna imkan yoktu ömer tekdi içerde ve o gün oda yeni temizlenmişti.

Ömerden iyice tırsmıştık bu olaylar üzerine. Bir gün gece yurttan kaçmak üzeri hareketlendik. Kolidordayız, karşımızdan koşarak ömer geliyor elinde su dolu bir kola şişesi. Hepimiz korktuk başo bizi geride bırakıp. Ömere gelişine sağlam bir yumrukla bayılttı. Hepimiz 2 saniye durup, koşarak tüm kapılara vurmaya başladık.

Beyler şuan kahvedeyim çay servisi yapıyorum işten çıkar çıkmaz yazıp bitiricem müco yazmamdan rahatsız oluyor zaten böyle şeyleri fazla dillendirme diyor. Akşam özet şekilde bitirebilirim.

Hocalar geldi. Olayı anlattık hemen inandılar ömer daha öncede saldırıda bulunmuş. Sonra ömeri akıl hastanesine yatırdıklarını biliyoruz en son.
Ara tatile çok bir zaman kalmamıştı köye gidip napıcağımızı düşünmeye başladık. Başo ağacı keselim diyor. Müco altını kazalım diyor. Hepsini yapmaktan başka çarem yoktu sanırım. Peki işe yarayacakmıydı dahamı kötü olacaktı bu sorular beynimi kemiriyordu.
Ufak tefek olaylar sonrası ara tatile gelmiştik ve köye yola çıkmıştık artık...

Beyler az uplayın son partlara geldik. Hala partlarda 1 iki tane şuku var.

Beyler devam ediyorum bu son part işte daha sonra hocanın ölmedigini öğrendik aslında cinler hocayı kacirmisti beni de kaçırıp hocanın yanına zütürdüler ve aslindada cinin cocugu da olmemisti cinin çocuğu Cine kalmıştı be bizde Cine kacirdilar ne yapcamiizi bilmiyorduk ama en sonunda sirkan inci adında bi süper kahraman gelmişti ve yağlı saclariyla cinleri Çinde gibmisti ve bizde malafatlarla çinleri dövmeye başlamıştık sonra hoca twork yapıyodu beyler buda bole bi animdi

Kardeş en yakın ruh sağlığı hastanesine gidiyorsun. Beynine şok vurduruyorsun. Kafa 1 milyon. Rica ederim.

Yolda giderken tüm ipuçları birleştirmeye başlamıştım. Bu mahlukatın bana neden perşembe dediğini anlamıyordum ozamanlar. Fark ettimki benim doğum günüm yani 1997 kasım 19 çarşambaya denk geliyordu. Anneme sorduğumda beni gece yarısı perşembeye bağlayan gece doğurmuştu. Olaylar şimdi anlam bulmaya başlamıştı. Bu ayrıntıyı nasıl kaçırdığımı okadar acı çekmemin sebebinin bu olduğunu öğrendiğimde sarsılmıştım.
Ben dalgın şekilde otururken. Tekerin patlama sesiyle kendime geldim, herkes korkmuştu mezarlığa giden yolda ormanlık arezide yolda kalmıştık. Arabadan inmeye yeltenecektimki kapımın karşısısında 2 parlayan göz gördüm ve geri kapattım kapımı bağırarak. Gözler yavaş yavaş kayboldu.
Hoca bizi oyalamak istiyorlar acele etmessek çok kötü geri dönüşü olmayan şeyler olabilir.
Az kalmıştı yürüyerek devam etmeye başladık.

Babam ve hoca hızlı bir şekilde mezarı kazmaya başladılar. Ufakca bir mezar açıldı. Ve kemikleri çıkardı bize ağacı kim kazdı dedi. Mehmet mücahit ve ben şeklinde cevap verdim. Bu işi siz bitirceksiniz dedi. Biz ne yapacağımızı düşünürken hoca bir şeyler okumaya başladı hoca okurken kızarmaya başladı. Ve sırt üstü düştü heryeri morarmış bir şekilde. Ben hocam iyimisiniz demek için yaklaştım, hoca kafamı ağzına eyip şunları dedi."Her bir kemige 3 düğüm atın her düğümü atarken biriniz. Felak ve nas okuyun." dedi ve gözlerini kapattı.
Nabzını kontrol ettim yaşıyordu bayılmıştı. Saat 3 e az kalmıştı üzerimdeki ağırlığın artmaya başladığını hissetmiştim.
Hocanın eli cebindeydi, hiç düşünmeden cebinden benim için bir şey cıkarmaya çalışırken bayıldığını anlamıştım.

fotoğraftaki anan mı

Sen git feres gelsin

Evet tahmin ettiğim gibi bu iplik ve makastı. Hemen işe koyulduk bir yandan ne yapıcağımızı başoyla mücoya anlatırken müco neden bizde varız, bu senin sorunun gibi korku dolu sorular sormaya başladı.
"Hocanın dediğini duyduk 3 ümüz kazdık bu işten birlikte sıyrılmamız lazım dedim. Başodanda ayni tepkiyi beklerken başo ipleri hazırlamıştı bile.

Ilk düğümü atıp felak ve naz okuyup üfledim. Başo ve mücoda 2. Ve 3. Düğümleri atıp kemiği mezara bıraktı.
Yavaş yavaş etrafımda bir cemaat varmışçasına kalabalık hissetmeye başlamıştım.
Okurken çok daralıyor kendi sesim kulaklarıma farklı gelmeye başlıyordu. Başo ile. mucoda aynı şekildelerdi söylemiyorlardı ama her düğümden sonra sırasını saldıktan sonra derin bir oh çekiyorlardı.
Saat nerede ise 3 tü...

Rüyamda anneannemi gördüm, gözleri simsiyah yüzünde tırnak izleri, morluk ve çatlaklar vardı. Arkasında duran 2 tane cinden sadece yanan kırmızı gözler gözüküyordu. Anneannem bana "Oğlum naptınız siz" diye ağlıyordu. Noldu anneanne dedim. "Incir ağacını göstererek annenin suçu" dedi ve uyandım. Mucoyla başo hemen yanıma geldiler bağırmamın üzerine.
Sakinleşince hemen annemi aradım.
Oda rüyasında anneannemi görmeye başlamış bu aralar, cinler tarafından azap çektirildiğini onu kurtarmamızı söylüyordu.
Anneme rüyamı anlattım. Ağacı sordum.
Annem "Ben seni o ağacın altında doğurdum" dedi. Olayın bununla ilgisi olduğundan artık emindim. Peki ne vardı bu ağaçta. Anneme sordum. Annem "Anneannen o ağacın altına kimseyi yaklaştırmazdı, sürekli çocuklara oraya işemeyin diye tembih ederdi." dedi. Müco ya anlattım müco ile o ağaçta bir şey olduğuna emindik.

Senin ben varya