bunu çok sık yapmam

KEHANETTTTT'in saha raporu
Beyler nasıl eğlendim bilemezsiniz... Şöyle başlalyayım , okuldan çıktım ve minübüse atlayıp, evimin baya ilerisinde indim ve yürümeye başladım... Karşıdan gelen 3 lü kız grubu gördüm ve uzun zamandır sahaya çıkmadığımdan dolayı az biraz paslanmıştım sanki... Bunlar geçerken bi anda seslenip, aralarında zengin olan olup olmadığını sordum .. Olmadıklarını söylediler gülerek , devam ettirebilirdim lakin dediğim gibi tam olarak paslar çözünmedi diyelim, gezdim dolaştım.. Arayınca dişi bulamıyosun zaten ayrı bir mevzu. 2 tane kendimden 10 yaş büyük kız gördüm ve direk gittim. Muhabbete başladım , görevimden bahsettim , öğretilerimden kesitler paylaştım ve eğlendim. Lakin dikkat edeceğiniz bir nokta var , dişi gruplarında genellikle bir beta bulunur.. Burdada vardı , sürekli üffff offfff puahhhhh yahhhhhhhhhh falan diyo amıno koduğumun taş devrinden kalma fosili. Bile bile yapıyo, moralimi bozmak için, gibimde mi ? hayır... Eğlendim ve yoluma devam ettim. kendimle yaşıt bir grup gördüm gittim konuştum (2 kişi). Ananız kadar olmasada sağlam betalardı beyler.. Kıza ergenlik dönemindeki aççlıklarını anlatıyoruz diğeri bunun niyeti farklı ,gidelim falan saçma supan gitme hareketleri yapıyor. nasıl komik amk.( bekleyin ve sonunu görün). Diğer kevaşe ağzıma düşecek nerdeyse , işte konuşuyoruz güzelce, ağzıma düşecek kevaşenin babasının mal varlığına kadar öğrendim. Sahiden betalar muhabbet edilecek kadar değerli değil beyler. Her neyse muhabbeti bitidim ve gideceğim bu ilk mal mal hareketler yapan beta numaramı istedi, çok tatlı olduğumu, vs.. falan diyor böyle. Naptım? VERMEDiM TABiKi AM BiTLERi.. iyi günler dileyip gittim.. ( Arkamdan almıycaktım zaten falan diyor bana kevaşeye bak kevaşeye ahahah) . Sonra ilk gezdiğim yere geldim , kuaför arıyorum netten birtane buldum da numarayı ana ekrana geçiremiyosun uğraş dur. 4'lü bir kız grubu gördüm. ( Uzaktan bile bana iltifatları duyuluyordu beyler, çok yakışıklı.ss , keşke gelse .ss falan filan) Gittim numarayı yazdırdım , sonra aldım. Bunlar içeçek birşeyler koydular kaşla göz arasında otur otur falan diyolar. 40 yıllık dost gibi karşılandım anlayacağınız. Oturdum ve güzelce muhabbet ettim , iyi bir omega vardı baya içime düştü lakin sigara içtiklerini öğrendim ve sahiden soğudum amk. Neyse 19 dakika muhabbet ettim.( Bazı konularda çok dakikiğimdir ve işlerim vardı.) baya baya hepsinin numarasını alırdım lakin , sahiden istemedim. Neyse kalkarken 15 tane betanın acizce bana laf atmasını gördüm. neden ? Çünküsü: ben onların yanlarına gitmeye korktuğu kızları içime düşürdüm amk bu kadar basit. Betalara gelince.. giblemedim tabiki.. Mükemmel bir gündü... ( tek bu gün değil Benim her günüm mükemmel huur çoçukları sizi bilemem zaaa..)

Malesef herşey biraz yarım kalacak.
2 yıl önceki hallerimi anımsıyorum da ne kadar safmışım diyorum. Hani ne yaptığını bilmezsin boş bir hal olur ya öyle geliyor. Çoğu şeyden habersiz, içine nasıl atıldıysa öyle yaşayan, sorgulamak nedir bilmeyen ortalama bir vatandaş!? Farkındalık sıfır.

Çocukluktan beri hep meraklıydım ve merak insanoğlu nun doğasının bir parçası. Nice icatların kıvılcımı. Fark ediyorum da okullar işte bu durumları hep yok ediyor. Egolu öğretmenlerin gibindirik otorite kurma çabası uğruna koca bir sınıf okul belki bir nesli doğal durumlarından istedikleri kalıplara dönüştürüyorlar. Bunu ilk fark ettiğimde lise sondaydım. ilk derken, adamakıllı olarak. Artık beynin napıyoruz biz amk devrelerde kendini sorgulamaya başlamasında. Bir gün ingilizce çeviri ödevimiz vardı ve benim ingilizcem de tak gibiydi o zamana kadar ihtiyaç duymamıştım hernasılsa. Tabi az çok translate yardımı ile yapmıştım bir şeyler. Diyorum ya merak ve yaratıcılık olgularım daha ilkokulda ufak ufak parçalanmıştı ve tünelin sonunda elde hiçbir şey kalmıyordu tabii. Neyse uyduruk bişeyler yapıp verdim herkes gibi. Şunu da ekleyeyim deftere kitaba falan yazı yazmak şekiller yapmak veya imza denemeleri yapmayı seviyordum amk. Ödevi de o şekilde verdim yazıların dışında kalan yerler imza denemeleriydi.

Ödevi verdikten beş on dk sonra ingilizceci çağırdı. Arada geçen diyalog:
+ne bu?
-Ödev?
+ne böyle her tarafı karalama böyle mi ödev sunulur?
-imza hocam onlar çizgilerin dışında ama.
+içinde veya dışında. Her taraf karalama ben böyle ödev kabul edemem

Uzattı defteri. Baya sinirlenmiştim amk.Tam aldım gidicem demez mi
+bi daha karalama

Dedim:
-Defter benim istediğimi yaparım buna siz karışamazsınız.

Sonra bağladı çingene moda. Sen benimle nasıl böyle konuşursun yok efendim özür dileyeceksin de ne kadar ukalaymışım ne kadar egolarım şişmiş bu aralar...

Ulan öyle zoruma gitti ki. Ne dediyse kulak arkası attım geçtim sıraya koyup kafayı yattım ama nasıl. Boğazım düğümleniyor falan derler ya burama kadar geldi öyle bişey. Kendime diyorum niye gözlerin doluyor yarram dik dur diyorum ama nafile elimde değil. Sinirlenip de bişey yapamayıp içinde patlar ya öyle bi durum. Ve hala sınıfa karşı alttan alttan beni gömüyor. Kötü örnek olmayın saygılı olun vs. 2.saatin sonuna kadar dolaylı saldırılar kesilmedi tabi.

Ondan sonra o ingilizceci ve diğer tüm hocalara çok farklı bi gözle bakmaya başladım. işin garibi çoğu hocalarla 12. Sınıfın başında, aramızda her ders soğuk rüzgarlar esiyordu. Sürekli ekgib aramalar falan. Hocaların hal hareketlerindeki bu egolu tavırları hergün inceliyordum. Hastalanıyordum yine okula gidiyordum ki çoğu öğrenci rapor için sağa sola koştururken...

Sonra bir şey daha fark ettim. Arkadaşlarım, ailem, geçmişte yaşadığım birkaç törpülenme girişimleri... Bir şeyi fark ettiğinizde, onunla benzer ve bağlantılı bir çok şey hatrınıza aniden geliyor. Aa diyorsun vay amk şu yaşımdayken olan şey buna ne kadar da benziyor diye. Kısa kısa aydınlanmalar... Sonra düşündüm ki ulan bi sistem mi var ki çevremdeki herkes aynı şeyleri yapıyor? ilk aklıma gelen şuydu: bir yerde kömürlerin binyıllar sonra elmasa dönüştüğünü okumuştum. Hani ne zaman parlamaya yeltensen anında siyaha boyuyorlardı.

Kendimde şunu farkettim. Küçükken çok kitap okurdum. Elektronik şeylere karşı büyük merakım vardı. Kocaman bir teyibimiz vardı kasetli * akşam tam 10 da radyo tiyatrosu çıkardı. Nerden karıştırdım ettim bilmiyorum ama her akşam 1 saat yayınlanırdı ve dinlerdim, jules verne ün çoğu kitabını okumuştum, basit yüz temel eserler vardı meb in, Tolstoy un kitaplarını okuduğumu hatırlıyorum, ömer Seyfettin, sait faik öyküleri falan inanılmaz bir ilgi. Tabii bu süreçte olan baltalamalar törpülemeler derken dedim artık niye kitap okumuyordum ki? Birsürü e book indirdim çoğunu okudum ve hatta diyordum bi mezun olayım hergün okuyacağım.

86,25 diplomayla son sene mezun olmuştum. Artık üniversite zamanı diye düşünürken ailem ben çok sıcak bakmıyordum. Hazır hissetmiyordum en önemlisi. Kendimi kitaplara vurdum ve çoğunlukla pgiboloji ve felsefe çekti ilgimi. Nietzche freud hegel spinoza aklıma gelmeyen birçoğu. Okudukça üzerine düşündüm, kendimden parçalar buldum ve bu skala böyle devam etti. Arada inci sözlüğe girip hikayeleri okuyordum. Ve bir şey daha fark ettim, çoğu kişi neden hep aynı şeyleri düşünüyordu? Yaşıtlarım sürekli acizce karı kız peşinde koşuyordu çoğu üniye gitmiş vs kalanlarla arada görüşüyorduk tabi insan sorguluyor. Neden illa bir hatun bulmalıydık? Neden evlenirdi insanlar. Dayatılan şuydu: evlenince herşey bitiyor ve sonsuza kadar mutlular eşliğindeyken gerçekler hiç de öyle değildi tabi.

Başlığı okumayana kadar sosyal gözlemlerim sorgulamalarım hep sürdü. Şunu da düşündüm neden ben bu düşüncelere yoğunlaşmışken my7 yazılarıyla karşılaştım? Hala bilemiyorum bu durumu. Yazıları okurken bile aklımın bir köşesinde ingilizce kalmıştı. My7 arada ingilizce atasözleri atıyor okuyamamak da koyuyordu insana. O süreçten bu yana kafamın hep bi köşesinde ingilizceyi taşıyordum. My7 ın tüm yazılarını okudum defalarca sonraki süreçlerle birlikte ve beynim farklı çalışmaya başladı. Bazen duygularımı kontrol edemediğim zamanlarda beynimin bedenime sığmadığını düşündüm. Nasıl anlatsam bilemiyorum. Aklımdan çok şey geçiyordu, böyle içim içimi yiyordu sanki böyle göğsüm patlayıp aklımdan geçenler dışarı fışkıracak gibi hayal ediyordum hayal gücümü gibeyim:)) neyse sonra bi yerden başladım ingilizce öğrenmeye baya zorlu bi süreçti ama neyseki atlattık hatta 2 ay sonraki lys5 dil sınavına gireceğim 80 soruda ortalama 65-75 yapıyorum falan. Pasaport da çıkaracağım yakın zamanda yani önümüzdeki 5-10 yıla buralarda olmam büyük ihtimalle. Anca tatiller için işte.

Şimdi düşünüyorum napıyorum lan ben diye. Bazen birkaç aktivitelere katılıyorum ama bir hastalık gibi sürekli beynimin bir köşesinde my7 ve yazıları dönüyor. Bir insan her yazdığında nasıl haklı çıkar amk diye sorguluyorum. Hani ilk yazıları okurken sürekli ustaya bir güven duyma meselesi vardı. Çoğu kişi otureuğu koltuktan güveniyos usda diye yazdı iyi hoş da ne kadar samimiydi bunda. Aslında o güven meselesi dahi ve birçok şey he deyince olmuyor tabii. Süreç. Altın kelime bu işte. Süreç. Okuduklar kafada sadece bir teori olarak kalıyordu ve haklılığını "gördükçe" bağlılığın arttığını fark ettim. Bu fark edişler, kısa kısa anlık aydınlamalar bugün dahi devam ediyor. işte benim için oluşan taktan bir durum da şu oldu; o kadar çok bişeyler bulmaya, bağdaştırmaya çalışıyorum ki bir zaman sonra olay kendiliğinden oluyor ve yaptığım işler girdiğim aktivitelerden tam bir keyif alamıyorum. Bir anda bir boşluk hissi geliyor. Mutlu olmaya zorlayıp kendini kandırmak da saçma. Matrix deki olay geliyor aklıma. Sonsuza kadar mutlu ol ya da mutsuz olmayı göze al ama gerçeklerle yüzleş. Bir insan neden ikincisinin peşinde oluyor? Atalarımızın gerçeklere olan merakından bize kalan bir miras mı olabilir bu? Olabilir. Ancak bu güzel bir olay bence.

Kendime dair, kendi perspektifimden olabildiğince anlattım.

Kehanettttt'in saha raporu
Merhaba beyler ben kehanettttt, dünden önceki gün sahaya çıkmıştım ve 16 puan topladım, dün çıkmadım, bugün çıkıp görevi bitirdim. 4 puan ekgibliğimi kapattım, eğlendim, öğrendim vs.. Her zamanki gibi mükemmel bir gündü. Neyse gezmeye başladım , ikili bir dişi grubu gördüm, biraz tereddütte kaldım , biraz oturdum düşündüm çünkü yan tarafta teyzeler falan dolu. Neyse 100 gram et deyip , onlarlda 5 dakika konuşmak istediğimi söyleyip, eğlenceli geçeceğini belirtip oturdum. Kızlardan biri bir beta kevaşesiydi diğeri ise omega diyebiliriz ( az biraz betalık ta olsa ) , omega olan alımlıydı. Neyse konuşmaya başladık işte çoçukluk , gelişim ,ergenlik dönemleri falan mallar anlamıyor bazı şeyleri, arada denk gelebilirsiniz böylelerine, sahiden bir gib anlayamacak kadar aciz çoğu yani kafanızda büyütmenize gerek yok ( büyüten mallar için söylüyürom , bazı yannanlar atlar şimdi). işte birşeyler ikram etmek istediler , teşekkür edip ,geri çevirdim. Ödevimden bahsettim az biraz daha üstüne birşeyler katarak vs... iyi günler dileyip gittim. Az ilerde bir grup gördüm, uzaktan tam seçemedim yanlarına gidince birinin güreşçi ve fok balığı bıyıklı, diğerinin çiroz vs.. falan gördüm. En kezbanı bile kendini Adriana Lima sanıyor.. Teklifte bulundum , mala bağladılar , ne diyosunuzuz falan diyolar birbirlerine , bende : neyse değerli vaktimi burada harcamayayım diyip, görüşürüz dedim ve gittim. Beyler yolda çok dişi gördüm ama güzergahımı değiştirmedim çünkü ilerde bulurum diye düşündüm lakin buldum ama riskli bir seçim . Siz risk almayın. Beyler bu sefer bulamadım amk 1puan kaldı ve bulamadım. Her neyse sakin olup , kendime doğru telkinleri verdikten sonra bir bankta kendimden 10 yaş büyük bir kızdan ödev konusunda yardım istedi . Aşırı aciz bir betaydı. Yardım edemeyeceğini falan söylüyor, öyle bir ödev olmadığını söyleyip anlatmaya başladım, işte aynen şunu dedim: 20 dişiyle konuşmam gerekiyor ve 19 uyla konuştum lakin 1 dişi kaldı ne diyosun?. (Biraz çarpıtttım tabi amk mongolları, arada iyi olur.) işte gezmemi falan söylüyo etrafı falan işaret ediyo,ara bulursun falan diyo neyse vaktimi kaybetmeyeyim diyip ayrıldım yanından. ( Arkamdan çok zeki olduğumu falan söylüyo amk mongolu hemde nasıl'cevabını verdim. iNANMADI ÖDEViM OLDUĞUNA AM SALAĞI) Bu dişiyle konuşmam bir dönüm noktasıydı çünkü , yanına gidip gitmeme konusunda sahiden tereddüt yaşadım, önünden geçip yanındaki banka oturdum falan, anlamıştır sonradan bazı şeyleri. Her neyse ben oturuyorum buda yan tarafta sevgilisyle konuşuyo sanırım, işte nerde kaldın , yarım saattir bekliyorum diye falan, o da birazdan geleceğini falan söyledi sanırım neyse ben iyice düşünüyorum. Dedim her ne gib olursa olsun , gidicem diye ve gittim. Sonuç? Hiçbirşey olmadı lakin. Biraz dikkatli olmak lazım tabiki beyler bu hususta. Ben kendi tabumu yıktım bir nevi. Sevgilisi gelebilirdi, dayak yiyebilirdim vs... Sonuç? Hiç bir şey olmadı, başıma ne gelirse gelsin beni dahada mükemmel yapıcaktı bu kadar basit. Her neyse kararlıyım 1 puanı alıcam yani , neyse gezdim , bir şeyler aldım bir marketten çıktım ve kendimden 1 yaş küçük sanırım dişilerle ( 2 dişi omega- beta diyorum ikisinede)konuşmaya başladım. Beni görünce zaten bakmaya başladılar, sonra bir ricada bulundum ve ödevimden bahsettim.( ricada bulunmayın, lakin denemek için bulununabilirsiniz) tabiki kabul ettiler . işte gelişim evrelerini falan filen anlatıyorum iyice sulanmaya başladılar bu arada taabi. Sonra ailelerinden örneklerle falan düşüncelerini aldım . Teşekkür edip yanlarından ayrıldım. Her neyse güzel bir gündü ben de 22 puanla bitirmiş oldum. Lakin bugünkü dişilerin düşünceleri diğerleri gibi değildi misal erkek vazoyu kırarsa erkeğe kızılıp , kıza kızılmıycağını falan düşünüyolar . iyice nesil taka sarıyo biraz yani. Bir diğer grupta ( son gittiklerim) erkeğe ve kıza aynı davranılcağını falan düşündüler. Çoçukları yetiştirme biçimi etkili tabu bu konularda genelle yapamayız . Lakin erkeğe kızılıp , kıza kızılmıycağı olayını söyleleyenlerin bilinçaltlarını gibeyim. iyi geceler beyler...