/i/İnanç

İnanç
  1. 1.
    +10 -7
    Ateistler, deistler, agnostikler ve islam'a sövdüğünde kendini modern sanan bazı cahiller. Buyrun bu ayetleri teker teker "atlamadan" açıklayın. Her ateistle tartıştığımda bu ayetleri gösteriyorum ve mal gibi kalıyorlar. Ha biriside vardı ki, ilk önce hmm, güzel soru dedi. Sonra da ben Kuran'ı kabul etmiyorum bana ayetlerle gelme dedi. Ah zavallı.. Yalanladığı şeyi neden yalanladığını söyleyemeyen kişinin/kişilerin yalanlaması boştur!
    Alemsiniz..
    ---
    “Elif, Lam, Mim. Rum (orduları) yenilgiye uğradı. Yeryüzünün en alçak yerinde. Ama onlar, yenilgilerinden sonra yeneceklerdir.
    Üç ila dokuz yıl içinde. Bundan önce de sonra da emir Allah’ındır. Ve o gün müminler sevineceklerdir. (Rum, 30/1-4)

    Bu ayetler, Hıristiyan olan Bizanslıların, putperest bir toplum olan Persler karşısında çok ağır bir yenilgiye uğramasından yaklaşık 7 sene sonra, MS 620 civarında indirilmişti. Ve ayetlerde Bizans'ın çok yakında galip geleceği haber veriliyordu. Oysa o sırada Bizans o kadar büyük kayıplara uğramıştı ki, değil tekrar galip gelmesi, ayakta kalması bile imkansız görülüyordu. Yalnız Persler değil, Avarlar, Slavlar ve Lombardlar da Bizans Devleti'ne karşı büyük tehdit oluşturmaktaydı. Avarlar istanbul önlerine kadar gelmişlerdi. Bizans Kralı Heraklius, ordunun masraflarını karşılayabilmek için kiliselerdeki altın ve gümüş süs eşyalarının eritilip paraya çevrilmesini emretmişti. Hatta bunlar da yetmeyince bronzdan heykeller bile para yapımı için eritilmeye başlanmıştı. Pek çok vali Kral Heraklius'a isyan etmiş, imparatorluk parçalanma noktasına gelmişti. Önceden Bizans toprağı olan Mezopotamya, Kilikya, Suriye, Filistin, Mısır, Ermenistan, hatta hristiyanlığın simgesi olan Kudüs putperest Perslerin işgali altına girmişti.
    Kısacası, herkes Bizans'ın yok olmasını bekliyordu. Ama tam bu dönemde, Rum Suresi'nin ilk ayetleri vahyedildi ve Bizans'ın dokuz yıl geçmeden yeniden galip geleceği haber verildi. Bu galibiyet öylesine imkansız gözüküyordu ki, Arap müşrikleri Kuran'da haber verilen bu zaferin, asla gerçekleşmeyeceğini düşünüyorlardı.
    Fakat Kuran'ın tüm haberleri gibi bu da hiç kuşkusuz gerçekti. Rum Suresi'nin ilk ayetlerinin indirilmesinden yaklaşık 7 yıl sonra, MS 627 yılının Aralık ayında, Bizans ve Pers imparatorlukları arasında Ninova harabeleri yakınında büyük bir savaş daha oldu. Ve bu kez Bizans ordusu, Persleri yenilgiye uğrattı. Birkaç ay sonra da Persler işgal ettikleri yerleri Bizans'a geri veren bir anlaşma imzalamak zorunda kaldılar.
    Böylece Allah'ın Kuran'da bildirdiği "Rum'un zaferi", mucizevi bir şekilde gerçek oldu. Bu ayetlerde yer alan bir başka mucize de, o dönemde kimsenin tespit etmesinin mümkün olmadığı coğrafi bir gerçeğin haber verilmesidir.
    Rum Suresi'nin 3. ayetinde, Rumların "Dünyanın en alçak yerinde" yenildikleri belirtilir. Arapçası "edna el-ard" olan bu ifade, bazı meallerde "yakın bir yer" olarak da tercüme edilir. Ancak bu tercüme, orijinal ifadenin tam karşılığı değil, mecazi bir yorumudur. "Edna" kelimesi Arapçada "alçak" demek olan "deni" kelimesinden türemiştir ve "en alçak" anldıbına gelir. "Ard" ise yeryüzü demektir. Dolayısıyla "edna el-ard" ifadesi de "yeryüzünün en alçak yeri" manasına gelmektedir.
    Bizans imparatorluğu ile Persler arasındaki savaşın gerçekleştiği söz konusu yer, Suriye, Filistin ve şimdiki Ürdün topraklarının kesiştiği bölgede yer alan Lut Gölü havzasıdır. Ve belirttiğimiz gibi deniz seviyesinden 395 metre aşağıda olan Lut Gölü çevresi, yeryüzünün "en alçak" bölgesidir.
    Burada dikkat edilmesi gereken nokta, Lut Gölü'nün rakımının, yalnızca modern çağdaki ölçümlerle tespit edilmiş olmasıdır. Daha önce hiç kimsenin Lut Gölü'nün Dünya'nın en alçak bölgesi olduğunu bilmesi mümkün değildir. Ama bu bölge Kuran'da "yeryüzünün en alçak yeri" olarak tanımlanmıştır. Bu bilgi, Kuran'ın Allah'ın sözü olduğunun sayısız delillerinden birisidir ve çeşitli ideolojilere katılıp Kuran’ı yalanlayan insanlara bu ayet yöneltildiğinde cevap veremeyeceklerdir, net.
    ---
    Söyleyin; içtiğiniz suyu buluttan indirenler sizler misiniz yoksa onu biz mi indiririz? Dileseydik onu tuzlu/acı yapardık. Şükretmeniz gerekmez mi? (Vakıa, 68, 69,70)

    Burada su döngüsüne işaret edilmiştir ve açık bir şekilde yağmuru tuzlu/acı bir şekilde indirmekten bahsedilmektedir. Günümüz modern bilimde yağmur sularının denizler-okyanuslardan buharlaşıp yukarı yükselerek oluştuğu bilinmektedir. 7. yy’da yaşayan bir insanın bunu bilmesi mümkün müdür?

    Not: Entryler halinde devam edecek, tefsir farklılıklarını göz önünde bulunduran ve buraya cevap yazanlara da cevap verilecek.
    ···
  1. 2.
    +2 -1
    ---
    Göğü kendi ellerimizle biz kurduk ve biz (onu) elbette genişleticiyiz. (Zariyat, 47)

    Ayette geçen “Mûsiûn” kelimesi tam tdıbına “genişletenler” anldıbına gelir. Birçok ayette olduğu gibi, burada da Allah azametini göstermek için kendisini birinci çoğul şahıs zamiri olan “Biz” kullandığı için buna uygun olarak da “mûsiun”(genişletenler) kelimesini de çoğul olarak kullanmıştır. Bu ayet, evrenin genişlemekte olduğunu ve bunu yapanın da Allah olduğunu açıkça vurgulamaktadır. 1930’lu yıllarda ortaya atılan “Big Bang” teorisi ile bu ifade de anlam kazanmıştır. 1400 yıl evvel bir insanın bunu bilmesi.. Neyse.
    ---
    “Biz demiri indirdik ki, onda çetin bir sertlik ve insanlar için faydalar vardır.” (Hadid, 25)
    Ayet-i kerimede, demirin oluşumu için kullanılan “enzelna” tabiri, “Biz indirdik” manasına gelmektedir. Hâlbuki bizim bildiğimiz şey, demirin yer altından çıkarılmasıdır. Yani bize göre, “Demiri indirdik.” yerine “Demiri çıkarttık.” denilmeliydi. Ancak durum hiç de öyle değildir. Ayet-i kerimedeki “indirdik” tabiriyle çok önemli bir bilimsel mucizeye dikkat çekilmiştir.
    Şöyle ki: Demir madeninin oluşabilmesi için bir sıcaklığa ihtiyaç vardır. ihtiyaç duyulan bu sıcaklık, Dünya’da olmadığı gibi Güneş’te de mevcut değildir. Güneş’in 6000 santigratlık bir yüzey ısısı ve 15 milyon santigratlık bir çekirdek ısısı vardır. Bu ise demirin oluşumu için yeterli bir sıcaklık değildir. Demir ancak Güneş’ten çok daha büyük yıldızlarda, birkaç yüz milyon dereceye varan sıcaklıklarda oluşabilmektedir. Nova veya Süpernova olarak adlandırılan bu yıldızlardaki demir miktarı belli bir oranı geçince, artık yıldız bunu taşıyamaz hale gelir ve patlar. Demirin uzaya dağılması da işte bu patlamalar sonucunda mümkün olur. Bütün astronomik bulgular, Dünya’daki demir madeninin dış uzaydaki dev yıldızlardan geldiğini ortaya koymuştur.
    Sadece Dünya’daki demir de değil, tüm Güneş Sistemi’ndeki demir, dış uzaydan elde edilmiştir. Çünkü ifade ettiğimiz gibi, Güneş’in sıcaklığı demir elementinin meydana gelmesi için yeterli değildir. Tüm bunlardan anlaşılacağı üzere, demir madeni dünyada oluşmamış, Süpernovalardan taşınarak, aynı ayet-i kerimede bildirildiği şekilde indirilmiştir.
    Bu bilginin Kur’an’ın indirilmiş olduğu asırda yani bundan 1400 sene önce bilinmesi mümkün değildir. Madem mümkün değildir, o halde bu bilginin Kur’an’da var olması ne ile izah edilebilir?
    Kur’an’ın Allah’ın kitabı olmasından başka bir izah var mıdır?
    Ayrıca ayet-i kerimede demirin insanlar için çok faydaları olduğundan bahsedilmektedir. Hâlbuki bu ayet-i kerimenin indiği dönemde insanlar demirden sadece kılıç yapıyorlardı ve demirin başka faydalarını bilmiyorlardı. Buna rağmen Kur’an, “onda insanlar için çok faydalar vardır.” buyuruyordu. Şimdi gelin, demir ile ilgili son bilimsel verilere bakalım:
    Demir atomu olmaksızın evrende karbona bağlı yaşam olması mümkün değildir.
    Yani süpernovalar olmaz, Dünya’nın ilk dönemlerinde ısınması gerçekleşmez, atmosfer ya da hidrosfer olmaz, koruyucu manyetik alan olmaz, Van Allen radyasyon kuşakları oluşmaz, Ozon tabakası olmaz, insan kanındaki hemoglobini meydana getirecek hiçbir metal bulunmaz, oksijenin reaktifliğini yatıştıracak metal oluşmaz ve oksidasyona dayanan bir metabolizma meydana gelmezdi. Demir atomunun önemi, herhalde bu açıklamalarla kolayca anlaşılmıştır.
    işte Kur’an’da özellikle demire dikkat çekilmesi ve “Onda insanlar için çok faydalar vardır.” buyrulması son derece manidar ve son derece hikmetlidir.
    Tüm bunların yanı sıra mezkûr ayet-i kerimede bir sır daha vardır.
    O sır da şudur: Demirden bahseden ayet-i kerime, Hadid suresinin 25. ayetidir. Bu ayet-i kerime oldukça ilginç iki matematiksel şifreyi içermektedir.
    Şöyle ki: Hadid suresi, Kur’an’ın 57. suresidir. Surenin ismi, lâmı tarifle söylendiğinde “El-hadid” şeklinde olur ki, bu kelimenin Arapçadaki sayısal değeri, yani ebcedi hesaplandığında karşımıza çıkan rakam 57’dir. Bu, surenin Kur’an’daki sırasıyla aynıdır. Hadid suresi, Kur’an’ın 57. suresidir. Eğer lâmı tarifli değil de kelimeyi nekra olarak alırsak, yani sadece “hadid” kelimesinin sayısal değerine baksak, bu da 26’dır. 26 sayısı ise demirin atom numarasıdır. Yani “El-hadid” olarak baktığımızda sayısal değeri 57 oluyor. Bu, Hadid suresinin Kur’an’daki sıra numarasıdır. “Hadid” olarak baktığımızda ise sayısal değeri 26 oluyor. Bu da demir atomunun numarasıdır.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 3.
    0
    özet geç kim okuycak amk
    ···
    1. 1.
      +2
      Oku ki aklındaki şüpheler dinsin dostum. Yapacağın onca şeyden daha faydalı, emin ol.
      ···
      1. 1.
        0
        özeti şu: Allah Kuran-ı Kerim'de Rum suresinde, Bizans imparatoru Heraklius'un iran Sasani imparatorluğuna karşı kazanacağı zaferi 8-9 yıl önceden haber vermiştir. Bu ayet geldiğinde iranlılar Bizansı darmadağın etmişlerdi, Suriye, Mısır, Filistin, Doğu Anadolu'yu Bizans'tan almıştı.

        Hatta Mekkeli müşrikler böyle saçmalık mı olur, Bizans nasıl geri kazanacak diye bahse bile girdiler, tabi kaybettiler.
        ···
      2. 2.
        0
        Sağolasın dostum, hepimizden razı olsun.

        Evet özeti o. Orada daha kapsamlı bir şekilde, tabii bu birinci ayet sadece.
        ···
    2. 2.
      0
      benim aklımda şüphe yok kardeş elhamdülillah.
      ···
  3. 4.
    -1
    @1 imamhatip terk
    ···
    1. 1.
      +2
      imamhatipli falan değilim, eğer karşı çıkıyorsan nedenlerini tek tek belirt.
      ···
    2. 2.
      +1 -3
      la ateistler senden benden çok iyi biliyor bunları ilgi çekmeye çalışıyor amk zebanileri

      otobüs fren yapsın ilk Allah diyen onlar ( başıma geldi )
      ···
  4. 5.
    +2 -1
    Cevaplamaya çalışacam bı dk.

    Edit: Ayeti haklı çıkarıcam diye 40 takla atmışsın ve öznel olarak bir sürü şey katıp yeni anlamlar yüklemişsin.
    ···
    1. 1.
      +1
      Dediklerinden emin misin? Hangi ayette 40 takla atmışım?
      ···
  5. 6.
    +1
    Bunlar güzel şeyler, lakin a-teist birisi senin inancın ile ilgili hiçbir şeye inanmadıgı için ne kadar mantıklı?
    ···
    1. 1.
      +2 -1
      Ben kimsenin inancına laf etmem, ancak inandığım doğruyu savunurum dostum. Bunca zaman onlar soru sordu bize, elimizden geldiğince cevapladık ancak kabul etmediler. Şimdi sıra onlarda.
      ···
    2. 2.
      +1
      Haklısın zaten bende bir ateiste sadece bana tanrının var olmadıgını kanıtla diyorum. Ama gerek yok bunca yıl tanrıyı görememiş birisine ben ne yapabilirim benim görevim inancı olanları ikaz etmektir
      ···
    3. 3.
      0
      Adam Kuranı Kerim'i kanıtlamış zaten. Kuranı Kerim de de Allah'ın olduğu belirtiliyor. okumadan yorum yapmışsın.
      ···
      1. 1.
        0
        Ateist birisi kuranı kerimide inkar edeceği için öyle bir şey yok
        ···
    4. diğerleri 1
  6. 7.
    0
    Bide şey diyolar Kurandaki çelişkiler onlara cevabın ne?
    ···
    1. 1.
      +2
      Onlar ilk önce buna cevap versinler, sonra matematiksel hata dedikleri miras meselesine de el atarız :=)
      ···
  7. 8.
    +1
    Değerli bir yazar, değerli bir başlık. Şuku.
    ···
    1. 1.
      0
      Teşekkürler dostum.
      ···
  8. 9.
    +1
    Peki su ayete ne dersin?

    Senin dinin sana benim dinim bana
    ···
    1. 1.
      +1
      Burada soruyu soran benim ancak cevap vereyim. inanç özgürlüğü.
      ···
  9. 10.
    +3
    Bu allah ne yapmaya çalışıyor ya. Önce bizi yaratıyor tamamen aciz şekilde sonra diyor ki bak size. buluttan su indiriyoruz. istesek tuzlu yaparız. Resmen kendi yarattığı aciz kulunu tehdit ediyor. Beni Yaradan sensin zaten bi zahmet o suyu da tatlı indir de içelim. Ben mi dedim sana beni yarat diye?
    ···
    1. 1.
      +1 -3
      Allahım ya :D Burada su döngüsüne işaret ediyor, bak kulum diyor, biz onu tuzlu da indirebilirdik, imkanımız vardı, sen neden sana sağladığımız imkanlardan ötürü yaratan rabbine şükretmezsin diyor. Sizde bunu tehdit olarak anlıyorsunuz.
      Ve birinci ayeti açıkla hele dur neden direk geçtin :D:D Kendini modern sanan cahiller sizi..
      ···
    2. 2.
      +1 -1
      Onu çok uzun yazmışsın kanka okuyamam o kadar :D
      ···
      1. 1.
        +1 -1
        Atatürk size ne demişti? Okuyun demişti.
        Kuran size ne demişti?
        Oku, yaratan rabbinin adıyla oku! Demişti.
        Okuyacaksınız ki bu ülke gelişecek, diğer türlü sizin savunduklarınız fasa fiso.
        ···
      2. 2.
        +1
        aynı zamanda gökten indiği sanılan kitaplar da demişti ama işte anlayana
        ···
      3. 3.
        0
        O kendi dini görüşüdür, ona bir şey diyemem. Ancak ben orada onun verdiği mesajı anlatmaya çalışıyorum. Her çeşitten okuyun, ister ateizm ister deizm ister agnostisizm. Ancak islamiyet'i de okuyun. Tek taraflı olmayın.
        ···
      4. diğerleri 1
  10. 11.
    +2 -1
    allahın net sayı vermemesi de ayrı bir ironi. 3 ile 9 yıl arasıymış. ayrıca ninova savaşı orada yapılmamış. bu ayet de fail, kusura bakma.
    ···
    1. 1.
      +1 -2
      Bunlar bilimsel çalışmalarla sabittir. istediğine sor. Ateist forumdan beslenip beslenip geliyorlar :D
      Net sayı vermemesiymiş. O arada yapılan savaşlar bir anda mı gerçekleşecekti?
      Peki ya 3 ila 9 yıl arasında verilen geri zafer sözü? Tam yıkılmanın eşiğinde olan bir imparatatorluk, kutsal toprakları, en çok korunan yeri bile kaybetmiş. Kudüs\'ü.
      Ve tam herkesin bittiğine inandığı bir noktada bu ayet iniyor ve bunu herkese karşı savunuyor Hz. muhafazid. O zaman ona deli diyorlardı. Bu geri dönüş sözü verildi, ve gerçekleşti. Ninova savaşı orada yapılmamış diyerek terk ediyorsun ki orada yapıldı, geri verilen müjdeli dönüş sözünü açıklamamışsın. Kusura bakma da dostum sen fail olmuşsun burada :D:D
      ···
    2. 2.
      +1
      ne hikaye anlatıyorsun?

      savaş bu
      http://www.wiki-zero.co/i...ZhX011aGFyZWJlc2lfKDYyNyk

      muharebe alanı bu
      http://www.wiki-zero.co/i...FtbWFkX2FkaWxfcmFpcy5QTkc

      harita da bu
      https://www.google.com.tr...1d35.4731895!2d31.5590287
      ···
      1. 1.
        +1 -1
        Birincisi Ninova Savaşı Roma'nın kaybettiği değil kazandığı savaştır, yanlış anlamışsın gelmiş hikaye anlatıyor diyorsun ahah :D Dur konu hakkında bilgilendireyim seni.
        Bizans imparatorlarından Herakleios, 3 Ekim 610 yılında Kuzey Afrika birliklerinden oluşan ordusuyla istanbul’a gelip tahtı ele geçirdiği sırada devlet, siyasi, askeri ve ekonomik yönlerden kargaşa içerisindeydi. imparatorluk hazinesi iflas etmişti ve paralı asker sistemine dayanan ordu, zayıf ve güçsüz bir haldeydi. Batıda bu durumdan faydalanan Slavlar ve Avarlar, Balkan eyaletlerini yağmalarken, Doğuda Sasaniler, Anadolu içlerine kadar uzanan akınlar düzenliyorlardı. Bu saldırılar sonucunda 613’te Sasaniler, irminiye, Suriye, Şam, Dımaşk, Antakya ve bir yıl sonra da Kudüs’ü işgal ettiler. Kudüs’teki Kutsal Mezar Kilisesi, Sasani orduları tarafından yakıldı ve Hz. isa’nın gerildiğine inanılan kutsal haç Medaine zütürüldü. Yahudilerin de desteğiyle Kudüs’te katliam yapan Sasaniler, 618-619 yılında Mısır’ı ele geçirdiler. istanbul önlerine kadar gelen Sasani kuvvetleri şehri kuşatmaya çalışırken, Slav-Avar akınları sebebiyle Balkanlar’daki Bizans hâkimiyeti de çöktü. Bu gelişmeler üzerine imparator Herakleios, başkenti Kartaca’ya nakletmeyi bile düşündü.
        imparatorluğun parçalanması yakın görünüyordu. Karşı karşıya kalınan durum nedeniyle başkentini Kartaca’ya nakletmeyi düşünen imparator Herakleios; Patrik Sergios ve istanbul halkının baskısı sonucu bundan vazgeçerek bozulan askeri ve idari yapılanmayı düzenlemeye girişti. Kilise’nin de tüm imkânlarını seferber ettiği bu toparlanma ve reform sürecinde paralı askere dayanan ordu sistemi yerine, mevcut asker ve komutanlarla halka askerlik karşılığında toprak, arazi verilmesi uygulamasına geçildi. Bu yeni askeri eyalet sistemiyle kuvvetli ve yerli bir ordu kurmayı başaran imparator Heraklieos, Mısır’ın kaybedildiği 618-619 yıllarında, saldırılarını sürdüren Avar Hakanı ile bir barış antlaşması yaparak Avrupa’daki bütün kuvvetlerini Anadolu’ya kaydırma imkânı buldu. Bizzat imparator Herakleios’un komuta ettiği Bizans orduları, 622 yılından itibaren Sasanilere karşı savunmadan saldırıya geçti ve Toros dağlarının güneyindeki Issus’da onları yenilgiye uğratarakAnadolu’dan çıkardı. Rum Suresi’nde haber verilen zaferler döneminin başladığı bu yıl Hz. muhafazid de Mekke’den Medine’ye hicret etmekteydi. imparator Herakleios, savaşı Sasani topraklarında sürdürerek birçok şehri zaptetti ve Sasanilerce kutsal sayılan Gence’yi ele geçirdi. Sasani Hükümdarı II. Hüsrev, Perviz şehrinden kaçarak geri çekilmeye başladı. Bizanslılar, Kudüs’ün yağ­malanmasına karşılık olarak buradaki kutsal Zerdüşt mabedini tahrip ettiler. imparator, Doğuda savaşı sürdürürken 624’te Sasaniler Avarlarla ittifak kurarak istanbul’u kuşattılarsa da geri çekilmek zorunda kaldılar ve Sasani ordularının ardı ardına gelen mağlubiyetleri devam etti. Kafkas Hıristiyan Kabileleri ve Hazar Türkleri ile ittifak yapan imparator Heraklieos, Hazarlar tarafından terk edilen Rhahzadh komutasındaki Sasani ordusunu, 627 yılındaki Ninova Savaşı’nda kesin bir yenilgiye uğrattı ve Bizans zaferleri doruk noktasına ulaştı.
        Yani Roma'nın yenilgiye uğradığı yer Ninova değil, Lut Gölü Havzasıdır. Lut Gölü Havzası'da "edna el-ard" yani yeryüzünün en alçak yeridir. Ben hikaye falan anlatmıyorum dostum. Başka sorun var mı :D
        Tümünü Göster
        ···
      2. 2.
        +1
        verdiğim ilk linkte sağda yazan bu zaten. bu kadar yazacağına okusaydın keşke.
        Sonuç Bizans imparatorluğu zaferi.
        ···
      3. 3.
        0
        Dostum bende diyorum ki Ninova Zaferi kazandıkları savaştır, kaybettikleri değil. Sen kaybedilen savaşı değil zaferin yaşandığı savaşı anlatıyorsun.
        “Elif, Lam, Mim. Rum (orduları) yenilgiye uğradı. Yeryüzünün en alçak yerinde. Ama onlar, yenilgilerinden sonra yeneceklerdir.
        Üç ila dokuz yıl içinde. Bundan önce de sonra da emir Allah’ındır. Ve o gün müminler sevineceklerdir. (Rum, 30/1-4)

        Burada Rum orduları yenildi diyor, yendi demiyor. Yenildiği yere de yeryüzünün en alçak yeri anldıbına gelen "edna el-ard" diyor. Burasıda Lut Gölüdür.
        Ninavo Rumların galip geldiği savaştır. Ve bu galip geldiği savaşta Kuran'da belirtilen zaman diliminde gerçekleşmiştir, 3 ila 9 yıl içinde. Ninavo Savaşı ile Kudüs gibi toprakları geri aldılar. Kaybettikleri savaş Lut Gölü Civarı idi, Ninavo değil. Nelerle uğraşıyoruz :D
        ···
      4. 4.
        +1
        kaybettiği savaşın linkini atarsan sevinirim öyleyse ben bulamadım. ayrıca bu doğru bir tahmin olsa bile o kadar akıl dışı ayet var ki bir ayetle sıvayamazsın hepsini. bir de 3 ile 9 yıl meselesi olayın ilahiliğini çok bozuyor kabul etsen de etmesen de.
        ···
      5. 5.
        +1
        araştırdım yabancı forumlarda da kesin bir kayıt yok demişler. sen üfürmeye devam et ama. :D
        ···
      6. 6.
        0
        Dostum ilahiliği bozduğu bir durum yok. Bak ateist, agnostik forumlardan beslendiğin kadar islamik sitelerden de beslen. Çift taraflı. Tek tarafa bağımlı olma. Ateist forumlarda yalanlanan ve üstü çizilen ayetlerin islamik sayfalarda savunması var. Elbette size onu göstermiyorlar. 15 16 17 yaşındaki, daha islam hakkında bilgi sahibi olmayan gençlerimizi kolaylıkla alıyorlar. Belli ki sende bu tuzağa düşmüşsün.
        Yapma dostum.
        ---
        Ayette geçen "Ednâ'l-arz" deyimi hem "yakın bir yerde," hem de "arzın en aşağısında" anldıbına gelmektedir ki, anlatılan olay için her iki anlam da geçerlidir. Şam ve Kudüs'ün iranlılara geçmesiyle sonuçlanan savaşın cereyan ettiği Lût Gölü bölgesi Araplara yakın bir yer olduğu gibi, karaların en alçak noktasını teşkil etmekte ve deniz seviyesinin 395 metre aşağısına isabet etmektedir.

        Esasen bu ayette, gelecekle ilgili birden çok mucize söz konusudur.

        Bir beşerin hem de okuma – yazma bilmeyen bir beşerin gaybdan haber vermesi ve verdiği haberlerin her zaman doğru çıkması asla mümkün değildir.

        Gaybı, gelecek ve geçmiş olarak ikiye ayırdığımızda; gelecekten haber vermesi hiçbir cihetle mümkün değildir. Geçmişten haber vermesi ise, şayet haber verilen olay meşhur değil ve insanların günlük hayatta konuştuğu bir konu değilse ancak okuma – yazma bilmesi ve geçmişe dair eserleri incelemesi ile mümkündür.

        Hal böyle iken, bir beşer görseniz ki, hem gelecekten haber veriyor, hem de okuma – yazma bilmemesine ve bir satır bile okuyamamasına rağmen geçmişten haber veriyor ve verdiği bu haberler doğru çıkıyor. Acaba, bu haberleri veren zatın Allah’ın peygamberi olduğundan ve bu haberlerin yazılı bulunduğu kitabın Allah’ın kitabı olduğundan hiç şüphe edilir mi?

        Hayır, asla… Zira gaybı, Allah-u Teâlâ’dan ve O’nun öğrettiği kişiden başka kimse bilemez.

        ilgili ayetin meali şöyledir:

        “Elif, Lam, Mim. Rum (orduları) yenilgiye uğradı. Dünyanın en alçak yerinde. Ama onlar, yenilgilerinden sonra yeneceklerdir. Üç ile dokuz yıl içinde. Bundan önce de sonra da emir Allah’ındır. Ve o gün müminler sevineceklerdir. (Rum, 30/1-4)

        Şimdi, bu ayet-i kerimenin işaret ettiği delilimizi inceleyelim:

        613-614 yılları arasında Mecusi olan Pers orduları, Hıristiyan olan Bizans ordularını mağlup etmiş ve çok ağır bir yenilgiye uğratmıştı. Mekke müşrikleri, Ehl-i kitap olan Hıristiyanların mağlubiyetine çok sevinmiş ve Müslümanlara: “Eğer Allah sizin dediğiniz gibi yegâne galip olsaydı, Ehl-i Kitap olan Bizans’ı üstün getirir ve Perslere karşı galip kılardı.” demişlerdi.

        Bunun üzerine Kur’an-ı Kerim, bir mucize olarak, o an imkansız gibi gözüken gelecekteki bir sonucu haber verdi: 3 ile 9 yıl arasında Bizans Perslere galip gelecek ve bununla Müslümanlar sevinecekti.

        Nitekim Hz. Ebubekir Allah’ın bu vaadine dayanarak, Perslerin galibiyetine sevinen müşriklere: “Allah sizin sevincinizi fazla sürdürmeyecek, çünkü O birkaç sene içinde Rumların tekrar galip geleceğini haber verdi” dedi. Hz. Ebubekir’in bu sözü üzerine müşriklerden Ubey b. Halef iddiaya girmeyi teklif etti. On deve üzerine ve üç yıl içinde Bizans’ın galip gelip gelemeyeceği hususunda iddiaya girdiler.

        Hz. Ebubekir olup biteni Peygamber Efendimiz (sav)’e anlatınca, Efendimiz: “Ayette geçen “bid’” (بِضْعِ) sözünün 3 sene değil; 3 sene ile 9 sene arasını ifade ettiğini, bu sebeple, süreyi de deve sayısını da üç katına çıkarmasını Hz. Ebubekir’e söyledi.

        Bu sefer, 9 sene içinde Bizans’ın galip gelip gelmeyeceğine dair 100 deve üzerine bahse girdiler. Gerçekten de, Tirmizi’nin Sahih’inde haber verdiğine göre, Bedir savaşına denk gelen günlerde Bizanslar Perslere karşı yaptıkları savaşta galip gelmiş ve böylece Kuran’ın gaybdan verdiği haber tahakkuk etmiştir. Hz. Ebubekir, Ubey ibn-i Halef’in varislerinden, kazandığı develeri alarak Peygamber Efendimizin tavsiyesi üzerine fakirlere dağıtmıştır.

        Kısacası, herkesin Bizans’ın yok olmasını beklediğini bir dönemde, biraz önce ifade ettiğimiz gibi, Rum Suresi’nin ilk ayetleri vahyedildi ve Bizans’ın 3 ilâ 9 yıl içinde yeniden galip geleceği haber verildi. Bu galibiyet öylesine imkânsız gözüküyordu ki, bu habere Müslümanlar dışında kimse inanmamıştı. Ama Kur’an’ın tüm haberleri gibi bu da hiç kuşkusuz gerçekleşecekti ve gerçekleşti.

        622 yılında Heraklius Ermenistan’ı işgal edip Persleri yenerek çeşitli zaferler kazandı. 627 yılının Aralık ayında, Bizans ordusu ile Persler arasında büyük bir savaş daha oldu. Bizans ordusu, Persleri bu savaşta yenilgiye uğrattı. Birkaç ay sonra da Persler işgal ettikleri yerleri Bizans’a geri veren bir anlaşma imzalamak zorunda kaldılar.

        Böylece Allah’ın Kur’an’da bildirdiği “Rum’un zaferi”, ayetteki “üç ile dokuz yıl içinde” ifadesiyle dikkat çekilen zaman aralığında, mucizevî bir şekilde gerçekleşmiş oldu.

        Bir insan düşünün; tek başına çıkmış, “Ben Allah’ın peygamberiyim ve bu kitap da onun kitabıdır.” diyor. Ve inatçı kavminin içinde ona iman eden çok az insan var. Ve o olması imkânsız gibi çok zor görünen bir mesele hakkında korkusuzca, hiç tereddüt ve telaş göstermeden büyük bir cesaretle hatta vaktini ve yerini dahi tayin ederek haber veriyor.

        Etrafındaki insanlar şaşkınlık içinde, hatta bu meselenin olmasını imkânsız görenler müminler ile iddiaya giriyorlar. Eğer bu haber yanlış çıksa, “olacak” dediği hadise olmasa, onun doğruluğuna ve peygamberlik davasına gölge düşecek; ama o kendinden çok emin bir tavırla “Olacak!” diyor.

        Peki, bu hadise bir zaman sonra tıpkı onun dediği gibi vuku bulsa, acaba o zatın harikulade bir zat olduğu ve getirdiği kitabın da Allah’ın kitabı olduğu hususunda bir şüpheniz olur muydu?

        Elbette hayır! Çünkü gaybı ancak Allah ve Allah’ın öğrettiği kişiler bilir. Bir insanın gaybı bilmesi mümkün olmadığı gibi, gelecekten haber vermesi de hiç mümkün değildir.

        Bu ayetlerde yer alan bir başka mucize de, soruda geçen konudur. O dönemde kimsenin tespit etmesinin mümkün olmadığı coğrafi bir gerçeğin haber verilmesidir.

        Rum Suresi’nin 3. ayetinde, Rumlar’ın “Dünyanın en alçak yerinde” yenildikleri belirtilir. Bu ifadenin Arapçası “edna-l arz(d)” dır. “Edna” kelimesi, Arapça’da “alçak” manasına da gelen “deni” kelimesinden türemiştir ve “en alçak” anldıbına gelir. “Arz(d)” ise yeryüzü demektir. Dolayısıyla “edna-l arz(d)” ifadesi “yeryüzünün en alçak yeri” manasına gelmektedir.

        Bu ifade, Kur’an’ın indirildiği dönemde bilinmesi asla mümkün olmayan çok önemli bir jeolojik gerçeğe işaret etmektedir. Şöyle ki:

        Dünyanın en alçak yerini araştıran bilim adamları, bu noktanın, Bizanslıların, 613-614 yıllarında yenilgiye uğradığı yer olan Lut Gölü havzası olduğunu bulmuşlardır. Bizans imparatorluğu ile Persler arasındaki savaşın gerçekleştiği söz konusu yer, Suriye, Filistin ve şimdiki Ürdün topraklarının kesiştiği bölgede yer alan Lut Gölü havzasıdır. Lut Gölü çevresi deniz seviyesinden 395 metre aşağıda yeryüzünün “en alçak” bölgesidir.

        Yeryüzünün en alçak bölgesini bilimsel bir çalışma olmadan tespit etmek imkansızdır. Ve bir insanın kendi ilmi ile bunu bilmesi asla mümkün değildir.

        O halde sorumuz şu olsun: Çağımızdaki teknik imkânlar ile ancak tespit edilen bir gerçeğin bundan 1400 sene önce Kur’an’da ifade edilmesini ne ile izah edeceğiz? Ona “Allah’ın kitabı” demeyeceğiz de “Bir beşer sözüdür” mü diyeceğiz? Böyle bir kitaba “beşer sözüdür” demek, hakikate göz kapamak ve hakkı inkâr etmek demektir.
        ---
        Sorularla islamiyet gibi sayfalardan da beslen. Bu yazı da oradan alıntı. Bende Ateist, Agnostik forumlara bakıyorum. Sonra da buna verilen cevaplara bakıyorum. Bir adımı atıyorsan ikincisini, üçüncüsünüde at dostum. Saygılar :')
        Tümünü Göster
        ···
      7. 7.
        0
        Rum ordularının yenilgiye uğradığı, Anadolu'dan atıldığı ve imparatorluğun parçalanma noktasına geldiği bir gerçektir. Buda bu savaşla olmuştur.
        ···
      8. 8.
        +1
        merak etme sık sık girerim ben de sorularlaislamiyet.com'a hatta itiraf edeyim en çok kafamı karıştıran ayetlerden biridir bu ama dediğim gibi savaşın orada olduğuna dair kesin bir kanıt yok. sorularlaislamiyet de kaynak belirtememiş. doğru bile olsa bu ayet, bir ayetle islamın kanıtlanması da mümkün değil benim açımdan çünkü izah gerektiren bunun 10 katı kadar ayet var. biraz sinir bozucu olacağım ama kuranın değiştirilmiş olma ihtimalini de değerlendiriyorum. saygısızlık etmek istemesem de masal gibi geliyor kurandaki bir sürü şey. kesin olarak yoktur demiyorum fakat özellikle islama inanmak için yeterli sebep bulamıyorum.
        ···
      9. 9.
        0
        Dostum Lut Gölü Havzasında bulunan kalıntılar en önemli gerçektir. Ama buna sonra değinelim.
        Kuran'da ki matematiksel kelime tekrarları ile verilen mesajlar neredeyse sayı ile ölçülemeyecek kadar fazladır. Aşağıya yazdığım entrynin bire bir kopyası:

        Allah her şeyi ilmiyle kuşatmış ve birbir sayıp kaydetmiştir. (72/28)
        Rakamlanmış bir kitaptır o. Yakınlaştırılmış olanlar tanıklık eder ona! (83/20-21)

        Şeytan 88
        Melek 88
        Ceza 117
        Affedilmek 234 (2 katı kadar, göndermeyi anlayabiliyor musunuz?)
        Kötüler 3
        iyiler 6 (Yine öyle..)
        Cennet 78
        Cehennem 77
        (Kuran'da 7 cennet kapısı olduğu ifade edilirken, hadislerde 8 olduğu ifade edilmiştir. 1 ekgibte buraya göndermedir. En doğrusunu Allah bilir.)
        Resül 513
        Kuran'da ismi geçen resüllerin isimlerinin tekrar sayısı'da 513
        içki 6
        Sarhoşluk 6
        Zekat 32
        Bereket 32
        Şüphesiz Allah katında isa'nın durumu Adem\'in durumu gibidir. Onu topraktan yarattı ve sonra ona ol dedi. O da hemen oluverdi.(Ali imran Suresi 59. Ayet)
        Burada Hz. isa ile Hz. Adem'in aynı olduğuna dikkat çekilmiştir, ve aynı sayılarda geçmektedir.
        Hz. isa 25
        Hz. Adem 25
        Gün 365 (Miladi takvim gün sayısı)
        Gün (diğer türevleriyle) 354 (ki buda hicri takvime göre gün sayısı)
        Ay 12
        Günler (çoğul) 30
        Ay 27 (Ay'ın bir günde kendi etrafında dönmesi Dünya\'da 27 güne eşittir)
        defa geçmektedir.

        Şimdi bunların bir insanın elinden, ki 40 yaşına kadar okuma yazma bile bilmeyen bir insandan söz ediyoruz, çıkma ihtimali var mıdır? O dönem yapay zekalı bilgisayarlar, bunu oluşturabilecek yazılımla çalışacak teknolojiler yok. 7. yüzyıldan bahsediyoruz. Cezanın 117 kere, Affedilmenin ise 234 kere kullanılıp kula ince bir mesaj veren hangi kitap vardır?
        Demirin atom numarasını ebced hesabı ile gizleyen başka hangi kitap vardır?
        Bunlar gerçekler dostum. Ben gerçekten üzülüyorum. islam'a sayıp sözdüğü zaman kendini modern sanan bir nesil yetişiyor. Dini gericilik olarak gören bir nesil yetişiyor. Lütfen yapma dostum, lütfen.
        ···
      10. 10.
        +1
        Ya inanma şunlara bir sürü defa yalanlandı bu meallerde sayılar yakın bile değil. Şifre mifre yok.
        ···
      11. 11.
        0
        Play Storeden Kuran uygulamasını indirip baksan dahi hangi kelimenin kaç kere geçtiğini görebiliyorsun. Ve yalan diyorsun, neyse..
        ···
      12. diğerleri 9
  11. 12.
    0
    Yarin yazarim
    ···
  12. 13.
    0
    peki bir soru sormak istiyorum. sence hz. muhafazid kendi sözlerini kur'an'ın içine eklemiş midir?
    ···
    1. 1.
      +1
      ahzab 53

      edit: buna baksın diye yazdım. yoksa tüm kitap zaten öyle.
      ···
      1. 1.
        0
        Siz ilk önce benim dediklerime cevap verin, dahası da var aslında. Bunca zaman siz sordunuz bence bizim sorma vaktimiz geldi de geçiyor. Ahzab 53 derinlemesine düşünüldüğünde, başkalarının fikri ve çarpıtmaları olmaksızın, doğru yola ulaşılır. Sorularla islamiyet gibi islamik sitelerden de bu ayetlerin açıklamasını okuyabilirsiniz ancak ilk önce siz bunlara cevap verin.
        ···
  13. 14.
    +1
    çok uzun be ve hep aynı zırvalar. sen bunların peygamber öldükten sonra kitaplaştığını biliyor musun? tabii ki biliyorsun... bu arada demir oluşmuyor sadece öyle tüm elementler oluşuyor bunu da biliyorsundur... evreni tamamen gözlemleyemediğimiz için, gözlemleyemeyeceğimiz için veya gözlemlenmediği için ilk zamanlardan beri sonsuz kabul ettiğimizi de biliyorsun... ve bahsettiğin kitapta bu olayın önce yeryüzünü ( dünya 4.5milyar, evren 13.5milyar yıl yaşında) sonra göğü yarattık şeklinde 6 günde yapıldığını, yıldızların ( bildiğin bizim güneş falan) şeytanlara mermi olsun diye yaptık şeklinde bahsettiğini de biliyorsundur...
    ···
    1. 1.
      -1
      6 gün değil, 6 dönem ve buna bilim insanlarınında bir itirazı yok. Hep aynı zırvalar dediklerine cevap veremeyecek kadar aciz isen, sana diyecek bir şeyimde yok.
      ···
      1. 1.
        +1
        BiLiM iNSANLARININ BiR iTiRAZI YOK AHUAHAHAHUHAHAH oldu olacak bigbang yerine onu kabul ediyolar deseydin. ulan ya çıkıp ne diyecek adamlar yanlış yazmış tanrınız mı
        ···
      2. 2.
        +1
        sen evrime siyonizmin oyunu diyen bir hastasın. bilime böyle bakan birini kim ciddiye alır
        ···
  14. 15.
    +1
    iyi güzel de reis sırf inanmadı diye diye sonsuz cehenneme gidiyor bir insan be
    merhametliler merhametlisi Allah bütün iyiliklerini görmezden gelip niye sonsuza kadar işkence ediyor
    Edit:diğer ayetleri bilemem de şu tuzlu su ayetini iyi kıvırmışsın

    Kadınların iddet süresiyle ilgili ayet

    Talak/4. Kadınlarınızdan âdetten kesilmiş olanlarla (henüz) ADET GÖRMEYENLER hususunda tereddüt ederseniz onların bekleme süresi üç aydır. Hamile olanların bekleme süresi ise doğum yapmalarıyla sona erer. Kim Allah’a karşı gelmekten sakınırsa Allah ona işinde bir kolaylık verir.

    Ahzab/49. Ey inananlar! Mümin kadınlarla nikahlanıp onları temasta bulunmadan boşadığınızda artık onlar için size iddet saymaya lüzum yoktur. Kendilerine bağışta bulunarak onları güzellikle serbest bırakın.

    Ahzab/37. \\\"... eşlerinden yana isteklerini yerine getirdiklerinde (onları boşadıklarında) EVLATLIKLARININ eşleriyle evlenmeleri konusunda mü’minlere bir zorluk olmasın. Allah’ın emri mutlaka yerine getirilmiştir.\\\"

    Nisa/23 \\\"... üvey KIZLARINIZ -eğer anneleri ile zifafa girmemişseniz onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur- öz oğullarınızın karıları, iki kız kardeşi (nikâh altında) bir araya getirmeniz. Ancak geçenler (önceden yapılan bu tür evlilikler) başka. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.\\\"

    SON EVRENSEL iLAHi KiTAPTA GEÇENLERE BAKALIM

    ey peygamber! biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan kadınları; seninle beraber hicret eden, amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helal kıldık. ayrıca, diğer mü'minlere değil de, sana has olmak üzere, mehirsiz olarak kendini peygamber'e bağışlayan, peygamber'in de kendisini nikahlamak istediği herhangi bir mü'min kadını da (sana helal kıldık.) mü'minlere eşleri ve sahip oldukları cariyeleri hakkında farz kıldığımız şeyleri elbette bilmekteyiz. bütün bunlar, sana herhangi bir zorluk olmaması içindir. allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.

    51 ey muhafazid! bunlardan (hanımlarından) dilediğini geri bırakırsın, dilediğini yanına alırsın. uzak durduklarından dilediklerini yanına almanda da sana bir günah yoktur. bu onların gözlerinin aydın olması, üzülmemeleri ve hepsinin de kendilerine verdiğine razı olmaları için daha uygundur. allah kalplerinizdekini bilir. allah hakkıyla bilendir, halimdir. (hemen cezalandırmaz, mühlet verir.)
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +1 -1
      Dostum senin sordukların bütün ayetlerin Sorularla islamiyet'te açıklamaları var, ki burada soruları soran benim. Bir zahmet siz soru sormayı bırakında biz soralım, bakalım bizim savunduğumuz kadar savunabiliyor musunuz?
      Bak dostum. Sen bir iş yerinin patronusun. Birisi geliyor iş yerini temizliyor, iş yerinin tüm halledileceklerini hallediyor. Ancak o iş yerinin patronu olarak seni tanımıyor. Bu iş yeri sahipsiz diyor. Ve bu kişi sahipsizlikten yaptığı şeylerden dolayı ödül istiyor. Bu mantıklı mı? Şu anda iyilik yapan ama inanmayanların kendine yaptığı en büyük kötülük budur. Sen kendi yaratıcını kabul etmez isen, tüm kainatın varlığını tesadüfle açıklamaya yeltenirsen kusura bakma da, Allah onların yaptığı iyilikleri yüzlerine vuracağım diyor. Sen şimdi ne diyebilirsin? Ulan hep sizde örnek örnek bıktık diyorsunuzda, bu örnekler daha iyi kavrayabilmeniz için var. Örneksizde anlatırız ki anlattımda. Şimdi burada haklı olan taraf kim, yapmayın ya..
      ···
      1. 1.
        +1
        Bunlara cevao verebilecek ateist car mı demişsin. Ben de entrymde bilmiyorum demişim. Bu kadar iddalıyssn sen de buna cevao ver. Dostum 100 müslümana sorduysam 100üde bu örneği verdi ve hiçbir alakası yok. Ödüllendirmem o kişiyi lakin gidip sonsuza kadar işkence de etmem. elini vicdanına koy. Hiçbir mantıklı izahı yok bunun. Kimse sonsuza kadar işkenceyi haketmez. Ayrıca direk ateistlerden bahsetmişsinde. Bir yahudi yahut hristiyanda aynı cezadan pay alıyor. Sebebı ne? Yanlış tanrıya inanmak. Örneğin geçen trenldlerde olan afgan tarafından tecsvüz edilen kız vardı.Bu kız gayrimüslimidi hiç bir ödül almadsb sırf iyilik için gittiği yerde afganın teki buna tecsvüz etti ve öldürdü. Ve bu kız şimdi cehenneme gidecek. Bunun açıklsmasını yap bana. dünyanın %80i gayrimüslim ve bunlar cennete giremeyecek. Bu ne abi. Milyonlarca iyi insan. Cehennemde ebrdi azap çekecek. Bir çok video izledim hepsi senin ysptığın gibi alakasız örnek verip geveliyor. Ben anlarım sen direk anlat.

        Ayetlerin açıklaması var evet ve hepsi direk okunduğu gibi. Üvey oğlun ölünce gelininle evlenebilirsin net. Cihad için gittiğib yerde gayrimüslim kadınlar ganimettir net. Bunun aöıklaması yok neyse o.
        ···
      2. 2.
        -1
        1- Kimin cennete gidip gidemeyeceğini Allah'tan başkası bilemez. O kız belki de yaptığı iyilikten dolayı cennete gitmiştir, kediyi kuyudan kurtaran inançsız kadın gibi.
        2- Bu örnek üzerine düşünülesi bir örnek ve 100 müslümanın 100'ü de bu örneği verdiyse bu örneğin düşünülmeye hakkı vardır dostum.
        3- Altta verdiğim sayısal mucizelerin bir insan eserinden çıkma olasılığı var mı? Var ise neden aynı sayısal mucizeleri taşıyan, insan elinden çıkmış bir kitap yok?
        4- Burada soruları soran benim, ancak gayrimüslim kadınlar ganimettir diye nerede geçiyor? Gidipte ateist forumlardan okumayın şunları gerçekten yapmayın ayıp ediyorsunuz ya.
        5- Yukarıda bahsettiğin, kızları yanına alma konusuna gelince.. O dönem Bedir Savaşından sonra birçok kız, kadın, yaşlısı genci ortada kalmıştır. Hz. muhafazid (s.a.v) onları arkasında bıraksa, onları zulme terk etse idi daha mı iyi olurdu? Buradaki anlam budur. Tabii siz ateistforumlardan okuyup oralardan beslendiğiniz için birer birer kayıp gidiyorsunuz ve en çokta buna üzülüyorum :/ Dostum tek taraflı beslenmeyin. Oradaki tartışma konusu olan ayetlerin hepsinin Sorularla islamiyet gibi sitelerde açıklaması var. Lütfen dostum, ben buradaki üzgünlükte samimiyim. islam'a sövdüğünde kendini modern sanan bir nesil yetişiyor, bu yanlış. Müslümanlarla islam'ı kötüleyenler var, bu yanlış. Ülkemizdeki müslümanların Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü sevmediği yönünde bir algı var, buda yanlış. Ben hem dindarım hem de Atatürk'ü canımdan çok seviyorum. Yani lütfen yapmayın dostum..
        ···
      3. 3.
        +1
        Yahu kardeşim benim ateist forumlardan okuyup durduğumu nereden çıkardın?
        iki taraflı beslen demişsin ben gayet dindar bir ailede yetiştim islamiyeti internetten öğrenmedim merak etme.Sadece sen okuyup araştırmıyorsun.

        1-)Senin dediğin o siteleri gayet de okuyorum merak etme güzel kardeşim benim.
        1-)O sitelerde de gayet açıkça yazıyor cenabı hak kuranda açıkça belirtmiş kafirler cennete giremiyor diye.Girip giremeyeceğini Allah bilir biliyoruz lakin inanmayanların cennete giremeyeceği net.
        2-)Yüz müslümanın yüzüde internetten okuyor kardeşim.Çay house var örneğin.Serkan aktaş ateistlerle gayet seviyeli tartışıyor.Ve o adamın verdiği örneklerin tıpa tıp benzerlerini ben başka insanlardan da dinledim.Ve gayet belirttiğim gibi olayla adı üstünde benzer sadece.Hepsini yansıtmıyor.
        Ve ben hala cevap bekliyorum neden sonsuza kadar işkence çekiyor bir insan. Allah biliyor diyorsun lakin neden o zman kuranda böyle demiş.

        3-) https://www.youtube.com/watch?v=YaNGvnULhmM
        4-)Benzetme tabiri caizse adeta ganimet.Ve evet birçok islami forumda ganimet kelimesi geçiyor.Cariye hukuku ile alakalı kitaplardan okuyorum güzel kardeşim benim.Bak hala ateist forum diyorsun.Cidden küçük görüp duruyorsun, canımı sıkıyor bu.
        4-)Allahın yarattığı düzene bak be kızlar ortada kalmasın diyeymişGit savaş ganimetleri elde et kızlar ortada kalmasın diye sahiplen bir güzelde ilişkiye gir kızlarla.Allah daha iyi bir düzen yaratamazmıydı?Empati kur abicim empati kur sen müslümansın tuzun kuru lakin bir gayrimüslim kızın yerine koy kendini.Svaş var diyelim bir kaleyi savunuyorsun doğal olarak çıkıp savaşırsın Müslüman olmamışsın çünkü dinin diyor ki dinden çıkarsan ebedi cehennemliksinçÇıkıp savaştın Müslümanlarla.Ve öldün ebedi cehennmliksin ve kız kardeşin kızın kim bilir hangi ihtiyarın kaçıncı cariyesi oluyor.Empatı kur empati
        5-)Kardeşim ben Atatürkü severim ve sayarım lakin hem dindarım hem Atatürkü severim demek inan bana inanılmaz bir çelişki ve ülkemizde atatürkü sevmeyen inanılmaz bie müslüman kltle var algı boşuna değil anlayacağın llakin burada onu tartışmayacağım.
        Kal sağlıcakla
        ···
      4. diğerleri 1
  15. 16.
    0
    Nick6 nı girdim
    ···
    1. 1.
      +2
      Amacım nick6 falan değildi ama sağolasın dostum, teşekkürler.
      ···
  16. 17.
    0
    Mucize de mucize bitmiyor arkadaş..

    Allah her şeyi ilmiyle kuşatmış ve birbir sayıp kaydetmiştir. (72/28)
    Rakamlanmış bir kitaptır o. Yakınlaştırılmış olanlar tanıklık eder ona! (83/20-21)

    Şeytan 88
    Melek 88
    Ceza 117
    Affedilmek 234 (2 katı kadar, göndermeyi anlayabiliyor musunuz?)
    Kötüler 3
    iyiler 6 (Yine öyle..)
    Cennet 78
    Cehennem 77
    (Kuran'da 7 cennet kapısı olduğu ifade edilirken, hadislerde 8 olduğu ifade edilmiştir. 1 ekgibte buraya göndermedir. En doğrusunu Allah bilir.)
    Resül 513
    Kuran'da ismi geçen resüllerin isimlerinin tekrar sayısı'da 513
    içki 6
    Sarhoşluk 6
    Zekat 32
    Bereket 32
    Şüphesiz Allah katında isa'nın durumu Adem\'in durumu gibidir. Onu topraktan yarattı ve sonra ona ol dedi. O da hemen oluverdi.(Ali imran Suresi 59. Ayet)
    Burada Hz. isa ile Hz. Adem'in aynı olduğuna dikkat çekilmiştir, ve aynı sayılarda geçmektedir.
    Hz. isa 25
    Hz. Adem 25
    Gün 365 (Miladi takvim gün sayısı)
    Gün (diğer türevleriyle) 354 (ki buda hicri takvime göre gün sayısı)
    Ay 12
    Günler (çoğul) 30
    Ay 27 (Ay'ın bir günde kendi etrafında dönmesi Dünya\'da 27 güne eşittir)
    DEFA GEÇMEKTEDiR.

    Kuran'da 6236 ayet, ve yüz binin üstünde kelime bulunmaktadır. Bunlar gibi kelime tekrarları eşsizdir. Ve bazıları bunun çölde yaşayan beşerin eseri olduğunu söylüyor, haşa.
    MADEM KURAN\'I YALANLIYORSUNUZ, BUNUN GiBi KELiME TEKRARLARI OLAN BiR KiTAPTA SiZ YAZIN DiYECEKTiM Ki, PARDON BUDA KURAN\'DA VARMIŞ.

    "Eğer kulumuz (muhafazid)a indirdiğimiz (Kur'ân)den şüphe içinde iseniz, haydi onun gibi bir sûre getirin, Allah'tan başka güvendiklerinizin hepsini çağırın; eğer samimi iseniz. Yok yapamadıysanız -ki asla yapamayacaksınız- o halde yakıtı insanlar ve taşlar olan, inkârcılar için hazırlanmış ateşten sakının." (Bakara 23,24)
    ···
  17. 18.
    +1 -1
    Var mı sözel mucizelerin yanında sayısal mucizelere de cevap verebilecek bir babayiğit?
    ···
    1. 1.
      +1
      nümeroloji
      ···
  18. 19.
    0
    tağutu da anlat
    ···
  19. 20.
    +2
    okumadım pampa ama şöyle bir şey söylemek istiyorum
    kuranı okumadan ateist olan ile ateist diye ona söven müslümanların hiç farkı yok
    aynı takun pembesi.
    ···
    1. 1.
      +1
      O kadar haklısın ki.. Müslüman kardeşlerimin çoğu cahil gerçekten. Ve cahil olduklarından ötürü diğer ideolojilere kolaylıkla saptırılabiliyorlar. Bu gençler geçtiği ideolojilerde de )bkz: ateizm, agnostisizm, deizm..) cahilliğini koruyorlar.
      Bu arada oku dostum. Emin ol 10 dakikanı ya alır ya almaz :')
      ···
    2. 2.
      +1
      okudum pampa bilgiler doğruysa mantıklı bir post bence.
      ···