0
1983 nisan aylarında sen evin önüne çıktığında kalbim duracak gibi olurdu koşarak dışarı fırlardım sen güler yüzüme bile bakmazdın ailen uyuduğunda elindeki lambayla camın önüne çıkar bana bakardın babamın sigaralarının olduğu poşetten bir dal alırdım, elinde lambalar karşılıklı duruşurduk ben sigramı içerken sen yüzüme bakardın karanlıkta bile güzeldin. bana arkadaşlarınla haber yolladığın zamanlarda, istediğimde vermezlerse kaçarmıştın bensiz yaşayamazmıştın ya hani? Hatırlarmısın bir zamanlar uzun siyah saçlarını rüzgar kara gözlerine atardı yüzüne geldiği için pek bir sinirlenirdin bana ne gülüyorsun be derdin ince topukların boylarımızı denk getirirdi sana sıkı sarılıp kokunu aldığımda bana kızardın yerden iki taş alıp yeşil hırkanın ceplerine koyardın akşam kafana fırlatıcam derdin ben yine gülerdim sonra sende yumuşayıp efsanevi gülüşünü belli etmeden pek bir utangaç yüzüme bir çare bakardın geç olmasın deyip beş dakika durup sen alt sokakları ben üst sokakları karıştıra karıştıra gelirdik evlerimize her perşembe benimle buluştuğun o sokağa sen evlendikten sonra birdaha uğramadım.