bundan 5 yıl önce yaşadığım inanılmaz

gibsen okumam bin

dıbına koyim bu nasıl bi hayal gücüdür

gibiş. evet beyler tamamen gerçek olan ikinci olayımla sizlerleyim yine. yine tek kelime abartı, yalan yoktur. daha önce okuyanlar bilir.

birincisi için (bkz: bundan 4 yıl önce yaşadığım inanılmaz).

evet başlıyorum...

akşam yine başlıyoruz çalıp söylemeye. bu sefer filiz bi farklı bakıyor bana. artık utangaçlığını atmış şarkılara eşlik ediyor. ben yine ona baka baka söylüyorum. o gazla biraya da öyle bi abanıyorum ki kafam iyice güzel oluyor. çalarken saçmalamaya başladığımı farkediyorum. parmaklar gitmiyor artık. dilim de dolaşmaya başlıyor derkeenn filiz'den o muhteşem davet geliyor "ya umut sanırım kötü oldun, sana bi kahve yapayım mı bizim terasta ne dersin?" "he diyorum olur, güzel olur, iyi olur"... milleti kumsalda bırakıp hemen kumsalın dibindeki evlerine gidiyoruz. ben terasa oturuyorum o da içeri gidip kahve yapıyor. bu arada kafamı masaya koymuşum ve uyuya kalmışım. filizin seslenmesiyle uyanıyorum "umuut kahvee". kafaı kadlırıyorum bana gülümsüyor. kahveyi içiyorum. zehir gibi. ulan kafamız güzel de bu kadar sert yapılmaz ki be arkadaş. sonra muhabbete başlıyoruz. derken saat geç oluyor ben "filiz telefon numaranı versen, ararım ben seni, msj falan da çekerim" diyorum. veriyor... oynaya oynaya kumsala geri dönüp gitarı alıyorum ve eve gidiyorum...

görür görmez sövdüm bin destan yazmışın.

hala gibemedi züt lalesi hadi gib artık

eve gider gitmez hemen msj döşeniyorum "çok güzel bi geceydi. iyi ki tanıştık seninle" diyorum. anında cevap geliyor. "bence de çok güzeldi, sabah görüşürüz" diyor. lan diyorum soğuk msj. nolii amk? neyse ertesi gün kumsala gider gitmez havlumu filizin yanına atıyorum uzanıyorum. başlıyoruz muhabbete. iyiiice kaynaşıyoruz. denize birlikte giriyoruz, tavla oynuyoruz(yendi beni). bu arada arkadaşlar da "ooo kanka iyisin haa, ayarladın cillop gibi kızı" diye takılıyorlar. ben de içimden "nasip" diyorum "nasip"...

beyler binin geçen hikayedeki ismi sercan dı şimdi umut forvetlerden gidiyo , bi dahaki hikayedeki ismi guiza beyler

@1 adam teyyo emmi beyler

Utanmasa doğduğu günden başlayacak anlatmaya.

akşam filizle mslaşıyoruz. bana gelsene diyorum, terasta oturur bişeyler içeriz. sonra da çocukların yanına gideriz. tamam diyor. ben hemen hazırlanıyorum. en güzel parfümler, jöleler vs... aramızda 4-5 sokak var sadece. arıyor ben geliyorum diye. hemen çıkıyorum kapıya geliyor. öpüyorum yanağından. misss gibi kokuyor canım benim. oturuyoruz. ne içersin diyorum bira varsa alırım diyor. hemen kapıyorum içerden biraları. 1,2,3,4 derken biraların anasını gibiyoruz. kafalar da hafiften çakırlaşmaya başlıyor. ben "aa sen benim çocukluk fotoğraflarımı gördün müü" bahanesiyle kalkıp terasta ikili koltukta yanına oturuyorum. iyice temas başlıyor. eller birbirine değmeye başlıyor, kokusu iyice delirtiyor beni. bu şekildeyken bana doğru dönüyor konuşmak için, artık dayanamıyorum yapışıyorum dudaklarına. itiraz yok. hayvan gibi öpüşmeye başlıyoruz. iyice kavrıyorum belini. uzuun uzun öpüştükten sonra. birden kalkıyor "ben bi bira daha içicem, sen de ister misin" diyor. ben de "isterim canım" diyorum... içeri gidiyor...

@22 sercan benim ismim değil lan muallak * gibtiğim kızla tanışmamı sağlayan arkadaşın ismi dıbına koyim. iyi oku hikayeyi...

amk bu kadar yazı da okunmaz kı

Bambaşka bir şehir var arka sokaklarda
Hüzünler mutluklar yaşanır bir arada
Bambaşka bir hayat var arka sokaklarda
Suçun ortasında artıkta bekleyenin
Gözleri yolda

Ömrün geçer şehrin sokaklarında
Gecesi gündüzü siner bir ormana
Küçük bir çocuk selam verince sana
Çektiğin zorluklar kaybolur o anda

http://www.incicaps.com/images/greath-1281822287.jpg

... bu fırsat kaçmaz deyip hemen ben de giriyorum içeri. dolaptan almış birayı bardağa koyarken arkadan sarılıyorum. bana doğru dönüyor. yine öpüşmeye başlıyoruz. hemen terasın kapısını kapatıyorum. alt kattaki çekyata geçiyoruz. romantik öpüşmeden erotik öpüşmeye geçiyoruz. sonra ben göğüsleri avuçlamaya başlıyorum. yan yana otururken belim ağrıyor yamuk durmaktan. kucağıma gelsene diyorum. bu arada alet balta sapı gibi oluyor. altımdaki incecik şort zaten. fırlayıverecek nerdeyse. göğüsleri avuçlarken badisini üstünden göğsünü çıkartıp yalamaya başlıyorum. ve anlıyorum ki göğüsler tahmin ettiğim kadar büyük değil. dolgu sütyen :( kaldırıyorum üstümden çekyata yatırıyorum. tam şortunu çıkartıcam dur diyor. neden diyorum. bugün yapmayalım diyor. peki diyorum. ama öpüşmeye devam ediyoruz. bu arada elini benim alete atıyor. sıvazlamaya başlıyor. aha diyorum güzell... ben çekyata oturuyorum. o da çekyata çıkıyor dizlerinin üstünde. önüme eğilip şortumu önünü açıyor...

gibtin bitti

gece ilerledikçe muhabbet harlanıyor. en sonunda yoruluyorum. zaten saat de 4 oluyor. millet yavaş yavaş dökülüyor evlere. o gece vedalaşıp ayrılıyoruz. ertesi gün yine kumsalda bütün gün beraber takılıyoruz. bu arada filiz mayokini giyiyor. bir vücut var beyler. süt gibi. beden eğitimi bölümünde okuduğu için 1 gram yağ yok. sahile bir geliyor bütün gözler onda. e tabi benimkiler de... neyse yine akşam için plan yapılıyor. plan yine aynı. ama bu sefer kızlar ısrar ediyor kumsalda içelim, çalalım söyleyelim diye... ben de itiraz etmiyorum. işime geliyor. abazalarla dolaşmaktansa kumsalda kızın gözlerine baka baka şarkı söylerim daha iyi...

andersenden masallar amk

ses verin beyler. kendi kendime anlatmayayım...