-
1.
+2O zamanlar 10 yaşında falandım herhalde. Ailemizin maddi durumu hiç iyi değildi. babam maden ocağında çalışıyordu annem de imkan buldukça evlere temizliği falan gidiyordu. Benimse tek eğlencem oyuncak almaya paramız yetmediği için babamın yaptığı tahtadan arabalardı. Her ne kadar diğer Oyuncakları tutmasa da babamın özenerek ve büyük emek sarf ederek yaptığı bu aletler yalnızlığımın tek vazgeçilmez dostlarıydı. Ama o zamanlardaki her çoçuk gibi benimde canım başka oyuncaklar havalı süslü Arabalar ve rengarenk yapbozlar istiyordu. kocaman bir tatili bu oyuncaklarla geçirmek canımı sıkmıştı. Okulların başlamasına bir hafta kala annemle defter kalem almak için kırtasiyeye gittik. Annem kırtasiyedeki adama alınacakları söylerken benim gözüm köşede duran kocaman kırmızı arabaya ilişti. Şimdiye kadar hiç bu kadar büyük bi araba görmemiştim. Ona bakmak bile bana yaşanması tarif edilmez zevkler yaşatmıştı. Bi an ona sahip olmak için içimde büyük bir istek doğdu. Hemen annemi dürtüp o arabayı almak istediğimi söyledim.
- 2.
-
3.
0snickers muamelesi yapmak istemiyorum
-
4.
0Yaşasın Marksizm!
-
5.
0Sonra ferarisini satan bilge mi oldun aq
-
6.
+1Annem ise o arabanın çok pahalı olduğu paramızın yetmeyeceğini söyledi. Ama benim aklıma takılmıştı bir kere. Banane almak istiyorum deyip ağlamaya başladım. Annem bana çok pahalı olduğu anlatıp başka oyuncaklarla aklımı çekmeye çalışıyor ben ise bir yandan ağlayıp zırlıyor bir yandan da Avazım çıktığı kadar onu istiyorum diye bağırıyordum. Sonunda annem beni ikna edemeyeceğini anladı ve bana bi teklif sundu. O zaman sana bi kumbara alalım sen de paralarını bu kumbaraya at biriktir çok paran olunca bu oyuncağı sana alırız dedi. Ben çocuk aklımla buna kandım ve ağlamayı kestim. Şimdi ikimizde mutlu olmuştuk. Okul malzemelerini alıp eve doğru yola koyulduk.
-
7.
+1Ben mutluluktan ne yapacağımı bilmiyor. Bir o yana bir bu yana koşuyor kendimi arabayı sürerken hayal ediyordum. Eve geldiğimizde kumbara almadığımızı fark ettim ve anneme söyleyip ağlamaya başladım. Annen se sakinliğini korudu aldık oğlum gel bak dedi. Bense kumbara almadığımızı emindim. Daha soru sormaya fırsat bulamadan annem yatağıma tatlı bir öpücük kondurdu ve yanına çağırdı. Hüzün ve heyecanla karışık bir duyguyla yanına gittim. Annem poşetten bi kaç renkli karton çıkardı ve kesmeye başladı. Bense bu karton karışık nasıl bi kumbaraya dönüşeceği merakıyla annemi seyre koyuldum. Annem kartonları kesip yapıştırarak küp şeklinde bir kutu yaptı üstüne de kırmızı bir araba çizdi ve elime tutuşturdu. Bende bu yaz beni en mutlu eden nesnenin titizliğiyle kutuyu elime aldım tam o sırada kapı açıldı. Babamın geldiğini anladım ve kapıya koştu.
-
8.
+1Babama bu gün yaşadıklarımızı anlattım ve bu dönem bitene kadar arabayı almak istediğimi söyledim. Babam bütün yorgunluğuna rağmen heyecanıma ortak oldu. Elinden geldiğince yardım edeceğini söyledi. Yemekten sonra kumbaramı aldım ve büyük bir özenle yatağımın altına yerleştirdim. O gece uyurken kırmızı arabanın hayali karanlığımı süsledi.
-
9.
0
-
10.
+1Derken okul başladı ve ben elime geçen her parayı kumbarama koydum. Ama babam sözünde durmadı ne zaman para istesem maaşını almadığını söylüyor elim boş geri Çeviriyordu. üstelik artık eve de geç geliyordu. anneme para almak umuduyla babamın niye bu kadar geç geldiğini sorduğumda kahvelerin oğlum falan deyip geçiştiryordu. Bende elim açık babamı beklerken uyayakalıyordum. Günler böyle geçip gidiyordu. Dönemin bitmesine az kalmıştı ve benim kumbaraya attığım paralar arabanın yarısını almaya bile yetmezdi. Babama bu davranışından dolayı için için kızıyordum hatta neredeyse ondan nefret etmeye başlayacaktı. Sonunda dönem bitti ve okulun Son Günü gelip çattı. Benim için çok kötü bir gündü karnem güzeldi aslında hatta sınıfta üçüncü falanda o zamanlar ama bunlar beni mutlu etmeye yetmiyorsa. istediğim arabayı almamıştım ve bunun gerginliği üzerimdeydi. Sabah zorla kalktım ve okula gittim. Okulda herkes de bi tatil mutluluğu vardı bense bütün gün sessizce sırada oturdum. Karneler dağıtılınca istemeye istemeye eve gitmeye başladım. Yolda babama karşı sinirim iyice arttı. Benim için dünyadaki en kötü adanmış gibi geliyordu artık. Büyüyünce asla onun gibi olmayacaktım. Bu düşüncelerle eve ulaştım içeri girdiğimde annem gülümseyen bir yüz ifadesiyle beni bekliyordu. Bense çok sinirliyim ve hiç konuşacak hamam yoktu. Hele bir de babamın evde olduğunu görünce kan beynime sıçradı. Bütün günler eve geç gelen adam bu mutsuz günümde evde ne arıyordu.
-
11.
+1Sonra babam elimde karneyi getir bakalım oğlum karnene hediyeni hak etmiş misin dedi. O AN daha fazla dayanamadım ve karneyi yırtıp bağırmaya başladım. istemiyorum senin hediyeni sen bana verdiğin sözü neden tutmadın sen çok yalancı birisin bu hayatta gördüğüm en kötü adamsın diye bağırarak babama hakaretler yağdırmaya başladım. Babamsa sessizliğini koyuyordu. Sonra seri bir hamleyle kumbaramı yatağın altından aldım ve al paranı da başına çal diye bağırarak duvara fırlattı. Zaten çok sağlam olmayan kutu parçalandı ve içindeki paralar etrafa satıldı ama o yerde benim koyduğum paralardan çok daha fazlası vardı hatta belki arabayı almama bile yeterdi. Sonra bakışlarımı yerdeki paralardan babama çevirdim. Oturduğu yerden bana gülümsüyordu. Gözlerinde iyi kalpli insanlara has bi parlaklık vardı. O zaman kumbaraya paraları babamın koyduğunu anladım ve ne yapacağımı şaşırdım. Ben ne yapmıştım az önce belki de dünyanın en fedakâr addıbına olmadık yere bağırmış bir sürü hakaret etmiştim ama o hala bana gülümsüyordu. Bir süre öyle sessiz kaldım sonra o çocuksu kalbim buna daha fazla dayanamadı ve hıçkırıklara boğuldum. Koştum babama sarıldım oda beni sıkıca sardı. Ben hala ağlıyordum ama daha önce hiç tanık olmadığım bir ağlamayı sanki her göz yaşımda birlikte kalbimden bir parça kopuyordu. Babamsa o güzel insan beni teselli etmeye çalışıyordu. O gün hiç anlamadığım kadar ağladım ama ilerde daha fazla göz yaşı döneceğim gibi görünüyordu.
-
12.
+4O gün öylece geçti ben hala nasıl davranacağımı kestiremiyordum. Evet belki çocuktum ama babam hakında düşündüğüm onca şey içimde tarif edilmez bir utanma ve pişmanlık duygusu uyandırmıştı. O gün babama yaptıklarım için hüzünlü araba alacağımız için mutlu bir şekilde yatağa girdim ama bir türlü uyuyamıyordum. babama söylediklerim geliyordu aklıma. Sonra içerden annemle babamın sesleri gelmeye başladı. Uyuduğumu düşünüyorlardı herhalde. Hemen yataktan kalktım ve kulağımı kapıya dayayıp dinlemeye başladım. Babam anneme bu gün doktora gittiğini söyledi annem de heyecanla doktorun ne dediğini sordu. Babam astımının azdığını bundan kurtulması için bi cihaz alması gerektiğini söyledi ve ekledi anlaşılan oğlana hediye almak için gittiğim mesayi işine bir süre daha devam etmem gerekecek. Annem sert bir şekilde karşı çıktı yapma bey zaten o yüzden yakalandın bu belaya o maden ocağına gidip de kendini iyice mahvetme. O sol yanında tarif edilmez bir acı hissettim babam benim yüzümden mi hastalanmıştı yani.
-
13.
+3Çocukluk dürtüsüyle kumbaramdan çıkan paraları aldım sessizce babamların yanına gittim ve avcumun içinde göz yaşlarımla ıslanmış paraları hatamı telafi etmek istercesine babama uzattım. Bu paralarla iyileştirir mi doktor seni dedim babama. Babam bi An öylece yüzüme baktı sadece sonra gülümseyerek benim düşünceli yardımsever oğlum o parayı sana araba almak için kazandım ben biraz daha çalışır kendime ilaç alırım sen şimdi bunu düşünme git güzelce uykun u al yarında beraber arabanı alırız dedi. Beni kucağına aldı yatağıma kadar zütürdü. Sonra başımı okşadı ben de sulu gözlerle baba sen hiç gitme hep yanımda kal olur mu dedim. Bana döndü ve gülümseyerek SÖZ oğlum ben hep yanında olacağım.
-
14.
-2öldü mü sonra
-
15.
+3Ertesi gün hep birlikte kırmızı arabayı almaya gittik. O gün hayatımın en mutlu günüydü babam yanımdaydı annem yanımdaydı dahası aylardır hayalini kurduğum arabayı artık benimde. Eve gittik akşama kadar arabayla oynadım. Öylece tatilin bir Haftası geçti. Bir gün öğle saatlerine doğru telefon çaldı. Annem telefonu açtı birkaç soru cevabın ardından yüzünde sanki sanki ızdırap çekiyormuş gibi bir ifade oluştu ani bir çığlık attı ve yere yığıldı. Sesi duyan komşular hemen geldiler. Bense olayın şokuyla olduğum yerde kalakalmıştım. Komşular kolonya falan sürerek annemi Ayıltmaya çalıştılar. Annem kendine gelince bir süre öylece kaldı ben hala olduğum yerse duruyorum. Sonra annem aniden yüzünü bana çevirdi. Yüzünde acıma ve hüzün ifadeleri okunuyordu. Yavaşça ağzını açtı ama konuşmak istemediği her halinden belliydi. Kendisine bakam meraklı ve endişeli gözlerin arasında ö ö ö ölmüş diyebildi sadece. Sonra hıçkırıklara boğuldu. Ağlama sesleri bütün mahallede yankılanıyordu. Bir kadının düşebileceği en acınası en zavallı duruma düşmüştü. Ben hala olduğum yerdeyim.
-
16.
0kanka kusura bakmada salakmışsın yani çocukluktan gelen bir şey yapacak bir şey yok
-
17.
+5Evet babam ölmüştü ama ne astımı sebep olmuştu buna ne de ben. belki gerekli kontrolü yapmayan devlet belki de güvenlik önlemi almayan şirket yüzünden ölmüştü babam. Göçükte kalarak ölmüştü babam. O günden sonra bir daha hiç oynamadım kırmızı arabayla. Ama hep sakladım onu. Şimdilerde bile yanımda. Ne zaman görsen "baba" nın ne demek olduğunu gelir aklıma gözümden iki damla yaş sürülür yanaklarıma doğru. Ama hala kırgınım babama sözünü tutmadığı için hani hep yanımda olacaktır. Afet beni baba ben büyüdüm ama senin gibi olamadım...
Soma'da ölen kahramanlarımızın anısına
Unutursak kalbimiz kurusun
Not: sözlük için yazılmıştır -
18.
0ağlattın dıbına koyim ya