/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +3
    Bir gece kulübünün elemanlarından biriydi sadece. Çok sakin hayat sürer gündüzleri üniversitesinde eğitimini alır geceleri de geçimi için çalışırdı. Hayatı boyunca tek kavgaya dahi girmemişti, o kadar saf takılırdı. Hiçbir bağımlılığı da yoktu, onca maddenin teminini sağlamasına rağmen. Hayatı o kadar monotonlaşmıştı ki artık değişik eğlenceler aramaya başladı. ilk önce okulunun satranç kulübüne girmiş, bir günden fazla dayanamamıştı. Aşçılık kursuna yazılmış, verdiği kapora çöp olmuştu. Diğer insanlar gibi değildi, her şeyin farkında ancak hiçbir şeyden zevk almayan tiplerdendi. Çabuk heveslenir ve çabuk sıkılırdı. Çalıştığı yerde tüm kızların dikkatini çekmesine rağmen kimseyle muhattap olmadan işini yapardı. En sonunda kafasına dank etti ve diğer insanlar gibi sadece keyfine bakacaktı, zaten son senesiydi bu şehirdeki. Bir daha nerde karşılaşabilirdi ki burada bir şeyler yaşadıkları ile. Aklına yatırdığı ve mantığına sığdırdığı bu fikirler ile işyerine gitmek için minibüse bindi. Cebinde 5 lira parası vardı. Maaşını hala yatırmamıştı üstten bakan ve çalışanlarına eziyet etmekten başka işe yaramayan patronu. Gece kulübüne vardı ve bodyguardlara selam verip içeri girecekti ki birisi...
    ···
  2. 2.
    +1
    “Hey genç bi baksana ” diye seslendi. Arkasını döndü ve o çok sevdiği (!) üvey abisini gördü. Buraya niye gelmişti ki ? Hani benle bir daha konuşmicaktı? Aramayacak sormayacaktı hani beni ? Sorularına cevap bulmak için abisine sert bir dil ve yüksek bir ton ile ; “Ne işin var burada?” diyiverdi. Abisi ise pişmiş kelle gibi gülüyor ve sadece ağzından şu kelimeler dökülüyordu; “Sana ihtiyacım var.” Menfaatinden başka bir şeyi düşünmediğini bildiği abisinin kulağına ; “Seni kendim kadar iyi tanıyorum. Seni burada öldürmeden defol git buradan” dedi. Abisi ise; “ister kov ister öldür beni bi dinle sonra ne yaparsan yap” dedi. Ve yönetmen “bu günlük bu kadar yeter arkadaşlar” dedi.
    ···
  3. 3.
    +1
    Bu senaryoyu çok beğenerek baş rolde oynayan Esmer güzeli Buket ise bütün yorgunluğu gidermek için evine doğru yola çıktı. Yolda giderken aklında bugün setten erken ayrılan eski ev arkadaşı vardı. Defalarca aramasına rağmen bir mesaj ile bile geri dönüş yapmamıştı can kardeşim dediği Esma. Esmadan sonra tek başına yaşayan ve ponçik bir kedisi hariç kimsesi olmayan bu hayatında, profesyonel oyunculuk hayalinden başka bir hayali de yoktu. O hayali bu dayanılmaz hayat da onu ayakta tutuyor ve yaşama sevinci katıyordu. O yüzden o dayanılmaz, kendisini kısa film prosu sanan, eskiden çok sevdiği ancak artık nefret ettiği arkadaşının filminde oynamayı sözde çok isteyerek kabul etmişti. Ara ara kendiyle de çelişiyordu Buket. Yolculuğu bitip eve geldiğinde evinin kapısını açık gördü oysa ki sabah çıkarken 2-3 defa kitlediğine emindi. Tereddüt etse de kapıyı yavaşça aralayıp içeri doğru adımlar attı. Salon dediği 25 metrekarelik odasının ışığı yanıyordu. Dış kapıyı açık bırakarak odaya doğru yavaş adımlar attı.
    ···
  4. 4.
    +1
    Ayakkabılığının yanından geçerken eline demirden olan keratasını aldı. Çantasını yavaşça duvar dibine bıraktı ağırlık yapmasın kolay kaçabileyim diye. Odaya girdi ve hiç beklemediği kişileri karşısında gördü. Esma ve az evvel set de beraber olduğu tüm arkadaşları küçücük odaya sıkışmışlardı adeta. Buket’in kahvaltı için kullandığı ve koltuklarından birkaç santim uzun olan masasının üzerinde büyükçe bir pasta ve küçücük bir not vardı. Şok içerisindeydi ve tüm arkadaşlarını takmayarak notu eline aldı ve okudu. “Uyan artık kızım. Okula geç kalacaksın.” Ve annesinin onca itip kalkmasına uyanmayan Buket o küçücük notun etkisi ile uyanmıştı.“Tamam anne kalktım” dedi dünden kalan kısık sesiyle. Annesi ise “Kahvaltı hazır elini yüzünü yıka hadi işim var seni bekleyemem” diyerek cevap verdi. Oflaya puflaya yataktan kalkan Buket içinden sandığı ancak sesli bir şekilde “Bu kadına da babam iyi dayanıyor ya” dedi. Annesi bunu duydu tabi ki de. Daha uykusundan yeni uyanmış olan Buket ise hiç beklemediği bir terlik darbesi ile biraz sersemleyip biraz sitem ederek elini yüzünü yıkamak için banyoya gitti. Banyoya girdi ve sanki bir şeylerin yerleri değişmişti.
    ···
  5. 5.
    +1
    Musluğu açtı ve ve kırmızı gözlere sahip bir kişi gördü. Korkudan çığlık atmak yerine kafasını tekrardan suya daldırdı. Alarm sesi ile kabusunun bittiğini sanarak “o kadar güzel rüyadan sonra bu kabusta neyin nesi” diyerekten hayretler ve şoklar içerisinde yatakta bir sağa bir sola dönmeye başladı. Babası başına gelmişti Buket’in. Babası Buket’e “Unuttun galiba küçük kızım. Bugün tiyatro gösterin var” dedi. Buket yataktan fırlayarak “O bu-bugün müydü?” diyerek tuvalete koştu. Kahvaltı masasına o kadar aceleyle gelmişti ki “Anne ben çıkıyorum” dediği an annesi arkasını dönüp görmese pijamalar ile gidecekti okula. Annesi her vakit yaptığı gibi imalı bir ağız ilen “Prensesim benim be. Saç baş incin ve üzerinde pijamalar ile bile çok tatlı yav. Ne güzel çocuk vermişim sana gör Aykut” dedi. Babası kafasını sallayıp annesini onaylayıp Buket’e doğru bakıp gülmeye başladı hanımı ile birlikte. Buket odasına çıktı. Üzerine uyumsuz bir kıyafet kombini seçti ve alelacele aşağıya indi. Baba “Hadi geç kaldım çabuk bitir şu çayını” dedi. Babası ile “Bu kahve kızım, fincanın içi gözüküyor da annen gibi sana ay eseri vurdu galiba” diyip bıyık altı güldü. Annesinin babasına olan sert bakışlarını gören Buket’in bile sıcakkanlılığı o bakışlar ile buz tutmuştu ve kıvrak zekasını konuşturan Buket “Ben seni dışarda bekliyorum babacım benim” diyip (Babasına 2 nolu bakışı attı yani “Annemin felaketinden kaç kurtar kendini” demekti bu ) babası olaybiı anlayıp “Kızım dur bende senle çıkayım” diyip trip ve atardan kendini kurtaramadı ancak erteleme tekniğini kullandı. Annesi de olayı anlayıp “Akşam yemeğinde görüşürüz bey” diye seslendi arkalarından.
    ···
  6. 6.
    +1
    Yola koyuldu Buket ve Aykut Bey. Okula tam vaktinde vardılar ancak vardıklarında kimsecikler gelmemişti daha. Dün gece saatlerin bir saat geri alındığını ve onların bunu unutup erken geldiklerini oturup bir saat beklediklerinde anladılar. Tiyatro sahnesi önceden düzenlenmişti birkaç ufak tefek şey kalmıştı. Buket tiyatronun başrolüydü. Haliyle en çok replik ondaydı. Heyecandan yerinde duramayan Buket, en son sahneye arkadan zorla iten arkadaşları ile heyecanını bastırmıştı. içinden arkadaşlarına sövüyor aynı zamanda sahnelerini hakkıyla yerine getiriyordu. Tiyatro bitmiş ve seyirciler yavaş yavaş salonu terk etmeye başlamışlardı. Buket ter içinde kalmış ve babasını arayıp “Gelip beni alır mısın? Kan ter içinde kaldım bu şekilde dışarı çıkarsam kesin yarın hasta olurum” dedi. Babası “Okulun önündeyim zaten çık hadi” dedi. Dışarıda bekleyen hayran kitlesi Buket’in çıktığını görünce alkışlar ve övgüler sel kıyamet olmuştu. Bu hali ile saygıdan da olsa daha fazla duramayıp arabalarına doğru hızlı adımlar ile gitmeye başladı. Hiç beklenmeyecek şekilde ters yönden gelen bir arabanın çarpması ile Buket yere düştüğünü hatırladı. Ayağa kalkması gerektiğini düşünerekten biraz kendini zorladı ve gözünü bir hastane odasında açtı. Kafasını kaldırmaya gücü yetmiyordu. En sonunda biraz gücünü topladı ve kafasını kaldırıp karşı tarafa doğru baktı. Annesi ve babasının boynuna yatmış, babası da kafasını annesinin kafasına yaslamış şekilde uyuyorlardı. Annesi ve babası ile arasında camdan bir duvar vardı sanki. Bulunduğunun odanın kapısı açıldı aniden. içeriye doktor girmişti sanki ancak o daha fazla dayanamayıp gözlerini kapatmıştı.
    ···
  7. 7.
    0
    Buket’e göre çok geçmeden gözlerini tekrar açtı. Koskocaman bir ağacın altındaydı. Yanında yanan ateşin yüzüne vurması ile gözlerini açmıştı. Ateşin başında ki eşi çok masumane bakış ile “Yeşillik sana yaradı. Toprak tüm enerjini çekti sanki canım hatunum beni” dedi. Hatunum lafı Buket’in çok hoşuna gidiyordu. “Galiba haklısın koca beyciğim” diyerekten karşılık verdi. Kısa süreli bir gülüşme sonunda koşarak kızları geliyordu uzaktan. Arkasından da yavaş adımlar ile ağlayarak gelen elinde büyükçe bir makas bulunan annesi geliyordu Buket’in. Çocuğu çok mutlu gelirken annem niye ağlıyor acaba diye düşünmeye başladı. Çocuğu Buket’e yaklaştı yaklaştı. 1 metre kadar mesafe kaldığında Buket ayağa kalkmak istedi ancak olmadı, kalkamadı. Çocuğu geldiği yöne doğru hızlıca ağlayarak koşmaya başladı, kocası da çocuğun peşinden koşuyordu. Annesi ise adımlarını hızlandırmıştı. Koskocaman o bahçıvan makasını nerden bulmuştu acaba annesi? Buket en sonunda annesine hürmeten kalkmak isterken tekrardan kalkamadı sanki olduğu yere sabitlenmişti. Birkaç kez daha denedi ancak olmadı, kalkamadı. En sonunda annesi Buket’in dibine kadar girmişti. Gözleri sel olmuştu sanki annesinin...
    ···
  8. 8.
    0
    Annesini öyle görünce Buket'in gözleri de yaş dökmeye başladı. Olanlara hala anlam veremeyen Buket annesinin makası açıp ona doğru hamle yaptığını ve tüm saçlarının annesi tarafından kesildiğini gördü. Artık herkes gitmiş, her şey bitmişti. Buket’in gül bahçesi kapkaranlık bir yere dönmüştü bir anda. Buket’in kulağına ise ince bir ses ulaşmıştı. Ve gitmiyordu bu ses. Buket o odasının 1 yıldır gül kokmasını sağladı. Artık ise odayı buket buket papatya kokusu sarmıştı.
    ···
  9. 9.
    0
    Not PART 1
    Buket bir üniversite okuyamamıştır. Üniversite hayali ile yanıp tutuşmuştur. Annesi çalışma izni de vermemişti Buket’e ve Buket özünde iyi, temiz olsa da çılgınlığı hat safhada olduğu için madde sağlama işini yaptığını sanmıştı. Kocası ile evlendikleri vakit de çok sıkıntılar çekmiştir. Bu sıkıntılı dönemde çalışmak zorunda kalan Buket, patronu tarafından taciz ediliyordu. O vakit bunalımlara girdiği sırada hiç sevmediği üvey abisi de onu baskı altına almıştı. Buket en sonunda dayanamayıp önce abisini ertesi gün sabah vakti patronunu öldürmüştü. Hapishanedeki en yakın arkadaşı Esma idi. Hapishanede güçlü ablalar vardı ve Buket’in patronunun eşi Buket’ten intikam almak istiyordu. Esma da hapishanedeki güçlü ablaların arkasına sığınıp Buket eziyet görürken Buket’in yardım çağrılarına kulak asmamıştı. Buket ablaların zorla yaşattığı iğrenç anıların üzerine gardiyanların baskısına uğramış hatta baş gardiyan onunla film dahi çekmeye tenezzül etmişti. En sonunda dayanamayıp hücre cezası almayı başarmıştı. Yanına ufak bir çanta almıştı sadece. Uzun vadeli hücre cezası almayı başarmıştı sonuçta. Hücre de kafayı biraz da. olsa kaçırmış hayali arkadaşları olmuştu. Tüm bu olanlara kocası tepkisiz kalmıştı. En son bir gün hücredeyken annesinin ziyareti geldiği için uzun zaman sonra hücreden çıkmıştı Buket.
    ···
  10. 10.
    +1
    Not PART 2
    Buket her gün bağırıp çağırıyordu hücresinde. Ve annesini gördüğü vakit sesi nerdeyse hiç yoktu. Buket kafayı öyle bir yemişti ki her gün okula gidiyorum diye hücre içinde turlar atıyordu. Babasını da erken yaşta kaybeden Buket baba ve aile özlemi ile ilgili rüyalar ile uyanıp duruyordu. Uzun vakit sonra hücreden çıkan ve temizlenmek için banyoya gittiğinde tekrardan o baş gardiyan ile karşılaşmış ve tecavüze uğramıştı. Buket’in akli dengesi hepten kaybolmuştu. Hücresine geri döndüğünde hayatı bir tiyatro sahnesine benzetiyordu. Sadece roller vardır. Ben hep figüran oldum diyip kendini daha da harap ediyordu. En son bir gün bir yerden demir bir tel eline geçmişti. Patronunun eşi kendini asar bu diyerek istekli verdirtmişti oradaki baş gardiyana. Buket’in akli dengesi gitse de gene de intihar vicdanına sığmıyordu onca yaşadığı şeylere rağmen. Küçük robotunu çocuğu sanıyor ve robotu bozuk olduğundan bir yere kadar gelip bir yerden sonra geri döndüğü için de çocuğunun dahi onu bıraktığını düşünüyordu. Annesi bir kere daha ziyaretine gelmişti Buket’in. Kötü sözler söyleyip gitmişti. Buket nerden bilebilirdi ki patronunun eşinin annesine para teklifi sonucu moralini bozup annesinin kendini kurtarmayı düşüneceğini. Kocası destek değildi, annesi destek değildi, babası derseniz o hiç yok zaten. Annesi tüm planı onaylamıştı. Buket kendini asacak bizlik bir şey kalmayacak diye kandırmıştı patronun karısı. Annesinin de işine gelmişti bir deliden kurtulup paraya boğulmak. Beline kadar uzanan, parlaklığı ile kapkaranlık yeri bir gökyüzüne çeviriyordu adeta Buket. En son bir gün sabah babasının “Hadi çık gel” sözü ile uyandı. Babasının yanına gitmesi gerektiğine inandı sakladığı o demir teli çıkardı ve kendini kapının parmaklıklarına astı.
    ···